Dusko Ivanovic: “Beşiktaş’ta Özel Şeyler Başaracağımıza İnanıyorum”

2018-10-15T11:10:47+00:00 2018-10-15T11:10:47+00:00.

Bugra Uzar

15/Eki/18 11:10

Eurohoops.net

Beşiktaş Sompo Japan’ın yeni koçu Dusko Ivanovic, Eurohoops’a özel açıklamalar yaptı.

by Yiğit Alp Kalkancı & Buğra Uzar / info@eurohoops.net

Yaz döneminde büyük bir değişime giden Beşiktaş Sompo Japan, Ufuk Sarıca‘yla yollarını ayırdıktan sonra takımın başına Avrupa’nın en tecrübeli koçlarından biri olan Dusko Ivanovic’i getirdi.

Uzun yıllar EuroLeague devlerinin koçluğunu yapan Ivanovic, belki de kariyerinin en ilginç sınavını Beşiktaş‘la verecek. Siyah beyazlılar kadrosunu geç kursa da tecrübeli koçun dokunuşu şimdiden takıma tesir etmişe benziyor. Öyle ki Beşiktaş, oynadığı 3 resmi karşılaşmada 2 galibiyet alırken aldığı tek mağlubiyette de Avrupa’nın en güçlü takımlarından biri olan Fenerbahçe‘yi oldukça zorladı. Üstelik Karadağlı koç, bu maçların tamamında rotasyonundaki tüm parçaları kullandı ve her birinden az çok katkı almayı başardı..

Eurohoops da Beşiktaş Sompo Japan’ın başantrenörü Dusko Ivanovic’le bir araya geldi ve kendisiyle keyifli bir sohbet gerçekleştirdi. İşte Ivanovic’in Beşiktaş’ı seçme sebeplerimden siyah beyazlı takımla hedeflerine, kariyerinde çalıştığı en iyi oyunculardan siyah beyazlı taraftarlara mesajlarına kadar birçok önemli konuyu içeren keyifli röportajımız:

-Bir yıllık aradan sonra tekrar koçluğa geri döndünüz. Basketbolu özlediniz mi? Uzun yıllardan sonra basketboldan uzak kalmak sizin için zor muydu?

Bazen kısa süre tatil yapmak güzeldir. Ama herhangi bir işimin olmadığı o yılda da oyunun içinde kalmayı sürdürdüm. Seyahatler ederek maçları yerinde izledim. Sanırım basketbola başladığımda 13-14 yaşındaydım. Basketbol benim hayatım. Tatilde olsam da aklımda her zaman basketbol var.

-Yaz döneminde Beşiktaş Sompo Japan’ın teklifini neden kabul ettiniz?

Özellikle Beşiktaş yöneticileriyle konuştuğumda hırsı ve iyiye gitme isteğini gördüm. Basketbolu çok sevdiklerini gördüm ve benimle aynı zihniyete sahiplerdi. Bunlar buraya gelmemdeki ana sebeplerdi. Bana göre Beşiktaş çok büyük bir kulüp. Birlikte özel şeyler başaracağımıza inanıyorum.

-Çok uzun zamandır burada değilsiniz ancak Beşiktaş organizasyonu hakkında neler söylemek istersiniz?

Sadece bir aydır buradayım ve çok fazla gözlemleme şansım olmadı ancak şu ana kadar her şey harika. Çok iyi bir organizasyon olduğunu görüyorum. Buradaki insanlar çalışmaya mutlu şekilde geliyorlar. Futbol maçlarına baktığımda da taraftarların tek kelimeyle inanılmaz desteklerini gördüm.

-Biz de sizi bu konuyu soracaktık. İleride sizi Vodafone Park’ta maç izlerken görecek miyiz? 

Bu yıl iki maç izledim. Her şey muhteşemdi. Taraftarlara hayran kaldım.

-Bu sezon kadro kurmaya biraz geç başladınız. Sizce bu sizin için büyük bir dezavantaj mı? İlk maçlarda takım oldukça iyi gözüktü. Bunu nasıl sağladınız?

Evet, kadroyu biraz geç kurduğumuz doğru. Ben geç imzaladım, oyuncuları geç transfer ettik ve antrenmanlara geç başladık. Ancak bunların hiçbirisi bahane değil. Kesinlikle iyi oynamalıyız ve sahip olduğumuz oyuncularla birlikte en iyisini yapmalıyız. Oyuncularım gerçekten çok iyi çalışıyorlar ve şu anda herkes oldukça konsantre. Umarım böyle devam ederler.

-Transferleri yaparken göz önünde bulundurduğunuz en önemli kriterler nelerdi?

