Gregg Popovich ve Tim Duncan’ın Spurs’ta Yarattığı Krallığın Hikayesi

03/May/25 15:14 Mayıs 3, 2025

admin69

03/May/25 15:14

Eurohoops.net
tim duncan gregg popovich

Eurohoops Çeviri, Tim Duncan ve Gregg Popovich’in kurduğu hanedanlık hikayesini baştan sona anlatıyor…

by Marc Stein- Çeviri: Eurohoops/ info@eurohoops.net

Eurohoops Türkiye’nin Instagram hesabını takip etmek için tıklayın! 

Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

Bu yazı 11 Temmuz 2016 tarihinde ESPN‘de yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.

NBA’in ve San Antonio Spurs‘ün efsanevi koçu Gregg Popovich, başantrenörlük görevini bıraktı. Popovich, Spurs ile NBA tarihine geçerken çalıştığı isimler arasında Tim Duncan da önemi bir noktadaydı.

Spurs’ün kazandığı son şampiyonlukta da çok doğal olarak bu iki efsanenin imzası vardı.

21 Numara ve Spurs, Duncan döneminin beşinci ve son şampiyonluğunu alırken kariyeri boyunca oynadığı tek koç olan Popovich ile çalışırken bunca yıldır aklından geçenlere dair daha iyi bir fikir sahibi olabilme umuduyla Duncan-ologlardan onlarca demeç toparladık. Duncan’ın basketbola vedası vesilesiyle 2014’te NBA’in “dev ikilisine” dair topladıklarımızı, son bir bölüm ekleyerek bir yapıt halinde huzurlarınıza taşıyoruz.

Editör notu: Bu yazı, ilk olarak 2014 Haziran ayında kaleme alınmıştır.

Gregg Popovich ve Tim Duncan’ın başarılarını ve uzun ömürlülüğünü aşabilecek bir patron/süperyıldız ikilisi bulmak için ya zamanda geri gideceksiniz ya da Atlantik Okyanusu’nu aşacaksınız.

Honus Wagner ve menajeri Fred Clarke’tan bahsediyoruz. Bu ikilinin 19 yıllık ilişkisi 1897’de başlamıştı. Veya Sir Alex Ferguson ile Ryan Giggs’in 23 sezona 13 Premier League şampiyonluğu sığdırdıkları ilişkisi düşünülebilir.

Ezelden bu yana işini iyi yapan San Antonio Spurs ekibi, kendi içlerinde de yaptıkları kıyası tercih ediyor: Bill Belichick ve Tom Brady. Ancak NFL’in simgesi hâline gelen koç/organizasyon oyuncusu ortaklığı da NBA’in modern zamanındaki Red and Russell’ının ilişkisi kadar uzun değil.

“Tim’i kıskanıyorum” diyordu Kobe Bryant. “Bütün kariyeri boyunca aynı tarihi koç ile çalıştı.”

Russell ve Auerbach’ın yaptıklarına baktığınızda şu an tamamen farklı bir katman” diyor Popovich’in eski oyuncusu ve Tim Duncan’ın da yer aldığı takımının kaptanı Avery Johnson. “Dönem farklı. Ancak şunu söyleyebilirim: Çok da gerisinde kalmıyorlar.”

“Michael Jordan ve Phil Jackson gibi Chicago’da ya da Boston’da ya da Los Angeles’ta değillerdi. Bu yaptıkları şeyi San Antonio’da yaptılar.”

Bu konuyu yeniden açıyoruz çünkü Spurs, herkesi şaşırtarak NBA’de bir final serisi daha oynamaya çok yakın. Batı Konferansı finalinde süper atletik düşmanları Oklahoma City ile verecekleri büyük mücadelede ayakta kalabilirlerse Pop ve Timmy’nin birlikte beşinci şampiyonluklarını kovalama hedefiyle ligin en küçük dördüncü pazarındaki takımını basketbolun en büyük safhasına altıncı çıkışı olacak. Hem de Bryant efnsaesine rağmen…

Kobe, Avery ve diğer birçok isimden geçtiğimiz haftalarda bunca yıl gizlendikten sonra, orduda yetişmiş bir adamın ve 17 yıldır çalıştırdığı yıldızının bunları nasıl başardığı konusunda asla bitmeyen görevimizde bizlere yardımcı olmalarını istedik.

