Vladimir Stimac: Olin Edirne’den Beşiktaş’a, Anadolu Efes’ten Fenerbahçe Beko’ya Bir Türkiye Gezgini

25/Nis/22 09:58 Nisan 25, 2022

Mehmet Bahadır Akgün

25/Nis/22 09:58

Eurohoops.net

Eurohoops, Türkiye’de uzun yıllar forma giymiş tecrübeli uzun Vladimir Stimac ile özel bir röportaj gerçekleştirdi…

by M. Bahadır Akgün & Semih Tuna / info@eurohoops.net

Vladimir Stimac, ülkemizde forma giymiş ve ikon hâline gelmiş yabancı oyunculardan biri.

Ülkemizde yedi sezonda yedi farklı takımın formasını giyen Stimac, ilk olarak 10 yıl önce geldiği Türkiye’de dili öğrendi, İstanbul’u avcunun içi gibi bilir hâle geldi ve ligin tecrübeli oyuncularından biri olmasına doğru giden yolda birçok farklı deneyim, sayısız başarı yaşadı.

Sırbistanlı yıldız, son olarak 2020-21 sezonunda Bahçeşehir Koleji forması giydikten sonra bu sezon Çin Ligi’nde kariyerini sürdürdü. Şimdilerde ise bir yandan basketbol kariyerini devam ettirirken bir yandan da NFT ve Kripto projesi Mercure ile ilgileniyor.

Türkiye kariyerini konuşmak için bir araya geldiğimiz Stimac, bizlere projesinden de bahsetti ve “daha önce görülmemiş bir şey yaptıklarını” belirtti.

Tecrübeli oyuncunun büyük heyecan duyduğu NFT projesine geri döneceğiz fakat gelin öncelikle Türkiye kariyerini onunla birlikte hatırlayalım…

İlk olarak 2011-12 sezonunda Olin Edirne formasıyla başladı Stimac’ın Türkiye kariyeri. Henüz 24 yaşında yeni yeni yükselen bir pivot olarak geldiği ülkemizde Edirne şimdilerde Basketbol Süper Ligi seviyesinde bir basketbol takımına sahip değil fakat Stimac, Edirne kariyerini çok güzel hatırlarla anıyor.

Kendisine orada geçirdiği günleri sorduğumuz Stimac, “Edirne muhteşemdi. Oradaki insanlar basketbolu çok seviyor. Orada olduğum için mutluydum. Benim için koç Gökhan Taştimuır ve tüm takımla harika bir deneyim oldu. Tüm şehir, basketbola odaklanmıştı. Antrenmanlarımızı bile izlemeye geliyordu insanlar. Harikaydı ve çok iyi vakit geçirdim” şeklinde konuşuyor ve Gökhan Taştimur’un da kendisi için ne kadar önemli bir isim olduğunu şöyle anlatıyor:

“Gökhan’ın ayrılığı ilginçti ama sonra geri döndü ve çok seviliyordu. Keza beni Türkiye’ye getiren de o’ydu. Bana çok yardımı oldu.”

Taştimur’un ayrıldığı dönemde takımın başına geçen isimlerden biri de şimdilerde Utah Jazz‘de yardımcı antrenörlük yapan Erdem Can olmuştu. Daha sonra başarılı koç ile Fenerbahçe‘de de kısa bir süre beraber çalışma fırsatı yakalayan Stimac’a göre Erdem Can’ın kariyerinde yakaladığı bu çıkış, hiç şaşırtıcı değil:

“Erdem Can o dönemde çok genç bir koçtu. Basketbolu biliyordu tabii ama yeni yeni başlıyordu. Daha sonra Fenerbahçe‘de Zeljko Obradovic‘in yardımcılığını da yaptı. Gerçekten iyi iş çıkarıyor. Orada da kendisiyle çalışma fırsatım oldu. Bence çok daha deneyimli artık. İş ahlakı, eşsiz. Tabii ki NBA’de çalışabileceğini bekliyordum.”

Olin Edirne ile sezonu 14.8 sayı, 9.9 ribaund gibi gösterişli istatistiklerle tamamlayan Stimac, ertesi sezon öncesinde uzun yıllar ülke basketbolumuzda çok önemli bir yer edinmiş Banvit’in yolunu tuttu.

Burada Orhun Ene yönetimindeki takımla çok başarılı bir performans sergileyen Stimac’ın takımı, Basketbol Süper Ligi’nde finale kadar yükseldi. Bandırma ekibi finalde Galatasaray‘a kaybetse de o sezon, Banvit tarihinde tek lig finali olarak hatıralara kazındı.

