NBA Tarihinin En Korkunç Gecesi: “Malice At The Palace”

19/Kas/19 15:35 Kasım 19, 2019

Mehmet Bahadır Akgün

19/Kas/19 15:35

Eurohoops.net
AUBURN HILLS, MI - NOVEMBER 19: Ron Artest #91 (L) and other members of the Indiana Pacers scuffle with members of the Detroit Pistons during a melee involving fans at a game against the Detroit Pistons November 19, 2004 at the Palace of Auburn Hills, in Auburn Hills, Michigan. NOTE TO USER: User expressly acknowledges and agrees that, by downloading and/or using this Photograph, user is consenting to the terms and conditions of the Getty Images License Agreement. Mandatory Copyright Notice: Copyright 2004 NBAE (Photo by Allen Einstein/NBAE via Getty Images)

NBA tarihinde bundan kötü bir an olmadı… Eurohoops Çeviri, Detroit-Indiana maçında çıkan olayları yaşayanların ağzından en ince detayına kadar anlatıyor!

By Jonathan Abrams / Çeviri: Yılmazcem Özardıç

Bu yazı ilk olarak 20 Mart 2012 tarihinde Grantland’de yayınlanmıştır.

10 yılı aşkın bir süre sonra dahi o anlar aynı şekilde insanın hafızasında kalıyor. Detroit Pistons‘ı farkla yendikleri maçın son anlarında Ron Artest’e bir plastik bardak atılıyor. Palace of Auburn Hills’in tribünlerine doğru zıplıyor. Kargaşa başlıyor. Oyuncular taraftarlarla kavga ediyor, bir sandalye atılıyor, şişeler patlıyor. Saniyeler içinde oyuncularla izleyicileri ayıran o görünmez duvar yıkılmış, sosyal davranış sözleşmesi yırtılıp atılmış durumda kalıyor.

O akşam yaşananlar ödenmeyen 10 milyon dolara yakın çek ve 146 maç cezaya neden oldu. Kavga Pacers‘ı Final adayından normal bir playoff takımına, sonrasında ise bir lotarya ekibine dönüştürdü. Artest o günden sonra NBA’in en sinirli oyuncularından yavaş yavaş Metta World Peace’e dönüştü. Stephen Jackson ve Jermaine O’Neal’ın kariyerleri birkaç saniye içinde alınan hatalı kararlarla büyük yaralar aldı. Medya haftalarca güvenlik, taraftar davranışları ve oyuncularla izleyiciler arasındaki ilişkiyi haftalarca tartıştı. O gece NBA’in en korkulu en kötü rüyasını temsil etti.

“Büyük kavganın nedeni olan çok sayıda etmen vardı” diyor Indianapolis Star’dan gazeteci Mark Montieth, “Eğer Artest, Ben Wallace’a sert bir faul yapmasa bunlar yaşanmazdı. Ben Wallace verdiği gibi bir reaksiyon vermese yine olanlar olmazdı. Eğer hakemler durumu kontrol etse, yine olmazdı. Artest hakem masasında uzanmasa olmazdı. Eğer bir taraftar bir içecek fırlatmasa olmazdı. Her şey birbirine bağlıydı. Bunlardan bir tanesini içeriden söküp alsanız hiçbir şey yaşanmazdı.”

O gece orada olan, olayı yaşayan ve tanık olan herkese ulaşıp sözlü bir hikaye yaratmak istedik. Aşağıda işleri parantez içinde olan kişiler 19 Kasım 2004’teki ünvanlarıyla yazıda yer alacak. Tarih yerine tabii NBA tarihinde en çok tanınan gece, gerçek adıyla “The Malice at the Palace” da diyebiliriz.

