Aziz Bekir’den Eurohoops’a: Bosna’nın Yaşadığı Maddi Zorluklar, Türkiye Dönemi ve Daha Fazlası…

2022-09-03T10:38:59+00:00 2022-09-03T13:08:01+00:00.

Uygar Karaca

03/Eyl/22 10:38

Eurohoops.net

Zorluklar içinde Eurobasket’e katılan Bosna-Hersek’te baş antrenör Aziz Bekir, birkaç gün önce kaybettiği annesinin yasını tutarken, Jusuf Nurkic ve Dzanan Musa önderliğinde turnuvanın en zorlu grubundan çıkma hesapları da yapıyor.

by Uygar Karaca / info@eurohoops.net

Aziz Bekir, ya da Sarabosna’da doğduğu ismiyle Adis Beciragic, Türk basketbolunun çıkışa geçtiği 90lı yıllardan, pek çok insanın rahatça hatırlayacağı bir figür.

Eski Yugoslavya’nın en önemli kulüplerinden KK Bosna Sarajevo’da yetişip yıldızlaştıktan sonra 1992’da başlayan ve ülkede büyük bir yıkım yaratan Bosna savaşıyla ülkemize gelen Bekir, önce PTT ve sonra da Ülkerspor’da oynarken Türk vatandaşlığına geçti ve  Orhun Ene, Harun Erdenay ve Asım Pars gibi oyuncularla birlikte lig şampiyonluğu da yaşadı.

Sporculuk kariyerini 30 gibi, bugün için oldukça genç sayılabilecek bir yaşta sonlandırma kararı alan Bekir, 2000lerin başından itibaren Ülkerspor, Galatasaray ve Türk milli takımındaki asistan koçluk dönemlerinin ardından Darüşşafaka, Antalya Kepez, Gaziantep, Konya ve Uşak gibi şehirlerde, basketbol bilgisini İstanbul ve Anadolu’nun pek çok kulübüyle paylaştı.

Yakın zaman önce, büyük maddi sıkıntılarla boğuşan Bosna Hersek milli takımının çağrısını cevapsız bırakmayan Aziz Bekir bugünlerde, Eurobasket 2022’nin ilginç sürprizlerinden birini yaratmaya çabalıyor.

Almanya, Fransa, Slovenya, Litvanya’nın da yer aldığı grubu karıştırmak haliyle çok zor bir iş olsa da, Bosna’nın aldığı Macaristan galibiyeti, Dünya Kupası eleme grubunda birkaç gün önce gelen Fransa zaferinin boşuna olmadığını gösterir nitelikte.

Ancak turnuvanın bu ilk günlerinde, Aziz Bekir’in yaşadığı zorluklar, sadece saha içiyle sınırlı değil. Deneyimli koç, halen birkaç gün önce kaybettiği annesinin yasını tutuyor.

“Daha 3 gün oldu. Açıkçası anneler hep özel. 10 sene önce babamı da kaybetmiştim. O da büyük bir acı ama anneler başka. Haberi aldığımda antrenmandaydım ve bitiminde Bosna’ya uçtum. Cenazeden sonra da tekrar Macaristan maçı için uçağa bindim. Köln’e ulaştığımda maça 1-2 saat vardı. Maça o şekilde çıktım.”

“Şunu fark ettim: İnsanın zihninde bir şalter var ve zor zamanda açılıp kapanabiliyor. Bu sayede başka bir boyuta geçip, diğer her şeyi bir süreliğine unutabiliyorsunuz ve odaklanmanızı sağlayabiliyorsunuz. Annemi düşündüğümde ağlamak istiyorum ve boş bir vakitte çok zor geliyor tüm bunlar. Ama bir şekilde o maça çıktım ve konsantre oldum. Bir müslüman olarak şunu düşünüyorum: Sonuçta ölüm Allah’a bir dönüş.”

Aziz Bekir, maddi sorunlar yüzünden turnuvaya katılamama tehlikesi yaşayan ve türlü karışıklıklarla dolu bir ortama sahip Bosna’da çalışmaya karar vermenin kolay olmadığını ve bu konuda annesinden gelen telkinin kendisi için çok önemli olduğunu da söylüyor:

“Dürüst olmak gerekirse, beni basketbola çeken şey eski Yugoslavya’da büyüdüğüm sokaklar oldu. Ama Bosna’da başantrenörlük görevine başlama kararımda annemin büyük rolü olduğunu söyleyebilirim. Annem kanserle savaşıyordu ve iki ay önce onunla vakit geçirmeyi istediğim için Sarabosna’ya geldim. Teklif bana ilk geldiğinde tereddüt etmiştim. Böyle zorlu koşullarda, bu görevi almak herkes için zor bir iş ve zor bir karardır. Ama daha sonra annem ısrar etti. “Bu işi almalısın, Bosna takımına liderlik etmelisin” dedi. İyi ki de ısrarcı olmuş.”

