by Melikşah Bayrav / info@eurohoops.net
Eurohoops Türkiye’nin Instagram hesabını takip etmek için tıklayın!
Turkish Airlines EuroLeague’de normal sezon heyecanı, özellikle ilk on sıra için oynanan birbirinden çekişmeli karşılaşmaların ardından geçtiğimiz hafta son buldu. Artık Playoff için önümüzde çok az bir süre kaldı.
Sezonun neredeyse tamamını zirve mücadelesi içerisinde geçiren temsilcimiz Fenerbahçe Beko, ligi ikinci sırada bitirerek Playoff’ta saha avantajını elde etti.
Böylelikle temsilcimizin Playoff turundaki rakibi, Play-In’de Real Madrid‘i devirerek yedinci sırayı alan Paris Basketball oldu.
Fenerbahçe Beko, bu turda saha avantajı, kadro kalitesi ve tecrübesiyle birlikte hata yapmadan üst üste ikinci kez Final Four biletini almaya çalışacak. Bu sezon tarihinde ilk kez EuroLeague’de yer alan Paris Basketball ise peri masalını devam ettirme umuduyla sahada olacak.
Eurohoops Fırın, bugünkü serisinde heyecan dolu geçmesi beklenen Fenerbahçe Beko – Paris Basketball eşleşmesinin ilgi çekici beş hikayesine göz atıyor.
Playoff Atmosferi!
EuroLeague’de normal sezon heyecanı, birbirinden çekişmeli geçen maçların ardından resmen geride kaldı. Şimdiyse sırada taraftarların heyecanla beklediği Playoff etabı var.
Evet, Fenerbahçe Beko’nun evi Ülker Spor ve Etkinlik Salonu’nda bu sezon atmosfer bakımından yoğun geçen bazı normal sezon maçlarına tanıklık ettik. Buna karşın henüz sezonun en kritik aşamasına gelinmemiş olmasından dolayı daha normal atmosferlerde oynanan iç saha maçları da oldu.
Buna karşın Fenerbahçe taraftarının da çok iyi bildiği üzere Playoff vakti geldiği zaman Ataşehir, farklı bir hale bürünüyor. Sezonun en kritik aşamasına gelindiğinde salondaki desibel artıyor, taraftarın heyecanı normal sezona kıyasla çok daha yükseliyor ve ortaya müthiş bir atmosfer çıkıyor.
Bu işin zirvesiyse 2015-16 sezonundaki Real Madrid serisinde yaşanmıştı. Bir önceki sezon yarı finalde mağlup olduğu rakibine karşı saha avantajını elde eden Fenerbahçe, Ataşehir’de oynadığı iki maçta da adeta rakibine sahayı dar etmişti. Yüksek desibelin yanı sıra görsel şovlarla da Fenerbahçe oyuncuları, adeta taraftarıyla bütünleşip Final Four yolunda dev bir adım atmıştı.
O günden beri Playoff vakti geldiği zaman Ataşehir’de hep çok güzel atmosferlere tanıklık ettik. Bunun örneklerinden biri de geçtiğimiz sezonki AS Monaco serisiydi. Her ne kadar Fenerbahçe evinde oynadığı iki maçı bir galibiyet ve bir yenilgiyle geçmiş olsa da taraftar, tribünde üzerine düşeni fazlasıyla yapmıştı.
Bu sezon ise Playoff’ta Fenerbahçe taraftarı için bir fırsat daha olacak. Bildiğiniz üzere normal sezonda Paris Basketball ile Fenerbahçe Beko arasında Paris’te oynanan maçı çok sayıda Fenerbahçe taraftarı yerinden takip etmişti. Paris’in Partizan, Kızılyıldız, Olympiakos ve Panathinaikos gibi takımlara karşı iç sahada oynadığı maçlarda da deplasman tribünü etkisi fazlasıyla hissedilmişti.
