by Eurohoops Team / info@eurohoops.net
Eurohoops Türkiye’nin Instagram hesabını takip etmek için tıklayın!
Uzun yıllardır Fenerbahçe Beko’nun bir parçası olan Tarık Biberovic, başlarda kendisinden beklenen çıkışı yakalamakta zorlanmıştı. Son iki sezonda ise ciddi bir gelişim gösteren Tarık, EuroLeague’in en değerli forvetlerinden biri haline geldi.
Son olarak takımının Türkiye Kupası şampiyonluğunda önemli rol oynayan genç oyuncu, SwishCast Sports Podcast isimli YouTube kanalına konuk oldu.
Tarık Biberovic, ‘Fenerbahçe‘ye transfer olmak senin için ne anlam ifade etti?’ sorusuna şu yanıtı verdi:
“Fenerbahçe’ye transfer olmam, üst seviyelerde oynayabilecek kalitede olduğumun bir göstergesiydi. Tabii ayrıca hayatımın ilk 16-17 senesinde çok çalışmanın karşılığını aldığımı da gösteriyordu. Dolayısıyla kariyerim için çok büyük bir dönüm noktası oldu.”
Tarık, ‘Fenerbahçe’ye transferin nasıl gelişti, ilk seni nerede istediler?’ sorusuna ise şu yanıtı verdi:
“Düşünmem gereken sorular soruyorsun (gülüyor). Hatırlamaya çalışıyorum, ilginç bir süreçti. 16 yaşındayken Fenerbahçe’nin sezon öncesi kampına katılmıştım. Eskiden Fenerbahçe’de şöyle bir durum söz konusuydu, sezon öncesi kampı için EuroCup veya Adriyatik Ligi’nden bazı oyuncuları davet ediyorlardı. Milli takıma giden oyunculardan dolayı eksik kalmamak için bunu yapıyorlardı. Dolayısıyla gerçekten Fenerbahçe’nin oyuncusu olan sadece 4-5 kişi oluyordu. 16 yaşındayken o dönemki menajerim Sead, Zeljko (Obradovic) ile konuştu. Bu sayede Fenerbahçe’nin sezon öncesi kampına katılma şansını buldum. Sanırım orada Zeljko’nun gözüne girmeyi başardım, kamptan sonra menajerim Sead’a beni beğendiğini söylemiş. Zaten sonrasında kontrat imzaladık. Çok karışık bir süreç değildi.”
Tarık, ‘şu ana kadar Fenerbahçe’de en sevdiğin takım arkadaşın kim oldu?’ sorusunu ise şu şekilde yanıtladı:
“Bu sorunun cevabı benim için kolay, Marko (Guduric) ile yedi yıldır beraber oynuyorum. Onunla ilk tanıştığımda 16 yaşında bir çocuktum, büyüme sürecime en yakından tanıklık etti. Tabii ayrıca Jan da (Vesely) var. Özellikle kariyerimin başlarında bana çok yardımcı oldu. Marko NBA’e gittiğinde biraz yalnız kalmıştım, bu süreçte Jan beni çok destekledi. Bana abim gibi davrandı, sürekli destek oldu. Soyunma odasında kendimi rahat hissediyordum çünkü Jan oradaydı. Dolayısıyla Marko ve Jan’ı söyleyebilirim.”
Genç oyuncu, Zeljko Obradovic ile çalışma deneyimini anlattı:
“Zeljko’ya gerçekten minnettarım çünkü onun sayesinde çok çalışma alışkanlığını edindim. Onunla çalışmak, karakterimin ve çalışma rutinimin gelişmesine çok yardımcı oldu. Onun için oynamak istiyorsanız çok çalışmanız gerekiyor. Günde bir takım idmanımız oluyordu ama daha fazlasını yapmam gerekiyor gibi hissediyordum. Sabah salona gidip 500 şut atıyordum, top sürme ve blok idmanları da yapıyordum. Oyunumun her yönünü geliştirmeye çalıştım, oynadığım pozisyon fark etmeksizin her idmanı yaptım. Bu durum, bireysel gelişimime çok katkı sağladı. Bu sayede basketbol zekam gelişti ve takımın gerçek bir parçası haline geldim.”
Tarık, ‘kariyerinin en unutulmaz maçı hangisiydi?’ sorusuna ise şu yanıtı verdi:
“Bir değil, iki maç var. İlki elbette Fenerbahçe’yle EuroLeague’deki ilk maçım. İlk maçıma 2019’da Panathinaikos‘a karşı çıktım, sanırım Şubat ayıydı. 18 yaşına yeni girmiştim. İkincisiyse kendimi ‘gerçek bir EuroLeague oyuncusu’ gibi hissettiğim ilk maç olan Baskonia maçıydı. O maçı oynarken kendi kendime ‘ben EuroLeague’e aitim’ demiştim. Elbette daha iyi maçlarım oldu ama o maçtan sonra kendimi harika hissetmiştim. O maçı geçen sene milli aradan sonra oynamıştık. Türkiye ile İtalya ve İzlanda’ya karşı oynadım, sonrasında Baskonia maçına çıktım. O maçta iyi oynadım ve kendimi ilk kez gerçekten ‘EuroLeague seviyesine ait’ gibi hissettim. Sonrasında benim için her şey daha kolay bir hal aldı.”
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!
EuroLeague gündemindeki son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!