by Arma Kaynar / info@eurohoops.net
Bir basketbol takımının kadrosunda yer alan her oyuncu takımı için bir değer taşıyor fakat bazıları diğerlerine göre çok daha önemli… Eurohoops Fırın, Batı Konferansı’nın en önemli 15 oyuncusunu yazdı!
NBA’de normal sezonunun sonuna doğru yaklaşıyoruz. Bu dönemde şampiyonluk adayları, playoff ve lotarya takımları belirginleştikçe takımların yılın son döneminden beklentileri de farklılaşıyor.
Takas ve buy-out döneminin son kısmının iyice yaklaşmasıyla birlikte takımlar hedeflerine yoğunlaşmaya başladı. Biz de bu dönemde performansları takımların hedefleri doğrultusunda hayati önem taşıyacak oyuncuları belirliyoruz.
Dallas Mavericks: Kristaps Porzingis

Bir önceki sezon ligin en iyi hücumuna sahip olan Dallas Mavericks, playoffların ilk turunda Los Angeles Clippers karşısında sezona nokta koyarken Kristaps Porzingis’i de diz sakatlığı yüzünden Ocak ayına kadar kaybediyordu. Sezonun ilk kısmında yaşadığı sakatlık problemleri ve Covid-19 protokolleri nedeniyle birçok oyuncusundan yararlanamayan Mavericks, ritim bulmakta da hayli zorlandı.
Porzingis’in dönüşü, Dallas ekibinde işleri yoluna koymak adına bir umut sebebiydi. Ancak Porzingis, sakatlıktan dönüşündeki performansıyla hayal kırıklığı yarattı. Yıldız uzun, All-Star arasına doğru biraz daha hücum tarafında kendisini toparlasa da özellikle savunmada sakatlığın da etkisiyle çok rahat hareket edemediği için Mavericks adına sorun yaratıyor. Geçen sene savunma ratingi sıralamasında 17. sırada yer alan Dallas ekibi, bu sezon bu alanda 23. sıraya kadar gerilemiş durumda. Bundaki tek sorumlu tabii ki Porzingis değil fakat yıldız uzunun son dönemde hücumda yaptığı gibi savunmada da vites arttırması gerekiyor.
Sezonun ilk kısmını playoff potasının dışında geçiren Mavericks, son dönemde aldığı galibiyetlerle konferansın 8. sırasına kadar yükselmeyi başardı. Eğer sezonun geri kalanında Mavericks, playofflarda iddialı hale gelmek istiyorsa Porzingis’in geçen sezonki haline dönmesi gerekiyor.
Denver Nuggets: Jamal Murray

Denver Nuggets‘ta şu ana kadar sezonun hikayesi kesinlikle Nikola Jokic’in oynadığı muhteşem basketbol. Jokic, şu ana kadar oynadığı 36 maçta 27.1 sayı – 11.0 ribaunt – 8.6 asist ortalamaları yakaladı. Ancak puan durumuna baktığınızda Nuggets‘ın sahip olduğu 21-15’lik derece o kadar da etkileyici değil. Bunun en büyük sebeplerinden birisi de Jamal Murray’nin sezona hayli formsuz girmiş olması.
Bu sezon oynadığı ilk 22 maçta 18.1 sayı – 4.4 asist ortalamaları yakalayan ve saha içinden %44.2’yle şut atan Murray, sonraki 12 maçta istatistikleri 28.5 sayı – 4.9 asist ve %55.4 iç saha isabetine yükseltmeyi başardı. Bu dönemde Nuggets, oynadığı son 4 maçı kazanarak All-Star arasına 6. sırada girmeyi başardı.
Eğer Nuggets, normal sezonun geri kalanında konferansın daha üst sıralarına tırmanmak ve playoffta da iddialı bir konuma gelmek istiyorsa Murray’nin son dönemdeki oyununa çok ihtiyaç duyacak. Bu sene işin savunma tarafında takıma önemli bir katkı yapan Murray, son playofflarında Orlando Fanusunda sergilediği performansın benzerini sezonun ikinci yarısında gösterebilirse Nuggets adına işler çok daha kolay olacaktır.
Golden State Warriors: Draymond Green
Yaz döneminde Klay Thompson’ı bir kez daha sakatlık sebebiyle kaybeden Golden State Warriors, yepyeni bir kadroyla 2020-21 sezonuna girdi. Sezona Steph Curry’nin iyi bir başlangıç yapamaması, kadrodaki Kelly Oubre Jr. gibi yeni oyuncuların sisteme tam alışamamasının da etkisiyle Warriors, sene başında sahada felaket bir görüntü veriyordu.
Curry’nin form tutmasının yanı sıra Draymond Green’in sakatlıktan döndükten sonra maç temposu kazanmasıyla birlikte Warriors’ın da grafiği yukarıya doğru çıkmaya başladı. Hem savunmada hem de hücumda birçok zaafı bulunan Warriors’ta Green’in varlığı, sahanın iki tarafındaki sorunları makyajlamak konusunda hayli başarılı oluyor.
Green’in savunmadaki pozisyon bilgisi ve yapabildikleri zaten son yıllarda NBA’i ucundan kıyısından takip eden herkesin malumu. Green işin hücum tarafında da maç başına 8.6 asist yaparak takımın en önemli yaratıcısı haline gelmiş durumda. Zaten Green’in parkelere döndükten sonra topsuz oyunda çok daha verimli olan Curry’nin de form yakalamaya başlaması bir tesadüf değil. Eğer Warriors, senenin geri kalanında playoff iddiasını koruyup, playofflar geldiğinde de diğer takımlara sorun yaratmak istiyorsa Green’in performansı kritik önem taşıyor.
Houston Rockets: Christian Wood
Yaz döneminde Russell Westbrook’u John Wall karşılığında takımdan gönderen ve James Harden’ın takasını istediği Houston Rockets, serbest oyuncu pazarında en büyük yatırımını Christian Wood ile yapmıştı. Geçen sezon Detroit Pistons‘ta oynadığı basketbolla dikkatleri üzerine çeken Wood’un sahaya çıktığı anlarda bu yatırımın karşılığını verdiğini söyleyebiliriz.
Ancak Wood, şu ana kadar devamlılık anlamında Rockets‘ı şu ana kadar pek de tatmin eden bir dönem geçirmedi. Bileğinden yaşadığı sakatlık sebebiyle bu sezon sadece 17 maçta forma giyebilen Wood, bu karşılaşmalarda 22.0 sayı – 10.2 ribaunt ve 1.5 blok ortalamaları yakaladı.
Yetenekli uzunun All-Star arasından sonra tekrar takıma katılması bekleniyor. Şu anda 11-23’lük dereceye sahip olan Rockets’ın bu sene için pek de bir iddiası kalmadığı ortada. Harden ve Westbrook’un ayrılığından sonra yeniden yapılanma yoluna giren Rockets’ın planları açısından Wood’un göstereceği performans, geleceği daha net görebilme adına önem taşıyor.
Los Angeles Clippers: Paul George

