CSKA Moskova – Fenerbahçe Beko: Takdire Şayan Oyun, Akıllı Tercihler

05/Kas/21 13:26 Kasım 5, 2021

admin69

05/Kas/21 13:26

Eurohoops.net

Fenerbahçe Beko’nun CSKA Moskova deplasmanında aldığı net galibiyeti Eurohoops Fırın analiz etti.

by Semih Altınbaş / info@eurohoops.net 

Bu yazının tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

Fenerbahçe Beko, EuroLeague’in 8. haftasında deplasmanda CSKA Moskova’yla karşı karşıya geldi. Rusya deplasmanındaki mücadeleyi kazanan ekip 82-91‘lik skorla Sarı-Lacivertliler oldu.

Bu sonuçla Fenerbahçe Beko 3. galibiyetini alırken CSKA Moskova ise 4. mağlubiyetini yaşadı.

Fenerbahçe Beko’da Nando De Colo 18 sayı, Jan Vesely 17 sayı – 7 ribaund – 3 asist, Marko Guduric ve Devin Booker 13 sayı, Marial Shayok 12 sayı üretti.

CSKA Moskova cephesinde Will Clyburn 26 sayı, Daniel Hackett 15 sayı, Tornike Shengelia 10 sayı ile oynadı.

Etkili oyunuyla maç boyunca kırılganlık göstermeyen Fenerbahçe’nin CSKA zaferinin şifrelerini çözmek üzere Eurohoops Fırın huzurlarınızda.

Tercihler

Geçtiğimiz haftalarda tercihleri sebebiyle genel olarak olumsuz eleştirilerin odağında olan Sasha Djordjevic’i bu hafta biraz daha iyi anmak gerekecek.

Dyshawn Pierre’in CSKA Moskova karşısında oynayamayacak oluşu Fenerbahçe‘nin elini kolunu yeterince bağlayan bir eksiklikti. Bu eksikliği bertaraf edecek hamleler olarak koç ekibinin ortaya bir şeyler koyması gerekir. Pierre gibi bir oyuncunun yokluğu sahaya klasik bir 3 numara atarak, onun dakikalarını ona vererek çözüme kavuşacak bir eksiklik değil.

Djordjevic’in CSKA maçından önce yapması gereken en önemli şey Marial Shayok’un sürelerini geçtiğimiz haftalara nazaran artırmak olacaktı. Bunu yapan bir Djordjevic görmüş olmak gerçekten bu hafta özelinde mutluluk verici bir mesele. Muhtemelen 3 senelik sözleşmeye imzayı attığından beri koç Sasha’nın yaptığı en iyi tercih bu oldu.

Pierre’in yokluğunda Shayok hücumda akışkanlığı sağlayıp topsuz hareketliliğiyle fark yaratmakla kalmadı, savunma rotasyonlarında da sahiden çok iyi iş çıkardı. Onun parkede olduğu dönemlerde hareketli, rakibine alan tanımayan bir Fenerbahçe izledik.

Maçın başında sahaya sürülen 5 isim, topu hareketli biçimde dolaştırma odaklı ve bunu yaparak üstünlüğü eline alan bir ekip oldu. Bu maç özelinde Nando De Colo’nun başlamaması iyi bir tercihti çünkü top ona teslim olduğu zaman bu dolaşımı en verimli biçimde yapmak çok mümkün olmuyor.

Pierria Henry, Marko Guduric ve Marial Shayok gibi oyuncular ise yazının sonralarında bahsedeceğimiz Devin Booker ile Jan Vesely ikilisinin paylaşımcılığına eşlik etmek açısından maçın başlangıcında enerjik bir kısa-kanat bütünlüğü yarattılar.

İlk yarıdaki rotasyonlar iyiydi. Achille Polonara belki 5 başlamadı veya yine kısıtlı sürelerde sahada kaldı ancak bu hafta onu konuşmaya uygun bir ortam yok. Fenerbahçe yeterince yüzdeli oynamayı başaramasaydı bu maçı kaybedebilirdi ve o zaman yine bu konuyu konuşabilirdik. İlk yarıda Booker – Vesely – Polonara üçlüsünün kullanımı memnun edici düzeydeydi.

