by Eurohoops Team / info@eurohoops.net
Bu yazı 17 Eylül 2025 tarihinde Bleacher Report‘ta yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
Eurohoops Türkiye’yi YouTube’da takip etmek için tıklayın!
Eurohoops Türkiye’nin Instagram hesabını takip etmek için tıklayın!
Bu yaz döneminde Bleacher Report ekibi, NBA tarihinin en iyilerinin en iyisini belirlemek için kafa patlattı ve tüm zamanların en iyi 100 oyuncusunu sıraladı. Bu süreç hem heyecan verici hem zorlayıcı hem de nostaljik bir egzersiz oldu.
Zor kararlar vermeye bayıldığımız için, 11 B/R yazarı bu kez farklı bir işe girişti: Tüm zamanların en iyi 100 oyuncusundan altı kişilik hayali kadrolar oluşturarak, efsanelerden kurulu kurgusal bir lig tasarladılar.
Kurallar basitti: Yılan usulü draft, her oyuncunun kariyerinin zirve dönemi dikkate alınacak ve takas yapılmayacak. Amaç tarihi yeniden yazmak değil, çok daha eğlenceli bir soruya yanıt bulmaktı: Herkesin aynı efsane listesine erişimi olsaydı, şu anda kazanmak için en iyi takımı kim kurabilirdi?
Devamında her kadronun detaylı incelemesi ve bolca “acaba şöyle mi olsaydı?” sorgulaması yer alıyor; çünkü hiçbir “tüm zamanların draftı” bu tartışmalar olmadan tamamlanmış sayılmaz.
Bu özel draftta yer alan isimler:
-
Yazarlar: Andy Bailey, Zach Buckley, Mo Dakhil, Dan Favale, Grant Hughes, Eric Pincus, Greg Swartz ve Jonathan Wasserman
-
Editörler: Jason Dunbar, Bryant Knox ve Bryan Toporek
Peki, en iyi kadroyu kim kurdu? Hangi ekip büyük hata yaptı? Yorumlarınızı uygulamada paylaşın.
Draft
İşte tam draft sıralaması:
- Michael Jordan
- LeBron James
- Kareem Abdul-Jabbar
- Magic Johnson
- Kobe Bryant
- Tim Duncan
- Shaquille O’Neal
- Stephen Curry
- Larry Bird
- Bill Russell
- Hakeem Olajuwon
- Kevin Garnett
- Kevin Durant
- Wilt Chamberlain
- Nikola Jokic
- Luka Dončić
- Giannis Antetokounmpo
- Dirk Nowitzki
- David Robinson
- Charles Barkley
- Oscar Robertson
- Jerry West
- Anthony Davis
- Allen Iverson
- Julius Erving
- Kawhi Leonard
- Scottie Pippen
- Chris Paul
- Dwyane Wade
- Bill Walton
- James Harden
- Steve Nash
- Clyde Drexler
- Ray Allen
- Reggie Miller
- Jason Kidd
- Manu Ginobili
- Tracy McGrady
- Jayson Tatum
- Moses Malone
- Vince Carter
- Kyrie Irving
- Joel Embiid
- Dave Cowens
- Paul George
- Gary Payton
- John Stockton
- Carmelo Anthony
- Klay Thompson
- Grant Hill
- Draymond Green
- Jimmy Butler
- Karl Malone
- Damian Lillard
- Isiah Thomas
- Russell Westbrook
- John Havlicek
- Paul Pierce
- Chris Bosh
- George Gervin
- Walt Frazier
- Dennis Rodman
- Dominique Wilkins
- Elgin Baylor
- Pau Gasol
- Joe Dumars
Jordan’ın Takımı
-
PG: Jerry West
-
SG: Michael Jordan
-
SF: Paul George
-
PF: Dave Cowens
-
C: Anthony Davis
-
6.Adam: Joe Dumars
Bu draftta 1 numaralı seçimle Michael Jordan’ı almak tartışmasız en doğru karardı. Eğer o tüm zamanların en iyisi değilse, en kötü ihtimalle ikinci sıradadır.