Geçen sezon playofflarda çok büyük bir hayal kırıklığı yaratan Los Angeles Clippers‘ta, 3-1’den kaybedilen Denver Nuggets serisinin en büyük günah keçilerinden birisi de Paul George’tu. Playofflarda gösterdiği performansla genel olarak hayal kırıklığı yaratan Goerge, oynadığı 13 maçta saha içinden %39.8, üç sayı çizgisinin gerisinden ise %33.3 ile şut atmıştı.
Sezon bittikten sonra uzun süre sonra omzunun ilk kez sağlıklı olduğunu dile getiren ve kendisi hakkındaki eleştirilere sahada cevap vereceğini söyleyen George, yılın ilk kısmında 23.7 sayı – 6.1 ribaunt – 5.4 asist ortalamalarıyla geçen sezonki istatistiklerini geliştirmeyi başardı. George’u Kawhi Leonard’ın yanına getiren Clippers‘ın görmek istediği performansta tam olarak buydu.
Ancak George’un kendisiyle alakalı bütün şüpheleri üzerinden attığını söylemek de doğru olmaz. Sonuçta Clippers, geçen yıl da normal sezonda kadro anlamında hiçbir zaman tam anlamıyla istikrar yakalayamasa da maç kazanmakta zorlanmıyordu. Clippers’ın bu senenin playofflarında kendilerini kanıtlamak için üzerlerinde çok büyük bir baskı olacak. Bu baskıyı aşmalarının en önemli yolu da Paul George’un geçen senenin playofflarında çok daha bir performans sergilemesi olacaktır.
Los Angeles Lakers: Anthony Davis

Şu anda 24-13’lük derecesiyle Batı Konferansı’nın 3. sırasında yer alan son şampiyon Los Angeles Lakers, sezonun ilk kısmını uzun süre konferans lideri olarak götürmüştü. Ancak Anthony Davis’in yaşadığı sakatlık sebebiyle parkelerden uzak kalmasının ardından All-Star’a doğru ortaya çıkan yorgunluk emareleri Lakers‘ın 3. sıraya kadar gerilemesine sebep oldu.
Sezonun ilk kısmında Lakers liderdi ancak yükün büyük kısmını da takımın diğer yıldızı LeBron James’in çektiğini söylemek gerekiyor. Davis, geçen sezonu sakat sakat tamamlamasının ardından kısa sezon arasından sonra bu seneye pek de iyi girmedi. Geçen seneki 26.1 sayı – 9.3 ribaunt – 1.5 asist ortalamaları 22.5 sayı – 8.4 ribaunt – 1.3 asiste kadar gerileyen Davis, üç sayı çizgisinin gerisinden de sadece %29.3’le şut atıyordu.
Bunun üzerine Davis’in 14 Şubat tarihinden beri yaşadığı sakatlık sebebiyle de parkelere çıkamayan Davis’in Mart ayı içerisinde tekrar takıma katılması bekleniyor. Davis’in takıma katıldığında ne kadar sağlıklı kalabileceği ve nasıl bir performans göstereceği son şampiyonun sezonun kaderini belirleyecek.