NBA’de Maaş Bütçesini Kötü Kullanan 8 Takım

01/Eyl/25 10:52 Eylül 1, 2025

Berkay Terzi

01/Eyl/25 10:52

Eurohoops.net
Paul-George-Sixers

Eurohoops Çeviri, maaş bütçesi “riskli bölgede” bulunan 8 takımı konu aldı.

by Bleacher Report / info@eurohoops.net 

Eurohoops Türkiye’yi YouTube’da takip etmek için tıklayın!

Eurohoops Türkiye’nin Instagram hesabını takip etmek için tıklayın! 

NBA’nin karmaşık maaş tavanı sistemi, takımlar kadrolarına büyük yatırımlar yaptığında hızla cezalandırıcı seviyelere ulaşabiliyor. Ne zaman “tam gaz” gitmek, ne zaman geri adım atmak gerektiğini bilmek, takımların vermek zorunda kaldığı en zor karar olabilir.

Oklahoma City Thunder için, şampiyonluk sonrası Shai Gilgeous-Alexander, Jalen Williams ve Chet Holmgren’e ödül vermek doğal bir seçim oldu. Boston Celtics de benzer şekilde Jaylen Brown ve Jayson Tatum’a ödeme yaptı, ancak Tatum’un aşil sakatlığı büyük bir rota değişikliğine yol açtı.

Phoenix Suns ise Devin Booker etrafında bir şampiyonluk adayı kurmak için Kevin Durant ve Bradley Beal’i kadroya kattı. Ancak bu iki yıldızın ayrılmasının ardından kulüp yeniden yapılanma aşamasına döndü.

Her takımın bir hikâyesi var; ancak çok azı şampiyonluk kazanabiliyor. İşte NBA’deki en kötü sekiz maaş tavanı durumunun listesi:

8. New York Knicks

Knicks, Toronto Raptors gibi kanıtlanmamış bir kadrodan ziyade Oklahoma City Thunder’a daha yakın görünüyor; tabii eğer New York tavanına ulaşmazsa. Mikal Bridges’a verilen yeni kontratla birlikte, Knicks artık Jalen Brunson, Karl-Anthony Towns, OG Anunoby, Josh Hart ve Bridges’ten oluşan çekirdeğe büyük yatırım yapmış durumda. Bunun üzerine başka önemli bir oyuncu eklemek ise hem finansal hem de lojistik açıdan büyük bir zorluk.

Takım, 2000 yılından bu yana ilk kez Doğu Konferansı finallerine geri dönmeyi başardı; bu nedenle yapılan büyük yatırım, Knicks’in bir adım daha ileri gidip NBA Finallerine çıkabilmesi durumunda pozitif bir gelişme olabilir.

Knicks daha önce birçok birinci tur draft hakkını elinde bulunduruyordu, ancak mevcut kadroyu kurmak için bunların çoğunu harcadı. Şu anda takas edebileceği yalnızca bir seçimleri kaldı; o da Washington Wizards’a ait. Fakat Wizards’ın muhtemelen yine playoff yapamayacağı göz önüne alındığında, bu seçim büyük ihtimalle iki adet ikinci tur hakkına dönüşecek.


7. Minnesota Timberwolves

Minnesota Timberwolves, Batı Konferansı’ndaki New York Knicks versiyonu gibi görünüyor. Kazanmak için yüksek maaş yüküne sahip olmak kötü bir şey değil.

Yine de Minnesota, Anthony Edwards, Julius Randle, Rudy Gobert, Jaden McDaniels ve Naz Reid’e bağlanmış durumda. Eksik olan ise bir ilk beş oyun kurucu. Mike Conley kariyerinin sonuna yaklaşırken, Rob Dillingham çaylak sezonunda çok şey gösteremedi. Donte DiVincenzo takımın verimli bir parçası olsa da gerçek anlamda top yönlendiren bir lider oyun kurucu değil.

Timberwolves hâlâ birçok birinci tur draft hakkını borçlu ve oyun kurucu pozisyonunu çözmek için yaratıcı, şanslı ya da ikisinin birden olması gerekecek. Knicks gibi Minnesota da bir adım ileri gidebilirse (üst üste iki Batı Konferansı Finali mağlubiyetinin ardından), esneklik eksikliği fazla abartılan bir sorun olabilir.


