NBA’in En Hızlısıydı, “İstenmeyen Adam” Oldu: Bir John Wall Portresi

29/Nis/22 13:14 Nisan 29, 2022

Berkay Terzi

29/Nis/22 13:14

Eurohoops.net

Eurohoops Fırın, NBA’in en talihsiz isimlerinden John Wall’un kariyer düşüşünü inceliyor.

by Berkay Terzi / info@eurohoops.net

John Wall isminden söz edilmeye ilk başlandığında, takvimler hemen hemen 2009’u gösteriyordu. Liseli genç bir çocuk, topla adeta rüzgar gibi esip geçiyor, topla adeta dans ediyor ve atletizmiyle izleyenleri büyülüyordu. Sahada harikalar yaratan “Crazy J” lakaplı bu gencin, 2010 NBA Draftında ilk sıradan gitmesine kesin gözüyle bakılıyordu.

Kolejde John Wall’un koçluğunu yapacak olan John Calipari, Wall’u izlediği zaman “onda Derrick Rose’u görüyorum” diyor ve hayranlığı gözlerinden okunuyordu. Rose ise o esnada ligi kasıp kavuran, ikinci senesinde All-Star olma başarısını gösteren bir gençti. Fakat Calipari bu sözü söylerken, ikisinin de benzer bir kaderi paylaşacağını bilemezdi.

25 Haziran 2010 gecesi, Washington Wizards‘ın ilk sıra seçimi açıklandığında, aynı zamanda 10 yıllık bir birlikteliğin de temelleri atılıyordu. Birkaç sene öncesine kadar takımın yıldızı olan Gilbert Arenas’ın kariyeri çalkantılı günler geçirmiş ve sakatlıkların da etkisiyle dibe vurmuştu. Wizards iki sezonda yalnızca 42 galibiyet alabilmiş ve artık bu takımın yeni bir kurtarıcıya ihtiyaç duyduğu gerçeği gün yüzüne çıkmıştı.

İşte John Wall tam da bu koşullar içerisinde Washington topraklarına ayak bastı. Beklentiler haklı olarak büyüktü. Gilbert Arenas, 2010-11 sezonu ortasında Rashard Lewis karşılığında Orlando’ya takaslanınca, takımın yegane sahibinin John Wall olduğu da anlaşılmış oluyordu.

John Wall’un ilk sezonları bireysel anlamda hiç fena değildi aslında ve yapılanmanın merkezinde olabileceğini kanıtlamıştı ama kusursuz da değildi. İlk olarak Wall şut atamıyordu. Evet, eşsiz bir atletizm ve güç kombinasyonuna sahipti. Guard pozisyonunda fiziksel açıdan büyük bir üstünlük yaratıyordu fakat şut menzilini genişletmesi mühimdi.

Wall’un ilk ciddi sakatlık problemi ise Eylül 2012’de baş gösterdi. Pre-season maçında sol dizinden sakatlanan 22 yaşındaki oyun kurucu, sezonun ilk 33 maçını kaçıracaktı. Fakat sahalara döndüğünde, Wizards için ne kadar önemli olduğu bir kez daha ortaya çıkacaktı. John Wall’dan mahrum kaldıkları süreci 5 galibiyet ve 28 mağlubiyetle tamamlayan Wizards, genç yıldızı döndükten sonra oynadığı maçlarda 24 galibiyete karşılık 25 mağlubiyet alacaktı.