Basketboldaki kültür ve geleneğiyle eski Yugoslavya ekolünün halen hatrı sayılır bir temsilcisi olarak sayabileceğimiz Bosna Hersek’te temel dertlerden biri, kaynak yetersizliği ve maddi imkansızlıklar. Turnuva öncesi yayınladığı metinde finansal yardım isteyen basketbol federasyonu, takımın Köln’e gelememesi tehlikesiyle karşı karşıya olduğuna vurgu yapmıştı.

Aziz Bekir, takım ve oyuncuların içinde bulunduğu bu ortamı nasıl değerlendiriyor?

“Tabii ki maddi olarak gerekli hazırlık babında kaynaklar yetersizdi; mümkün mertebe az para harcayarak yola devam ettik. Sadece 2 hazırlık maçı oynamayı planladığımızı gördüm. Bu yetersizdi. Federasyondan iki-üç maç daha istedim ama harcama konusunda temkinli davranıyorlar, kaynaklar sınırlı.

“Bazı siyasi koşullar nedeniyle devlet kaynakları tam olarak sağlayamıyor diyebilirim. Örneğin, gerekli hazırlıklarımız için şimdiye kadar yine devletten 100 bin Euroluk bir ödeme gelecekti ama henüz bize ulaşan bir şey yok. Biz yine de bir şekilde Köln’e ulaştık. Eski Tofaş oyuncusu Samir Avdic, Saraybosna Kantonu Spor ve Kültür Bakanı. Onun desteği sayesinde federasyon çok daha fazla kaynak elde ediyor. O olmadan durumla başa çıkmak bizim için gerçekten zor olurdu. Siyasi tablo belirsiz ve ekonomik krizlerin pek çok olumsuz etkisi var, sadece bizde değil, tüm federasyonlarda.”

 

Tüm bu zorlu tabloya karşın, Bosna’nın umutlanmasını sağlayabilecek şeyler de var; Portland Trailblazers’ın yıldızı Jusuf Nurkic, listenin başında geliyor. Koç, federasyondaki sınırlı kaynaklar ve tasarruflu yaklaşımlarla NBA’deki hayatının tam aksi bir görüntüyle karşılaşan ve bir çeşit kültür şoku yaşayan Nurkic’in de takımdaki havayı hep olumlu tutmaya çalıştığından bahsediyor.

“Balkan halkı olarak her zaman çok disiplinli olduğumuzu söyleyemem ama bizde de bu inatçılık var. Nurkic elbette durumu garipsiyor. Yılda 18 milyon dolar kazanıyor ve ABD’de özel uçaklarla seyahat ediyor ama burada ekonomi sınıfında uçuyor, bacakları koltukların arasına sığmıyor. O da zaman zaman kendi kendine gülüp, durumla ilgili şakalar yapıyor ama her zaman pozitif kalmaya çalışıyor. Sağlam bir adam, adam gibi bir adam diyebilirim. Ona “Baba” lakabını verdim. O bu takımın doğal lideri, ağabeyi, karakteri buna çok uygun.”

 

Jusuf Nurkic’in yanısıra eski Efesli ve yeni Real Madridli Dzanan Musa’nın da varlığı, Aziz Bekir’in elini güçlendiren faktörlerden biri. Ne var ki bu iki önemli ismi, takımın bir süredir süregelen yapısına doğru şekilde entregre etmek göründüğü kadar kolay değil. Her şeye rağmen Bosna, Eurobasket’in hemen öncesindeki Dünya Kupası eleme maçında Fransa’yı geriden gelerek devirdi ve Avrupa Şampiyonası’nın ilk maçında Macaristan’ı yenmeyi bildi. 4 oyuncunun çift hanelerde olması, ağır yükün dağıtımında dengeleyici bir organizasyonun da çalıştığının göstergesi.

“Bir şeyi iyi anlamak lazım. Ekip oluşurken birkaç element kısa sürede bir araya geldi. Bir defa son 3 yıldır birlikte oynayan bir grubumuz var: Ama Gegic, Miralem Halilovic, ve John Robertson gibi.  Bunca zamandır oynadıkları sisteme aşinalar.”

