Basketbolun “Mizahşör” Bilgesi Efsane Koç Pop’tan İnciler

24/Eki/17 11:41 Mart 12, 2022

Mehmet Bahadır Akgün

24/Eki/17 11:41

Eurohoops.net

O bir bilge adam… O bir basketbol kurdu… O bir insan sarrafı… O NBA’in sivri dilli, huysuz ihtiyarı… O San Antonio Spurs’ün açık ara en neşeli adamı… Karşınızda Koç Gregg Popovich’in kariyerinden mizah ve bilgi dolu inciler!

By Mehmet Bahadır Akgün /info@eurohoops.net

Bu yazı, 14 Kasım 2016 tarihinde HoopsHype‘ta yayınlanan fotoğraf galerisinden uyarlanarak çevrilmiştir.

Gregg Popovich, NBA camiasının en eğlenceli figürlerinden biri. Tarihin en başarılı koçlarından birinin bunu bilerek mi yaptığını bilmiyoruz fakat verdiği cevaplarla kendisi için YouTube’a videolar hazırlanan, o cevaplar için sayfalarca makaleler yazılan bir adam Popovich.

Yeri geliyor bir gazeteciyi bozuyor, yeri geliyor verdiği cevapla kendi oyuncularını utandırıyor. Aldığı şampiyonluklar bir yana, sözleri ile de NBA’in en sevilen yüzlerinden biri o. San Antonio Spurs koçu Gregg Popovich’in yıllar içinde verdiği ve yüzlerde en azından gülümseme bırakan o cevaplardan bazıları…

Şubat 2014’te, o dönem Spurs forması giyen Austin Daye’den beklentileri kendisine sorulan Pop, bu soruya “Kim?” sorusuyla karşılık vermişti.

Bundan birkaç ay sonra, Gregg Popovich’e oyuncularına süreyi bu kadar iyi dağıtmasının ilmi sorulmuş ve o da “K*çımdan uydurma ilmi” yanıtını verdi.

Tim Duncan’ın 25.000 sayı barajını geçmesi üzerine Popovich: “Aron Baynes’e ‘Sen de Tim kadar şut atarsan 25.000 sayıya ulaşırsın dedim.'”

Savunma yapmaktan çok hoşlanmayan oyuncularla ilgili: “Ben böyle oyuncuları takıma getirmiyorum. Belki bir tek Belinelli hariç. O’na söylemeyin böyle dediğimi.”

Popovich, zihninin boş kalmasından da hoşnut değil:

“Kış vakti çiçekler yetişmiyor. Bu yaşımda okumak isteyeceğin çok bir şey olmadığına karar verdiğim için kitaplarla ilgili bir savaş veriyorum şu an. Bunu yapamazsınız. Peki pes edip hiçbir şey okumayacak mısınız? Yoksa vites artırıp bulabildiğiniz her şeyi okuyacak mısınız? Bunları söylemek istedim. Uzun zaman uzak kalınca zihniniz böyle yapıyor işte. Garip şeyler düşünmeye başlıyorsunuz.”

Jazz ile ilgili ne bildiği sorusu üzerine: “İkizkenar üçgenin iki kenarının eşit olduğunu biliyorum.”

Takımların kendi oyuncularını All-Star takımına alma çabalarıyla ilgili Popovich: “Bana bir şeyler gönderenlere sesleniyorum. Her ne gönderdiyseniz direkt çöpe gittiler.”

Bir galibiyeti tanımlaması istenen Popovich: “Ben bir galibiyetin nasıl tanımlanacağını bilmiyorum.”

Neden Tony Parker’ı EuroBasket’te forma giymesi için teşvik ettiğinin sorulması üzerine: “Oynaması daha iyi. Oynamaz da oturursa ördek ve kaz ciğerine dadanıyor.”

Boris Diaw’ın niye oynamayacağıyla ilgili: “Biraz incinmiş. Fransız da kendisi.”

Rasual Butler’ın takımda kalmasıyla ilgili: “Bana her gün cupcake getirdi, gülümsedi, iyi davrandı, bana kendimi iyi hissettirdi.”

LaMarcus Aldridge’in takıma katılmasıyla ilgili: “Oradaydım. Onunla konuştum. Yalvardım ona. Dizlerimin üzerine çöktüm. Çocuklarımı teklif ettim. Böyle şeyler yaptım.”

Popovich’in mutluluk olgusu ve “mutlu” kelimesi ile arası pek iyi değil:

“‘Mutlu’ kelimesini hiç anlamıyorum. ‘Mutlu’ aptal bir kelime. Gerçekten öyle. Hiçbir anlamı yok.”

