Yazın Ardından: Philadelphia 76ers

2016-09-03T20:29:20+00:00 2016-09-07T14:18:19+00:00.

Utkan Sahin

03/Eyl/16 20:29

Eurohoops.net

NBA ekiplerinin yaz hamlelerine ve sonraki sezonki hedeflerine bakmayı Philadelphia 76ers ile sürdürüyoruz.

By Utkan Şahin /info@eurohoops.net

NBA ekiplerinin yaz hamlelerine ve sonraki sezonki hedeflerine bakmayı Philadelphia 76ers ile sürdürüyoruz. Serideki diğer takımların incelemeleri için buraya tıklayabilirsiniz.

GELENLER/GİDENLER

Philadelphia için oyuncu bazında giden, gelenlerden çok yönetim içerisinde yapılan değişiklik daha önemliydi. Doğu Yarı Finali oynadıktan sonra yapılan Andrew Bynum takasıyla birlikte son dört yıldır büyük bir düşüş yaşayan Philadelphia, özellikle son iki yıldır NBA’ın en çok dalga geçilen takımı haline geldi. Bynum takası o dönem için alınabilinecek bir riskti ancak Philadelphia ondan sonrasında yeniden yapılanırken, büyük hatalar yaptı. O dönem takımın genel menajeri olan Sam Hinkie, yeniden yapılanmayı bir süreç halinden çıkartıp, bir döngü haline soktu. Elindeki değerli parçaları sürekli takas eden Philadelphia, daha sonrasında o takasla gelen değerli parçaları tekrardan takas etti. Sam Hinkie’nin en büyük eksisi bu da değildi. Elinde önemli sıralardan seçim hakları bulunan Philadelphia’nin kadrosundaki sıkıntılı kısımlara takviye yapmaktansa sürekli en potansiyelli oyuncuyu almaya çalışması ve bu oyuncuların takıma katılmaması Philadelphia için dibe vuruşun sebebi oldu.

Öyle ki geçen sezonki kadrosu NBA tarihinin en kötü kadrolarından biri olan Philadelphia, NBA yönetiminden ihtar bile aldı. Her şeyi drafttan gelecek potansiyelli oyunculara bağlayan Sam Hinkie, serbest oyuncu pazarından da hamleler yapmayınca neredeyse D-League seviyesinde bir kadroyla mücadele etti Philadephia.

Salonun boş kalması, takımın fazla ümit vermemesiyle birlikte Philadelphia yönetimi Sam Hinkie istifa etmeye zorlarken, yerine takımın Genel Menajerliğine Bryan Colangelo getirildi. Colangelo’nun gelişiyle birlikte yönetimde değişen zihniyet ve drafttan daha önce seçilen değerli parçaların üstüne, bu yaz birinci sıradan Ben Simmons gibi büyük bir süper star adayının seçilmesi Philadelphia kadrosunun çehresini değiştirdi.

Draft seçimlerinde önce bu yaz yapılan takviyelere gelirsek, takımın geçen sezon en değerli iki kısası olan Ish Smith ve Isaiah Canaan, başka takımlarla imzalarken, Colangelo yönetimindeki Philadelphia, artık farklı yönetildiğini burada gösterdi. Geçtiğimiz sezonlarda yaz pazarından hamle yapmaktansa draft edilmeyen potansiyelli oyuncuları kadroya katmaya çalışan Philadelphia, bu sefer tam tersini yaptı. Yaz piyasasında belki çok büyük yıldızlara, çok büyük paralar teklif etmedi Sixers ancak kadronun yetenek seviyesini belirli bir noktaya taşıyabilecek iyi görev adamlarını kadrosuna kattı. Gerald Henderson, Jerryd Bayles ve Sergio Rodriguez gibi tecrübeli isimleri kadrosuna katan Philadelphia, bu isimlere mantıklı kontratlar vererek, elinde patlamaması için önlemini aldı. Geçen sezon Ish Smith gelinceye kadar topla mantıklı bir şekilde yaratıcı olabilecek bir oyuncusu olmayan Philadelphia, en kötü ihtimalle Rodriguez’in gelişiyle bu noktada seviye atladı. Bu üç oyuncunun kadroya katılmasının bir diğer önemli yanı da takımda yer alan genç oyuncuların artık sürekli kaybetme alışkanlığını edinecek olmaması. Kaybetmek ya da kazanmak bir gelenektir ve özellikle geçtiğimiz sezonla birlikte Philadelphia, kadrosu için kaybetmek bir gelenek haline geldi. Bir çok yıldız adayı genç oyuncuya sahip olan Philadelphia için bu tarz bir geleneğin büyük bir olumsuzluk olduğunu düşünürsek, bu tarz belirli katkılar verebilecek ve tecrübesini sahaya yansıtabilecek oyuncuların kadroya dahil edilmesi, bu geleneğin bozulması adına önemli bir artı oldu.