Aşağıdaki seçki, playoff döneminde Popovich ve Duncan’ı en yakından tanıyan ve yıllar boyu onlar üzerine çalışmış insanlarla yapılan 20’yi aşkın röportaj arasından yapılmıştır. Dolayısıyla bunu NBA’in dev ikilisi ve Tony Parker ile Manu Ginobili’nin yardımlarıyla kurdukları kaosa karşı eşsiz bir dayanıklılığı olan imparatorlukları üzerine bir okuma kitabı olarak kabul edebilirsiniz.

Duncovich uzmanlarının başında bu sürecin çok büyük bölümünde Spurs yönetimine liderlik eden ve ikilinin ilişkisinin sanıldığından da yakın olduğunu savunan R.C. Buford geliyor.

“Ruh ikizleri” diyor Buford ve ekliyor: “Bu iki insan hakkında bunu söylemek hiç abartı olmaz.”

POP TEHLİKEDE

Belki de Pop haklıdır. Belki de 1987 ve 1997’de NBA Draft lotaryasından gelen David Robinson ve Tim Duncan hediyeleri ile her koçun sistemi San Antonio’da başarılı olabilirdi.

Ya da belki Spurs tarihi, 2 Mart 1999’da Houston Rockets deplasmanındaki normal sezon maçını kaybetselerdi tamamen farklı olabilirdi.

Neredeyse tüm maçların iptaline neden olan iş yavaşlatma eylemi sonrası 50 maça indirilen NBA tarihinin ilk lokavt sezonunda yaşandı bu. Duncan’ın da Spurs formasıyla ikinci sezonuydu ve “ya şampiyonluk ya fiyasko” beklentileriyle çıkılan yolda 14 maçta altı galibiyet ile can sıkan bir başlangıç yapılmıştı.

Popüler, eski bir Spurs’lü Doc Rivers da o günlerde San Antonio’nun yayın ekibinde yer alıyordu. Taraftarlar, sezonun başında alınan her mağlubiyette daha da yüksek sesle “bugüne kadar ne yapmış ki” dedikleri Popovich’in yerine onun ismini haykırıyordu.

Ancak Spurs, bu başlangıçta tökezlemeye fırsat vermeyen eksik fikstürde sezonun 15. maçında Houston’a giderken Pop’un üzerindeki baskı yalnızca halk veya medya tarafında değildi. Pop’un oyuncularının birçoğu da koçun kovulmanın eşiğinde olduğunu düşünüyordu. Ya da en azından yalnızca Genel Menajer olarak görevine geri döneceği başka bir role dönmeye zorlanacağını…

Eski Spurs forveti Malik Rose, Hakeem Olajuwon, Charles Barkley ve Scottie Pippen’ın oynadığı o takıma karşı yapılan maçı hatırlarken “Herhangi bir maç önü hazırlığından farklıydı” diyor.

“David (Robinson) genelde hep beraber ortada toplandığımızda dua etmenin ötesinde pek bir şey söylemez ama o maçtan önce ‘Kendimizi toplamalıyız, bunu yapmalıyız, bu büyük bir maç’ diyordu.

O maçı kaybetsek Pop’u kovup Doc’u getireceklerdi. Duyumlar o yöndeydi. Soyunma odasındaki yoğun havayı düşününce gerçek olduğunu söyleyebilirim bunun, asla unutmayacağım.”

Dönemin Spurs guardı Steve Kerr ise “Kovulmaya yakın olduğunu hissettiğimi söyleyemem ama o sezon yaptığımız başlangıç birçok konforsuz durumu beraberinde getirmişti. Pop henüz Pop değildi. Bir ismi yoktu. Taraftarlar hâlâ kim olduğunu tam olarak bilmiyordu” diyordu.

İşte böyle çocuklar: Pop, Duncan’ın ilk yıllarında şimdiki “Koçların Babası” rütbeisne sahip değildi. Robinson tam sağlığına kavuşurken kovulan popüler koç Bob Hill’in ayrılığının tartışmalı zamanlamasını unutturmak, iki şampiyonluk aldı. Phil ve Riles’ın yanına Pop’un isminin yazılması ise gerçekçi olmak gerekirse üç şampiyonluğu buldu.

Pop’un oyun kurucusu ve Spurs takımının en çok itibar gören isimlerinden Johnson’ın bugünlerde o Houston maçının Pop için “hayat memat” maçı olduğundan emin olmasının sebeplerinden biri de bu.

“Kesinlikle” diyor Johnson. “Biz haberleri alıyorduk. Gerçekten doğruydu.

