by Eurohoops Team / info@eurohoops.net
Eurohoops Türkiye’nin Instagram hesabını takip etmek için tıklayın!
Sadece 13 yaşındayken Luka Doncic, çoğu gencin hayal bile edemeyeceği hayat değiştiren bir karar verdi. Slovenya’daki evini, ailesini, dilini ve tanıdığı her şeyi geride bırakarak, onu bugün küresel bir süperstar haline getirecek bir yolculuğa çıktı.
Los Angeles Lakers yıldızının konuk olduğu son Mind The Game bölümünde Doncic, Real Madrid’in ünlü genç basketbol programına geçişinin ilk günlerine dair samimi açıklamalarda bulundu; yaşadığı yalnızlığı, kültür şokunu ve yaşının çok ötesinde bir dünyaya tamamen dalışını anlattı.
“Yani dürüst olmak gerekirse, zor bir karardı. Tek başımaydım. Öncelikle dili bilmiyordum. Az çok birkaç kelime, mesela ‘merhaba, nasılsın?’ falan biliyordum. Ama kimse benim dilimi konuşmuyordu. Biraz İngilizce öğreniyordum, bu yüzden onu biraz biliyordum. Ama yine de zordu.”
“Bu yüzden neredeyse her şey basketbola yöneldi. Biraz futbol da oynuyordum çünkü orada futbolcularla birlikteydim. Aynı okula gidiyorduk, bu yüzden arada sırada futbol oynardık. Onlar futbolcuydu, yani benim için çok zor oluyordu. Ama yoğun bir dönemdi.”
“Sanırım ilk üç ay neredeyse kimseyle konuşmadım. Ama işte bu şekilde İspanyolcayı çok hızlı öğrendim. Ondan sonra harika bir yolculuk oldu. Hayatımı olumlu anlamda değiştiren bir şeydi.”
“Altı yıl… Yatılı okuldaydık. İlk üç yılımda yeni bir yatakhane inşa ediliyordu. Biz okulun yatakhanesindeydik. Her odada üç kişi kalıyordu. Oda çok küçüktü. İspanyolca da bilmiyordum.”
“Yanımda bir Brezilyalı vardı sanırım. Tam hatırlayamıyorum. Çünkü sürekli değişiyordu oda arkadaşlarımız. Ama ilk başta okul vardı. İlk üç yıl böyle geçti. Sonrasında Real Madrid kendi yatakhanesini yaptı. Gerçekten çok güzeldi. Otel gibi bir yerdi.”
“Evet, sabah 7:30 gibi başlıyorduk. 8:30’a kadar antrenman. 9:15’ten 17:30’a kadar okul. 18:00’den 21:00’e kadar tekrar antrenman. Çarşamba günleri antrenman olmazdı ama diğer günler hep vardı. Cumartesi ve pazar günleri de maçlar olurdu.”
İspanyolcanın baskın, İngilizcenin ise neredeyse hiç konuşulmadığı bir ortama atılan Luka, ilk mücadelesinin iletişim olduğunu çabucak fark etti. İngilizceye henüz yeni yeni aşina olmaya başlamışken İspanyolcaya tamamen yabancıydı ve bu durum onu oldukça yalnızlaştırdı. İlk iki-üç ay boyunca neredeyse kimseyle konuşmadı.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!
EuroLeague gündemindeki son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!
NBA gündemindeki son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!