Jordan, bu takıma skor, kritik anlarda basket, kazanma hırsı ve sağlam bir savunma katkısı getiriyor. Efsanevi kariyerinde 1987-88 sezonunda Yılın Savunmacısı ödülünü kazandı ve dokuz kez En İyi Savunma Beşi’ne seçildi.
İkinci turda Jerry West’i seçerek guard ikilisini tamamladım. Artık bu takımın kadrosunda NBA tarihinin en kritik an oyuncularından ikisi var ve savunmada da hiçbir zayıflık söz konusu değil.
Bir sonraki seçimde amaç boy, ribaund ve pota koruması eklemekti. Uzunlar arasındaki en iyi seçenek Anthony Davis’ti. Üç kez blok kralı olmuş, beş kez En İyi Savunma Beşi’ne seçilmiş, yüksek basketbol zekasına sahip bir oyuncu. Takımda ağırlıklı olarak pivot oynayacak, ama eşleşmelere göre dört numaraya da kayabilir.
Dördüncü turda 1970’lerin en sert oyuncularından biri olan Boston Celtics efsanesi Dave Cowens’ı aldım. Sert yapılı bu uzun forvet üç kez En İyi Savunma Beşi’ne seçildi, kariyerinde maç başına 13.6 ribaund ortalaması yakaladı ve 1972-73 sezonunda MVP ödülünü kazandı.
Beşinci turda forvet hattını tamamlamak için Paul George’u ekledim. Bu seçim takıma hem hareketli bir şutör hem de üst düzey bir savunmacı kazandırıyor. Dört kez En İyi Savunma Beşi’ne seçilen George, kariyeri boyunca üçlükleri %38.3 isabet oranıyla soktu.
Son seçim ise 6. adam için yapıldı. Joe Dumars bu role tam oturuyor: sert, yüksek basketbol zekasına sahip bir savunmacı ve üçlük isabetiyle katkı veren bir guard. Kariyerinde %38.2 ile üçlük attı ve benchten gelirken sahadaki savunma gücünü düşürmeden ekstra skor katkısı sağlayacak.
Bu kadro, sert savunması ve farklı kombinasyonlara izin veren esnekliğiyle öne çıkıyor. Her oyuncu sahada birden fazla pozisyonu üstlenebilir. Takım üçgen hücumu oynamaya çok uygun ve maç sonlarında Jordan ile West’in kritik şutları en büyük silah olacak.
Bu takım şampiyon olur.
— Mo Dakhil
LeBron’un Takımı
-
PG: Gary Payton
-
SG: Allen Iverson
-
SF: Oscar Robertson
-
PF: LeBron James
-
C: Joel Embiid
-
6.Adam: Pau Gasol
Michael Jordan en büyük hedef olsa da, LeBron James sıfırdan bir kadro kurmayı belki de daha kolay hale getiriyor. Onu sahada 1’den 4 numaraya kadar her pozisyonda oynatacağız. Eğer LeBron sizin için “GOAT” değilse, Michael Jordan’ın hemen arkasında ikinci sırada olmalı. Hiçbir oyuncu oyunu bu kadar uzun süre boyunca böylesine farklı yönleriyle etkilemedi.
Iverson bu kadroya özel bir skor ve özgüven karışımı getiriyor. Bugünün NBA’inde muhtemelen oyun kurucu olurdu ama burada 2 numarada kullanmak daha mantıklı, özellikle de draftın ilerleyen turlarında almayı planladığım isimleri düşününce.
Oscar Robertson’ın kariyer ortalamaları: 25.7 sayı, 9.5 asist, 7.5 ribaund. Onun çok yönlülüğü ile LeBron’un çok yönlülüğü birleşince rakiplere karşı çok fazla avantaj sağlıyor.
Zirvedeki Joel Embiid, NBA’in en iyi uzunuydu ve biz de draftta oyuncuların en iyi dönemlerini seçiyoruz—sakatlıklarla boğuşan versiyonu değil. Bir anda LeBron ve Iverson’lı bu kadro, üstüne elit bir pota altı skoreri ve pota koruyucusuyla birlikte hem içeride hem dışarıda tehdit haline geliyor.
