Carsen Edwards’tan Eurohoops’a: Lisedeki Kritik Kararı, Avrupa’ya Geliş Süreci, Ebeveynleriyle İlişkisi, Dimitris Itoudis ve Daha Fazlası

2022-10-03T14:43:33+00:00 2022-10-03T14:43:33+00:00.

Bilal Baran Yardımcı

03/Eki/22 14:43

Eurohoops.net

Fenerbahçe Beko’nun yaz dönemindeki transferlerinden Carsen Edwards, Eurohoops’a özel bir röportaj verdi.

by Bilal Baran Yardımcı / info@eurohoops.net

Fenerbahçe Beko’nun yaz döneminde en çok ses getiren transferlerinden biri olan Carsen Edwards, kariyerinde ilk kez Amerika Birleşik Devletleri’nin dışında bir basketbol liginde forma giyecek.

Sezon öncesi düzenlenen medya gününde Eurohoops’a konuşan Edwards, kariyeri için daha önce girmediği bir yola girmesine, Fenerbahçe‘ye gelmesine etki eden sebepleri açıkladı:

“Koçla telefonda görüştüm. Kararımı vermeden önce benden burada neler beklediğinden bahsetti. Buraya gelmem konusunda beni rahatlattı, iyi bir fırsat olduğunu düşündüm. Bu bir faktördü. Bir de burada sahip olduğumuz oyuncularla beraber oynamanın güzel olacağını düşündüm.”

Yaz döneminde takımın başına geçen Dimitris Itoudis, Yunanistan Milli Takımı’yla olan serüvenin ardından Fenerbahçe ile çalışmalara başladı. Edwards da Itoudis ile yakın zaman önce tanışmış olmasına rağmen başarılı antrenörle çalışmak için heyecan duyuyor:

“Çok talepkâr bir koç. En yüksek potansiyelinizi göstermenizi istiyor. Onunla ilk tanıştığımızda ve şu geçirdiğimiz bir haftada ilk gözüme çarpan şey bu oldu. Basketbolcu olarak siz de en iyi halinizi yansıtmak istiyorsunuz.  Takımı ve beni en iyi halimizde olmaya iteceği için Itoudis ile çalışma konusunda heyecanlıyım.”

İlk hazırlık maçında alev alan ve yayın gerisinden sekiz isabet bulan Edwards, taraftarların da büyük övgüsünü toplamıştı. 24 yaşındaki oyuncu, sezon içinde de işlerin bu şekilde devam etmesini umuyor:

“İyi şut atmaya devam edeceğimi umuyorum. İstikrarlı olmak istiyorum. Takıma ne konuda yardımcı olabilirsem, kazanmak için ne yönde katkı verebilirsem bunu yapmak istiyorum. Taraftarların bizi desteklediğini, kazanmamızı istediğini biliyorum.”

Edwards’ın ne denli keskin bir şutör olduğunu biliyoruz fakat bu “sniper”lığın arkasındaki isim genellikle gözardı ediliyor: Babası. Edwards’a küçük yaşından itibaren “antrenörlük” yapan babası, yıldız oyuncunun hem basketbol kariyerinde hem de hayatında önemli bir figür:

“Babam bana çok vaktini ayırdı, zamanla oldu. Bana sabırla yaklaştı. Küçüklüğümden beri bana basketbolla ilgili her şeyi öğreten o oldu. Tabii ki de koçlarım da oldu fakat onunla olan iletişimimiz ne olursa olsun benim için hep vardı. Basketbol açısından da, basketbol dışında da. Ben büyürken ve öğrenirken bana sabırla yaklaştı. Bana sadece basketbol konusunda değil, hayatımın her noktasında çok fazla etkisi oldu.”

Edwards, lisede ABD’nin en yaygın sporu olan Amerikan futbolu konusunda da kendisini geliştiriyordu. Hatta bir noktada basketbol yerine Amerikan futbolunu seçmeye çok yakındı fakat orada da kendisine yol gösteren isim annesi olmuştu. Edwards, bu kritik karar verme sürecinde annesinin etkisine değindi:

“Amerikan futbolu oynuyordum, bir yandan da basketbol oynuyordum. Basketbolu bırakıp Amerikan futboluna yönelme kararı vermek üzereydim. Basketbolun benim için olmadığını düşünmüştüm. Ama annem… Annem her zaman en iyisini bilir. Basketbolun benim için en iyi senaryo olacağını düşündü. Bulunduğum durumdayken duygularımla karar veriyordum. Benimle konuştu, benim için en iyi olacak şeyi anlattı ve bana yardımcı oldu. Sanırım işe de yaradı. (Gülüyor)”

Kendisinden basketbol yerine Amerikan futbolunu seçmeye bu kadar yaklaşmasına sebep olan faktörleri detaylandırmasını istediğimde Edwards, şu cevabı verdi:

“Basketbolu bırakmak istediğim zamanlarda işler benim için iyi gitmiyordu. Çalıştığım koçla fikir ayrılıkları yaşıyordum. Basketbolda zorlanıyordum, artık keyif almıyordum. Bu tarz sebepler beni durma düşüncesine itmişti fakat annem devam etmemi söyledi.”

