by Berkay Terzi / info@eurohoops.net
Basketbolda eski jenerasyon ile yeni jenerasyon arasında bayrak değişimi son zamanlarda iyice hızlandı. 2000’lere ve 2010’ların başına damgasını vurmuş birçok yıldız, bu şahane oyundan kayıp gitti.
NBA tarihinin dönüm noktalarından birisi olan 2003 Draftı’nın günümüzde yalnızca iki temsilcisi kalmıştı: LeBron James ve Carmelo Anthony… Ancak 39 yaşındaki Carmelo da sayısız ter damlası döktüğü basketbol parkesinden ayrıldı.
Zirve yıllarında kendine özgü karakteri ve durdurulamaz skor tehdidiyle izleyicileri ekran başına kilitleyen Carmelo Anthony, basketbolun ilham verici hikayelerinden birisi olmayı da başardı. Ancak lise ve kolej günlerine baktığımızda NBA’de geldiği noktanın sürpriz olmadığını fark etmek zor değil.
Bu yazıda, Carmelo Anthony’nin 2000’lerin başından günümüze uzanan yolculuğuna göz atıyor ve yıldız skorerin neden büyük bir ikon olduğuna odaklanıyoruz.
Lise ve Kolej Günlerine Uzanan Yıldızlık
Carmelo Anthony, 2003-04 sezonunda NBA’e adım attığı andan itibaren yıldız imajı çiziyordu. Fakat Carmelo’nun yıldız ışığı bundan birkaç yıl öncesine dayanıyordu.
Henüz iki yaşında babasını kaybeden Carmelo, bu yetmezmiş gibi geçim sıkıntıları ve Baltimore sokaklarındaki belalarla uğraşmak zorundaydı. Bu küçük çocuğun kafasını dağıtmak için bulduğu çözüm basit ama etkiliydi: Basketbol.
Ancak lise hayatına başlarken Carmelo Anthony’nin yıldız olduğunu söylemek doğru olmaz. Zira tüm yeteneklerine rağmen ilk sınıfta takıma alınmadı. İkinci sınıftan itibaren adından söz ettiren genç basketbolcu, üçüncü sınıftayken Baltimore’daki en iyi oyuncu seçildi. Son senesinde birçok büyük basketbolcuya ev sahipliği yapan Oak Hill Akademisi’ne transfer oldu.
Carmelo Anthony her gün büyümeye devam ediyordu ve karşısına çıkan büyük düellolardan da kaçmıyordu. Genç Carmelo ile genç LeBron’un karşılaşması tribünleri doldurdu. Hala lise basketbol tarihinin en heyecanlandıran maçları arasında yer alır. Carmelo en iyi son sınıf, LeBron ise en iyi üçüncü sınıf oyuncusuydu. Günün sonunda kazanan taraf 34 sayıyla takımını galibiyete taşıyan Carmelo oldu. Nasıl bir oyuncu olacağını orada herkesin gözü önünde kanıtlamıştı.
Ancak sunduğu kanıtlar bununla sınırlı kalmadı. Carmelo’nun geride kalan mirasının en gözde parçası, 2003’ün Mart ve Nisan aylarında yaşandı. 2002-03 sezonunda Syracuse Üniversitesi’nde spot ışıklarını üstüne çeken Carmelo, turuncu formayla harikalar yarattı. Gelmiş geçmiş en iyi tek yıllık kolej oyuncularından birisi olarak listeleniyor ve bunun geçerli sebepleri var.
Genç yıldızın 2003 Kolej Turnuvası’ndaki performansı 20 yıl sonra hala akıllarda ve en az 20 yıl daha ömrü var. Turnuvadaki altı maçta 20.2 sayı, 9.8 ribaunt, %47.5 şut yüzdesi, 1.7 üçlük isabetiyle mücadele eden Carmelo, müthiş performansıyla Syracuse’u 122 yıllık okul tarihindeki ilk ve tek şampiyonluğuna taşıdı. Kolej tarihinin en özel performanslarındandır ve 18 yaşındaki bir ilk sınıf oyuncusu olduğunu da unutmamak gerek.
Amerikalı forvet, 2003 NBA Draftı’na bu koşullar içerisinde katıldı ve David Stern’ün LeBron James’ten sonra anacağı ikinci ismin Carmelo Anthony olması bekleniyordu. İşte o gün Detroit Pistons en büyük hatalarından birini yaptı. Pistons, Darko Milicic tuzağına düşünce Denver Nuggets‘a gün doğdu. Carmelo ise o günden itibaren Pistons’ı haksız çıkarmak için mücadele verdi.
NBA Kariyeri ve Ligdeki Etkisi
Carmelo Anthony’nin NBA kariyeri beklenildiği gibi görkemli başladı. Henüz 19 yaşında olmasına rağmen maç başına 21.0 sayı ve 6.1 ribaund ortalamaları ile çaylak yılını bitirdi. Yılın Çaylağı ödülü, harika bir sezon geçiren LeBron James’e verildi ama birçok taraftar ve analist Anthony’nin Yılın Çaylağı ödülünü kazanması gerektiğine inanıyordu. Çünkü çaylak Carmelo, zorlu Batı’da 43-39 ile playofflara giren Nuggets‘ın en iyi oyuncusu olmuştu.
