Eurobasket’in Hipster Hikayeleri: Alternatif Üç Silahşörler

13/Eyl/22 10:47 Eylül 13, 2022

Uygar Karaca

13/Eyl/22 10:47

Eurohoops.net

EuroBasket 2022’de parkeye damgasını vuran 3 ekip ve hikayeleri.

by Uygar Karaca / info@eurohoops.net

5 yıldır büyük bir özlemle beklediğimiz Eurobasket’in son aşamalarına doğru heyecan ve rekabetin daha da arttığına şahitlik ederken çok değil, yaklaşık 1 hafta içinde bu güzel festivalin sona ereceği gerçeğini de kendimize unutturmaya çalıştığımız günlerdeyiz.

Büyük üçlüden ilk devrilen Nikola Jokicli Sırbistan oldu ancak Giannis Antetokounpo’nun sürüklediği Yunanistan ve Luka Doncic’in önderliğinde Slovenya yollarına devam ediyorlar. Bizse çeyrek finaller başladığı şu günlerde, tüm dikkatleri üzerine çeken bu üç yıldız ve takımlarının şanslarının ötesinde, turnuvaya şu ana kadar damga vuran diğer üç hikayeye kısaca bir göz atacağız. Finlandiya, Almanya ve İtalya, beklentileri aşıp son 8’e kadar gelmeyi başardılar ve işin mimarları Lauri Markkanen, Simone Fontecchio ve Maodo Lo&Franz Wagner ikilisi, sessiz sedasız turnuvaya damga vurmaya devam ediyorlar.

Lauri Markkanen ve Finlandiya: Umut

Turnuvanın merakla beklenen NBA yıldızları gündem haliyle epey meşgul ederken daha geri planda kalan mütevazi isimler sessiz sedasız turnuvanın akışını değiştirmek için var güçleriyle çalışıyorlar. Uzun süredir gösterdiği istikrarlı gelişimin meyvelerini nihayet toplamaya başlayan Finlandiya’nın NBA patentli yıldızı Lauri Markkanen bu isimlerin başında geliyor. Cleveland Cavaliers’ın alışagelmedik üç uzunlu beşinde oldukça iyi bir sezon çıkaran Markkanen, 8 farklı oyuncunun ilk kez kıta şampiyonasına çıktığı takımda, Sasu Salin ve Petteri Koponen gibi deneyimli isimlerden devraldığı liderlik bayrağını göz kamaştırıcı şekilde taşıyor.

Markkanen’in 27.6 sayısı, onu turnuvanın şu ana kadarki en skorer 3. ismi yapıyor ama Fin oyuncunun takıma genel çerçevedeki katkısı, kâğıda yansıyan istatistiklerin çok üzerinde.  Öncelikle Markkanen, şayet grupta büyük farkla kaybettikleri Sırbistan maçını saymazsak, +15.8 gibi bir plus/minus ortalamasını tutturmuş durumda. Bu istatistikte zirvede yer alan Nikola Jokic’in +15.5’te turnuva veda etmek zorunda kaldığı hesaba katılırsa Markkanen’in sahanın bütününe etkisini anlamak biraz daha kolaylaşabilir. Bir başka deyişle belki de Markkanen şu sahada kalması takımı için en büyük farkı yaratan oyuncu.

Markkanen’in etkinliği, biraz da Finlandiya’nın oyun stilinde, biraz da kendisine haz özelliklerinde parlıyor. Yunanistan’la birlikte turnuvanın en yüksek oranda geçiş hücumu deneyen İskandinav ekibi (tüm hücumlarının %15’i bu yöntemle geliyor), fast-breaklerinin 5’te 1’ini Markkanen üzerinden yapıyor. Açık kortta vitesi birden artırıp boş koridora yokuş aşağu saldıran Markkanen’nin bu tip hücumlarda Giannis vari bir deneyim sunduğunu söylemek pek de yanlış olmaz.

Fakat Markkanen’in rakiplere yarattığı zorluğu sadece bu minvalde kurmak hata olur. Turnuvada pick and rolleri en az oranda kullanan takımlardan Finlandiya, daha çok perde çıkışı ya da yakala gönder şutları üretiyor.  Avrupa’da bu işi en iyi yapan uzman Tenerife şutörü Sasu Salin yine mesai başında 47%’lik üçlük isabetini yakalamış durumda.  Ancak bu tarz pozisyonlarda toplam 58 şut kullanıp 73 sayı üreten Markkanen de pozisyon başına düşen 1.25 lik sayı ve 10/23lük saha içi isabet ortalamasıyla ikincil ama çok önemli bir alternatif sundu.

Tüm bütünlüklü oyun karakteristiği bir yana, Markkanen’in fark yaratan ve biraz da Dirk Nowitzki göndermelerinin gerçekçi bir anlam kazandığı alan olarak, post-up kurguları ön plana çıkıyor. Hırvatistan maçında, topu sırtı dönük aldıktan sonra hızlıca çembere yüzünü dönüp topu yere hiç vurmadan attığı pull-uplar, ya da omzuyla yüklenip açtığı alandan gönderdiği fade away şutlarla Bojan Bogdanovic’in milli takım kariyerini sonlandıran isim olduğu gerçeği de karşımızda duruyor.

Son olarak, Markkanen’in akılalmaz bir çeviklikle çok kritik tiplediği ve genç koç Lassi Tuovi’nin başarılı önderliğinde harikalar yaratan Finlandiya’yı daha fazlası için de yüreklendirdiği bir iki unutulmaz pozisyonu da notlarımıza ekleyip, “Bakalım bugün nasıl hayrete düşürecek” diye beklemeye başlayalım.