Iverson’ı aldıktan sonra hedefim Gary Payton’dı. Artık bu arka saha, NBA tarihinin en iyi savunmacı guardlarından birini, en ölümcül skorerlerinden biriyle yan yana getiriyor.
Son olarak, ilk beşte ikinci bir gerçek uzun eksikti, bu yüzden Pau Gasol 6. adam rolünde pivot ya da power forward olarak Embiid’in olmadığı anlarda devreye girecek.
— Jonathan Wasserman
Kareem’in Takımı
-
PG: John Stockton
-
SG: Kyrie Irving
-
SF: Julius Erving
-
PF: Charles Barkley
-
C: Kareem Abdul-Jabbar
-
6.Adam: Elgin Baylor
Üçüncü sıradan seçim yaparken (sürpriz olmayan şekilde) Michael Jordan ve LeBron James’in devre dışı kalmasıyla, Kareem Abdul-Jabbar ve durdurulamaz “sky hook” hareketi açık ara en mantıklı tercihti.
NBA’in tüm zamanların ikinci en skorer oyuncusu olan Abdul-Jabbar, Jordan’dan daha fazla MVP’ye (6) ve LeBron’dan daha fazla şampiyonluğa (6) sahip. Ayrıca 11 kez En İyi Savunma Beşi’ne seçildi. Kariyerinde farklı sezonlarda sayı, ribaund ve blok liderliği yaptı ve basketbol tarihinin en dominant hücum silahına sahipti; bugüne kadar kimse onun “sky hook”unu kopyalayamadı.
Basketbol medyasının “GOAT”ı olmadan önce Charles Barkley, sahada hücumda ve ribaundlarda gerçek bir güçtü. Jordan’ın şampiyonluk yıllarından birinde MVP ödülünü elinden alabilen tek oyuncu olarak 11 kez All-Star oldu ve tarihin en iyi power forward’larından biri kabul edildi.
1970’ler ve 80’lerin en heyecan verici oyuncularından Julius Erving, bu takıma kanatta ekstra yıldız gücü katıyor. Bir kez NBA MVP’si, üç kez ABA MVP’si olan Dr. J, kariyerinde 24.2 sayı, 8.5 ribaund, 4.2 asist, 2 top çalma ve 1.7 blok ortalamalarıyla her şeyi yapan bir oyuncuydu.
Uzun rotasyonunu tamamladıktan sonra guard ihtiyacını karşılamak gerekiyordu. Hem şut atabilen hem takımını yönlendirebilen hem de kendi skorunu yaratabilen bir oyuncu lazımdı. Kyrie Irving bu kriterlerin hepsini karşılıyor ve NBA tarihinin en iyi top hakimiyetine sahip guardlarından biri. Irving ve Erving ikilisinin uyumu tarihin en “havali hukuk bürosu” gibi görünüyor.
Beşi tamamlamak için topu hem dağıtacak hem de savunmada katkı verecek bir beyin gerekiyordu. Bunun için NBA’in asist ve top çalma lideri John Stockton seçildi. Stockton, dokuz yıl üst üste asist kralı oldu (bu süreçte inanılmaz bir 13.1 asist ortalamasıyla) ve Erving’e alley-oop paslarını düzenli şekilde atarken Abdul-Jabbar’a da içeride yeterince top ulaştıracak.
Son olarak, 64. sırada hâlâ Elgin Baylor’un masada olması büyük bir şanstı. B/R’nin en iyi 100 listesinde 26. sırada yer alan Baylor, 11 kez All-Star seçilmiş bir efsane. Kariyerinde 27.4 sayı, 13.5 ribaund ve 4.3 asist ortalamalarıyla 6. adam rolüne müthiş bir katkı sağlıyor.
— Greg Swartz
Magic’in Takımı
-
PG: Magic Johnson
-
SG: Vince Carter
-
SF: Kawhi Leonard
-
PF: Dominique Wilkins
-
C: David Robinson
-
6.Adam: Carmelo Anthony
İlk seçimimde tempolu, hücum öncelikli bir kimlik belirleyecek ve etrafındakilerin seviyesini yükseltecek bir oyuncu istedim. Magic Johnson bu iki kutucuğu da rahatlıkla işaretledi.
