2004 Olimpiyatları Hezimeti ve Sonrası: ABD Basketbolunda Zihniyet Değişimi

03/May/22 10:50 Mayıs 3, 2022

Bilal Baran Yardımcı

03/May/22 10:50

Eurohoops.net

Eurohoops Çeviri, hayal kırıklığıyla geçen 2004 Olimpiyatları’nın ardından ABD basketbolunun yaşadığı değişimi dilimize aktarıyor.

by ESPN / Çeviri: Bilal Baran Yardımcı / info@eurohoops.net

Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

Bu yazı 30 Ağustos 2019 tarihinde ESPN‘de yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.

Rüya Takım 1992’de altın madalyayı kazandıktan sonra ABD basketbolu uluslararası sahnede yenilmemeye devam etti, 1996 ve 2000 Olimpiyatları’nda da mutlu sona ulaştı. Sonrasında 2002 FIBA Dünya Kupası’nda Paul Pierce ve Michael Finley tarafından yönetilen, George Karl’ın koçluk yaptığı ABD Milli Takımı; İspanya, Arjantin ve Yugoslavya’ya karşı mağlubiyet yaşayarak turnuvayı 6. sırada bitirdi.

2 yıl sonra NBA ve ABD, Amerika’nın 1992’den beri yaptığı Olimpiyat serisini devam ettirmek istiyordu fakat bazı önemli oyuncular daveti reddetti. Bunun sebebi 11 Eylül 2001’de yaşanan saldırılar sonrası düzenlenecek ilk Olimpiyat olmasıydı.

Yunanistan’a götürülen kadronun başında Larry Brown, asistan olarak da Gregg Popovich vardı. Takımın liderliğini Allen Iverson, Stephon Marbury ve Tim Duncan gibi isimler yapıyordu. Ardından çaylak senesinden yeni çıkmış 3 yıldız da kadroya eklendi: LeBron James, Dwyane Wade ve Carmelo Anthony.

ABD Milli Takımı, Litvanya karşısında gelen galibiyetle birlikte bronz madalya kazansa da 2004 Olimpiyatlar’ı istenildiği gibi geçmemişti.

Bu kötü yenilgi, ABD basketbolu için dönüm noktası oldu.

Not: Daha önceden yayınlanmış bu sözlü tarih yazısı, “BASKETBALL: A Love Story” adlı kitaptan Jackie MacMullan, Rafe Bartholomew ve Dan Klores’in raporlarıyla yazılmıştır.

Luis Scole, Arjantin’in Forveti: “ABD Milli Takımı’na karşı ilk kez 1999 yılında Porto Riko’da oynadım. 2000’deki Olimpiyatlar’a katılmak istiyorduk. Genç bir takımdık. Ben 19, Manu Ginobili 21, Andres Nocioni 19 yaşındaydı. 25 yaşından büyük biri yoktu. Vin Baker’ı savnuyordum, savunmak imkansız gibiydi. Dünya üzerinde bu adamlarla rekabet edebilecek kimse yoktu. Benden uzundular, benden kiloluydular aynı zamanda benden hızlıydılar ve daha uzaktan şut atabiliyorlardı. Nasıl rekabet edebilirim ki? Avantaj sağlayabileceğim tek bir alan bile yok. Sanki başka bir sporu yapıyormuşuz gibi hissettim. Sydney biletini alamadık fakat iyi bir mücadele sergiledik ve o turnuvadan sonra işler bizim için değişmeye başladı. Onlarla 2. defa karşılaştığımızda yine 30 sayı fark yedik fakat bu sefer daha iyi oynamıştık. 2002’de ise işler bizim için tamamen farklıydı.”

Jerry Colangelo, 2005’ten Beri USAB Direktörü: “1992’den beri NBA koçları ve yöneticileri tarafından oluşturulmuş bir topluluk vardı. 2004 yılında bu topluluk oyuncularımızı seçti. Bazı oyuncular ise belli başlı sebeplerden ötürü gelmek istemedi. Kimisi kontrat yüzünden, kimisi biraz tatil yapmak istediğinden, kimisiyse ilgilenmediğinden… Onlarda bulunmayan şey, ülkeyi temsil etme arzusuydu. Topluluk ise arkasında arzu edilecek bir şey bırakıyordu.”

Bill Simmons, Spor Yazarı: “2004 Olimpiyatları’na şüphesiz All-Star seviyesinde bir takım yolladık. Bu takımın uyum sorunu yaşayacağına dair bir soru işareti yoktu. Takımımıza baktım ve ‘Stephon Marbury oynayacak. Yanında kim var? Iverson? Bu adamlar top için savaşacak’ diye içimden geçirdim.”

Larry Brown, 2004 Takımının Başantrenörü: “Bu olay benim içimde bir yara. Takımda Ray Allen, Jason Kidd, Kevin Garnett, Tracy McGrady, Vince Carter gibi oyuncular vardı. Harika bir takımdı. Arjantin’e 2003’te ilk yarıda 37 sayı fark atmıştık. İnanılmaz bir basketbol oynuyorduk, sonrasında ise bu oyuncuların çoğu 11 Eylül olayları sebebiyle Olimpiyatlara katılmadı.”

Colangelo: “Düşük seviye oyuncular olduğunu söylemiyorum ancak kurulan takım Larry Brown’ın 2004’te oynatmak istediği kadro değildi.”

Marv Albert, Spor Yayıncısı: “Brown muhtemelen bu kadroyla kazanabileceğini düşündü, Iverson’ı tanıyordu nasıl olsa. Beraber oynayacağına emin olmadığınız oyunculardan kurulu bir kadroyla Olimpiyatları kazanamazsınız.”

Brown: “Beraber antrenman yapamadık. Takım resmen rastgele seçildi, bu adil değildi. Birçok insan koçları eleştirdi -bunu kabul ederim- ama oyuncular da eleştiri aldı. O oyuncular o zamanda Yunanistan’a gitme cesareti gösterdi. Çoğunun neler olabileceğinden haberi yoktu. Türkiye’deydik ve otel bombalandı, sonrasında ise Yunanistan’a gittik ve bizden nefret ediyorlardı. O oyuncular çok zor şartlar altında inanılmaz şeyler yaptılar. Antrenman yapmaya vaktimiz olmadı bile.”

Scola: “Çok yetenekli oldukları apaçık ortada ancak kurallara iyi uyum sağlayamıyorlar. Bundan dolayı hayal kırıklığı yaşadılar. ‘Kurallar böyleyse kurallara göre oynayalım’ demediler, çok fazla şikayet ettiler. İşte bu takım, bizim yenebileceğimiz bir takımdı.”