Draft kısmına gelirsek, bu sezon draftın birinci sırasından seçilmeyi hak kazanan Philadelphia, draft günü sürpriz bir hamle yapmadı. Bir numaradan draftın en potansiyelli oyuncusu olan Ben Simmons’ı seçen Philadelphia, kişisel görüşüme göre doğru bir hamle yaptı. Simmons’un oyunun eksik yanları olsa onun gibi yıldız adaylarını her draftta bulamıyorsunuz. O yüzden risk almadan ilerlemek burada Sixers için doğru olandı. 24. ve 26. sıradan ise Avrupa’nın iki genç yeteneği olan Timothe Luwawu ve Furkan Korkmaz’ı seçen Sixers, burada da geleceğe yönelik değerli hamleler yaptı. Sixers için draft gecesi en çok merak edilen konu, Jahlil Okafor’un takasıydı. Celtics‘ın üç numara seçimi için Okafor’u verebileceği konuşulan Sixers, bu tarz bir hamleye imza atmayarak, şaşırttı.

Philadelphia’nın draft seçimleri burada bitse de çaylak oyuncuları burada bitmedi. NBA Draft 2014’te 3. sıradan seçilen ancak sakatlığı yüzünden bir maç bile forma giyemeyen Joel Embiid ise sonunda sahaya çıkıyor. Tamamen iyileşen ve yaz dönemi boyunca yaptığı bireysel antrenmanlarla taraftarını heyecanlandıran Embiid, gelecek sezon göstereceği performansla Sixers’ın geleceğini belirleyecek. Philadelphia’nın bir diğer çaylağı da Dario Saric oldu. Embiid ile aynı draftta seçilen Saric, iki yıl Avrupa’da gelişimini devam ettirdikten sonra NBA’e geldi. 22 yaşındaki Saric, her sezon oyununu geliştirirken, potansiyelini daha fazla ortaya koymaya devam ediyor. Saric’in NBA için oyununda hala  defolar bulunsa da kendini gösterebileceği ve takımda kendine yer açabileceği bir yere gitmesi onun için büyük bir avantaj olacak.

NE DEĞİŞTİ?

Yazının başında dediğim gibi Philadelphia’da kadro içindeki değişimden çok, yönetim zihniyetinin değişmesi Philadelphia için daha önemli bir hale geldi. Sürekli tekrardan yapılanmaya çalışan bir takımdan çıkan Philadelphia, artık potansiyelli oyuncularının yanına değerli, rotasyon parçası katan bir takım haline geldi.

Tabii Philadelphia’da değişen bu zihniyetin, kadroda her şeyi yoluna soktuğunu söylemek hayalcilik olur. Philadelphia elinde değerli parçalar olan ve bu oyuncuların gelişimini beklemek zorunda bir kadro. Bu tarz takımların şu anda NBA’de başına çeken Minnesota Timberwolves seviyesinde de değil. Elinde potansiyelli diye belirtilen oyuncular için hepsinin en az bir tane büyük soru işareti bulunuyor ve soru işaretlerinin cevapları ortaya çıkmadan Philadelphia’nın geleceğini değerlendirmek boşuna bir çaba olacaktır.

O soru işaretlerini biraz açarsak, en basitinden takımın en büyük yıldız adayı Ben Simmons’tan başlayalım. Simmons, hem üç numara hem de dört numara oynayabilen, pas yeteneği ve görüş açısının muazzam seviyede olduğu bir oyuncu. Pas yeteneklerini biraz açarsak belki de şu anki hali bile oyun kurucular dışında LeBron’dan sonra en iyi seviyede olan oyuncu.. Böylesi bir yeteneğin on yılda bir geldiğini düşünsek de Simmons’ın oyununu geliştirmesi için bir çok sorunu halletmesi gerekiyor. Simmons’ın düşünüldüğü seviyeye çıkması için en basitinden şut yeteneğinin bir an önce gelişmesi gerekiyor. Ancak kişisel görüşüm Simmons’ın için en büyük eksi bu değil. Son yıllarda şut yeteneği tartışılan bir çok potansiyelli oyuncunun NBA’de bu sıkıntıyı aştığını gördük. Simmons için en büyük sorun, oyun içerisindeki konsantrasyonu ve oyuna olan saygısı.. Burada söylemeye çalıştığım konu Simmons’un bencil bir oyuncu olduğu değil. Demeye çalıştığım konu Simmons’ın hücum içerisinde doğru olanı yapmaktansa, inanılmaz bir pas atmaya çalışması.. Simmons’ın düşünülen seviye çıkması için, bu özelliğini değiştirmesi gerekiyor. Bu noktada yazı içerisinde bahsettiğim Sixers’ın kaybetme alışkanlığını değiştirmeye çalışması Simmons için bu yüzden bir artı olacak. Sürekli kaybeden bir takım da Simmons’ın doğru olan şeyden çok kendini göstermeye çalışması onun kariyerini etkileyecek bir kırılma noktası olacaktı.