George Hill’in saçlarını sarıya boyaması üzerine Popovich: “Bayıldım. Keşke ondaki yürek bende de olsaydı. İnsanların dikkatini üzerime çekerdi cidden.”

Ayın koçu ödülünü kazanmak kendisi için pek de bir anlam ifade etmiyor, tabii yanında başka ödüller yoksa: “En azından bir araba alsanız. Araba vermeyecekseniz ödül umurumda değil.”

Spor tarihinin en büyük antrenörlerinden biri Sir Alex Ferguson’ın istatistiklerle ilgili meşhur bir sözü vardır. Mini eteğe benzetir istatistikleri İskoç teknik adam. Popovich’in de o söz kadar ünlü olmasa da söylediği bir şey var: “Matematiksel analizlere bakıyorum. Bazıları gerçekten yararlı şeyler. Bazıları da tam fasa fiso.”

Spurs‘ün takım oyunu oynarken sıkıcı bir basketbol oynamasıyla ilgili konuşan Popovich: “Biz hep sıkıcıydık. İlk günden beri. Koç, oyuncular… Hiç eğlenceli değiliz. Mizah payı yok. Hâlâ birinin başı belaya girse de karizmamız olsa diye bekliyorum ben. Bu iyi çocuk tavırlarından çok bıktım.”

Spurs‘ün analitik uzmanı Kirk Goldsberry’yi göreve getirmesine ilişkin soru üzerine: “Bize matematiksel analizler çıkarsın diye göreve getirdik. Oyun kurucu pozisyonunda oynayacak gibi değildi. Pek ribaund alamayacağını düşündük.”

Boban Marjanovic’in kariyerinin en iyi maçını çıkardığı mücadelenin ardından Popovich: “Şimdiye kadar gördüğüm en bencil oyunculardan biri. Topu her alışında şut attı. Bu inanılmaz.”

Popovich, önemsiz şeylere fazla ihtimam gösterilmesine hiç gelemiyor: “1.200 tane yeni gezegen keşfettiler. Birileri de alt tarafı bir basketbol maçı kaybetti. Aşın kendinizi biraz.”

Her şeye rağmen Gregg Popovich, Tim Duncan’a olan saygı ve sevgisinden asla bir şey kaybetmedi: “Tim olmasa ben burada olmazdım. Budweiser League’de falan koçluk yapmaya ya da basketbol oynamaya çalışan şişman bir adam olurdum. Burada bulunmamın sebebi Tim’dir.”

Mike Brown’ın Spurs’teki göreviyle ilgili: “Stephen Jackson’ı benden uzak tutuyordu.”

Popovich’e Durant’in Warriors ile anlaştığını ilk duyduğunda ne hissettiği sorulur. Ve: “Yemeğe gittim herhalde.”

Emoji kullanıp kullanmadığı sorulan Pop: “Yalnızca öpücük atanları kullanıyorum.”

Hayata dair de basketbol kadar bilgili bir adam Popovich. Şöyle ki: “Siyasi mevsim işte. Gerçeklerin önemi yok, değil mi? Ne demek isterseniz söylüyorsunuz ve hayat devam ediyor. Kimsenin umurunda olmuyor. Doğru olmasına gerek yok. Gerçeklik payı olmasına bile gerek yok. Ne isterseniz onu söylüyorsunuz…”

Seçimlerde oyunu kime verdiği sorulan Popovich’in cevabı Don Nelson.

Popovich’in özgürlük ve eşitliğe dair görüşleri her zaman dinlenmeye değer: “Midem kalkıyor. Cumhuriyetçiler kazandı falan diye değil ama bu durum. Bütün o iğrenç, üst tondan konuşan, yabancı düşmanlığı, homofobi, ırkçılık ve kadın düşmanlığıyla dolu yorumlar yüzünden midem kalkıyor. Ben, birini seçmek için halkının yarısının bu tip şeyleri umursamadığı bir ülkede yaşıyorum.

“Şu anda Müslüman, kadın, Afroamerikalı, İspanyol kökenli ya da dezavantajı bulunan bir insan olmayı hayal edemiyorum. Nasıl haklarından mahrum edilmiş hissediyor olabileceklerini düşünemiyorum. Bu gruplardan o adama oy veren insanlarla ilgili de bütün bunları nasıl görmezden geldikleri benim algı sınırlarımı aşıyor. Son olarak, en büyük korkum da… Roma gibi olmamız.”