By Joe Vardon, Çeviri: Arma Kaynar / info@eurohoops.net
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı 22 Nisan 2021 tarihinde The Athletic’te yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
Draymond Green, bir hakemin düdüğünü çaldıktan sonra ellerini “T” harfi haline getirmesinin ne demek olduğunu çok iyi biliyor. NBA tarihinin en çok teknik faul alan 10 oyuncusundan birisi olan Draymond Green, son 5 yılın 2’sinde bu alanda lig lideriydi.
Her teknik faul ile birlikte oyuncular 2.000 dolarlık bir para cezası alıyorlar. Green’in sahada ve saha dışında karıştığı diğer olayları da hesaba katınca tecrübeli oyuncu son 2 yılda lig yönetiminden 200 bin dolar civarında para cezası aldı.
“O kadar fazla ceza aldım ki bu durum artık beni rahatsız etmiyor.” diyor Green. Tecrübeli oyuncunun son iki sezonda aldığı cezalar, 25 milyon dolarlık maaşının yanında çok da bir şey ifade etmiyor.
“Çaylak sezonumda Richard Jefferson’ın bana söylediği bir şeyi unutmuyorum. O esnada 800 bin dolar kazanıyordum. California’da oynadığım için o paranın yaklaşık %60’ı vergilere gidiyordu. Bu yüzden aldığım her teknik faulden sonra çok sinirleniyordum. Jefferson da bana sürekli ‘Teknik faulleri kafana takma, kariyerin boyunca daha çok alacaksın.’ derdi. Ancak teknik faulleri doğru kullanırsanız kontrat imzalama zamananız geldiğinde size çok daha fazlasını kazandırabilir.” diyor Green. “Bana da kazandırdılar. Bu yüzden büyük resme baktığımızda cezalardan endişelenmiyorum. Hatta bana yardımcı bile oldular.”
Para cezaları Green’i çok rahatsız etmese de bu konu hakkında içinin tam anlamıyla rahat olmadığı bir konu var. Ne Green ne de ligdeki diğer oyuncular, ceza paralarıyla ne yapıldığını bilmiyorlar.
“Bu konuda tek bir kelime bile duymadık.” diyor Green. “Yıllardır bize paranın hayır işleri için harcandığı söyleniyor. Ancak o hayır kurumları hakkında hiçbir şey görmedik. ‘Paranız şu hayır kurumuna gitti.’ bile demiyorlar. Bana kalırsa bu sadece yıllardır duyduğumuz bir şey. Ödenen ceza paralarının herhangi bir yararını henüz görmedik.”

Teknik faul, maçtan ihraç ya da maç cezası gibi yaptırımların ardından oyuncuların kaybettiği her kuruş, hayır kurumlarına gidiyor. Tıpkı Green gibi oyuncuların büyük kısmı bu durumdan haberdar.
Ancak daha sonraki dönemde neler olduğuna dair kimsenin fazla bir fikri yok. Bir oyuncu ceza aldıktan sonra ondan tahsis edilen para nereye gidiyor? Hayır kurumunda kime yardımcı olunuyor? Çocuklara besin, kıyafet yardımları mı yapılıyor? Öğrencilere burs mu dağıtılıyor?
Gerçekleştirdiğimiz onlarca röportaj ve incelediğimiz verilerden sonra NBA’in oyunculardan aldığı paralar sayesine hayatı daha iyi hale giden insanları bulmak mümkün. Ancak konu Green’in “Bu para tam olarak nereye gidiyor?” sorusunu yanıtlamaya geldiğinde NBA’in sistemini bu tarz bilgileri korumak üzerine kurduğunu görüyorsunuz.
Bu sistemi dizayn eden yetkililere göre bu hareketin amacı doğabilecek en ufak yolsuzluğun bile önüne geçebilmek. Oyuncuların kendi kurdukları hayır kurumları var. Bu kurumların yönetim kurullarında yer alıyorlar. Eğer bir oyuncu, sahada yaptığı yanlış bir hareket sebebiyle ceza aldıktan sonra ödediği paranın kendi hayır kurumuna gittiği ortaya çıkarsa bu çok hoş karşılanan bir durum olmaz.
NBA Oyuncular Birliği Direktörü Billy Hunter, daha önce oyuncuların ödediği ceza ücretlerini şüpheli şekilde yönettiği için görevinden alınmıştı. Şu andaki sistem, bu tarz durumların önüne geçmek için dizayn edildi.
“Kimsenin diğer herkesten daha fazla ceza parası ödediği için bir ayrıcalığa sahip olduğunu düşünmesini istemiyoruz.” diyor Oyuncular Birliği’nin hayır işleriyle ilgilenen Sherrie Deans. “Kariyerleri boyunca hiç ceza ödemeyen ancak kaynaklarımıza ulaşabilen oyuncular da var.”
Sistemin çalışması, oyuncuların maçlarda yaptığı kural ihlalleriyle başlıyor.