Biz koçlar ilk önce oyuncuların kalitesine bakarız. Ancak sadece oyuncu olarak değil bir insan olarak da kaliteli bireyler olmalılar. Takıma nasıl uyum sağlayacakları önemliydi. Bana göre oyuncular sadece kaliteleriyle bir şeyler kazanmıyorlar. Takımla birlik olurlarsa ve aynı zamanda aynı şeyleri düşünebilirlerse o zaman başarı geliyor. Bana göre gerçek bir takım, kaliteli ancak takımın dışında olan bir oyuncudan çok daha değerli.

-Türk Lirası bu yaz döneminde Euro ve Dolar karşısında çok değer kaybetti ve bu da birçok takımın işini zorlaştırdı. Doğal olarak Beşiktaş da bundan olumsuz etkilendi. Siz bu durumu nasıl idare ettiniz? Yönetimle bir görüşme yaptınız mı?

Yönetimle transfer çalışmalarımızdan önce görüştüm. Biz transfere başladığımızda boşta bulunan en iyi oyuncuları takımımıza katmaya çalıştık. Tabii ki transfere başladığımız zaman transfer yapmak için çok iyi bir zaman değildi çünkü biraz geç kalmıştık. Bazı almak istediğimiz oyuncuların fiyatları da bize oldukça pahalı geldi. Ama bu durumun Türk Lirasının değer kaybetmesiyle bir ilgisi yoktu. Oyuncular cidden pahalıydı (Gülüyor). Bence bütçemize göre oldukça iyi oyuncular bulmayı başardık.

-Şu anda sahip olduğunuz kadroya ekleme yapmayı düşünüyor musunuz? Ayrıca Robin Benzing’in sözleşmesinde bir opsiyon vardı. Takımda kalacak mı?

Robin Benzing bizimle kalacak. Bir aylık bir opsiyon süresi vardı. O sezon sonuna kadar bizimle olacak. Muhtemelen bir oyuncu takviyesi daha yapacağız. 6 yabancıya sahip olmayı hedefliyoruz. Ancak tabii ki sezon içerisinde neler olacağını bilemezsiniz.

-İlk maçlarda takım oldukça iyi bir görüntü çizdi. Özellikle savunmada çok sağlamdınız. Siz de bütün oyuncularınızı kullandınız. Size göre sezona iyi başlamanızın sırrı neydi?

Bence tüm antrenmanlarımızda çok iyi çalıştık. Oyuncularım %100’lerinden fazlalarını verdiler. Eğer antrenmanlarda iyi çalışıp iyi iş çıkartırsanız doğal olarak maçlarda da iyi oynuyorsunuz. Sezon başında herkes oldukça iştahlı. Herkes yenilenmiş durumda ve istekli. Tabii ki 2-3 hafta sonra işlerin nasıl gittiğini göreceğiz ancak bana göre şu anda oldukça iyi bir yoldayız.

-Size göre Beşiktaş Sompo Japan’ın bu sezonki en büyük avantajı nedir?

Bana göre en büyük avantaj savunmamız olacaktır. Şu anda hücumda bazı problemlerimiz var ve biraz zamana ihtiyacımız var. Üzerinde çalışıyoruz. Ama savunmada şu ana kadar iyi olduğumuzu söyleyebilirim ama bu konuda kendimizi daha da geliştirebilirsek daha iyi olacağımızı düşünüyorum. Savunmayı ve hücumu birbirinden ayırmak zor. Ama iyi bir savunma yaparsanız tüm oyuncular hücumda daha rahat olurlar. Kaçırsalar da savunmada iyi olduklarından bunu telafi edebilirler. Ama savunmada kötü olurlarsa hücumda her atışlarını sokmak zorunda kalırlar. Bu da onlara baskı olur.

Baskonia günlerinizde çok büyük işler başardınız ve bunu oldukça küçük bütçelerle yaptınız. Avrupa’nın devlerini dize getirdiniz. Beşiktaş’la o yılki Baskonia arasında benzerlikler görüyor musunuz?

Evet, benzerlikler var. Baskonia şu anda güçlü bir bütçeye sahip. Ayrıca scout anlamında çok iyi bir yapılanmaya sahipler. Genç ve yetenekli oyuncuları çok ucuza kadrolarına katabiliyorlar ve 2-3 yıl sonra bu oyuncular çok iyi oyunculara dönüşüyorlar. Onlar da bu sayede üst seviyede kalabiliyorlar.

-Siz de Beşiktaş’ta böyle bir scout sistemi kurmayı düşünüyor musunuz?

