1980’li Yıllara Damgasını Vuran Utah “Jazz” Orkestrası

16/Şub/21 11:47 Şubat 16, 2021

admin69

16/Şub/21 11:47

Eurohoops.net

1980’li yıllar boyunca Utah Jazz orkestrası, profesyonel basketbolun belki de en eğlenceli şovuydu…

By Christopher Kamrani, Çeviri: Arma Kaynar / info@eurohoops.net

Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

Bu yazı The Athletic’te yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.

Eğer jazz olmasaydı Charles Barkley belki de attığı iki serbest atışı sayıya çevirebilirdi.

Ama Sir Charles’ın dikkati dağılmıştı. Kızgındı. Sahanın hemen kenarında trombon çalan grup bir türlü susmuyordu. Barkley de o güne kadar ün saldığı şeyi yaptı ve bu konuda bir aksiyon aldı.

Salt Palace’ın parkesine topu sert bir şekilde vurdu ve 20 yaşındaki grup üyesiyle burun buruna geldi.

Yaklaşık 30 yıl sonra bile basketbol severlerin aklına gelen bir an bu. 1983 ile 1991 yılları arasında Utah Jazz’in maçlarında jazz müzik yapan bir grup vardı ve her gece coşkulu bir atmosfer yaratmaya çalışıyorlardı. Utah Jazz Grubu ismine sahip olan bu grup, taraftarların sadece maç günü deneyimini değiştirmekle kalmamış salondaki atmosferi de çılgın bir hale getirmeyi başarmıştı.

12,000 kişilik Salt Palace salonu, 1980’li yılların başında çok da coşkulu bir yer değildi. Utah Jazz, 1979 yılında New Orleans’tan Salt Lake City’ye taşındıktan sonra genellikle kaybeden bir organizasyondu. Takım, maç gününün monotonluğunu değiştirmek için diğer NBA takımlarının izlediğinden çok daha farklı bir yol izleyerek bir jazz grubu kurdu. Bu grupta şehirdeki kolejde okuyan genç öğrenciler yer alıyordu ve bu grup Utah’taki taraftar kitlesinin şekillenmesinde önemli bir rol oynamıştı.

Darrel Griffith’in bir smacından sonra salon alev alabiliyordu.

Tartışmalı bir faul kararına taraftarlar koç Frank Layden gibi tepki gösteriyordu.

Salondaki desibel seviyesinin gitgide yükseldiğini hissedebiliyordunuz.

Jazz’ın maç günü operasyonları başkan yardımcısı Grant Harrison, “Onların bunda çok büyük etkisi vardı. Bir kolej maçına gittiğinizde taraftarların çılgınca hareket ettiğini görebiliyordunuz. Profesyonel basketbolda ise şehre yeni olduğumuz için nasıl bir maç günü operasyonu gerçekleştirmemiz gerektiğini pek bilmiyorduk.” diyor.

Grup kısa sürede popüler hale geldi. 1985 Nisan ayında Jazz’ın iletişim departmanı, takımın maskotunu belirlemek için bir anket gerçekleştirdi. Kullanılan oyların %58’i maskot olarak gruba oy vermişti. Grup, normalde takımın molalarda kullandığı taraftarları eğlendirme aracıydı. Zamanla grubun repertuarı da genişledi. Başlarda sadece jazz müzik çalan grup zamanla Led Zeppelin ve The Talking Heads de çalmaya başlamıştı.

Rakip oyuncular da bu grubun dikkatlerini dağıtmasını engellemek istese de bunu yapmakta çok zorlanıyordu. Sahanın hemen yanında enstrümanlarını çalan bir düzine müzisyen varken bunu gerçekleştirmek çok zor oluyordu. Daha sonra Barkley, 76ers’la birlikte Utah deplasmanına geldi. Barkley, kullandığı iki faul atışını kullandıktan sonra taraftarlar yıldız oyuncuyu yuhlamaya başlamıştı. Bunun sebebi Barkley’nin faul atışlarını kaçırması değil, kaçırdıktan sonra trombon çalan genç öğrencinin üstüne yürüyerek onu korkutmaya çalışmasıydı.

Grupta çalan müzisyenler, maçlardan sonra Green Street Social Club ismindeki bir bara gidip birkaç içki içiyordu.

“Barda oturmuş kokteyl içiyorduk ve içeriye Charles Barkley girdi.” diyor grubun kurucusu Dave Evanoff. “Beni gördü ve yanıma gelip ‘Dostum, aramızda sorun yok. Hepsi şovun bir parçasıydı.’ dedi. Daha sonra gece boyunca bize içki ısmarladı ve bizimle beraber karaoke yaptı.”

Sam Battistone, enstrümanlarıyla coşkulu şarkılar çalan genç grubu fark etmişti. 1983 yılında performanslarını tamamladıktan sonra Utah Jazz’in eski sahibi, Evanoff’un yanına gidip sırtına dokundu ve ona iş teklifinde bulundu. Battistone, NBA’deki maç günü eğlencelerinin ve maskotlarının geleceğini tamamen değiştiren bir karara imza atıyordu.

Utah Jazz Grubu, daha önce The Lagoon Band ismiyle sahne alıyordu. Battistone, grubu ilk kez bu isimle performans gerçekleştirirken izledi ve onların Salt Palace’ta çalmasını istedi. Utah’ta büyüyen Evanoff, hayatı boyunca bir basketbol hayranıydı. Bu yüzden Utah Jazz’in sahibini gördüğü anda tanımıştı. O dönemde grup, lunaparkta insanların eğlencesi için müzik çalıyordu. Ancak artık profesyonel basketbol arenasına geçmelerinin zamanı gelmişti.

Utah Jazz, o dönemde kötü bir takımdı. Ancak grubun, salonda çalmaya başladığı ilk senede playofflara kalmayı başardılar.

“Takımın Utah’taki ilk birkaç sezonuna baktığınızda o kadar da iyi bir basketbol takımı değildik.” diyor Jazz’in eski halkla ilişkiler başkanı Dave Allred. “İnsanların maçlara gelmesini sağlayabilmek için eğlenceli yöntemler arıyorduk. İnsanlar maçları da izlemeye geldiğini düşünüyorum. Sadece grup ya da eğlence için gelmiyorlardı. Ancak eğlence paketinde bunların yer alması da insanların ilgisini çekiyordu.”

Eğlence paketinde Las Vegas da yer alıyordu. 1983-84 sezonunda Jazz, Las Vegas’ta bazı iç saha maçları oynadı. Battistone bir yandan takıma olan yerel desteği arttırarak daha fazla para kazanmak istiyordu. Jazz, Vegas’taki Thomas & Mack Center’da 11 iç saha maçı oynayacaktı. Bu esnada grupta da 18 tane müzisyen çalışıyordu ve bunlardan bazıları hala kolejde eğitim görüyordu. Bu yüzden grupta yer alan üyelerin 6 saatlik bir yolculukla Vegas’a gitmesi gerekiyordu. İlk 2 sezonun ardından grubun taraftar kitlesi arasındaki popülerliği de git gide yükseldi.

“Popülaritemizin zirvesine ulaşmıştık.” diyor grupta yer alan Michael Huff.