NBA’in Türk Şimşek’i, Ligin En Acı Veren Görevinin Uzmanı: Ersan İlyasova

2017-03-11T13:36:27+00:00 2017-03-11T13:42:44+00:00.

Bugra Uzar

11/Mar/17 13:36

Eurohoops.net
Rare blue jersey of Atlanta Hawks with Ersan Ilyasova during an nba game against Miami Heat

NBA’deki milli temsilcimiz Ersan İlyasova bir konuda aklınıza gelecek her süperstar, görev adamı ve genç yetenekten daha iyi. Ancak ne olduğunu tahmin etmeniz neredeyse imkansız!

by Scott Cacciola (Çeviri: Anıl Can Sedef)

Bu yazı ilk olarak New York Times gazetesinin web sitesinde 10 Mart 2017 tarihinde yayınlanmış, Türkçeye tamamı değil bir kısmı çevrilmiştir.

Ersan İlyasova yıllardır NBA’deki iyi basketbol oyuncularından biri olarak dikkat çekiyor. Son olarak Atlanta Hawks‘a giden Türk uzunun bu yazı yazılırken sezon ortalamaları 13.8 sayı ve 5.8 ribaunttu. Kendisi güvenilir bir savunmacı ve harika bir dış şut uzmanı. Hatta harika bir lakabı da var: Türk Şimşeği.

Ama 29 yaşındaki Ersan’ın NBA’deki herkesten iyi yaptığı tek bir şey var, o da genelde dikkat çekmeyen ve yukarıdakilerden hiçbiri olmayan bir beceri: Hücum faul getiren temasları mıknatıs gibi çekebilmesi.

Hawks‘la NBA’deki ilk yılını geçiren Delaney şöyle diyor: “Nerede olması gerektiğini çok iyi biliyor. Her zaman doğru yerde soluğu alıyor.”

Ersan bu sezon rakip oyunculardan 30 hücum faul alarak bu konuda ligin en iyisi konumunda. Bu konuda hiç fena bir oyuncu olmayan 14 hücum faulle 11. sırada. Sahada bir noktaya rakip oyuncudan önce gidip o sana çarparken savunma pozisyonunu korumak kulağa çok basit bir iş gibi gelebilir.

Ama Ersan İlyasova bu işi adeta bilim seviyesinde yöntemlendirmiş nadir oyunculardan biri olarak dikkat çekiyor.

“Savunmada olacakları herkesten biraz çabuk görmesini sağlayacak o keskin zekaya sahip” diyor koçu Mike Budenholzer, “ve vücudunu riske atmaktan da çekinmiyor.”

Ersan’ın bu becerisinin sebebi temas alma konusunda uzman bir basketbol ortamına doğmuş olması değil. Anavatanı Türkiye’de hücum faullerin oyun içindeki değeri nadiren dikkat çekiyor.

“Hakemler pek bu pozisyonların farkında değil” diyor, “Neredeyse asla çalınmaz.”

Türk oyuncu bu beceriyi 2006’da NBA’e geldiğinde edinmiş. Öyle acısız bir yoldan da öğrenmemiş:

“İlk birkaç yıl boyunca sırtımın aşağı kısmında sürekli yaralar, morluklar oluştu” diyor.

Ve Ersan’ın hala takımının iyiliği için vücudunu feda etme konusunda tereddüt ettiği anlar oluyor. Örneğin bir keresinde Cleveland Cavaliers‘lı LeBron James’den temas almaya çalışmış ama sonuç onun deyimiyle “bir trenin önüne atlamaktan farksız” olmuş. Tabii James’in devasa vücudunun gücünü tam olarak bedeninde hissetmiş.

“Beni saha kenarına kadar savurmuştu” diye hatırlıyor Ersan, “Biraz da moralim bozuldu tabii.”

Hawks’un Brooklyn Nets‘i 110-105 devirdiği mücadelede iyi bir performanslarına bir yenisini ekledi. Onun için “iyi performansın” tanımı 10 sayı, 7 ribaunt ve tabii ki alınan iki temasla çaldırılan iki hücum faul.

İlki Trevor Booker’ın potaya yakın boş bir bölgeye fazlasıyla agresif bir biçimde dalıp sol omzunu Ersan’ın göğsüne yapıştırmasıyla geldi. Sonrakinde de Isaiah Whitehead’in tepeden içeri dalmasıyla serbest atış çizgisine doğru sinsice sokulmasıyla. Whitehead tam anlamıyla Ersan’a tosladı, Hawks’lı oyuncu darbenin etkisiyle yere yapıştı ama istediğini almıştı.

Bunların hiçbiri kazara olmuyor. Ersan maç kasetlerine ve gözlemci raporlarına özenle çalışıyor. Hangi oyuncunun soluna gidip fake atmaya daha yatkın olduğunu, hangilerinin kötü şutör olduğunu ve geri çekilip alan bırakıldığına içeri dalmak için aklını çelebileceğini biliyor. Genelde de ne tarafa gideceklerini seziyor.

Onun işi o noktaya, onlardan önce varmak:

“Bütün mesele öngörü” diyor Şubat ayında Philadelphia’dan Hawks’a takas edilen oyuncu.

Hawks’un antrenmanlarda kullandığı bir kısaltma var: E.Ö.A. Açılımı, En Önemli Adam. O adam dip çizgiden takım arkadaşının topla gelen rakibe geçilmesi durumunda yardım gelmesi gereken kişi. Teknik ekip blok yapacak fiziğe sahip olmayan oyuncuların en azından temas alma becerisinin olmasını, hiç olmazsa bu konuda çekingen olmamasını istiyor. Yoğun sezon temposu takımı bu kadar zorlarken sonuncu bile yeterli.

“Antrenmanda temas alma falan çalışmıyoruz” diyor Budenholzer “Bunun NBA kültürünün bir parçası olduğunu sanmıyorum. Ama koçlar olarak temas almaktan korkmayan oyuncuların becerilerine saygı duyuyoruz. Ne kadar çok o kadar iyi. Ama bir oyuncuyu gerekli kaymayı yapıp temas almıyor diye de kenara çekecek halimiz yok.”

Yardımcı koç Darvin Ham ise savunmacıların bütün hızla kendilerine koşan devlerin önüne atlayıp kendilerini feda etmelerinin yeterince kıymetinin bilinmemesinden dert yanıyor:

“Keşke bu temaslar için de istatistik kağıdında bir sütun olsa.  En azından bir blok ya da top çalma yerine sayılmalı.”