Carsen Edwards: İlham Verici Bir Hayat Hikayesi, Fenerbahçe Beko ile Yeni Bir Sayfa

01/Ağu/22 13:55 Ağustos 1, 2022

Bilal Baran Yardımcı

01/Ağu/22 13:55

Eurohoops.net

Eurohoops Fırın, Fenerbahçe Beko’nun yeni transferi Carsen Edwards’ın hayat hikayesiyle sizlerle.

by Bilal Baran Yardımcı / info@eurohoops.net

Bu yazının tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

2022-23 EuroLeague sezonuyla birlikte tekrardan Avrupa’da rekabetçi bir takım olmayı hedefleyen Fenerbahçe Beko, CSKA Moskova’nın başarılı koçu Dimitris Itoudis ile anlaşarak organizasyonda vizyon değişikliğine gittiğinin sinyallerini vermişti.

Kadro yapılanmasında deneyimli koç Itoudis’in isteklerine göre hareket eden ve bu yönde çalışmalarını sürdüren temsilcimiz, alışık olduğu playoff ve final four sahnesine dönebilmek için önemli eklemeler yaptı.

Son olarak bugünkü yazımızın konusu olacak ABD’li oyuncu Carsen Edwards kadroya eklendi. Oyuncu hakkında saha içinin detaylı analiz edildiği yazı halihazırda sitemizde yer aldı.

Bu yazıda ise Avrupa’da yaz dönemi transferleri arasında en çok etki yaratma potansiyeline sahip Carsen Edwards’ın basketbol kariyerinin ve hayatının hikayesine odaklanacağız.

Lise Günleri

12 Mart 1998 tarihinde Houston, Texas’ta dünyaya gelen Carsen Edwards, Atascocita Lisesi’ne gidiyordu. Hem Amerikan futbolu hem de basketbol oynayan Edwards’ın annesi Carla Edwards’ın söylediklerine göre Carsen, Amerikan futbolunu daha çok seviyordu.

Edwards da Amerikan futbolu sevgisi hakkında “Oynamayı çok seviyordum. Oyunun içindeki fizikselliği çok seviyordum. Amerikan futbolunda ‘yumuşaklığa’ yer olmadığını öğrenmeniz çok vakit almıyor. Bu, benim için basketbola da yansıdı. Güçlü olmanız gerekiyor.” demişti.

Ayrıca Edwards liseye girmeden önce iyi bir şutör de değildi. Babası James Edwards’ın tavsiyeleri üzerine şutuna çalışmaya başlayan Edwards, günümüzde dönüştüğü keskin şutör profilinin ilk adımlarını atmıştı.

Edwards, o günler hakkında “Liseden önce şut atmakta çok zorlanıyordum. Benim oyunumun bir parçası değildi. Genelde çembere atak ediyordum. Bana benim boyumdaki oyuncular arasında yüksek seviyede bir skorer olmanın üst seviyeler için ne denli önemli olduğunu anlatan kişi babam oldu. Bu konuda krediyi babama vermem gerekiyor.” diyor.

Lisenin ilk senesinde okulun basketbol takımında forma giyen ve başarılı bir sezon geçiren Edwards, ikinci senesinde başantrenörü tarafından bir alt takıma düşürülmüştü.

Aynı zamanda koçu ona asla iyi bir kolej basketbolcusu olamayacağını söylemişti. Bu durum Carsen’i hayal kırıklığına uğrattı, sinirlendirdi ve basketbol yerine Amerikan futboluna odaklanmaya karar verdi.

Fakat hepimizin bildiği üzere Carsen’in kariyer yolculuğu bu şekilde devam etmedi. İşleri tersine döndüren ise annesi olmuştu.

“Üçüncü senesine giriyordu ve ben de ona ‘Hep kolejde basketbol oynamanın hayallerini kuruyordun. Neden basketbol oynamaya devam etmeyelim? Devam et ve neler olacağını görelim’ dedim.” diyor annesi. Edwards ise annesine bu konuda katılmıyor, Amerikan futbolu yönünde devam etmek istiyordu.

“İşler benim için hiç iyi gitmiyordu.” diyor Edwards. “Basketbol oynamaktan keyif almıyordum, koçlarımla anlaşamıyordum, artık oynama isteğim kalmamıştı. Bütün arkadaşlarım gitmek istedikleri okullardan teklif alıyorlardı. Ben ise tam tersi durumdaydım. Gerçekten zor bir durumdu.”

Annesi ise oğlunun pes etmesine izin vermeyecekti. Carsen de eninde sonunda annesinin sözünü dinledi ve basketbol oynamaya devam etti. Kariyerinin dönüm noktası da orada yaşanmış oldu.

Üçüncü senesinde lise takımını eyalet playofflarına taşıyan Edwards, 23.6 sayı – 4.9 asist ortalamaları tutturmuştu.

Lisedeki son senesi ise daha da iyi olacaktı. 26.3 sayı – 5.1 asist ortalamalarının yanında bir maçta 13 üçlük isabeti bularak 50 sayı atmıştı. Lise takımı da o sezonu 38 galibiyet – 1 mağlubiyet ile bitirdi ve finale çıktı.

“Kendini basketbola verdiğinde ne kadar sıkı çalışması gerektiğini fark etti.” diyor James Edwards. “Maç günlerinde sabah erken kalkmayı dert etmeden yerel spor salonlarına gidip çalışırdı.”

Ve sonunda hedefine ulaşmıştı. Purdue Koleji’nden teklif alan Edwards, artık yüksek seviyede basketbol oynamaya hazırdı. Birçok hikayede olduğu gibi anneler yine haklı çıkmıştı.

“Bence basketbola devam ettiği için şu an çok mutlu. Pes etmesine izin vermememi de artık sıkıntı yapmıyor.” diyor Carla Edwards.