Marko Guduric’ten Eurohoops’a: Fenerbahçe’de Bayrak Adamlık, Olmak İstediği Lider, Dünya Kupası’nın Kattıkları ve Daha Fazlası

2023-10-05T11:38:51+00:00 2023-10-05T11:38:51+00:00.

Bilal Baran Yardımcı

05/Eki/23 11:38

Eurohoops.net

Fenerbahçe Beko’nun başarılı ismi Marko Guduric, Eurohoops’a özel demeçler verdi.

by Bilal Baran Yardımcı / info@eurohoops.net

Turkish Airlines EuroLeague’de 2023-24 sezonunun ilk hava atışına saatler kalırken temsilcimiz Fenerbahçe Beko başarılı bir sezon geçirmek için çalışmalarını tamamladı. Bu yaz takıma iddialı isimler gelse de, kadronun en mühim isimlerinden biri yine Marko Guduric olacak.

Eurohoops’a özel açıklamalarda bulunan 28 yaşındaki Sırp basketbolcu; sarı-lacivertlilerdeki rolü, basketbola olan yaklaşımı, FIBA 2023 Dünya Kupası macerası ve daha fazlası hakkında konuştu.

Soru: İlk olarak Dünya Kupası’nda gümüş madalya kazandınız, orada yaşadığın deneyimler hakkında konuşmak istiyorum. Pek çok insan Sırbistan’ın final oynayabileceğini düşünmüyordu, herkesi haksız çıkarmayı başardınız. Takımdaki hava nasıldı? Başarının sırrı neydi?

Cevap: Sen pek çok insan dedin, ben ‘hiç kimse’ final oynayabileceğimize inanmıyordu diyorum. Sadece biz oyuncular, ailelerimiz ve koç ekibi inanıyorduk. Takım içinde kimya muhteşemdi. Başarılı olmamızın en büyük sebeplerinden biri buydu. Hepimiz egolarımızı bir kenara bıraktık ve birbirimiz için fedakarlıklar yaptık. Gerçek bir ‘takım’ olduk. Çok iyi uyum sağladık. Kolay olmadı, sakatlıklar ve Borisa’nın böbreğini kaybetmesine sebep olan tehlikeli durum bize zor anlar yaşattı. Pek çok şey yaşandı fakat sonunda ülkemiz ve Sırp halkı için bu başarıyı elde etmeyi başardık. Herkesi gururlandırdık.

S: Dünya Kupası finali demek dünyanın en büyük sahnesi demek. O maçtan önce, maç sırasında ve maç sonrasında o sahnede yer alıyor, ülkeni temsil ediyor olmak nasıl bir his?

C: Harika hissettim. Litvanya’ya karşı oynadığımız çeyrek final maçından önce daha fazla baskı hissettim diyebilirim. Sonrasında yarı final ve finalde sadece orada olmaktan keyif aldım, mutluydum. Kariyerimde daha önce Dünya Kupası finali oynamamış olsam da benzer maçlar oynadım. Maç esnasında harika hissediyordum. Saha içinde en iyi maçlarımdan birini oynayamadım fakat bu konuda Almanya takımına da kredilerini vermemiz gerekiyor. Turnuva boyunca muhteşem iş çıkardılar. Tabii ki o maçları oynuyor olmak farklı bir duyguydu fakat genel pencereden bakınca normaldi.

S: Şu andan dönüp final maçına baktığında ‘takım olarak şunu farklı yapabilirdik’ dediğin şeyler var mı?

C: Tabii ki. Geçmişe dair düşünürken, konuşurken her zaman ‘keşke’ler olur. Fakat olan oldu, her şey geride kaldı. O an mutlu olmak, kutlama yapmak tabii ki hiç kolay değildi. Final maçını kaybettiğinizde mutlu olmak kolay değil. Fakat Sırbistan’a dönüp insanlarla konuşmaya başladığımızda… Havalimanına kaç insan geldi gördük. Sonraki gün kutlama da oldukça kalabalıktı. Bunlar olunca başardıklarınızla gurur duymaya, mutlu olmaya başlıyorsunuz.

S: Novak Djokovic ile ilişkiniz nasıl? Kutlamalar esnasında bir video vardı, Novak da oradaydı ve duygusal anlar yaşıyordu.

C: Evet, Novak da oradaydı ve duygu dolu anlar yaşadı. Bu delice. O, sadece teniste değil bütün sporlarda tarihin en iyileri arasında. Onun bu kadar duygusallaştığını görmek, öncesinde ve sonrasında konuşmak… Novak hepimiz için bir mentör, hepimiz için büyük bir motivasyon kaynağı. Kendisi her zaman ayağa kalkabiliyor, o ekstra motivasyonu bulabiliyor. Hepimiz bunu örnek almalıyız. Ben de onun izinden gitmeye çalışıyorum.

S: Fenerbahçe‘ye geçmek istiyorum. Geçtiğimiz yıl Olympiakos serisinde takımı öne geçiren şutu sokmuştun. Sonrasında ise Sloukas‘ın buzzer-beater’ı yaşandı. Maçın ağırlığını düşündüğümüzde belki de kariyerinin en önemli basketi olacaktı o şut. O an neler hissettin? Duygusal bir roller coaster’ın içinde yer almışsın gibi olmalı.