Uzunlara gelirsek Joel Embiid’in geri dönüşünü değerlendirmek lazım. Embiid’in iki sezondur yaşadığı sakatlıklar, kolejde gösterdiği performansı unutturdu. Yetenek açısından NBA’de uzun yıldır pivotlardan görmediğimiz yeteneklere sahip olan Embiid, Sixers’ın iki diğer genç pivotu Okafor ve Noel’den de bambaşka seviyede bir oyuncu.. İki yıllık sakatlığı sırasında bile altı santim uzayan bir oyuncuyu düşünürsek, NBA’de oynamaya başladığı zaman göstereceği gelişim Sixers’ın önümüzdeki yıllardaki çehresini değiştirebilir. Ancak yönetim açısından bakarsak da iki yıldır sakat olan ve biraz kafadan çatlak bir oyuncu olan Embiid’e güvenmek çok da kolay değil. Ki bu yaz Okafor yahut Noel’ın takas edilmemesinin sebebi de biraz bu. Embiid sahaya çıkıp, yapabileceklerini göstermediği sürece Sixers, ona güvenemez. Bu noktada eğerlere başlarsak, Embiid’in bunu başarması durumunda Phiadelphia için tek seçenek ortaya çıkıyor: Takas.

Sixers için işler doğru giderse Philadelphia’nın takımın geleceği için eninde sonunda bu takası yapması gerekiyor. Elinde hücum gücü yüksek Embiid’in bulunduğunu düşünürsek burada mantıklı olan Okafor’un takas edilmesi. Eski tarz bir uzun olan Okafor’un savunmadaki defolarını kapatmaya uğraşmaktansa Noel gibi elit bir çember savunucusu kadroda tutmak daha mantıklı. Ancak şu an NBA için daha hazır olan ve daha değerli bir parça olan Noel’in takas değerininde daha fazla olduğunu da unutmamak gerekiyor. Ancak ne olursa olsun takımın gelişimi için Sixers’ın sezon içerisinde bir takasa girmesi gerekiyor.

Saric’e gelirsek Simmons’ın üç ya da dört numara oynayacak olması Saric’in de kadro içerisinde yerini belirleyecek. Simmons’ın şut yeteneğindeki sıkıntıyı düşünürsek üç numara da oynamasının NBA için çok zor olduğundan bahsedebiliriz. Ancak Koç Brett Brown’un Simmons’ı her pozisyonda kullanabiliriz açıklaması da Saric için yer açmaya çalıştıklarının büyük bir göstergesi.

Genel olarak bakarsak, Brett Brown’un elinde gelişime açık ancak bir çok sorunu halletmesi gereken bir kadro var. Kadronun planlamasına bakarsak ise bu isimlerinin gelişiminin yanında Sixers’ın elindeki uzunlardan birisinden vazgeçerek kadroya uyumlu bir guard ve kısa skorer bulması gerekiyor. Ancak Sixers’ın elinde bu sorunları çözmesi için uzun bir süre bulunuyor.

sixers

Oyun kurucu: Sergio Rodriguez – Jerryd Bayles – T.J. McConnell
Şutör guard: Gerald Henderson – Nik Stauskas – Timothe Luwawu – Brandon Paul
Kısa forvet: Ben Simmons –  Hollis Thompson – Jerami Grant – James Webb III
Uzun forvet:  Dario Saric – Robert Covington – Carl Landry – Shawn Long
Pivot: Nerlens Noel – Jahlil Okafor – Joel Embiid – Richard Holmes

NEREDE BİTİRİR?

Philadelphia taraftarı iki sezondur büyük bir umutsuzluk içerisinde takımlarını takip ediyordu. Yetenek açısından uzun yıllardır görülmediği kadar kötü bir kadroyla mücadele eden Philadelphia, sonunda daha izlenebilecek bir kadroyla mücadele edecek. Evet, kadro içerisinde hala büyük sorunlar var. Evet, Sixers için hala önemli olan gelecek sezon draftta seçilecek oyuncular ama bu sezon ki kadronun daha fazla galibiyet alabileceği ve daha izlenesi bir takım olduğu kesinlikle aşikar.