Dolayısıyla Ataşehir’in yanı sıra Fenerbahçe taraftarı, muhtemelen bu seride deplasmanda da etkisini hissettirme şansına sahip olacak. Bu nedenle atmosfer bakımından ilgi çekici bir serinin bizleri beklediğini söyleyebiliriz.
Saras Jasikevicius, Final Four Serisini Sürdürebilecek Mi?
Koçluk kariyerine 2016 senesinde Zalgiris‘te başlayan Saras Jasikevicius, çok başarılı bir Playoff derecesine sahip. Kariyeri boyunca toplam altı Playoff serisinde koçluk yapan Litvanyalı çalıştırıcı, bunların beşinde takımını Final Four’a taşımayı başardı.
Koç olarak ilk Final Four tecrübesini Zalgiris ile 2018 senesinde yaşayan Saras, ertesi sezon bir kez daha takımını Playoff’lara taşımış olmasına karşın bu kez Fenerbahçe Beko engeline takıldı. Ardından Barcelona’nın başına geçen Litvanyalı çalıştırıcı, burada çok başarılı bir Playoff derecesi elde etti.
Barcelona’da çalıştığı üç sezonun tamamında takımını Final Four’a taşıyan Saras, her ne kadar EuroLeague şampiyonluğunu kazanamasa da Barça’nın Final Four hasretini bitirdi.
Saras Jasikevicius takımın başına geçmeden önce Katalan ekibi, en son 2013-14 sezonunda Final Four’a kalabilmişti. Jasikevicius döneminde ise Barcelona, altı senelik hasreti bitirerek üst üste üç kez adını Final Four’a yazdırdı.
Litvanyalı çalıştırıcının Playoff’taki başarısı, Fenerbahçe Beko döneminde de devam etti. Geçtiğimiz sezonun ortasında kendi kurmadığı bir kadronun başına geçen koç Jasikevicius, buna rağmen geldiği günden itibaren müthiş bir etki yaparak takımı Playoff’lara taşıdı.
Playoff’ta ise lig üçüncüsü AS Monaco ile eşleşen Fenerbahçe Beko, saha avantajına sahip olmamasına rağmen rakibini 3-2’yle saf dışı bırakmayı başardı. Böylelikle Saras Jasikevicius, üst üste dördüncü kez bir takımı Final Four’a taşımış oldu.
Bu sezon ise Saras Jasikevicius, şu ana dek koçluk kariyerinin en başarılı dönemlerinden birini geçiriyor. Fenerbahçe Beko’yu normal sezonda lig ikinciliğine taşıyan Saras, bu sayede EuroLeague’de yılın koçu seçildi. Litvanyalı çalıştırıcı, kariyerinde ilk kez bu büyük ödüle layık görüldü.
Playoff’ta ise bu kez rakip Paris Basketball oldu. Saras Jasikevicius için ilk hedef, Fransız temsilcisini geride bırakarak Final Four serisini üst üste beş seneye çıkarmak olacak.
Fenerbahçe Beko, Güçlü Oyununu Playoff’ta Sürdürebilecek Mi?
Fenerbahçe Beko için 2024-25 sezonunun ikinci yarısı neredeyse mükemmele yakın geçti. Sezon başlangıcından itibaren hep zirve mücadelesinin içinde yer alan Fenerbahçe, ikinci yarıyla birlikte oyununu farklı bir boyuta taşıdı.
Açıkçası ligin ilk yarısında her ne kadar galibiyetler gelse de Fenerbahçe Beko, hücum istatistiklerinde ligin en kötü takımlarından biriydi. Top paylaşımı istenen düzeyde değildi ve hücum verimliliğine yönelik bazı bariz sorunlar vardı. Ligin ikinci yarısıyla birlikte bu tablo tersine dönmeye başladı.