6. Cleveland Cavaliers

Cavaliers, LeBron James’siz en iyi normal sezonunu 64 galibiyetle tamamladı, ancak üst üste ikinci kez ikinci turda elendi. New York Knicks ve Minnesota Timberwolves NBA Finalleri kapısını çalarken, Cleveland aynı ölçüde ikna edici olmadı. Son dönemde yaşanan bazı sorunlar sağlıkla ilgiliydi, ancak kulübün gerçek bir şampiyonluk adayı olacak gücü var mı?

Geçtiğimiz yaz kontratını uzatan Donovan Mitchell’in anlaşmasında yalnızca iki garantili yıl kaldı (2027-28 sezonundan önce bir oyuncu opsiyonu var). Eğer ayrılırsa, kitaplar temizlenecek; De’Andre Hunter ve Max Strus’un 2026-27 sonrası serbest kalma ihtimali de bu tabloya eklenecek. Ancak bu durumda takımın playoff seviyesinde kalıcılığı kaybolabilir.

Bu arada takım, Evan Mobley, Darius Garland, Jarrett Allen, Mitchell, Hunter ve Strus’a yapılan büyük yatırımlarla ikinci apronun üzerinde bulunuyor. Ayrıca önümüzdeki birkaç yıl için (özellikle Mitchell takası nedeniyle Utah Jazz’a) ciddi draft hakkı yükümlülükleri var.


5. Denver Nuggets

2022-23 şampiyonluğunun ardından Nuggets, dünyanın en iyi oyuncusu kabul edilen Nikola Jokić’e rağmen yeniden şampiyonluk için yeterli derinliğe sahip olmadan yüksek maaş yükü altında kaldı.

Denver nihayet bu yaz bir değişime gitti; daha pahalı Michael Porter Jr. ve korumasız bir gelecek birinci tur hakkı karşılığında Cam Johnson’ı kadroya kattı. Porter’dan çıkmak bir avantaj olsa da maaş esnekliği hâlâ dar. Jamal Murray, Aaron Gordon, Jokić ve Johnson oldukça pahalı bir grup oluşturuyor.

İleriye bakıldığında, Christian Braun için sezon başlamadan önce bir uzatma yapılmalı (aksi halde gelecek temmuzda sınırlı serbest oyuncu olacak). Jokić’in de önümüzdeki yıl kontratını “muhtemelen” uzatması bekleniyor, ancak playofflarda duraklama devam ederse bu garanti değil. Peki Denver, Jokić, Braun, Murray ve Gordon’u aynı anda ödeyebilecek mi?


4. Boston Celtics

Celtics, arka arkaya yıllarda Jaylen Brown’a (2024 şampiyonluğu öncesi) ve Jayson Tatum’a (hemen sonrasında) süper maksimum kontratlar verdi. Jrue Holiday ve Kristaps Porziņģis gibi pahalı veteranlarla birlikte belki de kulüp, üst üste şampiyonluk kazanmış olsaydı kadroyu korumaya devam ederdi. Ancak Tatum’un Aşil tendonunu koparması, Boston’ın tamamen farklı bir yola girmesine neden oldu.

500 milyon doları aşan maaş ve vergi yüküyle karşı karşıya kalan takım, Holiday ve Porziņģis’i gönderdi ve Tatum’un gelecek sezonu kaçırdıktan sonra eski formuna dönmesi varsayımıyla şu an ikinci seviye bir şampiyonluk adayı gibi görünüyor.

2027-28 sezonunda sadece Brown ve Tatum’a toplam 120 milyon dolar ödemek, yeni toplu iş sözleşmesi (CBA-2023) döneminde ciddi bir sorun olabilir. Celtics, bu yıl vergiden kurtulmak için maaş kısmaya devam edip ardından hızlıca şampiyonluk yarışına geri dönebilecek mi?

Boston’ın draft esnekliği de kısıtlı. 2026 seçimi, hareket ettirilmesi en kolay (ve muhtemelen düşük bir sezon beklendiğinden en değerli) seçenek olarak öne çıkıyor.