“Pop’un kovulup Doc’un getirileceğine dair birçok dedikodu vardı. Bem de David ile Houston’a uçmadan önce Pop’un evine gittim. Pop bizimle konuştu ve biz oradan çıktığımızda Pop’a dair o maçı kazanmamız gerektiğini bilecek kadar güçlü bir hisle ayrıldık.

Houston’a karşı neler yaptığımızı görmek için bütün istatistiklere bakabilirsiniz.”

Sık sık eleştirilere maruz kalan Johnson, o maçı 18 sayı ve 13 asist ile tamamladı. Robinson ise 15 sayı, 9 ribaund ve 3 blok üretti. Genç Duncan, Spurs‘ün 99-82’lik galibiyetinde 23 sayı, 13 ribaund, 5 blok ile devleşti.

Takım, normal sezonun geri kalanındaki 36 maçta aldığı 31 galibiyetin ivmesini o maçta yakaladı ve neticede organizasyon tarihinin ilk şampiyonluğunu getirecek playofflara da o ivme ile girdi. Neticede Phil Jackson’ın lokavt nedeniyle kısalan sezonda alınan şampiyonluğa bir de yıldız eklenmesi gerektiği konusundaki görüşleriyle yaşamanın yolunu buldular. Zira Phil vs. Pop rekabetindeki en meşhur soru işaretlerinden biri olan o zaferde, şampiyonluktan hemen önceki bahar döneminde işlerin ne kadar kötü gözüktüğü düşünülünce gelinen nokta inanılmazdı.

Uzun yıllar Spurs’te yardımcı antrenörlük yapan Mike Budenholzer, “Sonun yakın olduğunu söyler miydim bilmiyorum ama beklentileri karşılayamadığımız yönünde gerçek bir endişe vardı. Bu doğru. Gerçekt. Daha iyi oynamaya başlamamız gerektiğini ve bunu da çok yakın zamanda yapmamız gerektiğini biliyorduk. Yani doğruydu dedikodular” diyor o günleri anlatırken.

Johnson devam ediyor: “Günün sonunda benim biatım Pop’aydı çünkü bana çok inanıyordu. Eğer kovulursa sebeplerinden biri ben olurum diye düşünüyordum çünkü bir takımı şampiyonluğa taşıyacak bir ilk 5 oyun kurucusu olarak görülmüyordum. O yüzden meseleyi kişisel düşündüm ben. David’in hayatı boyunca yaptığı en tutkulu maç önü konuşmasıydı o konuşma. Ağzı köpürüyordu.”

TIMMY YARIŞI

Duncovich döneminin ilk yıllarındaki bir başka soru işaretinde yine Doc Rivers’ın adı geçiyordu.

2000 yazı geldiğinde Rivers, Spurs yayıncılığından ayrılıp Orlando Magic bench’ine geçmişti. San Antonio’da kabus senaryo yakın zamanda gerçek oldu: Çaylak koç, yeni patronlarını Duncan’ı Pop, Amiral Dave ve 1999’da birlikte kazandıkları şampiyonluğu geride bırakıp Magic Krallığı’na katılmaya ikna edebileceği konusunda ikna etti.

Doc, bunu başarmaya da yaklaşmıştı.

O dönem kendisinin de ifade ettiği üzere Duncan, kafasında bu düşüncelerin gelip gittiğini söylüyordu.

“Kafam bir orada bir buradaydı” diyordu Duncan o dönemde.

Grant Hill ile birlikte Duncan, bugün televizyonda görmeyi hayal etmekte zorlanacağınız bir yıldız ikilisi oluşturma heyecanıyla Magic’i ziyaret etti.

Neticede Alamo City’de inşa ettikleri şeyi, Robinson’ı veya şehrin “Go Spurs, Go” şeklindeki tezahüratlarını “Stay Tim, Stay” şeklinde değiştiren fanatik taraftarlarını bırakamayacağı yönünde karar aldı. Neticede Pop’u ve çabucak kurdukları sağlam koç/oyuncu ilişkisini bırakamayacağı yönünde karar aldı. Duncan bir daha da başka bir yerde oynamayı ciddi anlamda düşünmedi. Kariyerinin kalanı boyunca kontrat dönemi geldiğinde Duncan, kariyeri boyunca aynı koçun takımında oynama zevkini tadacağı sözleşmelere neredeyse düşünmeden imzayı attı.