Bu ihtimallerden birisi ancak ciddi de zaman gerektiren bir olay. Genç oyuncuları analiz etmelisiniz, onları uzun yıllar izlemelisiniz. Bir yıllık bir iş değil. Benim Beşiktaş’la kontratım sadece bu yıl için. Ben şu anda bu yılı olabilecek en iyi şekilde bitirmek istiyorum. Tabii ki sonrasında işler iyi giderse bunu düşünebiliriz.

-Geçtiğimiz yıl Beşiktaş taraftarlarının basketbola ilgisi çok fazla değildi. Siz onların ilgisini yeniden canlandırabilecek lider olduğunuzu düşünüyor musunuz?

Önceki durumu tam olarak bilmiyorum. Ancak umarım taraftarlarımız buraya gelip bize yardımcı olurlar. Bana göre oyuncularım bu desteği hak ediyorlar. Çok iyi oyuncularımız var ve gerçekten çok sıkı çalışıyorlar. Umarım taraftarlarımız maçlarımıza gelirler çünkü yardıma ihtiyacımız olacak.

-Beşiktaş taraftarları takımlarının her şeylerini ortaya koymasını sever ve tutkulu bir taraftar grubudur. Bu da sizin oyun stilinize uyuyor gibi duruyor. Siz ne düşünüyorsunuz? 

Ben bu işi yapıyorum çünkü bu oyuna aşığım. Bu oyun benim tutkum. Eğer bu tutkuyu kaybedersem o zaman bu işi bırakırım. Tabii ki oyuncularımın da aynı tutkuyla oynamasına ihtiyacım var. Umarım taraftarlarımız da bunu görür.

-Geçmişte birçok önemli oyuncuyu basketbol dünyasına siz tanıttınız. Beşiktaş’ta da böyle yetenekler görüyor musunuz? Örneğin Ömer Utku Al’ın bu sezon süre aldığını görüyoruz. 

Şu anda Türk oyuncularımız çok iyi oynuyorlar. Kendilerini geliştirmek için birçok opsiyona sahipler. Ancak tabii ki göreceğiz. Bence şu anda iyi bir potansiyele sahibiz.

-Beşiktaş Sompo Japan geçtiğimiz iki yıl Basketbol Şampiyonlar Ligi’nin en büyük favorilerinden birisiydi ancak işler beklendiği gibi gitmedi. Sizce bu yıl bu şampiyonluk gelebilir mi?

Deneyeceğiz. Bu bizim en büyük hedefimiz. İlk maçımızı iyi oynadık ve kazandık. Maç maç ilerleyeceğiz. Dediğim gibi bu bizim en önemli hedefimiz. Tabii ki elimizden geleni yapacağız. Bu turnuvada iyi bir şeyler yapacağımızı umut ediyorum.

-Türkiye Ligi Avrupa’nın en rekabetçi liglerinden birisi. Çok güçlü takımlar var. Siz lig hakkında neler söylemek istersiniz? Beşiktaş’ın buradaki hedefleri neler?

Gerçekten de çok zor bir lig. Bence İspanya Ligi’nden sonra Avrupa’nın en iyi ikinci ligi. Çok zorlu bir sezon olacak. İki turnuva oynadığınızda maçlara hazırlanmak için çok fazla zamanınız olmuyor. Ancak birçok iyi takım bunu yapabiliyor. Biz de bunu yapmalıyız ve oynamaya hazır olmalıyız. Bizim açımızdan bu sezon çok zorlu olacaktır ama biz de sıkı çalışıyoruz. Maç maç ilerleyeceğiz ve buna göre hazırlık yapacağız.

-Türkiye Ligi’nde çok yetenekli koçlar da çalışıyorlar. Örneğin Zeljko Obradovic, Ergin Ataman… Siz diğer koçlar hakkında neler söylemek istersiniz?

İyi takımlar olunca doğal olarak da iyi koçlar oluyor. Bir takım iyi oynuyorsa iyi oyncuları olabilir ama kesinlikle iyi bir koçları da vardır. Bu çok normal. Birçok yetenekli Türk koç da var. Onlarla karşılaşacağım için heyecanlıyım.

-Türkiye Ligi’nde bu sezon yeni bir yabancı kuralı var. Sizce bu Türk basketbolu için iyi bir şey mi?

Bu kural Türk basketbolunun iyi olması için var. Bu sayede Türk oyuncular daha fazla süre alabilecekler. U18 ve U16 yaş gruplarında birçok yetenekli Türk oyuncu gördüm ancak onların oynamak için süre almaları gerekiyor. Tabii ki koçlar açısından baktığınızda 6 yabancı olsa iyi olurdu (Gülüyor). İspanya’da da bir yabancı sınırlaması var. Onlar çok sorun yaşamıyorlar.

