Vasilije Micic: “Larkin Hiç ‘Ben En İyisiyim’ Havasına Girmedi, O Benim En İyi Takım Arkadaşım”

2022-06-15T17:21:33+00:00 2022-06-15T17:21:33+00:00.

Berkay Terzi

15/Haz/22 17:21

Eurohoops.net

Anadolu Efes’in yıldızı Vasilije Micic, sezonun ardından önemli açıklamalarda bulundu.

by Eurohoops Team / info@eurohoops.net

Anadolu Efes, belki geçtiğimiz gün Basketbol Süper Ligi’nde şampiyonluğu rakibi Fenerbahçe Beko’ya kaptırdı ama EuroLeague’de kupayı kaldırarak özel bir sezonu geride bıraktı.

EuroLeague’i üst üste ikinci kez şampiyon tamamlayan Anadolu Efes‘te başarının en önemli mimarlarından birisi ise kuşkusuz Vasilije Micic’ti. 28 yaşındaki Sırp oyuncu, ortaya koyduğu etkileyici performansın ardından NBA takımlarının ilgisini de çekmeye başladı.

Anadolu Efes‘teki dördüncü sezonunu tamamlayan başarılı guard, sezonun ardından bazı açıklamalarda bulundu.

Micic, buraya kulübün kötü zamanında geldikleri için şu anki başarıların daha anlamlı olduğunu ifade etti:

Anadolu Efes gibi bir kulüpte arka arkaya iki kez EuroLeague şampiyonu ve Final MVP’si olmak inanılmaz. Hepimiz buraya kulübün zor bir döneminde geldik. Bu kadar çok oyuncu ve antrenör değişikliğinden sonra kulübün yorulduğunu hissettim. 2018’de buraya geldiğimizde bizden beklentiler düşüktü ama belki bu, başarımızdan daha fazla gurur duymamızdaki en büyük sebep. Çünkü her oyuncu kalitesini ve tutkusunu kanıtladı. Herkes buraya başarıya aç bir şekilde geldi ve 4 yılın sonunda artık bir aile gibi hissediyoruz.”

Bireysel başarıların peşinde olmadığını söyleyen Vasilije Micic, Efes taraftarı tarafından hatırlanmak istediğini belirtti:

“Başarıları asla kovalamıyorum, özellikle de bireysel başarıları. Çünkü özellikle potansiyelli bir yetenek olarak büyüdüğünüzde, bu baskıyı daha erken yaşlardan itibaren omzunuzda taşıyorsunuz ve tüm bu ilave bilgiler size daha fazla baskı hissettiriyor. Efes taraftarları ve benim kuşağımın insanları tarafından hatırlanmak istiyorum.”

EuroLeague Final Four yarı finalinde Olympiakos karşısında attığı son saniye üçlüğü ile takımını finale taşıyan Sırp yıldız, büyük çoğunluğu Yunan taraftarlarla dolu o zorlu maçı anlattı:

“Maç 5 saat sürmüş gibi hissettim. Oyuna yeni girmiştim ve ikinci yarıda bazı küçük sakatlıklarla uğraştım. Bu yüzden ilk düşüncem bir şekilde maça devam edebilmekti. Kesinlikle en iyi performansım değildi ama maçı bitirecek kadar iyi hissettim. Sloukas karşısında step-back üçlük denediğimde bacaklarımın yeterince güçlü olduğunu fark ettim. Eğer o şuttan sonra bir fırsatım daha olursa, topu elimden çıkarana kadar odağımı korumam gerektiğini biliyordum. Maçın son pozisyonunda da tam olarak böyle oldu. Şu ana kadar kariyerimin en iyi anıydı.”

28 yaşındaki guard, genelde saha içinde yaptıklarını planlamadığını, yalnızca anın içerisinde kararlar aldığını söyledi. Micic, maç içerisinde sakin kalmak için skora bile bakmadığını belirtti:

“Genelde bir şeyleri planlamıyorum. Dürüst olmak gerekirse Olympiakos maçındaki son şutumu bile planlamadım. Şutu olabildiğince geç atmam gerektiğini biliyordum ve Real Madrid maçında da bir benzeri oldu. Yalnızca anın içerisinde reaksiyon göstermek düşüncesindeydim. Son saniyelerde potaya hücum edip turnike atmak istedim çünkü faul yapamayacaklarını biliyordum. Sonrasında köşede Larkin’i görüp ona çıkardım. Ve açıkçası skorun farkında bile değildim. Son 5 yılda hiç skoru takip etmedim çünkü koçlar bazen skorun baskısı altında sakinliğini kaybediyor. Ben de skoru takip etmeyerek daha özgüvenli ve sakin oynuyorum.”

Vasilije Micic, koçu Ergin Ataman ile olan ilişkisine de değindi. Sırp oyuncu, fazla konuşmamalarına rağmen son derece uyumlu olduklarını ifade etti:

“Onunla birlikte her şey daha özel bir hal alıyor. Onunla çok fazla konuşmuyoruz. Buraya geldiğim yaz yaptığımız ilk görüşme 5 dakikayı bile geçmemiştir. Litvanya’daydım ve bana Anadolu Efes’e gelmemi teklif ettiler. Ergin Ataman bana kombo guard rolünü teklif etti. O esnada Zalgiris‘te de benzer bir roldeydim. Daha öncesinde ben Tofaş’ta oynarken, Ergin Ataman da Galatasaray‘ın başındaydı. Orada pick-and-roll oynamayı bilen tüm oyuncuların Ataman’ın sisteminde çok üretken olduğunu fark ettim.