İkinci yarıda çıktığı 17 maçın 13’ünü kazanmayı başaran Fenerbahçe Beko, bu süreçte Olympiakos, Bayern Münih ve Kızılyıldız gibi zorlu deplasmanlardan galibiyetle dönmeyi başardı. Özellikle Errick McCollum hamlesi, Fenerbahçe’yi hücumda çok daha tehlikeli ve efektif bir takım haline getirdi. Nigel Hayes-Davis ve Marko Guduric ikilisi ise sergiledikleri liderlikle Fenerbahçe Beko’nun Playofflara güçlü bir giriş yapmasını sağladılar.
Günün sonunda baktığımızda ise Fenerbahçe Beko; hücumdaki rol dağılımıyla, yarı sahada boş şut şansı yaratma potansiyeliyle, ribaundlardaki büyük üstünlüğüyle, fiziksel açıdan rakiplerini domine edebilmesiyle ve agresif savunmasıyla Paris serisinin net şekilde favorisi konumunda.
Yine de Fenerbahçe Beko için en önemli konu, normal sezonun ikinci yarısında yakalanan form grafiğini Playofflara da yansıtabilmek olacak. Bildiğiniz üzere Paris’e karşı oynadığı son maçta Fenerbahçe, rakibini özellikle hücumda durdurmakta çok zorlanmıştı. Her ne kadar Nigel Hayes-Davis’in son saniye üçlüğüyle galibiyet gelmiş olsa bile koç Saras Jasikevicius için pek mutluluk verici bir maç olmamıştı.
Fenerbahçe Beko; kadro kalitesi, Playoff tecrübesi, buraları oynamayı çok iyi bilen koçu ve saha avantajıyla bu serinin net şekilde favorisi durumunda. Temsilcimiz için ana hedef, rakibe karşı bu üstünlükleri sahaya yansıtabilmek olacak.
Paris’in Oyunu Playoff’ta Tutacak Mı?
Henüz çok yeni bir kulüp olmasına karşın Paris Basketball, Avrupa basketbolunda basamakları hızla çıkan bir kulüp. Geçtiğimiz sezon EuroCup’ı adeta domine ederek şampiyonluğa ulaşan Paris, EuroLeague’deki ilk sezonunda da adından fazlasıyla söz ettirdi.
Paris’in geleneksel bir Avrupa basketbolu oyununa sahip olmaması, normal sezon boyunca takıma yönelik ilgiyi çok arttırdı. Şu sıralar Memphis Grizzlies‘i çalıştıran koç Tuomas Iisalo’nun önderliğinde ortaya çıkan çok yüksek tempolu hücum kurgusu, bu sezon koç Tiago Splitter ile birlikte aynı şekilde devam ediyor.
Paris Basketball, Avrupa basketbolunda görmeye pek alışık olduğumuz türde bir takım değil. Savunma ribaundunu aldıktan sonra bir anda adeta ok gibi rakip yarı sahaya fırlayan Paris, topu potaya olabildiğince çabuk atarak rakiplerini gafil avlamayı hedefliyor. Açıkçası normal sezonun büyük bölümünde bu konuda epey başarılı oldular.
Elbette TJ Shorts gibi müthiş bir oyun kurucuya sahip olmaları, bu konuda işlerini çok kolaylaştırıyor. 1.75’lik boyuna rağmen hızı ve patlayıcılığıyla birebirde savunulması imkansıza yakın bir oyuncu olan Shorts, hızı sayesinde takımının hücumlarını müthiş yönlendiriyor. Dolayısıyla tempo arttığı zaman Paris, Avrupa’nın belki de durdurulması en zor takımına dönüşüyor.
Buna karşın Playoff vakti geldiğinde EuroLeague’de işlerin değiştiğini biliyoruz. Maçların öneminin, stresin ve gerginliğin artmasıyla birlikte eller daha çok titriyor, karar vermek zorlaşıyor, savunmaların önemi artıyor ve en önemlisi maçlarda tempo düşüyor.
