Kızılyıldız: Borca Batmış Umutlar

30/Eyl/17 16:15 Eylül 30, 2017

Mehmet Bahadır Akgün

30/Eyl/17 16:15

Eurohoops.net

Kızılyıldız, mali sorunlar nedeniyle yıkıp baştan kurduğu kadrosu ile sezona yine iddiasız giriyor. Neler yapabileceklerini Eurohoops Fırın gözler önüne seriyor…

By Mehmet Bahadır Akgün /info@eurohoops.net

Her yıl Turkish Airlines EuroLeague’in en mütevazı bütçelerinden biriyle sezona başlayıp beklentileri aşan, yarattığı ekol ve olağanüstü -belki de ligin en iyisi- taraftar desteğiyle Kombank Arena’yı rakiplerine dar eden Kızılyıldız, bu sezona daha da düşük bir bütçe ve beklentilerle çıkıyor.

Bu durum kendileri üzerinden zaten çok da bulunduğu söylenemeyecek olan baskıyı azaltıyor olsa da Belgrad’nın kırmızı-beyazlı ekibi yine sürprizlere açık.

Yetiştirdiği genç yeteneklerin her yıl birkaç tanesini Avrupa’nın daha büyük bütçeli ekiplerine veya farklı organizasyonlara göndererek kadrosunu derinden değiştirmeden bu sezona kadar gelen Kızılyıldız, bu yaz yaşadığı mali sorunlar nedeniyle ilk kez bu denli büyük bir değişime gitti.

Takımdan koç Dejan Radonjic’in yanı sıra 10 önemli isim ayrıldı ve sözleşmesini uzatan tek isim Branko Lazic oldu.

Kızılyıldız 2017-2018 sezonu için kadrosuna tam 9 ismi kattı, koç Alimpijevic’i de sayarsak 10 yeni yüz Kombank Arena’yı dolduran seyircilere güzel ve kazanan bir basketbol izletmeye çalışacak.

TRANSFERLER ve KADRO

Devinim.

Kızılyıldız bu sezon kadrosunu baştan ayağa değiştirdi ve bu değişimin -daha önce de belirttiğim gibi- en büyük sebebi yaşanan mali sorunlar oldu. Siyasi sebeplerden de kaynaklandığı söylenen mali sorunları oyuncularını bonservis bedelleri ile göndererek aşmaya çalıştı Sırp ekibi.

Marko Guduric‘i Fenerbahçe Doğuş‘a, Ognjen Kuzmic’i Real Madrid‘e, Stefan Jovic’i Bayern Münih’e ve Luka Mitrovic’i de Brose’ye gönderen Kızılyıldız, bütçesinde önemli bir rahatlama yarattı.

Takıma katılan dokuz oyuncudan beşinin yanı sıra koç Alimpijevic’in de EuroLeague tecrübesinin bulunmaması kırmızı-beyazlı ekip için Avrupa’nın en iyi liginde ciddi bir sorun yaratabilir. Zira her ne kadar yarattıkları ekol ve taraftarın itici gücü sahada işlerini kolaylaştırsa da maç sonlarında ve kritik anlarda “oraları bilen” bir isim arıyor takımlar. Bu açığı kapatmak için de Pero Antic gibi hem takımı hem de EuroLeague’i en iyi bilen oyunculardan biri kadroya katıldı. Zira ülkemiz izleyicisinin de yakından bildiği üzere Makedon yıldızın tam 3 şampiyonluğu bulunuyor. Dahası, kadronuzda makul bir maaşı olduğu sürece asla vazgeçemeyeceğiniz bir isim Pero Antic. Bunu geçtiğimiz sezon playoff serisindeki Panathinaikos maçında bariz biçimde gösterdi.

Antic’in dışında en önemli EuroLeague tecrübesine sahip isim Taylor Rochestie. Fakat Rochestie, şaşaalı Nizhny sezonunun ardından asla aynı seviyeye çıkamadı. Maccabi‘de hem kişisel hem de takım halinde başarısız geçen günlerin ardından parıltılı performanslarına geri dönüş yapmak istese de bunu başaramadı. Buna rağmen takımın en önemli skor opsiyonlarından biri olacağına hiç şüphe yok.

Sırp yıldız Marko Keselj’nin ise son hâlinin ne durumda olduğu büyük bir soru işareti. Açıkçası kendisinden büyük beklentilerle sezona girmek anlamsız olur fakat “son bir vurgun” hevesiyle Delije taraftarlarının önüne çıkar da takımını birkaç EuroLeague maçında bizzat taşırsa çok da şaşırmam. Zira “salon oynatıyor efendim.”

Öte yandan önemli bir patlayıcılık ve atletizme sahip Matthias Lessort’u kadrosuna katan Kızılyıldız, 22 yaşındaki Fransız’ın savunmadaki yeteneklerinden de önemli ölçüde faydalanmaya çalışacak. Geçen sezon Limoges formasıyla çıktığı 58 maçta 10,1 sayı, 6,9 ribaund ve 1,1 blok ortalamalarıyla mücadele etti genç oyuncu. Bu rakamlar bir anlamda Kızılyıldız’ın pota altını ona emanet edebileceğini de gösteriyor. Bir uzun için ciddi anlamda çabuk sayılabilecek olan Lessort, geçiş hücumlarında da rakip sahaya en hızlı koşan oyunculardan biri oluyor. Dolayısıyla erken pozisyon alabiliyor. En büyük handikapı ise savunmada önceliğinin rakibi durdurmak değil blok kovalamak olması. 2,06’lık pivotun fiziksel anlamda çok bir sıkıntı yaşayacağını düşünmüyorum. Zira Bryant Dunston ve Kyle Hines gibi Avrupa’nın en iyi savunmacı pivotları için kısalıkları kimi zaman avantaj bile olabiliyor. Dahası, Lessort da temastan kaçınmıyor.

James Feldeine ise kendisinden yüksek beklentilerin bulunduğu Panathinaikos‘un ardından daha düşük beklentiler ve benzer bir taraftar grubunun önüne çıkacağı Kızılyıldız’da daha iyi bir performans gösterebilir. Fakat yapması gereken asıl şey takım disiplinine uyum sağlamak olacak.

Sırbistan gibi basketbolu kundakta öğrenen bir ekolün genç oyuncuları bile sahada disipline büyük önem veriyor. Feldeine’in onlara sağlayacağı uyum kendi performansı ve takıma katacakları için belirleyici olacak.

Takıma katılan diğer 4 isimden ikisi olan Jankovic ve Jovanovic, okyanus ötesinde geçen yılların ardından ülkelerine dönüş yaptılar. Gösterecekleri performansla ilgili net bir şey söylemek zor. Zira her ne kadar yüksek ortalamalara sahip olsalar da Atlas Okyanusu’nun karşısına geçtiğiniz zaman, özellikle de alt seviyelere indikçe, oynanan oyunun Eski Kıta’daki oyunla aynı şey olduğunu söylemek zor.

Dusan Alimpijevic ise kendisini bir üst seviyede kanıtlamaya çalışacak. Her ne kadar aynı ekolün içinden geliyor olsa da tecrübesizliği kendisine sorun yaratabilir. Ancak Radonjic’in Kızılyıldız’da yaptıklarını tekrarlamak kimse için kolay değil. Tarih yazdı zira… (Avrupa’da hiçbir takımla anlaşmamış olması da takımların ayıbı olsun.)