Bolca dakika ve fırsat veriyordu. Yetenekli oyuncuları seviyordu. Yine de beni rol oyuncusu olarak istediğini söylemişti. Bunun benim için bir fırsat olduğunu ve avantaja çevirebileceğimi hissettim. Öyle de oldu. Takıma ilk gün katılabildiğim için şanslıydım çünkü bazı sorunlar çıktığından Larkin zamanında gelememişti. Bu yüzden hazırlık maçlarında kendimi gösterip koçun güvenini kazanmak istiyordum. İyi oynadım.

Takıma farklı bir şeyler kattım ve sezonun ikinci yarısından itibaren bana güvenebileceğini anladı. Ben de takımla iki yıllık sözleşme imzalayıp ona olan güvenimi gösterdim. Fazla konuşmadan birbirimize çok iyi uyum sağladık. Bana bu fırsatı ve diğer takımlarımda sahip olmadığım özgürlüğü verdiği için minnettarım.”

Anadolu Efes’in harikalar yaratan ikilisi Shane Larkin ve Vasilije Micic’in, EuroLeague tarihindeki en iyi ikili olup olmadığı artık tartışılır bir konu haline geldi. Sırp oyuncu bu konu hakkında şöyle konuştu:

“Bu tartışma konusu, basketbolu seven insanlar için. Ben geçmiş jenerasyonlara saygı duyuyorum. Shane geçmişteki oyuncuları pek tanımıyor olabilir ama ben tanıyorum. Bu tartışmanın içerisinde bulunduğum için çok mutluyum çünkü ikimiz de zorlu yollardan buraya geldik. Ben Zalgiris‘te altıncı-yedinci opsiyonken buraya geldim. O ise NBA’de kendini tekrar kanıtlamaya çalışırken Avrupa’ya geri döndü.”

Micic, Larkin ile arasındaki arkadaşlık ilişkisi hakkında sözlerine şöyle devam etti:

“Bence ikimizin ortak bir noktası var: İkimiz de gerçekten mütevazıyız. Bugüne kadar sahip olduğum en iyi takım arkadaşı. Hem basketbolu hem de karakteri kaliteli. Burada olduğu 4 yılda hiçbir zaman “ben en iyisiyim” havasına girmedi. İşbirliği yapmaya her zaman hazırdı. Çok fazla konuşmaz ama konuştuğunda, söylediği her şey net ve doğrudur. Böylesine uyumlu olmamızın ana nedeni, egomuzu bir kenara bırakmamız. İkimiz de birbirimizi birer tehdit olarak görmedik. Bahsettiğim tüm bu şeyler, onu benim gözümde ve kalbimde daha yükseğe taşıyor. Hiçbir zaman birlikte yemeğe veya kahve içmeye gitmedik ama bugüne dek kimseyle aramda bu denli büyük bir saygı olmamıştı.”

Vasilije Micic, Anadolu Efes’e gelmeden önce birçok takımın formasını giydi. Daha önce birlikte çalıştığı koçlar sorulduğunda ise sözüne Orhun Ene ile başladı:

“Daha önce üst düzey bir oyun kurucuyla çalışma fırsatım oldu. Tofaş’ta Orhun Ene ile çalıştım. Harika bir basketbol oyuncusuydu ama ilk başta onun hakkında pek bir bilgim yoktu. Türkiye’ye geldiğimde ne kadar büyük bir saygı gördüğünü fark ettim. Zalgiris’e gitmeden önce kapıyı benim için aralayan kişi oydu. Bana bu özgüveni verdi. Zorlandığım anlarda bana güvendi. Önceden benim hakkımda çok fazla soru işareti vardı ama Tofaş’a geldiğimde Orhun Ene bu potansiyeli gördü. Beni yıllardır takip ettiğini söyledi ve bugün iyi bir arkadaşlığımız var.”

2017-18 sezonunun başında Tofaş’tan Zalgiris Kaunas’a transfer olan Micic, bunun harika bir karar olduğunu söyledi ve koç Saras Jasikevicius’tan övgüyle bahsetti:

“Zalgiris’e giderken gerçekten harika bir karar verdim. Saras herkesi geliştirmek ve kendini kanıtlamak için çok açtı. Kesinlikle basketbolda gördüğüm en adanmış insan, özellikle de koçluk açısından. Çok fazla maç izliyor, oyuncularına inanılmaz tavsiyeleri var. Çoğu insanın nasıl açıklayacağını bilmediği ayrıntılara dikkat ediyor. Beni ihtiyacım olan şekle soktu, böylece daha olgun olabilir ve sayı atmadan da sahada var olabilirdim. Onunla birlikte alçakgönüllü olmayı ve başarıya ulaşabilecek büyük bir ekibin parçası olmayı öğrendim.”

Vasilije Micic, Anadolu Efes’in taraftar kitlesinin futbol izleyicilerinden oluşmadığını ve bu durumun ona daha fazla keyif verdiğini söyledi:

“2021’de boş tribünlere karşı oynadıktan sonra bu seneki Final Four gerçekten inanılmazdı. Tribünler Olympiakos taraftarlarıyla dolu olsa bile Belgrad’ta böyle bir Final Four oynamayı hayal bile edemezdim. Olympiakos taraftarı çok tutkuluydu ve bize ekstra enerji verdiler. Sahada her şeyimizi ortaya koyduk. Sonrasında buraya dönüp şampiyonluğu taraftarla kutlamak eşsiz bir duyguydu. Gerçekten basketbol taraftarından oluşan bir kitlemiz olduğunu düşünüyorum. Biz futbol organizasyonu değiliz veya taraftar kitlemiz futbol izleyicileriyle dolu değil. Bu durum daha da keyif verici.”

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!