By Aris Barkas/ barkas@eurohoops.net
Luka Doncic’in Birleşik Devletler’de dikkatleri çekmesi ve tarihin en iyi EuroLeague tanıtımına dönüşmesinin ardından Avrupa basketbolunun üzerindeki ilgi hiç olmadığı kadar arttı. Sezonun başında sizlere EuroLeague’e dair temel bir rehber sunmuş ve EuroLeague’i takip etmeyen okurlarımızın ilgisini çekmeyi hedeflemiştik.
Bununla birlikte Avrupa basketboluna dair neredeyse hiç tartışılmayan en ilginç konulardan biri de para. Avrupa basketbolunda mali verilere dair bilgiler hâlâ kısıtlı ve rakamların çoğu kamuoyu ile paylaşılmıyor. VTB United League ve Fransa LNB gibi istisnalar hariç takım bütçeleri ile ilgili resmi açıklamar görmüyoruz ve çoğu zaman takımlar para kaybettikleri için işletme gibi gözükmüyorlar. Evet, tepeden tırnağa para kaybediyorlar ve en iyi ihtimalle yalnızca zarar etmiyorlar. Büyük kazançlar elde eden çok az sayıda organizasyon oluyor ve bunu da genelde bir oyuncunun haklarını satarak yapıyorlar.
Futbol kulüpleri
Doğrudan rakamlara bakalım. CSKA Moskova, Avrupa’da en çok para harcayan kulüp olarak biliniyor ve geçen sezon resmi bütçeleri 36,5 milyon Euro seviyesindeydi. Bununla birlikte geçen sezonun EuroLeague şampiyonu Real Madrid‘in daha da fazla, toplamda tam olarak 44,3 milyon dolar harcadığına dair iddialar da gündemi meşgul etmişti. O dönemde Real Madrid cephesi bu iddiaları reddetmişti ancak rakam tam değilse de gerçeğe uzak olmadığı kesin. Neticede aynı habere göre Real Madrid’in basketbol branşı geçen sezon 15,5 milyon Euro değerinde gelir sağladı.
Yine de bir takım 30 milyon Euro kaybedip işleyişini sürdürebilir mi? Cevap büyük oranda evet ve bunun sebebi de basit. Real Madrid için kulüp olarak büyük oranda futbol sayesinde elde ettiği gelirleri düşünüldüğünde bu miktarı ödeyebilecek bir organizasyon. Kulüpten yapılan resmi açıklamaya göre “2017-18 mali yılında oyuncu transferlerinden elde edilen gelirler vareste tutularak işleyişten elde edilen gelirler 750,9 milyon Euro’ya ulaştı. Bu da önceki yılda elde edilen gelirden %11,3 fazla demek oluyor. Yani Real Madrid, bir önceki yıla oranla 76,3 milyon Euro daha fazla kazandı. 2000’den bu yana kulübün elde ettiği en büyük artış oranı.”
Bu konu yalnızca Real Madrid için geçerli değil, aynı zamanda Barcelona, Fenerbahçe ve Bayern Münih gibi büyük futbol takımları ile bağlantılı diğer basketbol takımları için de geçerli. Almanlar genelde zarar etmeme konusunda daha istekli ancak Bayern, futbol branşı sayesinde diğer Alman takımlarına oranla ciddi bir avantaja sahip. Daha önce 621 milyon Euro borç açıklayan Fenerbahçe gibi mali olarak zor durumda olan bir kulüp varsa, basketbol branşının harcadığı paranın toplam kayba etkisi de asgari düzeyde oluyor. Fenerbahçe örneğine bakacak olursak, Başkan Ali Koç’un ifadesiyle basketbol branşındaki borç yalnızca 8,49 milyon Euro değerinde.
Başkanlar – Sponsorlar
Peki bu paralar nasıl ödeniyor? Koç, en büyük örneklerden biri. Fenerbahçe‘nin yeni seçilen başkanı Avrupa’nın en zengin şahıslarından biri ve şirketlerinden biri olan BEKO, Fenerbahçe‘ye isim sponsoru oldu.
