Marko Guduric: EuroLeague’in Namağlubu, Fenerbahçe’de Neleri Değiştirdi?

04/Şub/21 08:50 Şubat 4, 2021

admin69

04/Şub/21 08:50

Eurohoops.net

An itibarıyla Turkish Airlines EuroLeague’de henüz yenilgi yüzü görmeyen Marko Guduric’in Fenerbahçe’ye kattıklarını Eurohoops Fırın değerlendirdi.

By Semih Altınbaş / info@eurohoops.net

Bu yazının tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

Sezon ortası transferleri…

Genellikle mantıklı çerçevelere oturtulabilecek argümanlarla belli başlı önyargıların hedefinde olurlar. Turkish Airlines EuroLeague’de mücadele eden Fenerbahçe Beko’nun bu dönemde aldığı oyuncuların da (hatta yaz sezonunda aldıklarının da) çok önemli bir kısmı bu tarz tepkiler çekti.

Yaz döneminde ve üst üste ağır mağlubiyetlerin alındığı dönemde takımın üstüne “EuroCup takımı” gibi yakıştırmalarla gidildiği de oldu. Eleştirmek denen faaliyetin hele ki taraftarlar çerçevesinde mantıksal düzleme oturtulduğu kadar duygusal temellerden de beslendiği bir gerçek.

Sadece taraftarlar da değil, bu işin profesyonellerinin de “ben her zaman mantığımla hareket ediyorum” demek gibi bir imkanı yok çünkü bu zaten bir yere kadar mümkün olabiliyor.

Bu nedenle de yapılan eleştirilerin çok büyük çoğunluğu bünyesinde ne kadar mantık taşıyorsa, belli düzeyde de his taşıyor.

Marko Guduric‘in Fenerbahçe‘ye transferi de bu şekilde değerlendirilebilecek bir hamleydi. Çok kötü giden bir takımda neleri değiştirebileceği soru işareti mantık kısmına, Avrupa’dan ayrıldığı gibi dönüp dönemeyeceği üzerine tahmine dayalı yorumlar ise sezgi kısmına dayanıyordu.

Guduric hamlesi bu tarz kafa karışıklıklarına sebebiyet verebilecek bir transfer olarak geldi ve EuroLeague’de çıktığı 8 maçın tamamının kazanılmasında çok büyük bir pay sahibi oldu. Takımı baştan ayağa değiştiren etkenlerin en önemlileri arasına adını yazdırdı.

Eurohoops Fırın olarak da Sırbistanlı yıldızın Fenerbahçe’de yaşanan değişimdeki payını değerlendirmeye karar verdik.

Yepyeni, Kaliteli Bir Yönetici

Bundan 2 ay önce Fenerbahçe Beko’nun durumunu hemen hepimiz hatırlıyoruz. Nando De Colo’nun sırtına binen yükten geldiği hal ve Alex Perez transferinin geldiği gibi yaşayıp yaşattığı talihsizlik, Lorenzo Brown’ın rolünün bir türlü kendisine uygun bir profile oturtulamamasıyla sergilediği performansların yetersizliği gibi çok fazla olumsuzluk söz konusuydu.

Topu elinde tutacak oyuncunun yarı sahada karar vericiliğinin tutarlı olması Fenerbahçe‘nin en ihtiyaç duyduğu özelliklerden biriydi. Bunun fiziksel olarak rakiplerine üstünlük sağlayabilen ve çembere gitme noktasında işleri kolaylaştırıp aynı zamanda topu elinde tutmadığı anları da iyi değerlendirebilecek bir oyuncuyla sağlanması herhalde sezonun gidişatını tam tersine çevirmek adına yapılacak en iyi iş olurdu.

Ancak taa o zaman bunların böyle olacağını düşünmek için de Marko Guduric‘in NBA’deki kayıp sezonunun ardından ve de ilk Fenerbahçe dönemindeki eksikliklerinin de bilinciyle nasıl şekilleneceğini tahmin edebilmek gerekirdi.