Üçüncü sezonunda sayı ortalaması 26.5’e fırlarken dördüncü sezonunda ilk kez All-Star seçildi, beşinci sezonunda ise bu başarıyı tekrarladı. İlk takımı Denver Nuggets‘ta 8 sezon forma giyen Carmelo Anthony; 24.8 sayı, 6.3 ribaunt, %46 şut yüzdesiyle kariyerinin bu evresini noktaladı. 2010-11 sezonu ortasında takası için yönetime baskı yapan Carmelo’nun kariyerinde yeni bir sayfa açıldı: New York Knicks.
Nuggets, Carmelo’nun kariyerindeki en uzun evreydi ama Knicks ise en anlamlı olanıydı. Yıldız skorerin Nuggets dönemi pek hoş noktalanmamıştı. Takımdan apar topar takasını isteyen Carmelo, bu noktadan sonra Denver’a yaptığı her seyahatte yuhalanacaktı. “O şehir için her şeyimi verdim, onlar hakkında tek kötü söz söylemedim” diyen başarılı oyuncu, buna rağmen Nuggets’ta çiçeklerle karşılanmıyor.
Ancak New York şehri onu kısa sürede bağrına bastı. Yeni yuvasına geldiğinde burada 6 yıldır playoff yüzü görmeyen, 1990’ların Knicks’ini özlemle anan bir taraftar kitlesi vardı. Anthony, buradaki ilk yılında takımı playofflara taşıdı. Sonraki iki yılda da aynısını yapacaktı. Alınan sonuçlar tatmin edici olmasa da, şehri yeniden güzel şeylere inandırdı. Playoffun New York şehri ve MSG Arena için ne kadar önemli olduğunu 2021 ve 2023’te gördük. İşte Carmelo bugünkü atmosferin aynısını 2010’ların başında yaşatmıştı.
Knicks kariyeri bireysel açıdan başarılıydı. Üst üste 8 kez All-Star seçildi, All-NBA takımlarına girdi, 2012-13’te sayı kralı oldu, MSG’de unutulmaz performanslar sergiledi ve 24 Ocak 2014’te 62 sayıyla kulüp rekorunu kırdı.
Carmelo’nun bu yıllarda ligdeki ve özellikle medyadaki etkisi büyüktü. Keza NBA’in dünyaya pazarlanması açısından, LeBron James veya Kobe Bryant kadar olmasa da, kayda değer bir konumda yer alıyordu. Özellikle 2009-2015 arasında zirve döneminde ligin en iyi 10 oyuncusu arasında yer alan, skorer yeteneği bakımından Kobe gibi isimlerle kıyaslanan bir süperyıldızdı.
Hakikaten de hücumda çok yetenekliydi. Olay topu çemberden geçirmekse Carmelo’nun eline su dökebilecek çok az insan var. Evet, belki çok yönlü bir yıldız değildi ama NBA kariyerinin ilk 10 senesinde playoffları hiç ıskalamadı. Bu süreçte her zaman takımının sürükleyici oyuncusuydu. Zirve yıllarında Carmelo’nun etrafına doğru kadrolar kurulmadı, hiçbir zaman bireysel yeteneğinin karşılığını tam olarak alamadı. Buna rağmen birçok kez takımlarını playoff etabına taşıdı.
Ancak 30’lu yaşlar Carmelo için pek iyi ilerlemedi. 2017-18 sezonunda Oklahoma City Thunder‘a takaslanan deneyimli skorer, daha sonra Houston Rockets, Portland Trail Blazers ve Los Angeles Lakers maceraları yaşadı. Artık yıldız bir oyuncu olmadığı açıkça fark ediliyordu.
2018-19’da Rockets‘ta sadece 10 maça çıktı ve kariyeri neredeyse 34 yaşında bitme noktasına geldi. Bunlar Carmelo’nun çöküş günleriydi ama lise ilk sınıfta olduğu gibi NBA’deki 16. yılında da şartlara uyum sağladı. Carmelo’nun yaşadığı mental değişim, raf ömrünü 3 yıl uzatmasını sağladı. Artık yıldız değil deneyimli skorer olduğunun farkındaydı ve daha kısıtlı bir rolde katkı vermeye devam etti. Bu, yaklaşık 20 yıl spot ışıklarını üstüne çeken ve milyon dolarlar kazanan birisi için kolay bir evrim değil. Fakat Carmelo bunu başardı.
2022 yazında 38 yaşına geldiğinde zamana yenik düştü ve artık basketbola verecek bir şeyi kalmadığı anlaşıldı. 2022-23 sezonunu kulüpsüz geçiren eski yıldız, 22 Mayıs 2023 gününde kariyerine nokta koydu.