Drazen Petrovic: Basketbolun Mozart’ı ve Yarım Kalan Merdivenler

25/Şub/22 09:01 Şubat 25, 2022

Mehmet Bahadır Akgün

25/Şub/22 09:01

Eurohoops.net
Legend Drazen Petrovic reacts on New Jersey Nets jersey NBA moments

Eurohoops Çeviri, yarım kalan hikayesiyle büyük iz bırakmış Drazen Petrovic’in öyküsünü dilimize döküyor…

by Rustin Dodd / Çeviri: Bahadır Akgün / info@eurohoops.net

Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

Bu yazı 8 Şubat 2022 tarihinde The Athletic‘te yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.

Drazen Petrovic, 1989’da Portland Trail Blazers‘a katıldığı zaman yüz farklı lakabı vardı. Bunların birçoğu anlaşılması güç olmayan lakaplardı. Avrupa’da basketbolseverler, sanatkâr tarzı ve kabiliyetleri nedeniyle ona Mozart diyordu. İtalya’daki bir gazete onu Zagreb’den Çıkan Kutsal Terör olarak adlandırmıştı. Bir başka gazetede Beyaz Isiah Thomas olarak anılıyordu. Zaman zaman Petro deniliyordu. Başka zamanlarda Draz deniliyordu. Real Madrid forması giydiği dönemde Perro Caliente, yani Sıcak Köpek anlamında bir lakap verilmişti kendisine.

Bir de Sovyetler Milli Takımı’nda Petrovic’e rakip olan Litvanyalı efsanevi uzun Arvydas Sabonis’in ona verdiği bir isim vardı: Bir keresinde Sabonis, Petrovic için Palyaço demişti.

Petrovic, belki de NBA dışındaki dünyanın en iyi hücum oyuncusuydu. 1.96’lık bir guard olarak dış şutu, kadife bilekleri ve üst düzey bir Eurostep’i vardı. Efsanevi gözlemci Marty Blake, bu harekete Lawrence Welk hareketi derdi. Petrovic yeteneklerinin yanı sıra farklı da bir karakterdi. Üçlük üzerine üçlük atan, topu arkasından geçirerek paslar veren ve rakipleri çıldırtan ateşli bir Hırvat virtüözdü. 1985’te Cibona Zagreb formasıyla bir maçta 112 sayı atmıştı. 1988’de Yugoslavya Milli Takımı’nı Seul Olimpiyatları’nda gümüş madalyaya taşımıştı. Fakat NBA’e gittiğinde kimse bunların ne kadar işe yarayacağından emin değildi.

Bunun sebeplerinden biri, Mozart‘ın savunma tarafında kötü bir şöhrete sahip olmasıydı. Fakat daha önce Amerikan kolej basketbolunun geleneksel yetiştirici sisteminin dışından, belli bir yaştan sonra lige gelmiş hiçbir yabancı oyuncunun olmamasının da bunda payı vardı. Petrovic, Blazers‘a katıldığı zaman basın mensuplarına kendisine meydan okumak, dünyanın en iyilerine karşı oynayabileceğini kanıtlamak, bir organizasyon oyuncusu olmak için geldiğini söylemişti.

Eğer türünün ilk örneği olması gerekiyorsa da sonuncusu olmayacağından emin olmak istiyordu.