CSKA’da Itoudis’in en büyük kozu olan Will Clyburn’ün sırtı dönük oyunlarına biraz daha direngen bir görüntü çizilebilirdi. Devrede 49 sayı bulabilmiş olmak önemli bir çıktı olsa da öylesine baskın bir oyun ortaya koyulmasına rağmen 45 sayı yemiş olmak da sorguya açık bir durum. Karşıdaki rakip CSKA da olsa o oyunun hakkı olan skor biraz daha farkın Fenerbahçe lehine olduğu bir skordu.

İkinci yarının başında topu iyi dolaştıran ve yan parçalarını devreye sokmaya odaklanmış bir CSKA söz konusu olurken Fenerbahçe’nin bu süreçte zorlandığını gördük. Daniel Hackett’ın bireysel üretimi Fenerbahçe’yi epey müşkül duruma getirdi.

Bunu tetikleyen Pierria Henry hakkında da biraz konuşmak lazım. Henry’nin savunması hakkında sürekli övgüyle bahsediyoruz ancak gerek ikili oyun savunmasında, gerekse topsuz savunmada aksadığı ve odağını kaybettiği bir maç geçirdiğini söyleyebiliriz. Henry’den ikili oyun savunmasında boşlukları çabucak doldurmasını beklemek acımasız bir beklenti değil.

Fakat buna rağmen Djordjevic’in Henry ısrarı da doğru bir yaklaşımdı. Savunma performansını CSKA maçı hususunda değerlendirip önümüzdeki maçlara bakmak lazım. Hücum bakımından ise zaman zaman çok fazla sorumluluk aldığı yine oldu ancak yine enerjik bir görüntüsü vardı. Maç sonuna Nando’yu diri bırakmasını bir tarafa koyalım, savunmada Hackett’a ne kadar alan tanıdıysa atakta Alexey Shved eşleşmesi üzerinden o denli güzel boşluklar yarattı.

Son periyotta ise Nando De Colo’nun şahsi şovuna tanık olduk. Fenerbahçe’nin o noktadan sonra topu çok iyi dolaştırmaya ihtiyacı yoktu. Nando’nun eline topu teslim edip kalan 4 oyuncunun doğru yerleşimi ve hareketliliği sağlaması maçı kazanmasına yeterli olacaktı çünkü diri bir Nando De Colo sahadaydı.

Sezon başından beri Nando’nun maç sonlarında güvenilmezleştiği düşünülse de kendisi çıkıp tertemiz bir cevap metni yayımladı. Topu iyi kontrol etti, boyalı alanı iyi işledi ve Vesely – Booker ikilisiyle ilişkilerini iyi tuttu. Dışarıda dengeli bir performans olmamasına rağmen şahsi üretimiyle güzel iş çıkardı. Belki Polonara’yı bu süreçte sahada görmüş olsaydık ikili oyunlar sonrasında efektif dışa açılmaları üzerinden çizginin gerisinden daha da etkili bir Fenerbahçe izlemiş olurduk.

Maçın sonlarında Will Clyburn karşısındaki savunmaya da dikkat çekmek lazım. Clyburn, CSKA’nın en etkili silahı ve fiziksel olarak Fenerbahçe sahada Shayok ve Pierre gibi oyuncuları yokken onu ancak ve ancak Marko Guduric‘le savunabilir. Guduric’in maç sonunda Clyburn savunmasında biraz aklının başına gelmesi ve teması, yakınlığı artırması kilit, maçı çözen meselelerden birisi oldu.

Genel olarak bu şekilde iyi tercihlerin damga vurduğu bir Fenerbahçe oyunu izledik. Djordjevic’i ayrıca üst üste alınan yenilgilerden sonra bu reaksiyonu verecek bir takım olgusu oluşturduğu için de tebrik etmek gerekebilir.