Öncelikle bir şekilde yük azaltacak ve kısa rotasyonunda kartları yeniden dağıttıracak bir oyuncu olması hasebiyle bu işe zamanında en çok Nando sevinmiş olmalı. Kariyerinde sırtına en ağır yükü çektiği sezon 2020-2021 olabilir. Milos Teodosic, Sergio Rodriguez, Will Clyburn, Dani Hackett, her ne kadar birliktelikleri iyi geçmese de Kostas Sloukas gibi isimlerin yanında geçmiş bir kariyerden aniden tüm sorumluluğu üstleneceği bir yapılanmaya liderlik etmeye başladı.

Haliyle takımın da EuroLeague seviyesiyle yeni yeni tanışan isimlerden kurulu olmasıyla bu iş her zamankinden çok daha zor bir statüye geçiş yaptı.

Marko’nun gelişi bu bakımdan takıma büyük seviye atlattı. Hücumda skor üretme bağlamında söz sahibi olmasının yanında ribaund çekebilip diğer oyuncuları da besleyebilecek bir role bürünmesi kısa rotasyonunda işlerin rayına oturmasını sağladı.

Mesela Brown’ın son haftalarda veriminin istatistiklerden de çok teknik anlamda gösterdiği artışı Guduric‘in kadroya katılmasından bağımsız düşünebilmek mümkün değil. Daha efektif biçimde topla buluşup yarı sahada hareketliliğinin açık saha oyununa oranla daha azaltılmasıyla belki de Kızılyıldız döneminden sonra en verimli dönemini geçiriyor. Guduric’in kadroya katılmasıyla bağdaştırabileceğimiz gibi, başka bir noktaya daha dikkat çekmemiz gerekir.

Fenerbahçe’nin Oyununu Yükselten Tek Etken Marko mu?

Değil elbette. Hiç de olmadı. Öncelikle bu takımın yükselişinde ve yakaladığı 8-0’lık serideki en büyük 2 paydaşın Igor Kokoskov ve Jan Vesely olduğunu iyice kafalara kazımak gerekiyor. De Colo’sundan Dyshawn Pierre’ine, Jarell Eddie’sinden Guduric‘ine diğer tüm parçalar da ardından yazılacak isimler.

Vesely‘nin bu kadar tepe odaklı oynayıp takımı adeta yönetmeye başlamasıyla Guduric‘in topsuz cut’larının ve daha çok bir kanada çevrildiği oyunların da kıymeti müthiş seviyelere ulaştı. Bir kere buranın artısını Kokoskov’a yazmadan geçmemek lazım.

Guduric’in gelişi nasıl Nando’dan yük çektiyse, Vesely’nin bu şekilde takıma liderlik etmesi de tüm kısa rotasyonunun sırtından takımı çekip aldı. Kanat oyuncularının zaten ligin en iyi kanat rotasyonlarından birine dönüştürülmesi (ki bu da oyuncular her ne kadar potansiyelli olsa da bir antrenör başarısıdır) top dolaşımının ve sırtı dönük etkinliğinin de hücumda çok ciddi artış göstermesine yaradı.

Zaten bu oyuncuların (Eddie, Pierre, Ulanovas) savunmadaki başarıları da barizdi. Olayın kilitlendiği yer kısa savunması ve hücumda liderliği üstlenecek bir süper zekaydı. Bu liderlik kullanımı, içi boş bir “LİDER YA” kullanımı değil. Vesely topu tepede aldığı zaman kimin nerede duracağından, topun kiminle buluşacağına kadar birçok şeye karar verebildiği bir konumda. Top elinde değilken de bundan çok farklı bir durum yok çünkü en ufak bir duruşuyla bile bir çembere gitme şansı doğuruyor.

Böyle bir durumda Marko’nun başarısız olması için aslında pek de bir sebep yok. Hele ki formunun da en üst seviyelerinden birinde olduğunu anlayınca bu performanslarının çok da şaşırılmayacak bir şey olduğunun farkındaysak…

Sözün özü, takımda bir şeylerin iyi gitmesi bekleniyorsa bunun bağlı olduğu 2 isim çok net belli oldu. Bu 2 ismin yanına artık hangi süperyıldızı, hangi forveti veya hangi skoreri dizecek olursanız olun artık neyi nasıl yapacağını bilen bir Fenerbahçe‘den söz edebiliyoruz.