C: Sezon genelinde bu duygusal roller coaster işi geçerliydi. Sezona harika başladık, sonra düşüş yaşadık, sonra tekrar yükseldik. Fakat bu tarz şeyler yeni takım, yeni sistem, yeni koç ve yeni oyuncular için normal. Geriye dönüp baktığımızda Final Four’da olmaktan sadece bir şut uzaklıktaydık diyebilirim. Bir de sekizinci sıradan playoff yapmıştık, geçen sezonun muhtemelen en iyi takımına karşı oynuyorduk. Bana kalırsa en iyi takım Olympiakos’tu. Fakat basketbol böyle bir spor, hayat böyle. Tabii ki hepimiz kazanmayı çok istiyorduk fakat diğer takımlar da çalışıyor, fedakarlıklar yapıyor.

S: Saha içinde pek çok şeyi yapabiliyorsun, bu da rolünün zaman zaman değişmesine yol açıyor. Zaman zaman bençten gelerek takımın saha içi lideri oluyorsun, top yönlendiriyorsun; zaman zaman da forvet pozisyonlarında daha çok bitirici oluyorsun. Sen hangi rolde oynarken kendini daha rahat hissediyorsun?

C: Güzel soru. Farklı rollerde, farklı pozisyonlarda oynayabiliyor olmayı seviyorum. Bu durum koçun ve takım arkadaşlarımın işini de kolaylaştırıyor. Hangi rolü mü daha çok seviyorum? Ben sadece basketbolu doğru şekilde oynamaya çalışıyorum. O an takımın kazanmasına yardım etmek için ne gerekiyorsa yapmaya hazırım. Bu sezon da bunu yapmaya çalışacağım. Ne olursa olsun pozitif kalmaya, takım arkadaşlarımla iletişim kurmaya ve liderlik etmeye çalışacağım. Bu pozitif yaklaşımı sürekli sergilemem lazım çünkü sezon uzun ve buna ihtiyacımız var. 12 kişinin de egosunu bir kenara bıraktığı, takımın iyiliği için fedakarlıklar yaptığı bir kadrodan (Sırbistan) geliyorum. Fenerbahçe’ye de bunu aktarmak, öğretmek istiyorum. Durumun biraz farklı olduğunun farkındayım fakat bu yoldan ilerlemeliyiz. Eğer bunu başarabilirsek iyi şeyler yaşanacaktır.

S: NBA’de bazı oyuncular için artık ‘franchise oyuncusu’ tabiri kullanılıyor. Sen de Fenerbahçe için öylesin. Burada tecrüben var, taraftarlarla özel bağ kurdun, geçen yıl sezon bitmeden kontratını uzattın. Böylesine büyük hedefleri olan bir kulübün bayrak adamı olmak nasıl bir duygu?

C: Kesinlikle büyük bir ayrıcalık. Hepimiz Fenerbahçe’nin ne kadar büyük bir kulüp ve organizasyon olduğunu, taraftar kitlemizin ne kadar büyük olduğunu ve ne kadar önemsediğini biliyoruz. Bu yüzden bu benim için büyük bir gurur. Şu anda takımda Melih Mahmutoğlu‘nun ardından en uzun süre oynamış isim benim. Bu, durumu daha da özel kılıyor. Tabii ki saha içinde rolüm neyse onu yerine getirmeye çalışacağım, arkadaşlarıma örnek olmaya çalışacağım. Saha dışında da pozitif bir yaklaşımım olacak çünkü buna ihtiyacımız var. Dünya Kupası beni daha çok olgunlaştırdı, büyüttü, öğretti. Egoları bir kenara bırakmanın, fedakarlık yapıp takım arkadaşların için mutlu olmanın ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Ben de bu tarz bir lider olmak istiyorum. Sadece saha içinde değil, saha dışında da iyi bir kimya ve iyi bir takım oluşturmak istiyorum.

S: Takımda özellikle uzun pozisyonunda yeni isimler var. Papagiannis ve Sertaç gibi iki uzunun kadroya eklenmesiyle bu sezon Fenerbahçe, oyununda geçen sene olmayan bir katmana sahip olacak. Bu durumun takımı saha içinde nasıl etkileyeceğini düşünüyorsun?

C: Hala erken, birlikte çok az antrenman yaptık. Hepimiz Sertaç’ın, Papagiannis’in ve Nate Sestina’nın neler yapabileceğini biliyoruz. Üç oyuncu da şut atabiliyor ve dediğin gibi bu, oyunumuza farklı bir taraf katıyor. Bu oyuncularla birlikte oynayacağım için heyecanlıyım. Guardlar olarak bize çok yardımcı olacaklar. Üretmek, çembere gitmek için daha fazla alanımız olacak. Rolleri, pozisyonları ve oynamak istediğimiz basketbolu çözmek ilginç olacak fakat yolculuğun güzel tarafı da bu.

S: ‘Asıl ödül yolculuktur’.

C: Kesinlikle. Bakalım, sezon için sabırsızlanıyorum.

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!

NBA gündemindeki son gelişmeler için tıklayın!

2023-24 EuroLeague kadrolarına ve transferlerine ulaşmak için tıklayın!

Eurohoops’un DEV Dünya Kupası rehberine ulaşmak için tıklayın!