EuroLeague Not Defteri #1: Fenerbahçe’nin Planı, Efes’in Zizic Problemi ve Keenan!

08/Eki/23 14:43 Ekim 8, 2023

Utkan Sahin

08/Eki/23 14:43

Eurohoops.net
johannes-voigtmann-georgios-papagiannis-fenerbahce-milano-euroleague-regular-season-round-1

Turkish Airlines EuroLeague sonunda geri döndü. Eurohoops Fırın ise ilk haftanın not defterini sizler için hazırladı.

By Utkan Şahin / info@eurohoops.net 

Sonunda!

Avrupa basketbolunun gözbebeği, en sonunda geri döndü. Çok özlemişiz ama insan, bazen görmediği şeyleri ne kadar özlediğini fark edemiyor ama maçları izlemeye başladığımızda bu organizasyonu ne kadar özlediğini daha iyi anladık.

Sonuçta böylesine tüyleri diken diken eden anları başka hangi organizasyonda görebiliyoruz ki!

EuroLeague’in ilk haftası genel itibariyle böyleydi. 18 takımda hazır gözükmedi ve Maccabi dışında iyi basketbol oynayan bir takım da görmedik ama sahadaki mücadele, hırs ve çekişme göz önündeydi.

Eurohoops Fırın ise ilk haftanın ardından kolları sıvadı ve sizler için gözüne takılanları ele aldı. Aslında konuşulacak çok fazla konu ve takım var ama sizleri yormamak adına 3 konu üzerinden ilerledik. Gelecek haftalarda ise diğer takımları ve konuları ele alacağız.

Hazırsanız, karşınızda ilk haftanın “Not Defteri”!

Anadolu Efes’in Acı Reçetesi!

Her takımın defosu vardır. Mükemmel denilen takımların bile vardır. Bu defoların bazıları kadro kurulurken göz önündedir. Bazıları ise takım sahaya çıktığı zaman görülür.

Koç Erdem Can yönetiminde yeni bir döneme başlayan Anadolu Efes ise ilk hafta Barcelona deplasmanında defolarını ortaya koydu. Üzücü kısmı ise bu defolar aslında kadro kurulduğu zaman ortadaydı.

Anadolu Efes‘in uzun rotasyonu Barcelona deplasmanında hiç iyi bir iş çıkaramadı. Ribaundlarda Katalan ekibinin kurduğu büyük üstünlük bir yana (35-25), Efes uzunları savunmalarıyla Barcelona’nın hücumdaki çaresizliğine de çare oldular. Sezona kötü giren Barcelona aslında hücumda istikrar ve verim yakalama konusunda sorun yaşayan bir takım ama Barcelona kısaları, sürekli Efes uzunlarının ikili oyun savunmasına saldırarak maçı kontrol etmeyi başardı.

Barcelona’nın iki uzunu Jan Vesely ve Willy Hernangomez’in 15/19 saha içiyle 34 sayı atması zaten her şeyi özeti.

Yaz döneminde Efes’in kadrosu kurulduğu zaman lacivert beyazlıların böyle bir problem yaşaması bekleniyordu. Belki bu kadar dramatik bir problem beklenmiyordu ama Barcelona deplasmanı, acı reçeteyi ortaya koydu.

Peki bu kadar büyük bir fark neden kaynaklandı?

Efes’in uzun rotasyonu Tibor Pleiss, Ante Zizic ve Tyrique Jones üçlüsünden oluşuyor. Pleiss’i bu maç için çok suçlayamayız. Sadece 3 dakika sahada kaldı ve Alman pivot genellikle sezonun devamında form tutan bir oyuncu. Erdem Can’ın çok iyi tanıdığı Tyrique Jones ise ilk kez bu seviye oynuyor. Amerikalı uzun aslında hücum tarafında fena değildi ama işin savunma tarafında devamlılık ve konsantrasyon açısından düşük seviye kaldı.

Yine de bana sorarsanız, Efes’in problemi daha çok Ante Zizic’ten kaynaklandı. Hırvat uzunun sahada olduğu her anda Barcelona sadece tek bir şey yaptı: Zizic’in yavaş ayaklarına hücum! 

Açıkçası bu bir sürpriz değil. Bundan sonra da Efes’in rakiplerini buna sürekli saldıracak. Bence asıl sorun; Efes’in Zizic’i bu kadar sahada tutmak zorunda olması. Pleiss’in da böyle bir sorunu olduğunu düşünürsek Jones dışında – ki onunda bu seviyede neler yapabileceği henüz belli değil – Efes’in bu sorunla yaşamak zorunda!

Koç Erdem Can’ı bu konuda çok suçlayamam çünkü Zizic ve Pleiss’in kontratları geçmişten devam ediyor ve o da haliyle bu kadar para verilen bir oyuncuyu kullanmaya çalışıyor. Lakin ben bunu doğru bulmuyorum. EuroLeague seviyesinde rakiplerinize böylesine bir defoyu sunarsanız, cezalandırılırsınız. Bence Zizic’in sürelerinin 10 dakikayı geçmemesi gerekiyor. En azından böylesine zorluk seviyesi yüksek maçlarda!

Efes’in gerekirse daha kısa beşlerle sahada kalıp oyunu başka bir noktaya taşıması gerekiyor. Sonuçta Zizic sahadayken de ribaundlarda üstünlük kuramıyor.

Açıkçası koçu anlayabiliyorum ama sadece kontratı var diye oynatmayı da kabul edemiyorum. Aynısını Fenerbahçe Beko için Calathes adına da söyleyebilirim. Bu tarz oyuncular belki eskiden değerliydi ama şu anda takıma güç katacağına, defo getiriyor.

Barcelona deplasmanında bu açıkça gözüktü. Belki maçın sonunda Barcelona, 17 sayı gibi önemli bir farkla kazandığı için iki takım arasındaki fark büyük gözükebilir ama aslında Efes, ilk 3 çeyrek çok da kötü oynamadı. Hatta zaman zaman oyunu kontrol eden taraftı. Darius Thompson biraz daha gününde olsaydı, lacivert beyazlılar dengeyi daha da lehine çevirebilirdi.

Efes yeni bir düzene geçiyor ve koç Erdem Can’ın düzenlemesi, geliştirmesi ve gelecek için planlaması gereken birçok şey var ama bana sorarsanız, burada ilk adımı uzun rotasyonu için atması gerekiyor.