-Yeni milli takım formatı nedeniyle sezon içerisinde bazı oyuncularınızı milli takıma kaybedebilirsiniz. Siz bir koç olarak bu konuda ne dersiniz? Sizce bu yeni milli takım formatı basketbol için iyi mi?

Bazı açılardan baktığımızda basketbol için iyi. Çünkü bazı oyuncular kulüplerindeki durumlar sebebiyle milli takıma gelemeyecekler ve bu da başka oyuncular için fırsat anlamına geliyor. Bazı genç oyuncular ya da milli takımda oynayamayan oyuncular bu sayede önemli fırsatlar bulabilir. Ancak bana göre bu format basketbol için iyi değil. Bana göre FIBA ve EuroLeague ortak bir nokta bulmalı. Bu birçok kişiyi ilgilendiren önemli bir konu ve bana göre bir çözüm bulunması gerekiyor. Eğer FIBA ve EuroLeague bir çözüm bulamazsa gitmeliler ve yeni insanların gelip bir çözüm üretmesi gerekiyor. Çünkü bu durum basketbola zarar veriyor.

-Daha önce sizi takip eden gazetecilerle konuştuğumuzda “Ivanovic’in antrenmanları başka hiçbir koça benzemez” dediler. Siz antrenmanlarınız hakkında ne düşünüyorsunuz?

Diğer koçlar antrenmanlarını nasıl yapıyor bilemiyorum tabi (Gülüyor). Ben kendi işime inanıyorum, antrenmanda yaptığımız şeylere inanıyorum. Bu sebeple bunu uyguluyorum. Ben iyi şansa inanmam. İyi çalışmalı ve oynamalıyız. Bu sebepten dolayı antrenmanlarda sıkı çalışmalıyız ki kazanmalıyız.

-İleride teklif gelmesi halinde EuroLeague’e dönmeyi düşünür müsünüz?

Göreceğiz. Ben çok uzak zamanı düşünmenin iyi olduğunu düşünmüyorum. Şu anda tamamen buradaki işime konsantre oldum ve elimden gelenin en iyisini yapmak istiyorum.

-Peki Beşiktaş taraftarlarına bir mesajınız var mı? Siz geldiğiniz için oldukça heyecanlılar.

Onlara tek bir şey söylemek istiyorum: “Gelin ve beraber savaşalım!”

-Çok uzun yıllardır basketbolun içindesiniz. Oyuna olan sevginizi nasıl canlı tutuyorsunuz?

Bilemiyorum. Ancak şu anda basketbola ilk başladığım gündeki isteğe sahibim. Oyuna karşı aynı hisleri hissediyorum. Bu durum nasıl böyle bilmiyorum ama dediğim gibi ilk günkü gibiyim.

-Birçok yetenekli oyuncuyla çalıştınız. Kariyeriniz boyunca çalıştığınız oyunculardan bir ilk beş yapabilir misiniz?

Zor bir soru. Çünkü birçok muhteşem oyuncuyla çalıştım. Sanırım 10 ya da 11 oyuncum benle çalıştıktan sonra NBA’e gittiler. Tüm çalıştığım oyunculardan 5 tane seçmek gerçekten zor. Luis Scola, Pablo Prigioni, Jose Calderon, Arvydas Macijauskas, Juan Carlos Navarro… Elmer Bennett belki de sahip olduğum en iyi oyun kuruculardan birisiydi. Thiago Splitter, Tomasevic… Her biri muhteşem oyunculardı.

-Türkiye ve İstanbul hakkında neler düşünüyorsunuz? Burayı sevdiniz mi?

İstanbul’u biliyorum. Daha önce oyuncuyken de koçken de buraya çok geldim. Burayı gerçekten çok seviyorum. Karadağ’da gençken yaşadığım yer buraya çok benziyor. Kültürler oldukça benzer. Türk kültürüne aşinayım diyebilirim. Yemekler oldukça güzel.

-Favori bir Türk yemeğiniz var mı?

Baklava çok güzel (Gülüyor).

-Peki İstanbul trafiği?

Evet bu biraz problem. Ancak tüm büyük şehirlerde bu tarz problemler var. Moskova’dayken de bu tip bir problem vardı. Ancak ben evimi salona yakın yerden bulmaya çalışıyorum. Şu anda burada da durum böyle. Problemi biraz azaltıyor.

-Basketbol dışında yapmayı sevdiğiniz şeyler neler?

Açıkçası çok zamanım kalmıyor. Güzel restaurantlara gitmeyi seviyorum. Operayı çok severim. Klasik müziği çok seviyorum. Eşimle birlikte bu tip şeyler yapmayı seviyoruz.