Olympiacos – Fenerbahçe Beko: Igor Kokoskov’un İşleyen Planları

27/Mar/21 10:51 Mart 27, 2021

admin69

27/Mar/21 10:51

Eurohoops.net
vesely_olympiacos

Fenerbahçe Beko, Olympiacos’u farklı geçti. Eurohoops Fırın da bu maçın analizini hemen huzurlarınıza taşıdı.

By Semih Altınbaş / info@eurohoops.net

Bu yazının tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması yasaktır.

Turkish Airlines EuroLeague’in 31. haftasında temsilcimiz Fenerbahçe Beko, Pire Barış ve Dostluk Spor Salonu’nda Olympiacos‘a konuk oldu. Mücadelenin galibi 71-76‘lık skorla Fenerbahçe oldu.

Bu sonuçla Olympiacos 17. kez mağlup olurken Fenerbahçe Beko 19. kez kazandı.

Georgios Bartzokas’ın ekibinde Livio Jean-Charles 16, Sasha Vezenkov 15 sayıyla mücadele etse de mağlubiyetin önüne geçemedi. Kostas Sloukas‘ın da 12 sayısı vardı.

Igor Kokoskov’un Fenerbahçe’sinde Jan Vesely 18 sayıyla en skorer isim olurken Dyshawn Pierre 15 sayıyla oynadı. Sarı-Lacivertliler’de başka çift hane gören oyuncu olmadı.

Böylece Sarı-Lacivertliler, playoff yolunda altın değerinde bir deplasman galibiyeti elde etmiş oldular.

Eurohoops Fırın da her hafta olduğu gibi mesaisine ara vermeden başlayarak Olympiacos – Fenerbahçe Beko maçını sizler için analiz etti.

MAÇIN TÜM İSTATİSTİKLERİ İÇİN TIKLAYINIZ!

Gümbür Gümbür

de-colo

Olympiacos karşılaşmaya Kostas Sloukas – Charles Jenkins – Shaq McKissic – Sasha Vezenkov – Kosta Koufos beşiyle başlarken Fenerbahçe’de parkedeki beşli Nando De Colo – Marko Guduric – Dyshawn Pierre – Jan Vesely – Ahmet Düverioğlu şeklindeydi.

Fenerbahçe’de ilk çeyreğin ön plana çıkan gerçeklikleri savunmada ve hücumda yitmek bilmeyen tempo ve hareketlilik oldu.

Jan Vesely’nin sürekli pas aralarını kovaladığı ortamda müdafaayı garantiye almak çok da zor olmadı çünkü boyalı alanda çok etkili bir Olympiacos’tan söz etmek zordu. Sırtı dönük oyundan ekmek yemek istediklerinde ise hep iyi yardımlaşan bir Fenerbahçe buldular.

Sarı-Lacivertliler’in hücumu bakımından tepede biriken oyuncuların hareketli pas istatsyonları oluşturmasıyla dolaşım daha dar alanda ve daha hızlı gerçekleştirilirken böylece tepeden delmek daha kolaylaştı ve ikinci çeyreğin başındaki Kyle O’Quinn – Danilo Barthel – oyun kurucu dahiliyle oluşan üçgenin yapılanmasına olanak doğdu.

Mesela ilk periyot daha çok Dyshawn Pierre’in posttaki pasörlüğü ve skorerliğiyle önemli mesafe kat eden bir Fenerbahçe izlerken ikinci çeyrek çok daha tempolu ve iyi top dolaştırarak doğru pozisyonlar bulmaya odaklı bir Fenerbahçe’ye tanıklık ettik.

Bu bölümde Livio Jean-Charles ve Sasha Vezenkov’u uzun ikilisi olarak kullandığı kısa beşi tercih eden Georgios Bartzokas’ın kâbusu ribaundlar oldu. Zaten sahada fizikli, atletik bir yapıda olan sarı-lacivertli ekip için bu tip tamamlamaları yapmak çok da zor olmadı.

