NBA’de Diller Artıyor, Küfürler Değişiyor: Hakemler Nasıl Anlıyor?

08/May/18 15:58 Eylül 1, 2018

Mehmet Bahadır Akgün

08/May/18 15:58

Eurohoops.net
PHILADELPHIA, PA - APRIL 14: Dario Saric #9 of the Philadelphia 76ers high-fives Ersan Ilyasova #23 of the Philadelphia 76ers during the game against the Miami Heat In game one of round one of the 2018 NBA Playoffs on April 14, 2018 at the Wells Fargo Center in Philadelphia, Pennsylvania. NOTE TO USER: User expressly acknowledges and agrees that, by downloading and or using this Photograph, user is consenting to the terms and conditions of the Getty Images License Agreement. Mandatory Copyright Notice: Copyright 2018 NBAE (Photo by David Dow/NBAE via Getty Images)

NBA’de uluslararası oyuncuların sayısı artıyor. Peki hakemler kendilerini nasıl anlıyor?

By Scott Cacciola / Çeviri: M. Bahadır Akgün

Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

Bu yazı ilk olarak 30 Nisan 2018 tarihinde NY Times’ta yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.

NBA’de oynayan oyuncuların birçoğu birden fazla dil konuşuyor ve NBA’deki global büyümeyi bundan daha iyi açıklayan bir durum olmayabilir. Oyuncular İspanyolca, Sırpça, Portekizce daha farklı dillerde bazen kendilerine, bazen rakiplere ve en açık biçimde de yabancı kelimelerin kötü anlamlara gelip gelmediğini anlamaları giderek zorlaşan hakemlere küfrediyorlar.

Emekli bir NBA hakemi olan Jesse Thompson artık Asya’da basketbol hakemleriyle çalışıyor ve NBA günlerinde bazı kelimeleri bildiğini söylüyor.

NBA, gerçek anlamda dünyanın her yerinden oyuncuların toplandığı bir kazan haline geldi. Ligin neredeyse dörtte biri yabancı oyunculardan oluşuyor ve 33 ülkeden 62 yurtdışı doğumlu oyuncu, playoffların başlangıcında bu sezon takımların kadrolarında bulunuyor. Bu sayı bir rekor.

Bu oyuncular, basketbola değerli katkılar yapıyorlar ve bazen de kötü kelimelerle yapıyorlar o katkıyı.

Philadelphia 76ers‘ı ele alalım. Çok dilli kadrolarında yedi farklı ülkeden oyuncu var. Yedek oyun kurucu T.J. McConnell; Marco Belinelli (İtalya), Ersan İlyasova (Türkiye) ve Dario Saric (Hırvatistan) gibi isimlerin bu sezon kendi topraklarından bazı argo sözleri cömertçe kendileriyle paylaştığını belirtiyor.

“Bana sürekli bir şeyler diyorlar,” diyor Pittsburgh’lu McConnell. “İyi şeyler olduğunu tahmin edemiyorum.” (Okur notu: Kusura bakmayın, sizleri daha fazla aydınlatamıyoruz. NY Times, İngilizce argo kullanımının yayını konusunda yeterince sıkıntı yaşıyor.)

Belli başlı hakaretleri anlamak konusunda geniş bir ketumluğa sahip hakemler için böylesi çeşitli bölgeleri tespit etmek zorlu olabiliyor. Küfretmek özendirilmese de küfrün istismara kaçacak kadar sınırı geçmesi durumunda yalnızca bir teknik faul ile geçiştiriliyor. Artık oyuncular bir düzineden fazla dilde burunlarından soluyorken hakemler nasıl olur da mantıklı biçimde onları cezalandırabilir ki?

Uluslararası turnuvalarda da hakemlik yapan Joe Forte, zaman zaman yaşadığı sıkıntıları şu şekilde anımsıyor:

“Bazı sövgü ifadelerini kullandıklarını hissedebiliyorsunuz ancak emin olamıyorsunuz. O yüzden de yapacak bir şey yok.”

NBA’e yurtdışından gelen birçok oyuncunun İngilizce de dahil farklı dilleri akıcı konuşabildiğini hatırlatmakta fayda var. Kongo doğumlu Toronto Raptors forveti Serge Ibaka geçtiğimiz haftalarda bir basın toplantısında üst üste İngilizce, Fransızca ve İspanyolca soruları yanıtladı.

Washington Wizards forması giyen Leh uzun Marcin Gortat ise bir hakeme küfredecek olsa, küfretmeyi onaylamasa da, İngilizce küfredeceğini ve bunun neredeyse bir nezaket olduğunu öne sürüyor.

“Bu ne kadar sağlam biri olduğunuzla ilgili. Hakeme farklı bir dilde küfredecek kadar mı sağlamsınız? İngilizce söyleyin işte ne diyecekseniz,” diyor Gortat. O da bir zamanlar ligin hokeydeki gibi yumru kavgalarına izin vermesi gerektiği konusunda tartışmalara katılanlardandı. Gortat, şöyle devam ediyor sözlerine:

“Erkek olun bu konuda. Kızıyorsanız aklınızdan geçeni söyleyin ve bedelini ödeyin. Hepsi bu.”