“Mesaj” Maçı

Sezonun başlangıcından yaklaşık iki hafta geçmesine rağmen maç öncesi şunlar iki takım için de çok önemliydi: Cuma gecesi ESPN’de, son şampiyon Pistons‘ın Doğu Finalleri 6.maçında Artest’in Rip Hamilton’a yaptığı sert faulden ve Indiana’nın duygu yüklü elenişinden sonra iki takım ilk kez karşı karşıya geliyor. O maçta O’Neal ve Jamaal Tinsley sakat sakat oynamış ve Indiana tüm yaz boyunca daha iyi takım olduğunu düşünmüştü. İki taraf da kadrolarında oynamalar yapmıştı. Detroit Corliss Williamson, Mehmet Okur ve Mike James’le yollarını ayırmış, Antonio McDyess, Carlos Delfino ve Derrick Coleman’ı kadrosuna katmıştı. Indiana ise Al Harrington’ı takas edip Stephen Jackson’ı almıştı ancak iki tarafta da birbirlerine karşı kötü hisler devam ediyordu.

Jermaine O’Neal (forvet, Pacers): Ne kadar iyi bir takım olduğumuzu bilmiyorduk bile. Sadece yeteneğimizle 61 maç kazanmıştık. Bu ligde önemli olan olgunluk, tecrübe ve yetenek, biz de sezona girerken ‘bunların hepsi bizde var’ diye düşünmüştük. Gerçekten böyle düşünüyorduk.

Anthony Johnson (guard, Pacers): 2004 Konferans Finalleri’ne çıkan takımın neredeyse tamamını tuttuk ve muhtemelen daha da iyiydik.

Darvin Ham (forvet, Pistons): Indiana ile bizim aramızda sıkı bir rekabet vardı. O dönemin Pacers koçu Rick Carlisle bizden yeni ayrılmıştı. Benzer oyun stillerimiz vardı.

Mike Breen (o gece ESPN için maçı sunan spiker): Sezonun ilk bölümünde oynanan merakla beklenen maçlardan biriydi.

O’Neal: Birbirimizi sevmiyorduk. Aramızdaki rekabet eski KnicksBulls takımlarının TV’den izlediğim, oyuncuların birbirlerini itip kaktığı rekabete benziyordu. Biz böyle görüyorduk.

Scot Pollard (pivot, Pacers): Bir takımla hazırlık maçlarında, normal sezonda ve playoff’ta oynadığınızda bir rekabet oluşturmaya başlıyorsunuz. Böyle oluyor. Ben Sacramento’dayken de Lakers‘la aynı şey vardı. Birbirinizle yılda altı-yedi, belki de daha çok kez oynuyorsunuz ve rakiplerinizi daha da tanıdıkça birbirinize kötü hisler beslemeye başlıyorsunuz.

O’Neal: Bizim yolumuza çıkıyorlardı diye düşünüyorduk. Daha gençtik. Daha iyiydik. Daha yetenekliydik. İyi olduğumuzu biliyorduk. O gün onlar son şampiyon, biz de en çok kazanan takımdık. Onlar ‘Biz ağır toplarız. Gemi batarken dahi en son biz batarız. Bizi ezip geçmeniz gerek’ diyorlardı. Aramızdaki rekabet böyleydi işte.

Mark Montieth: Ron çok iyi oynuyordu. Sezonun ilk 7 maçının istatistiklerine bakarsanız bunu görebilirsiniz. Maç başına 20 sayıdan fazla atıyor ve kariyerinin en iyi üçlük yüzdesiyle atıyordu. Detroit’e karşı o gece devrede 17 sayı civarı bir skor bulmuştu. Üçlüklerleri yolluyordu. Pacers maçı domine ediyordu.

Pistons son çeyrekte bir ara farkı 5 sayıya kadar indirse de sonraki 10 atışını kaçırdı. Indiana galibiyeti Austin Croshere ve Stephen Jackson’dan gelen üst üste üçlüklerle garantilemişti. Ancak maç çok gergin hale geliyordu. 6.43 kala Rip Hamilton Jamaal Tinsley’e bir ribaunt pozisyonunda sırtından darbe vurmuştu. Pacers benchi bir anda ayağa kalkmıştı. Çok rahat şekilde kasti faul çalınabilecek bir pozisyondu. Sonra 1.25 kala fark 11 sayıyken Wallace Artest’in şutunu bloklamaya çalışırken potanın altına kadar itti ancak faul çalınmadı. Indiana, 57 saniye kala Jackson’ın 2 serbest atışıyla skoru 97-82’ye getirmişti.

