Scottie Wilbekin Liderliğin Ağır Yükünü Neden Kaldıramadı?

07/Nis/21 10:06 Nisan 7, 2021

admin69

07/Nis/21 10:06

Eurohoops.net

2019-20 sezonunun parlayan camiası ve onun en büyük yıldızına bu yıl ne oldu? Eurohoops Fırın değerlendiriyor…

By Semih Altınbaş / info@eurohoops.net

Bu yazının tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

Herkesin harcı değil. Avrupa basketbolunda söz sahibi olması beklenen bir takımın liderliğini üstlenip onu başarıyla sürdürmek ve sürdürdüğü başarıyı bir istikrara bağlamak herkesin harcı değil.

Bunu yapabilenleri başımızın üstünde tutuyoruz veya onları baş üstünde tutacak güçler kıtanın dışından ensemize vuruyor.

Yapamayanları ise ya tarihe gömüyoruz ya da onları öyle kabulleniyoruz.

Darüşşafaka‘daki performanslarıyla bir EuroLeague oyuncusu haline gelen Scottie Wilbekin’in ise gösterdiği potansiyele ulaştığını söylemek mümkün mü? Yoksa o potansiyel tümünden bir yanılsama olabilir miydi?

Onu öylece kabullenebiliyor muyuz yoksa onu da birçoğu gibi tarihe gömecek miyiz?

Geçen yıl bu durumun Türkiye A Milli Takımı’nın da bir parçası olan ABD kökenli oyuncu için daha olumlu yönde gittiğini söyleyebiliyorduk, rahatlıkla ondan iyi bir lider olacağı yönünde bahsedebiliyorduk. Oktay Mahmuti’nin Daçka günleri akla geliyor da, Wilbekin’in o zamandan bu zamana gösterdiği gelişimi daha net anlayabiliyoruz.

Fakat bazı şeylerin, bazı kalıplaşmış fikirlerin değişmesi o kadar da uzun zaman almıyor. Bugün, Wilbekin’i arka planda bırakan ve performansını düşüren saha içi etkenlere odaklanmaya karar verdik.

Eurohoops Fırın, milli oyuncunun Maccabi Tel Aviv‘deki son 2 sezon performansı özelinde derinliklerine iniyor.

Potansiyel

Burada sorulacak olan önemli soru; Scottie Wilbekin gerçekten Avrupa basketbolunda söz sahibi takımın lideri olmaya uygun bir profil mi?

Oyuncu profili olarak bir eksiği yok. Böyle iyi anılmayan yıldızların zaten oyuncu profili olarak çok büyük eksiklikleri olmaz genelde. Ya karakteristik bazı sorunları olur ya da yapılanmayla ilgili bazı problemler yollarını keser. Wilbekin’in performanslarına baktığımız zaman bu ihtimallerin her ikisinden de söz etmek fazlasıyla mümkün olabiliyor.

ABD kökenli oyun kurucunun oyununa odaklandığımız zaman aslında yalnızca bir skorer olarak değil, yönetici olarak da önemli bir cevhere sahip olduğundan bahsetmeliyiz. Görüş bakımından özellikle ikili oyunlarda ön planda bir isim. Aslında oyuncu olarak takımın anahtarını verebileceğiniz özellikleri baskınlaştı. Skor anahtarını değil, oyunun anahtarını verebileceğiniz özellikleri baskınlaştı.

Savunmada yıldırıcılıktan uzak, fiziksel olarak da zaten çok iyi bir savunma oyuncusu olmaya aday sayabileceğimiz birisi değil. Ancak eforsuz olduğunu ifade etmek de ağır olurdu. Müdafi profili de aslında EuroLeague’de geçirdiği yıllar içerisinde iyi gelişim gösterdi.

Bu konuda bazı şanssızlıklar yaşadığından da söz etmeden olmaz. Mesela içeride Malcolm Delaney’nin onun üzerinden attığı şutla kaybettiği Olimpia Milano maçında çok üst düzey bir toplu savunma performansı göstermesine rağmen defalarca üzerinden sokulan şutlara takımı boyun eğdi.

Uğraştığını bilmek, görmek güzel. Mesela CSKA Moskova’nın yıldızı Mike James de son yıllarda çok büyük gelişim gösterdi ancak oyuna Wilbekin kadar iyi niyetli bir yaklaşımı olduğunu söylerken çok da rahat etmeyiz. Genel olarak bakınca ikisi de sorunlu karakterler.

Sorunlu karakter kullanımından kasıt da bulundukları ortama her halükârda ısınmayı başarıp başarmamaları üzerinden yapılmış bir değerlendirme. Her koçla iyi insani ilişkiler kurabilmek, yapılanmalara ayak uydurabilmek, etraflarına dizilen oyuncuların üstünde görünüp aynı zamanda onların da takımın bir parçası olduğu fikrini yansıtabilmek…