O kadronun temel parçalarından biri olan Stimac, o günleri şöyle anlatıyor:

“Normalde benim gibi uzun oyuncular, ilerleyen yaşlarda daha etkili oynuyor. Ben o dönemde çok gençtim. Her antrenmanda yeni bir şey öğreniyordum. Orhun Ene ile harika bir deneyim oldu. Harika bir yıl geçirdik. Birçok galibiyet aldık. Finale de çıktık ama Galatasaray‘ı yenemedik. O dönem çok pahalı bir takımları ve çok iyi oyuncuları vardı. Onları yenmek çok zordu. Carlos Arroyo, Gordon ve Markoishvili gibi oyuncuları vardı. Keza Erceg de oradaydı. Çok güçlü bir takımdı. Savaştık ama çok zordu.”

O dönem birlikte oynadığı isimlerden Sammy Mejia ve Chuck Davis’i daha sonraları da ülkemizde izledik ve bilhassa Mejia, Türkiye basketbolunda efsanevi bir isim hâline gelirken basketbolu bıraktığı güne kadar Türkiye’de forma giymeye devam etti. Bu iki oyuncu ile ilgili insanların hoş hatıralara sahip olduğunu hatırlattığımız tecrübeli pivot, “Benden de hiç farklı bir şey duymayacaksınız. İkisi de harika insanlar ve iyi oyuncular. Çok iyi bir karakterleri var. Onları tanıdığım için çok mutluyum. Sammy ile daha sonra da görüştük” diyor.

Daha sonra yaklaşık üç yıl ülkemizden uzak kalan Stimac, çok uzun sürecek ikinci Türkiye macerasını Beşiktaş ile başlattı.

2016-17 sezonu öncesi takımın başantrenörü Ufuk Sarıca yönetiminde sezona hazırlanan Beşiktaş, Stimac ile iki aylık bir sözleşme imzalamıştı. Stimac’ın sezonun kalanında Beşiktaş’ta kalması pek de beklenmiyordu fakat o mücadele etmeden elindeki fırsatı bırakmaya hiç razı değildi.

O süreci anlatmasını rica ettiğimiz Stimac, şunları söylüyor:

Ben kendimden asla şüphe etmiyorum. Başkaları şüphe edebilir ama ben kendi yeteneklerimden şüphe etmiyorum. Benim için sorun yoktu. Ben bir savaşçıyım, pes etmiyorum.

Ufuk Sarıca ile ilk görüşmemizde benim gibi oyuncuları sevmediğini, atletik oyuncuları sevdiğini söyledi. Benim için sorun yoktu. Çok açık konuştu. ‘İki ay burada olacaksın’ dedi. O dönem yardımcısı Engin Gençoğlu’ydu. O da Ufuk’a benim gibi bir oyuncuya ihtiyaçları olduğunu, ilk pivot olabileceğimi söylüyordu. Çok çalıştım o dönemde. Kazandığımız zaman da hatalarımı düzeltmeye çalışıyordum.

Tolga Altun ile de fiziksel durumum için sürekli çalışıyordum. Engin de Ufuk’a takım için uygun bir oyuncu olduğumu kanıtlamaya çalışıyordu. Ben de çok çalıştım tabii, bireysel çalışmalarıma devam ettim. Orada olmayı hak ettiğimi gösterdim. Türkiye’deki en iyi sezonlarımdan birini geçiriyordum. İki ay sonra bu sefer ben gidip şaka yaptım, ‘Belki kontratım bitince giderim’ diye. Onlar bırakmak istemedi tabii.”

Stimac sezonu harika geçirirken Beşiktaş, Basketbol Süper Ligi’nde finale kadar yükseldi. Fakat tecrübeli pivot, buna rağmen o sezon sonunda takımdan ayrıldı. Stimac, siyah-beyazlı takımda kalmayı çok istediğini fakat durumun kendisi dışında geliştiğini şöyle anlatıyor:

“Açıkçası o sezondan sonra bir yıl daha kalma teklifi alsa kesinlikle kalırdım. Teklif gelmedi. Gelse ve orta yol bulabilsek kesin kalırdım. Beşiktaş harika bir takım ama bazen zorluklar olabiliyor.

Ne yapacağımızı bilmiyordum ve Beşiktaş ile herhangi bir temasımız yoktu. Beşiktaş, Efes‘ten aldığım teklife yakın bir teklif getirse kesinlikle Beşiktaş’ta kalırdım. Ertesi sezon için Earl Clark ile sözleşme uzatmışlardı. Kesin kalırdım çünkü onunla nasıl oynayacağımı da biliyordum. Ama teklif gelmedi. Sorun buydu.”