Sekou Smith (NBA yazarı, Indianapolis Star): Maçın bitimine 3 dakika kala Mark Montieth bana ‘Bu fauller sertleştikçe sertleşiyor’ dedi. Hakemlerin maçın kontrolünü alması gerektiğini söyleyip duruyordu.

Stephen Jackson (guard/forvet, Pacers): Maçın sonuna doğru takımdan birinin Ron’a ‘Şimdi bir tane yapabilirsin’ dediğini hatırlıyorum. Duymuştum. Sanırım birisi serbest atış atıyordu. Birisi Ron’a ‘Şimdi bir tane yapabilirsin’ demişti. Bu maç içinde sorun yaşadığı birine bir faul yapabileceği anlamına geliyordu.

O’Neal: Çocukların bu konuda konuştuklarını anımsıyorum. Olanlardan iki üç dakika önce oyundan çıkmıştım. Onları farkla yenmiştik. Arada bir düşmanlık olduğunu görebiliyordunuz.

Mike Brown (asistan koç, Pacers): Ron ile Ben arasında bir şeyler olmaya başladığını görebiliyordunuz. Bir faul oluyor, bir tane daha oluyor, sonra bir tane daha oluyor ve fauller dışında problemler de yaşanıyordu. Maç kontrolden çıkıyordu. Hakemlerin ikisini de oyundan atacağını umuyordum.

Mark Boyle (radyo spikeri, Pacers): Hala oynamaları için bir neden yoktu. Bana sürpriz geliyordu. Evet, heyecanlı bir maç, önemli bir rekabetti. Ama maçın sonucu çoktan belli olmuştu.

Larry Brown (koç, Pistons): Ben maçın 45 saniye kala bir oyuncuyu atarak utandırmaya yetecek kadar kontrolden çıktığını düşünmüyordum.

Montieth: Reggie Miller oynamadı. Anthony Johnson oynamadı. Scot Pollard oynamadı. Bu adamlar sokak kıyafetleri giymiş durumdalardı. Carlisle’ı tebrik etmek lazım, o gece elinde az bench oyuncusu vardı.

Jackson: Ben faul yapılması konusunda yanlış adamdı çünkü hatalı değilsem kardeşi çok yakın bir zamanda hayatını kaybetmişti ve sorunlar yaşıyordu. Ben’i savunurken sayı atmasına izin veriyordum. Süreyi bitirmeye çalışıyordum. Sonra Ron bir anda çıktı ve ona çok sert bir faul yaptı. Ben ‘Ne oluyor a… k…?’ diyordum. Neler olacağına dair hiçbir fikrim yoktu. Sonra olanlar oldu. Her şey çok ama çok hızlı yaşandı.

Boyle: Ronnie Ben’e pota altında faul yaptı ve Ben Ronnie’yi itti. Sonra Ronnie geri çekildi ve her şey basın masasına doğru taşındı.

Ben Wallace (forvet/pivot, Pistons): Bana vuracağını söyledi ve yaptı. Normal olan şeylerden biriydi. Çekişmenin sıcaklığıyla oldu.

Larry Brown: Ligde herkes sert faul yapıyor. Ancak bunun bir yeri ve zamanı var. Belki bir oyuncuyu faul çizgisine götürüp maçın son anlarında turnike atmasına izin vermezsiniz. Ancak maç çoktan bitmişse ligdeki çok az oyuncunun başkasına zarar vermeye çalışacağını düşünüyorum. Nadir görülen bir şeydi ve bence o yüzden Ben verdiği şekilde bir reaksiyon verdi.