Hakemlerin de birçoğunun farklı diller konuştuğu Avrupa’da geçirdiği sezonların ardından 76ers’a katılan Saric de bu konuyla ilgili konuşanlardan. Saric de kendi dilinde sövdüğü hâlde Türkiye’de cezadan kaçamamış.

Hırvatça kendisine bağıran Saric, “Ne kadar aptal olduğumla ilgili bir şey söyledim ve Türk bir hakem tarafından teknik faul ile cezalandırıldım,” diyor.

“‘Sana demedim’ diye direttim ama bir işe yaramadı,” diye de ekliyor.

Bu sezon 76ers formasıyla çıktığı maçlarda beş kez teknik faul aldı Saric. Belki de bu NBA’deki hakemlerin İngilizce dışındaki kaba sözlere olan aşinalığının artmasının bir işaretidir. Saric, o kadar ceza almasının sebebinin bu olup olmadığından emin değil. Kızdığı zaman kendisini genelde Hırvatça – İngilizce karışımı bir dilde ifade ediyor. Ancak normal sezonda aldığı teknik faullerin çoğunlukla hak edildiğini de kabul ediyor:

“Muhtemelen iyi bir şey dememişimdir.”

Hakemlerin işi zor. Ersan İlyasova da “Herkes bir şeylerden şikayet ediyor,” diyor ve kendisinin de o şikayet edenler arasında bulunduğu durumlar olduğunu belirtiyor. Can sıkıntısının seviyesine göre kendisini İngilizce ifade ettiği oluyormuş, “ama genelde Rusça konuşuyorum” diyor. “Canınız sıkılınca çok düşünmüyorsunuz. Ağzınızdan çıkıveriyor. Kontrol edemiyorsunuz.”

Akıcı biçimde İspanyolca konuşan NBA hakemleri de var. Ligde dördüncü yılını geçiren Gediminas Petraitis, Litvanya dilini konuşuyor örneğin. Ayrıca NBA Hakem Gelişimi ve Eğitimi’nden sorumlu başkan yardımcısı Monty McCutchen, ligde şu an hakemlere yönelik bir yabancı dil kursu olmasa da gelecekte bu alanda çalışmalar yapabileceklerini belirtiyor.

Prag doğumlu Wizards‘lı oyuncu Tomas Satoransky ise kendisini Çekçede kaybettiği anlarda “gözünün dönmesi” olarak tanımladığı şeye karşı duyarlı yaklaşıyor. Koç Scott Brooks, çevirisini soruyor o sözlerin.

“Ben de kendimin bile bilmediğini söylüyorum koça,” diyor Satoransky.

2011 yılında emekli olan ve NBA’de uzun süre hakemlik yapan Steve Javie, kariyerinin başlarında birkaç yaz Porto Riko’da hakemlik yapmış. İspanyolca bilmiyormuş ve bazı oyuncuların kendisine nahoş şeyler söylediğini hissedebiliyormuş. O dönemde meslektaşları ona yardımcı oluyormuş.

“Benimle oturup ‘Bak bu laf bu anlama geliyor, şu laf şu anlama geliyor’ diye konuşurlardı,” diyor Javie. “Artık İspanyolca normal laftan çok küfür biliyorum.”

Ancak bunların hiçbiri, ister yurtdışı doğumlu olsun ister Amerika, oyuncuların küfürlü iletişimini korumak için anlatılmıyor. Bir NBA hakemi olarak Javie, basketbola saygılı bulduğu ve ligdeki konumlarının kıymetini bildiğini düşündüğü yurtdışı doğumlu oyuncularla etkileşimlerinden keyif almaya bakmış. Javie, onlarla kararları tartışmaktan memnuniyet duyduğunu belirtiyor:

“Size profesyonelce yaklaşıyorlardı çünkü. Bağırıp çağırma durumu değildi. Çünkü eğer bağırıyor çağırıyorlarsa onlara verdiğim kararı açıklamazdım.”

Bir başka eski NBA hakemi Bob Delaney de Yao Ming’in 2002 yılında Çin’den Houston Rockets‘a geldiğinde ligin en hevesli oyuncularından biri olduğunu söylüyor. “Yao nadiren şikayet ederdi,” diyor Delaney. Bilakis, Yao içtenlikle Delaney’in bazı kararları neden aldığını anlamak istiyordu. Delaney ise aralarındaki konuşmaları neredeyse ona ferahlık veren konuşmalar olarak görüyordu.

O isimler arasında kariyerinin çoğunu Utah Jazz formasıyla NBA’de geçiren Rus yıldız Andrei Kirilenko’nun da hava atışı öncesi hakemlerin elini sıkma alışkanlığı vardı.

“Başta bir garip geliyordu açıkçası,” diyor Delaney, “çünkü buna alışkın değildik.”

Lisedeyken Delaney dört yıl Latince, iki yıl da Fransızca dersleri almış. Fransız yıldız Tony Parker, 2001 yılında Spurs ile anlaştığında o Fransızca derslerinin üzerindeki tozu toprağı silip bir tekrar etmek istemiş. Maçtan önce kendisini Tony’ye tanıtmış: Je m’appelle Robert.”

“O da Fransızca konuşmaya başladı,” diyor Delaney, “dedim ki ‘Dur biraz kardeşim. Benim Fransızcam bu kadar.'”