“Öte yandan, Nurkic 5 Ağustos’ta aramıza katıldı. 24 Ağustos’ta ilk maçına çıktı. Onun gibi bir lider oyuncunun 17-18 günde sisteme entregre edilmesi çok zor iş. Musa Dzanan da keza oldukça geç katıldı. Ben de zaten Dünya Kupası elemelerinden hemen önce geldim. Hem arka arkaya devreye giren bu iki oyuncuyu mevcut sisteme entegre etmek, hem benim sistemimi tam oturtabilmem ve onlardan maksimum fayda alabilmek için en az 10 hazırlık maçı oynamanız gerek. Böyle bir şans yoktu. Buna rağmen inatçılığımız ve iyi niyetli bir takım oluşumuz bize bu konuda yardımcı oluyor. İşleri yoluna koymak üzereyiz”

Bosna Hersek’in içinde bulunduğu darboğazın yanısıra, kura şansının da pek olmadığı aşikar. Zira içinde bulundukları grup, Eurobasket’in en güçlü takımlarından dördünü barındırıyor.  Olimpiyat finalist Fransa ve evsahibi Almanya’yla birlikte, Luka Doncicli Slovenya, Domantas Sabonis ve Jonas Valanciunaslı Litvanya’ya karşı arka arkaya maça çıkmanın zorluğu, tartışılmaz.

“Burada bir “Mission Impossible” görevi deniyoruz diyebilirim. Macaristan’ı yenmeyi başardık ama Slovenya, Fransa, Almanya ve Litvanya…  Hangisi daha zor olacak bilmiyorum. Eğer favori biz olsaydık, kesinlikle gerçekten kötü oynardık (gülümsüyor). Çünkü dürüst olmak gerekirse favori olarak nasıl oynayacağımızı bilmiyoruz. Ama favori olmayan konumunda olmaya daha iyi tepkiler veriyoruz. Her gün yeni bir gün ve şu anda sadece Almanya maçına odaklanıyorum. Slovenya’yı düşünmüyorum bile. Olur da Almanya’yı da yenersek, buradaki her takım için büyük sorun yaratabiliriz”

Dirk Nowitzki’nin forma emekliliği seremonisiyle ekstra motive gözüken Almanya, ilk maçında Fransa’yı düşünülebileceğinden çok daha rahat yenmeyi başardı. Aziz Bekir’e göre seyircinin yarattığı müthiş ambiyansla coşan ev sahibinin, başka avantajları da mevcut:

“Almanya’yı Fransa’ya karşı izledim. Çok güçlü ve sert bir takım. Yalnız bir nokta dikkatimi çekti ve beni rahatsız etti: Fransa’ya karşı her pozisyonda 2-3 faul yaptılar ama hakemler de buna müsamaha gösterdi. Sürekli bir faulün kıyısındalar diyebilirim. Bunu görmek biraz tedirgin edici.  Oyun planımızı uygulayabilirsek bizim de onlara göre bazı avantajlarımız var. Ama sinirlerimize hakim olamazsak, kontrolü kaybedip hakemlerle çatışırsak, o zaman bu bir sorun olacaktır. Dolu tribünlere karşı oynayacağız. Almanlar salonu dolduracaktır ama Bosnalı taraftarlarımız da orada olacaktır tabi ki.”

Aziz Bekir etkileyici ortamlara ve kulakları sağır eden tezahüratlara hiç de yabancı değil. Bogdan Tanjevic’in çağrısıyla Türk Milli Takımı’nın yardımcı koç ekibine girdikten sonra iyisi ve kötüsüyle geçirdiği pek çok büyük turnuva süreci, sonunda onu İstanbul’daki Dünya Kupası finaline kadar giden yola çıkardı.

“Bu, koçluk kariyerimin en özel dönemlerinden biriydi. Bogdan Tanjevic ile halen neredeyse her gün konuşuyoruz. Özellikle Eurobasket’in yeni başladığı şu günlerde basketbolla ilgili karşılıklı fikir ve görüşlerimizi paylaşıyoruz. Kendisine büyük saygım var, 6 yıl ekibindeydim, yardımcısı olarak çalıştım. O zamanlarda koçlukta yeniydim ve Murat Özyer Ülker’de yardımcı olarak beni ekibe almıştı. Daha sonra Milli Takım’da da çalışmaya başladım. Tanjevic harika bir kişilik ve ekibinin bir parçası olmak büyük bir onurdu.”