Tempo düştüğü zaman Paris Basketball, çok yüksek olmayan kadro kalitesi sebebiyle çok daha sıradan bir takıma dönüşebiliyor. Her ne kadar müthiş bir oyun kurucu olsa bile TJ Shorts, üçlük tehdidi neredeyse hiç olmayan bir oyuncu. Dolayısıyla oyun yarı sahaya sıkıştığında tüm yaratıcılık yükü Nadir Hifi’ye kalabiliyor.
Dolayısıyla Paris Basketball’un Playoff’ta neler yapabileceğini görmek ilginç olacak. Normal sezonda oynadıkları yüksek tempolu basketbolu sahaya yansıtmakta zorlanmaları, işlerinin çok zorlaşması anlamına gelecektir.
Shorts ve Hifi’nin İlk Playoff Tecrübesi
Paris Basketball’un kısa rotasyonundaki müthiş ikilisi, bu sezona adeta damga vurdu. TJ Shorts ve Nadir Hifi, kariyerlerinde ilk kez EuroLeague’de boy göstermelerine karşın sergiledikleri performansla fazlasıyla takdir topladılar.
Elbette TJ Shorts, uzun süredir kendini EuroLeague sahnesinde ispatlaması beklenen bir oyuncuydu. Bundan iki sezon önce Telekom Baskets Bonn’u Basketbol Şampiyonlar Ligi şampiyonluğuna taşıyan TJ, geçtiğimiz sezon ise Paris’i EuroCup şampiyonluğuna taşıdı. TJ, iki organizasyonda da MVP ödülünün sahibi oldu.
Yine de boyundan ve şut tehdidinin sınırlı olmasından dolayı TJ’e yönelik bazı soru işaretleri vardı. EuroLeague’e ilk adımı atar atmaz bu soru işaretlerini ortadan kaldıran ABD’li oyun kurucu, henüz EuroLeague’deki ilk senesini geçiriyor olmasına karşın MVP yarışının en büyük adayları arasına adını yazdırdı.
Yine de EuroLeague Playoffları bambaşka bir ortam. Her ne kadar kariyerinde basamakları tek tek çıksa bile TJ Shorts, kariyerinde ilk kez Playoff tecrübesini yaşayacak. TJ’in ilk Playoff deneyiminde neler yapacağı ise basketbolseverler tarafından ilgiyle takip edilecek.
Nadir Hifi’nin kariyer yolculuğu ise TJ’e göre daha farklı. 2023 yazında Le Portel’den ayrılıp Paris Basketball’a imza atan 22 yaşındaki skorer, genç yaşına rağmen geçtiğimiz sezon EuroCup’ta çok etkili bir performans ortaya koydu. Hifi, bu performansı EuroLeague’e de taşıdı.
Hifi’ye baktığınız zaman sahada korkusuz ve fazlasıyla öz güvenli bir oyuncu görüyorsunuz. Her ne kadar çok atlet olmasa ve çembere gitme konusunda müthiş bir oyuncu olmasa bile Hifi, elit seviyeye yakın bir şut tehdidine sahip. Geriye veya yana doğru adımlayıp attığı üçlüklerde her ne kadar dengesiz gözükürse gözüksün bir şekilde topu elinden dengeli bir şekilde çıkarmayı başarıyor. Bu da Hifi’nin şutunu savunulması çok zor kılıyor.
Bunun net bir örneğini son olarak Real Madrid‘e karşı oynadıkları Play-In müsabakasında gördük. Son bölümde yana doğru adımlayarak zorluk seviyesi çok yüksek bir üçlük yollayan Hifi, Madrid’in direncini kıran isimdi.
Yine de Playoff’ta Fenerbahçe Beko, normal sezona kıyasla Hifi ve Shorts’a çok daha fazla özel önlem alacaktır. Böyle bir senaryoda performanslarının nasıl olacağını ise bekleyip göreceğiz.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!
EuroLeague gündemindeki son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!