3. Phoenix Suns

Suns’ın, kadronun tıkandığını kabul etmesine kredi vermek gerek, ancak Bradley Beal’in kontratı (2029-30 sezonuna kadar yıllık 19,4 milyon dolarlık uzatılmış ödeme) uzun vadede esnekliği kısıtlayacak. Phoenix, Devin Booker’ı takas ederek daha derin bir yeniden yapılanmaya gidebilirdi, fakat takım 2031’e kadar tüm ilk tur haklarını başka ekiplerce verilmiş ya da takaslanmış durumda olduğu için, dibe vurmak uygulanabilir bir seçenek olarak görülmedi.

Lüks vergisi ve apronlar artık acil bir sorun değil, ancak Booker + Beal ve Nassir Little’ın uzatılmış maaşları her sezon toplamda 75–91 milyon dolar arasında bir yük oluşturacak.

Durant karşılığında alınan paket (özellikle Jalen Green ve Dillon Brooks) Suns’ı ne kadar rekabetçi yapar? Booker ve Green aynı pozisyonda oynuyor; Booker mecburen oyun kurucu rolüne mi kayacak?

En iyi senaryoda kadro beklenmedik şekilde uyum yakalayabilir, ancak draft esnekliği ve “ölü maaş” yükleri, kulübün yeniden üst seviyede rekabetçi olması için uzun bir sürece işaret ediyor.


2. Orlando Magic

Magic, 2010’dan bu yana bir playoff serisi kazanamadı; üst üste iki kez ilk turda elendi. Yine de takım, Paolo Banchero, Franz Wagner ve Jalen Suggs merkezli genç bir çekirdek etrafında ilginç bir kadro kurdu. Yetenekli olmalarına rağmen, bu grup Doğu Konferansı’nda henüz kayda değer bir başarı elde edemedi.

Buna rağmen yönetim iddialı bir hamle yaptı: Birden fazla birinci tur hakkını Desmond Bane için Memphis Grizzlies’e gönderdi. Bane, ihtiyaç duyulan dış şut katkısını sağlıyor, ancak neredeyse maksimum seviyede bir kontratla geliyor. Banchero ve Wagner zaten maksimum kontratlı; Suggs ise takım dostu, kademeli azalan bir anlaşmaya sahip.

Wendell Carter, Anthony Black ve diğerleriyle birlikte Magic bu yıl lüks vergisine girecek ve 2026-27 sezonunda ikinci apronla uğraşmak zorunda kalacak. Bane takası, Orlando’nun draft esnekliğini de kilitlemiş durumda.

Bu yatırım cesur bir hamleydi; Magic’in kadrosu başarıya ulaşmazsa bedeli ağır olacak.


1. Philadelphia 76ers

Geçtiğimiz yaz 76ers, ligdeki en fazla esnekliğe sahip takımdı. Ancak Paul George yatırımı, önemli bir hata olarak görünüyor. George’un oyunu sakatlıklar yüzünden düşüşte, Joel Embiid’in sağlığı da ciddi bir soru işareti. Çok kısa sürede, kulüp orta halli bir kadroyla aşırı borçlu bir yapıya dönüştü.

Belki Embiid MVP formuna geri döner, George toparlanır ve 2024-25 sezonu kötü bir anı olarak kalır. En kötü senaryoda ise Embiid’in diz sorunları kariyerini bitirir; bu durumda kalan 248 milyon dolarlık kontratı kitaplardan silinir. Bu, kariyerinin trajik bir sonu olurdu çünkü sadece birkaç yıl önce ligin en iyi oyuncusu olarak anılıyordu. Maaşını almaya devam edecek olsa da Sixers’ın mali tablosu dramatik şekilde değişirdi.

Daha umutlu senaryoda Embiid ve George geri dönse bile, Sixers’ın ekleme yapma esnekliği sınırlı. Tyrese Maxey, Embiid ve George zaten yüksek maaşlı; sınırlı serbest oyuncu Quentin Grimes konusunda verilecek karar da bekleniyor.

Philadelphia’nın, büyük esneklikten şişkin bir maaş yüküne çok hızlı bir şekilde düşüşü, diğer kulüpler için ibretlik bir hikâye niteliğinde.

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!
EuroLeague gündemindeki son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!
NBA gündemindeki son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!

Tags NBA