Eurobasket 2022’de NBA oyuncularıyla çalışıyor ve rakipteki süperstarlara çareler üretmeye çalışıyorsa da Aziz Bekir, uzun yıllar Türkiye’de ve Anadolu’nun pek çok mütevazı kulübünde kariyerini ilerletmişti. Halen ailesiyle birlikte Konya’da oturan ve son olarak Uşak Sportif’te çalışan deneyimli koç, neden bir süredir yurtiçinde takım çalıştırmadığını da açıkladı:

Son dört yıldır Türkiye’de bir takım çalıştırmadım. En son Uşak’taydım. Türkiye pazarında bir kez kaybolduktan sonra geri dönmeniz çok zor çünkü çok kaliteli antrenörler var. Ancak özel bir sorun daha var: Ülkedeki ekonomik kötüleşme nedeniyle, Türk koçları olarak Türk lirası olarak ödeme alıyorsunuz ve bu maddi olarak giderek daha da zorlaşması demek. Yerli bir antrenörseniz ve orta seviyede bir takımla çalışıyorsanız maddi olarak çok ikna edici ücretler bulamazsınız. Ben de ailemin geçimini sağlamak zorundayım, eşim ve dört çocuğum var.  Bu nedenle yurtdışında bir takıma antrenörlük yapmanın yollarını aradım ve Irak milli takımı ve ardından Kosova ile çalıştım. Bunun en iyi lig seviyesi olmadığını biliyorum ama şu anda aileme bakabilmek için finansal kaygılar benim birinci önceliğim.”


https://vimeo.com/219978782

Bosna Hersek milli takımı, Yugoslavya’nın dağılmasından sonra bağımsız bir ülke olarak ilk kez 1993’teki Eurobasket’e katılmıştı. Yıkıcı savaş koşullarına ve başkentteki kuşatmaya karşın hayatlarını da riske atan oyuncular, ablukayı aşmayı başarmış çok uzun süre antrenman bile yapamamış olmalarına karşın elemeleri geçip  turnuvayı da 8. sırada bitirerek şampiyona tarihinin çok özel ve anlamlı hikayelerinden birine imza atmıştı. İlginç bir tesadüfle, bu kez milli takım koçu olarak Almanya’ya tekrar gelmek Aziz Bekir’i bir parça geçmişe götürüyor:

“Almanya’ya tekrar gelmek anılarımı canlandırdı tabi. Bir dönem Oyak Renault’da da oynayan ve şu anda Bosna milli takımından yardımcım Gordan Firic’le birlikte, o takımın kadrosundaydık. Gerçi ben bir maç dışında hiç oynamamıştım. Sebebiyse disiplinsizlikti.

“Fransa’daki 1993 Akdeniz Oyunları’nda, bir seyirciyle tartıştım. Epey sinirlenip küfretmiştim. Bu çok sorumsuz bir hareketti ve tabii ki koç beni cezalandırdı. O zamanlar eski Yugoslavya ekolünde bu işler böyleydi. Ağzından bir kötü söz çıktığı zaman formayı unutursunuz. Koç Ibrahim Krehic beni kadro dışı bırakıp eve gönderecekti ama Bosna’da da savaş vardı, takım da eksikti. O yüzden geri gönderemedi. Fakat yine de bana mümkün olduğu kadar dakika vermemeye karar verdi.”

“Şunu söyleyeyim: Eurobasket eleme maçlarında ve Akdeniz oyunlarında 40 dakika süre alan bir oyun kurucuydum. Hatta Necip Kapanlı ile de ilk orada tanıştık. Cezayir’e karşı oynadığımız maçın hakemiydim. Bir pozisyonda kontrolden çıktım ve neredeyse rakipten bir oyuncuyu dövüyordum. Sonra ben Türkiye’ye gelince, Necip Kapanlı’yla yine karşılaştık tabi. Beni sahada gördüğünde büyük bir tepki verdi: “Sen orada neler yapmıştın, delisin sen” dedi. Bana aslında bir lakap taktıklarını sonradan öğrendim: Deli Bekir. Ne zaman beni görse o olayı hatırlatır.”

Bosna Hersek, gruptaki ikinci maçını bugün saat 16.30’da Almanya’ya karşı oynayacak. Ev sahibine karşı Köln’de gelecek sürpriz bir galibiyet, maddi yetersizlikler yüzünden uzun süre turnuvaya gelip gelemeyeceği dahi kesin olmayan bir ülke federasyonu için, büyük bir moral kaynağı olabilir. Koç Aziz Bekir’se yakın zaman önce kaybettiği annesinin yasını tutarken, hatırasını onurlandırmak için bir büyük sürprizi daha yaratmanın planlarını yapıyor.

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!