Anlayabileceğiniz üzere Edwards’ın hem annesiyle hem de babasıyla çok yakın bir iletişimi var ve ikisi de hayatında büyük bir yer kaplıyor. Avrupa’ya geliş kararını verirken de ailesine danışmak Edwards için en önemli noktalardan biriydi:

“Hangi konuda karar veriyor olursam olayım ebeveynlerimle konuşuyorum. Her gün onlarla iletişim halindeyim. Buraya geliş kararımı verirken de onlarla uzun uzadıya konuştuk. Onların bakış açısını, düşüncelerini almak istedim. Zordu, onlardan ayrı olmak hala da zor. Beni endişelendiren tek şey de buydu, onlardan çok uzakta olmak… Hala buraya alışmaya ve rahat etmeye çalışıyorum.”

Purdue günlerinde ve Yaz Ligi’nde Edwards’ı üzerinde motivasyon sloganları yazan bir bileklik ile görüyorduk. Kendisine bu geleneği Türkiye’de devam ettirip ettirmeyeceğini sordum, aldığım cevap Edwards’ın motivasyon kaynakları hakkında da birçok şeyi açıklıyordu:

“Evet, %100. Annem ve babam en büyük motivasyon kaynaklarım. Onları gururlandırmak, onlara yardımcı olmak istiyorum. İyi oynayıp, başarılı olup onlara bakmak ve iyi olduklarından emin olmak istiyorum. Motivasyonum bu. Her zaman onlar için oynuyorum. Bir de kendim için, eğlenmek için oynuyorum. Basketbolu gerçekten seviyorum. Oynamak için çok fazla motivasyonum var.”

NBA’e Boston Celtics organizasyonuyla giriş yapan Edwards, böylesine köklü bir takımda yer almanın, Brad Stevens gibi harika bir basketbol koçuyla çalışmanın kendisine kattıklarını anlattı:

“Basketbol dünyasındaki o tarz insanlarla bir arada bulunmak diyebilirim. Bir de tabii ligde başarılar elde etmiş, uzun süreler ligde bulunmuş takım arkadaşlarıyla birlikte olmak, rutinlerini öğrenmek, oyuna bakışlarını görmek, basketbol hakkındaki görüşlerini anlamak önemliydi. Orada geçirdiğim yıllar benim için iyi bir tecrübeydi.”

Birçok Amerikalı oyuncunun Avrupa’ya geldikten sonra oynanan basketbola uyum sürecinde zorluklar yaşadığına şahit olduk. Edwards da Avrupa basketboluna uyum süreci hakkında dürüst açıklamalar da bulundu:

“Zaman alacağını söyleyebilirim. Öğrenmenin, uyum sağlamanın en iyi yolu tecrübe etmektir. Sezon ilerledikçe öğreneceğimi, efektif olacağımı ve takıma yardım edeceğimi umuyorum. Aynı zamanda iniş-çıkışların, hataların olabileceğinin farkındayım. Bunlardan ders çıkarmam gerekiyor.”

Fenerbahçe, geçtiğimiz sezon sekiz yıl sonra ilk kez playoff’a katılamamıştı. Yapılan hamlelerle birlikte tekrardan o sahneye dönmek için iddialı bir takım kuran Fenerbahçe’de Edwards da hedeflerin farkında:

“Plan bu. Hepimiz için amaç kazanmak. Bunu yapabileceğimizi umuyoruz. Maç maç bakmalı ve olabileceğim en iyi halde olmaya çalışmalıyız. Her maça kazanmak için çıkmalıyız. Sonuç ne olacak hep beraber göreceğiz.”

Guard rotasyonunda Scottie Wilbekin ve Nick Calathes gibi Avrupa basketbolunun iki önemli oyun kurucusuyla birlikte yer alacak olan Edwards, takım oyuncusu olduğunu gösteren açıklamalarla sözlerini noktaladı:

“Uyum sağlamaya çalışıyorum. Burada çok fazla oyun kurucunun ve çok fazla yetenekli oyuncunun olduğunun farkındayım. Rolümde en iyisini vermeye çalışacağım. Nerede yardımcı olabilirsem, rolüm ne olursa olsun en iyisini yapmaya çalışacağım.”

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!