TEKSÜT Bandırma: 21. Yüzyılın En İyi Kadrosu

02/Haz/20 15:27 Haziran 2, 2020

Utkan Sahin

02/Haz/20 15:27

Eurohoops.net

Eurohoops Fırın, TEKSÜT Bandırma’da 2000-2020 yılları arasında forma giyen oyunculardan “muhteşem kadroyu” yarattı:

by Utkan Şahin & Semih Tuna / info@eurohoops.net

Elinizin altında geride kalan 20 yılı bir kitap gibi birleştirecek bir düğme olsaydı ve siz bu düğme bassaydınız… Nasıl olurdu?

Bu sorunun cevabını hayatın diğer alanlarında belki veremeyebiliriz ama sizi, bir takımın son 20 yılına götürebiliriz.

Eurohoops Fırın, yeni yazı dizisinde ING Basketbol Süper Ligi’nin köklü takımlarının son 20 yılındaki kadrolarını değerlendirdi ve en iyilerden “Milenyum Kadroları” oluşturmaya karar verdi.

Bu yolculukta ilk olarak karşınıza Pınar Karşıyaka, Türk Telekom ve Darüşşafaka Tekfen’le çıkmıştık. Bu hafta ise ülke basketboluna büyük katkıları olan TEKSÜT Bandırma’yla devam edeceğiz.

Oyunun kurallı belli; 2000’den bugüne TEKSÜT Bandırma forması giymiş isimlerden 12+1 kişilik bir kadro oluşturmak!

Gelin önce bizim oluşturduğumuz kadroya bakalım. Ardından siz de lütfen sosyal medyadan “Milenyum’un Muhteşem Kadrosunu” gönderin.

Pınar Karşıyaka: 21. Yüzyılın En İyi Kadrosu

Türk Telekom: 21. Yüzyılın En İyi Kadrosu

Darüşşafaka Tekfen: 21. Yüzyılın En İyi Kadrosu

Oyun Kurucular

#25 Jordan Theodore

Oynadığı sezon: 2016-2017

“Batman iş başında!” 

Jordan Theodore – TEKSÜT Bandırma hikayesi basketbolda iyi ya da kötü oyuncudan daha çok önemli olanın doğru basketbol aklını gösteren harika örneklerden biri.

Jordan Theodore’u biliyorsunuz… Harika bir delici olsa da kendisi kariyeri boyunca gittiği her yerde verimsiz olan bir guard oldu. En basitinden Türkiye’de daha önceki maceralarında da oynadığı takımlar küme düştü.

Bandırma’da ise onu harika bir şekilde tamamlayan doğru parçalarla birlikte ortaya konulan harika oyun planı, Theodore’un kariyerinin en özel performansını sergilemesini sağladı.

Kazanan bir takımda ligde uzun süredir gördüğümüz en dominant kısa performanslarından birini sergileyen Amerikalı guard, bu performansıyla TEKSÜT Bandırma’nın tarihi bir sezon yaşattı. Harika bir liderlikle Ankara’da Banvit’i tarihinin üst seviyedeki ilk kupasını kazandıran Theodore, Şampiyonlar Ligi’nde de takımı finale kadar götürdü. Ludwigsburg deplasmanında attığı son saniye basketi de unutulmazlar arasına girdi.

Theodore burada gösterdiği performansla kendini EuroLeague’e attı ama sonrasında hiçbir yerde burada bulduğu ortamı bulamadı. Theodore’un yaşadığı sezon, her oyuncunun en fazla bir kez başına gelecek olan mükemmel bir uyum ve unutulmaz bir sezondu.

#4 Joe Crispin

Oynadığı sezonlar: 2007-2009

Kolejden rekorlar kırarak mezun olan ve NBA’de iki sezon oynama şansı bulan Joe Crispin’in yolu Avrupa’da birkaç lig gezdikten sonra Bandırma’ya düştü.

Crispin gelmeden önce TEKSÜT Bandırma, ilk 10 haftada tam 7 yenilgi almıştı ve yeni yeni toparlanıyordu. Crispin ise belki hemen her şeyi değiştirmedi ama uyum sürecini atlattıktan sonra ne kadar özel bir skorer ve lider olduğunu herkese gösterdi.

Sezonun üç haftası arka arkaya 25’er sayı atarak Bandırma’yı playoff’a taşıyan Crispin, playoff’ta da harika performansını devam ettirerek hiç 20 sayının altına düşmedi. Fakat asıl büyük performansını öbür sezon gösterdi.

2008-2009 sezonunda daha ilk maçtan 35 sayı atan Crispin, Bandırma ekibinin Efes’i 105-91 mağlup etmesini sağladı. TEKSÜT Bandırma, onun önderliğinde ilk 10 haftada 8 galibiyet alsa da sezonun devamında saha içi problemler ve sakatlıklar yüzünden playoff dışında kaldı fakat Amerikalı guard, 15 maçta takımının en skoreri olmayı başardı.

Eli ısındığı zaman durdurulmaz bir şutördü. Üstelik şut uzaklığı da Avrupa’ya göre çok genişti. Üçlük çizgisinin iki adım gerisinden kaldırıp atabiliyordu. Bazı aylar formu inanılmaz artıyor ve arka arkaya 4 maç 20 sayıyı gönderebiliyordu. Gerçekten izlemesi özel bir skorerdi. Skor hacmi kadar olmasa da arkadaşlarını da oyunun içine dahil eden Crispin, Bandırma’da geçirdiği iki sezonda 4.1 asist ortalaması yakaladı.

Crispin’in Bandırma sonrasında kariyeri aynı seviyede ilerlemedi ama zaten bu küçük şehir bu kadar özel bir yapı yapan şeylerden biri de bu değil mi?