40 Yaş, 4 Şampiyonluk, 1 Efsane: Manu Ginobili

05/May/18 17:24 Ağustos 26, 2018

Semih Tuna

05/May/18 17:24

Eurohoops.net
SAN ANTONIO,TX - APRIL 22 : Fans go wild after Manu Ginobili #20 of the San Antonio Spurs hit a three point shot late in fourth quarter against the Golden State Warriors in Game Four of Round One of the 2018 NBA Playoffs at AT&T Center on April 22 , 2018 in San Antonio, Texas. NOTE TO USER: User expressly acknowledges and agrees that , by downloading and or using this photograph, User is consenting to the terms and conditions of the Getty Images License Agreement. (Photo by Ronald Cortes/Getty Images)

San Antonio Spurs’ün yaşlı kurdu Manu Ginobili basketbola devam edecek mi, etmeyecek mi belli değil. Ancak O’nun NBA üzerindeki etkisi bu soruların çok ötesinde bir anlama sahip. Eurohoops Çeviri anlatıyor!

by Shea Serrano / Çeviri: Yılmazcem Özardıç

Bu yazı ilk olarak 26 Nisan 2018 tarihinde The Ringer’da yayınlanmıştır.

Çocuklarım hakkında bir anektod var ancak aslında bu biraz daha Manu Ginobili hakkında, yani Manu ne anlama geliyor, ne anlam ifade etti ve edebilir.

Bir yerde bir video var. Tam nerede emin değilim ama BİR YERDE var. En küçük çocuklarımdan biri küçük potalardan birinde maç yapıyor.

Hatırladığım doğruysa kolları, bacakları kısa, pota kısa, kafası ve vücudu şişman ve büyük, yani videoda 3 yaşından fazla olamaz diye düşünüyorum. Küçük çocukların yaptığı gibi yerden topu alıp potanın içine bırakıyor, yani BASKETBOL OYNUYOR. Topu her potaya soktuğunda “MANU!” diye bağırıyor. Yanlış hatırlamıyorsam bir de Spurs tshirtü giyiyor.

Bunu anlatmamın nedeni tabii ki MANU! diye bağırmayı ya da Spurs tshirtünü giymeyi kendisi öğrenmedi. Bunları ona ben öğrettim ve tshirtü de ben aldım. O’nu ilk olarak topu potaya bırakırken izlediğimde “MANU!” dese daha iyi olur diye düşündüm. Yanıma çağırıp yapması gerekeni gösterdim ve yapmaya başladı. Çünkü benim yolumdan (yani herkesin yolundan) gitmesini istedim. Ben de orta okuldan şu yaşıma kadar her şut attığımda bir NBA oyuncusunun ismini bağırırdım.

Yedinci sınıfa başlarken Reggie Miller adına “Reggie!”diye bağırırdım. Sonra kısa dönemlerle “Van Exel!”, “Peja!”, “Steve Nash!” de geldi gitti ama hep “Reggie!”‘ye döndüm.