“Ayrılmaya çok yakındı diyebilirim” diyor eski Spurs forveti Rose. “Pop, ince bir çizgi üzerinde yürüyordu. Menajerimiz Lon Babby’den memnun değildi çünkü Babby’nin Tim ve Grant’i birlikte Orlando’ya götürecek bir şeyler ayarlamaya çalıştığını düşünüyordu. Ben gideceğini duymuştum ama son dakika durum değişti ve takımda kaldı.”

“Kişisel fikrim” diyordu Spurs’ün sahibi Peter Holt “Timmy’nin ayrılmak istemediği ama kesinlikle durumu bir görmek istediği yönünde.”

Robinson’ın son dakikada Duncan’a Hill ve Tracy McGrady’nin Magic Krallığı’nda hüküm sürmeleri konusunda verdiği temkin, Duncan’ın kalmasında belirleyici nokta olarak kabul ediliyor.

Spurs basketbol operasyonları başkanı Buford şöyle söylüyordu:

“Onu kaybetme ihtimalimiz %50 miydi? %20 miydi? Bunun oranı nasıl hesaplanır bilmiyorum. Bence daha da yüksekti ama Disney Dünyası’nın Orlando’da gösterdiği fırsatların aksine Duncan’ın Pop’a olan güveni kalmasındaki asıl sebepti.”

PICK-AND-ROLL MODELLERİ

Spurs, ezelden beri NBA’in model aldığı organizasyon değil. Onların da bir örneğe ihtiyacı vardı.

Koç ve genel menajerler üreten bir fabrika olmadan ve hatta Duncan, Alamo City’ye gitmeden çok önce Spurs, rakip takımların bugünlerde Spurs’ü çalıştığı gibi Utah Jazz örneğini temel aldı.

Spurs; Jerry Sloan, Karl Malone ve John Stockton’ın işlerini nasıl kesin bir icraat ve mazeretsiz bir düzende sürdürdüklerini gördü ve onlardan ilham aldı.

Sertlik. Netlik. Fiziksel mücadele. Profesyonellik. Herkesin sahanın öteki tarafındayken bile ne olacağını bildiği Utah hücumunun istikrarlı bir şekilde verimli olması.

Hepsinin ötesinde kimsenin ihtişamlı görmediği şehirde koç ile iki yıldızı arasındaki kırılmaz bağ.

Spurs, Spurs olmadan önce Jazz olmak istiyordu.

“Yüksek profilli bir piyasada değillerdi ama inanılmaz bir istikrarları vardı” diyor Buford. “İnanılmaz mücadeleci, savunmada çok inatçılardı ve sahip olmamız gerektiğini bildiğimiz bir anlayışa sahiplerdi. Onların seviyesine çıkmak için daha sert oynamamız gerektiğini biliyorduk.

Takımı bir arada tutan şey tutum, mücadeleci ruhları ve istikrarları olduğu için mesele pek oyun tarzları ile ilgili değildi. Biz de benzer bir piyasadaydık ve böyle olunca ‘Onlar yapabiliyorsa biz de yapabiliriz’ diye düşündük. San Antonio’dayız diye başarılı olmamamız için hiçbir sebep olmadığına bizi inandırdı.”

Genelde Utah’ın istediği şekilde sonuçlanan bir dizi playoff mücadelesinin de yaşandığı yılların ardından Pop ve Sloan bir dostluk kurdular ve Sloan’ın 2012-13 sezonu öncesi konuk olarak Spurs’ün antrenman kampına gelmesi ile herkes bu dostluktan haberdar oldu. NBA’in 1990 ve 2000’li yıllardaki icraat ustaları arasındaki bağlar, Buford’ın ofisinde eski Jazz yöneticisi Scott Layden’ı yardımcı genel menajer olarak göreve getirdiği o güz döneminde daha da güçlendi.

Pop ve Timmy’li Spurs elbette Jazz’in Salt Lake City’de inşa ettiği şeyi dört şampiyonluk ile yeni bir seviyeye taşıdı. Her şey o kadar birbirine bağlı hareket etti ki Utah, Sloan sonrası dönemde yeni bir genel menajere ihtiyaç duyduğunda Buford’ın güvendiği yardımcısı Dennis Lindsey’i Kevin O’Connor sonrası San Antonio’dan getirip görev verdi.

Pop’un bir diğer dostu Rick Carlisle ise playoffların ilk turunda büyük bir hayranlıkla söz ettiği Pop ile ilgili şunları söylüyordu:

“Bıraktığı zaman Sloan’ın Utah’ta geçirdiği süreden (21 sezon) daha fazla burada kalmış olacak muhtemelen.

Bunun yaşanabileceğinin düşünülmesi bile mümkün değil.”