İlk devrenin acayip mi acayip istatistiklerinden bazıları şu şekildeydi:

Devre dönüşünde daha fazla koşan, daha fazla hareket eden taraf Olympiacos oldu. Fenerbahçe’nin daha statik bir görüntü çizmesi Vezenkov’un üçlük isabetleriyle işleri biraz daha zor duruma soksa da Pierre hep bir şekilde problem kırıcı konumda kendini gösterebiliyor.

Kyle O’Quinn’in de Büyükçekmece maçındaki performansının tesadüf olmadığını kanıtlar nitelikte sahaya koyduğu akıl – yerleşim olguları özellikle ikinci yarıda çok değerli oldu. Marko Guduric‘in alışık olduğumuz seviyede olmadığı ve faul problemine girdiği gecede kimden ne kadar yarar sağlanabilirse o kadar iyiydi.

Son periyodun ilk bölümünde özellikle savunma yerleşimi o kadar üst düzeyde seyretti ki Olympiacos’un geri dönmesine dair en ufak bir umut bile kaldığını söyleyemiyorduk.

Ancak maç sonunda Fenerbahçe’nin odak noktası öyle bir kaydı ki, fark kalan süreye göre o kadar yüksek olmasaydı herhalde maçı verebilirdi sarı-lacivertli ekip. Zaten Jan Vesely de bundan maç sonu röportajında bahsetti, Igor Kokoskov basın toplantısında değindi.

Geçtiğimiz haftalarda Anadolu Efes için yapmıştık, Fenerbahçe‘nin de sahadaki en iyi ikililerine göz atalım. Efes‘te Chris Singleton’ı gördüğümüz şaşırtıcı bir tablo vardı ancak Fener‘de böyle bir durum söz konusu değil.

Asıl şaşırtıcı olan en kötü ikililer tablosunda. Dyshawn Pierre ve Edgaras Ulanovas’ın, Jarell Eddie ile Ulanovas’ın bulunduğu ikililer listede varlar. Bu da Pierre ve Eddie’nin 4 numara olarak ön plana çıktığı beşlerde Fenerbahçe‘nin zorluk çektiğinin bir kanıtı olarak görülebilir.

Aslında Pierre ve Eddie’nin 4 numarada kullanılması çok büyük avantajlar sağlayabilecek bir mesele fakat İstanbul ekibi adına sezonun değişimi uzun ve fizikli, atletik beşlerle geldi.

Bununla beraber Marko Guduric‘in performansına da özel olarak bir bakış atmak gerekiyor. Son zamanlarda olmadığı maçlarda ve iyi performans sergileyemediği karşılaşmalarda Fenerbahçe’de pek çok şeyi değiştirdi. Dün mesela Fenerbahçe’nin maçı kazanmasına yardımcı olan çeşitliliği yaratan kişi Dyshawn Pierre oldu. Ekstra bir performans sergilemesi gerekti. Guduric için bu ekstra bir performans değildi, o onun göreviydi.

Guduric dün iyi bir dış şut performansı sergilemedi, Fenerbahçe de bir süredir alıştığımız performansları sergilemiyor. Bu ikili arasındaki korelasyonu daha iyi kavramak adına şu grafik iyi bir anlatıcı olabilir:

Guduric’in üçlük yüzdesi ve Fenerbahçe’nin genel üçlük yüzdesinin paralel yükselip paralel düşmesine ilişkin önemli bir veri bu. Marko’nun oyunu yayın gerisinden işleyebilmek açısından ne kadar kritik bir parça olduğunu anlatabilmemizi sağlıyor.

Tabii, Olympiacos maçından evvel ailevi olarak yaşadıkları sebebiyle çok hazır bir kafada oynayamamış olması normal ve onun bu acısını anlamamız gerekir ancak benim bahsettiğim şey zaten genel olarak Fenerbahçe’nin Guduric’in performanslarından nasıl etkilendiği sorusunun cevabı. Dün akşamla çok fazla bir ilgisi mevcut değil.