Dış şutları istikrarlı olmasa da (906 maçta 325 üçlük), günümüz basketbolunda inanılmaz olurdu. Satrançtaki vezir gibi çok yönlü, pota altında daha küçük savunmacıları ezebilen ve herkesi oynatan bir liderdi. Pas-first oyun tarzı yalnızca takımı değil, bütün oyunu canlandırırdı.
Johnson’ı seçtikten sonra, onun için bir pick-and-roll partneri gerekiyordu. Hakeem Olajuwon veya Wilt Chamberlain’in 19. sıraya kadar düşmemesi üzerine, David Robinson açık ara en iyi seçenekti. Robinson, Magic ile birlikte açık sahada koşabilecek atletizme, yarı sahada kendi şutunu yaratacak becerilere ve pota altını savunacak sertliğe sahip.
Sonrasında savunma, şut ve yarı sahada üretim aradım. Hepsini Kawhi Leonard ile buldum. Sağlıklı olduğunda, iki yönlü oyunu sayesinde muhtemelen 3. turda bu kadar geç kalmaması gereken bir yıldız.
Dördüncü turda, Magic’i “Half-Man, Half-Amazing” lakaplı Vince Carter ile eşleştirmek neredeyse haksızlık gibi hissettirdi. Carter kendi başına zaten elektriklenmiş bir oyuncuydu ama bu kadroda Magic’ten alacağı paslarla daha da coşardı. Aynı şey Dominique Wilkins için de geçerli; yıllarca highlight kasetlerini doldurdu ve neredeyse 30 sayı ortalamalarına ulaştı.
Son seçimde ise etkili bir 6. adam istedim. Bu yüzden Carmelo Anthony’yi seçtim ve onun, Olimpiyatlardaki gibi fileleri parçalayacağını hayal ettim.
Bu takım “run-and-gun” basketbol için kuruldu; gösterişli, hızlı, skor gücü yüksek. Adeta Showtime 2.0: absürt bir hücum potansiyeli ve ligin gördüğü en sıkı iki savunmacıya sahip.
— Zach Buckley
Kobe’nin Takımı
-
PG: Scottie Pippen
-
SG: Kobe Bryant
-
SF: Klay Thompson
-
PF: Dirk Nowitzki
-
C: Moses Malone
-
6.Adam: Dennis Rodman
Kobe Bryant, B/R’nin “tüm zamanların en iyileri” listesinde 11. sırada yer almış olabilir, ama tüm yazarlar onu orada sıralamadı. Sonuçta modern dönemde Kobe’den daha fazla şampiyonluk kazanan kim var? San Antonio Spurs’ün uzun yıldızı Tim Duncan dışında kimse.
Bryant, kariyerini Duncan’a karşı 18–12’lik bir üstünlükle kapattı ve San Antonio’yu hem Shaquille O’Neal’ın dengelendiği ilk şampiyonluk serisinde hem de sonraki şampiyonluk koşularında korkuttu. Zirvesinde Bryant yalnızca elit bir skorer değildi; aynı zamanda üst düzey bir savunmacı ve doğru takım arkadaşlarını bulduğunda istekli bir oyun kurucuydu.
Bu kadro geleneksel bir oyun kurucu yerine kanatlarda boy avantajına ve elit savunmaya dayanıyor. Pippen ve Rodman, Kobe’nin “Jordan rolüne” girmesine olanak sağlıyor. Thompson ise adeta dev boyutlu bir Steve Kerr. Kobe’nin yanına Nowitzki’yi koymak, durdurulamaz iki maç sonu skorerini aynı takımda buluşturuyor. Thompson gibi tarihin en iyi şutörlerinden biriyle alan açıldığında, ikiliyi ikili sıkıştırmayla savunmak neredeyse imkânsız.
Ribaund yoksa yüzük de yok—Malone ve Rodman her kaçan şutu silip süpürecek. Takım Kobe, hem hücumda hem savunmada rakiplerini darmadağın eder.
— Eric Pincus