Kulübün kayıplarını kendi cebinden ödeyen başkan modeli de Doğu Avrupa’da hayli popüler. Olympiakos’taki Aggelopoulos kardeşler, Panathinaikos‘ta Giannakopoulos ailesi ve Milano‘da Giorgio Armani, takımlarının mali durumlarını kendi ceplerinden idare ediyorlar. Takım sahibinin kendi cebinden ödemeler yaptığı birçok Avrupa kulübünde durum bu şekilde. O kulüp sahibi batacak ya da daha fazla ödemeye yapamayacak durumda olursa da kulübü satışa çıkarmak durumunda kalıyor, tıpkı son dönemde İtalya’da sezon ortasında Cantu’nun satılması gibi.
Avrupa’daki kulüplerin çok büyük çoğunluğu işleyişini bu şekilde sürdürüyor. Gelirler genelde hayli kısıtlı ve özellikle de EuroLeague kulüpleri lig gelirlerini artırmak için ciddi çaba sarf ediyorlar. Başka bir deyişle bir milyon ile başlayan ve 4-5 milyonlara çıkan gelirlerden söz ediliyor: Avrupa basketbolunda en büyük televizyon hakkı kontratlarına sahip olan ülkeler İspanya, Yunanistan ve İsrail’de olduğu gibi.
Bunların yanı sıra EuroLeague kulüpleri ayrıca en büyük kayıpları veren kulüpler ve EuroLeague’de mücadele eden 16 takımdan hiçbiri gelir elde etmiyor. En iyi ihtimalle zarar etmeyen bu kulüplerin çok azı için zarar etmemek söz konusu oluyor. 7DAYS EuroCup ve Basketbol Şampiyonlar Ligi de bütçeye yardımcı olabilecek gelirler sağlıyor ancak o gelirler, yalnızca ligde mücadele ederek giderleri karşılamaktan çok uzak kalıyor.
Oyuncu kontratları
Yine de Avrupa’daki en iyi oyuncular, maliyeti yükselten NBA kontratları ile karşılaştırılabilecek sözleşmeler imzalıyorlar. Alexey Shved’in yıllık 4 milyon euro ile zirvede olduğu bu sezonun en yüksek kontratları listesine buradan ulaşabilirsiniz. Bu miktar, NBA’de aşağı yukarı 10 milyon dolarlık bir kontrat ile eşit seviyeye tekabül ediyor uygulamada. Avrupa’da alınan kontratların mali detayları hiçbir zaman paylaşılmasa da söz edilen rakamlar, genelde oyuncuların net gelirleri oluyor.
Bu sebeple NBA’de verilen bir kontratla Avrupa’daki bir kontratı karşılaştırmak isterseniz vergileri hesaba katarak Avrupa’da konuşulan rakamı iki ile çarpmalısınız. Avrupa’da işler de bu noktada karmaşıklaşıyor. Bulunduğunuz ülkeye ve her oyuncuya ödenen paraya bağlı olarak vergilendirme çok farklı düzeylerde olabiliyor. Bir başka deyişle %10’luk bir vergiden başlayarak kontratın değerini iki katına çıkarabilecek düzeyde vergilendirme uygulanabiliyor. Örneğin Yunanistan’daki mali kriz sonrası vergilendirmedeki değişiklikler böyle bir duruma neden oldu.
EuroLeague takımlarının bütçelerini incelerken bunu da aklınızda tutun zira vergilendirme, takımların bulunduğu ülkelere göre her şeyi değiştirebiliyor. Acı gerçek ise her türlü rekabet seviyesinde işletme modelinin sorunlu olduğu ve bu sebeple neredeyse her Avrupa ülkesinde ödemelerde yaşanan gecikmeleri birçok oyuncu için artık sıradan hâle gelmiş olması. Kamuoyunun haberdar olduğu son vaka, Olympiakos ile takımın yıldız forveti Giorgios Printezis arasında yaşanan süreç oldu. Ancak Basketbol Tahkim Kurulu kararlarına bakacak olursanız çok sayıda dosya bulabilirsiniz. Kulübünden yüksek miktarlarda alacağı olmasına rağmen Printezis, dosyayı kurula taşımadı. Birçok oyuncu için benzer bir durum geçerli zira ödemelerdeki gecikmeler, Avrupa basketbolunun her türlü seviyesinde alışılmadık bir durum değil. Bunun yanı sıra ABD’li birçok oyuncu yönteme karşı önlemler aldı ve kendi kendi kontrat maddelerine ödemelerde gecikme durumunda serbest kalabilecekleri veya her gecikme gününde zam alacakları maddeler ekletti.