NBA’in Tarihin En İyi 75 Oyuncusu Listesinde Haksızlığa Uğrayan 5 Yıldız

2021-10-22T13:48:10+00:00 2021-10-22T13:49:47+00:00.

admin69

22/Eki/21 13:48

Eurohoops.net

NBA’in 75 yıllık tarihi boyunca ligde mücadele etmiş en iyi 75 oyuncu açıklandı…

by Arma Kaynar / info@eurohoops.net 

NBA, 2021-22 sezonuyla birlikte tarihinin 75. yılına giriyor. 1990’lı yıllardan itibaren dünyanın en prestijli basketbol organizasyonu kabul edilen NBA, bugüne kadar birçok efsanevi oyuncuya ev sahipliği yaptı.

75. yılına giren lig yönetimi, bunu kutlamak adına bugüne kadar bünyesinde parkeye çıkan en iyi 75 oyuncuyu belirlediği bir liste hazırladı. Bu liste; ligde şu anda ve geçmişte oynayan oyuncular, koçlar, yöneticiler ile medya mensuplarının oylarıyla belirlendi.

3 bölüm halinde paylaşılan listede toplam 76 oyuncu yer aldı. NBA, bu isimleri 3 bölüm halinde yayınlarken basketbol kamuoyu genel olarak seçilen isimler üzerinde fikir birliğine vardı. Ancak bu tarz her listede olduğu gibi 3. bölümün paylaşılmasının ardından bazı oyuncuların liste dışı kalması tartışmaları ateşledi.

Büyüklük ve iyi kavramları, özellikle spor dünyasında kişiden kişiye değişebilen göreceli bir kavram. Kimisi en iyi oyuncuyu seçerken daha çok istatistikler üzerine odaklanırken kimisi saf yetenek üzerinden değerlendirmeyi tercih ediyor. Bu noktada elde edilen bireysel ve takım başarılarının da çok önemli olduğu ortada.

Ancak bu şekilde farklı dönemlerde oynamış oyuncuları karşılaştırırken istatistik, takım başarısı, bireysel başarı gibi parametrelerle net şekilde karar vermek neredeyse imkansıza yakın. Sporlarda belirli dönemlerin hikayesini anlatırken bazı isimlerden mutlaka bahsetmemiz gerekiyor. Bu tarz listeler hazırlarken de istatistiklerin yanı sıra lig üzerinde karşı çıkılmayacak şekilde etkili olan oyuncuların yer almasının daha sağlıklı olduğuna inanıyorum.

Bu listede yer almayı hak ettiğini düşündüğümüz fakat NBA tarafından seçilen en iyi 75 oyuncu arasında yer almayan isimleri huzurlarınıza taşıyoruz:

Dwight Howard

Dwight Howard, NBA’de şu anda oynayan oyuncular arasında en tartışmalı kariyerlerden birisine sahip olabilir. Lige ilk girdiği dönemde insan üstü fiziğiyle inanılmaz bir dominasyon kuran ve sık sık Shaquille O’Neal ile karşılaştırılan Howard, kariyerinin ikinci yarısında ise eski günlerinden çok uzak bir görüntü çiziyor.

Bu da Howard’ın bu tarz listelerde ve Hall of Fame tartışmasında sık sık göz ardı edilmesine sebep oluyor. 2007 yılından 2012’ye kadar ligde geçirdiği 5 yıllık dönemde 20.6 sayı – 13.9 ribaund – 2.5 blok ortalamaları tutturan Howard, Orlando Magic‘i 2009 yılında NBA Finaline taşırken bu esnada 3 kez de Yılın Savunmacısı ödülünü kazanmıştı.

Howard için işler, 2012 yazında Lakers‘a katıldıktan sonra pek de yolunda gitmedi. Los Angeles’ın kurduğu Steve Nash, Kobe Bryant, Pau Gasol ve Howard’lı kadro, sakatlıkların da etkisiyle beklentilerin çok altında kalmış ve uzun oyuncu da Kaliforniya’da geçirdiği tek sezonun ardından Houston Rockets‘ın yolunu tutmuştu.

Howard kariyerinin geri kalan döneminde eski günlerine hiç dönemese de 2020 yılında Lakers formasıyla kariyerinin tek şampiyonluğunu kazanmayı başardı. Kariyerinin ikinci dönemindeki akıllara yerleşen performanslara imza atmasa da NBA’de 2006-2012 yılları arasında Howard ligin en etkili 5 oyuncusundan birisiydi. Yılın Savunmacısı ödülünü tarihte en çok kazanan 3. oyuncu olan Howard, kesinlikle en iyi 75 oyuncu listesinde yer almayı hak eden bir CV’ye sahip.

Manu Ginobili

NBA’de 21. yüzyılın ilk kısmını anlatırken bir San Antonio Spurs dominasyonundan net şekilde bahsedebiliriz. Spurs dominasyonundan bahsederken Tim Duncan ve Gregg Popovich’in en etkili figürler olarak ön plana çıktığı doğru. Ancak Arjantinli yıldız 14 yıllık süre boyunca Spurs kadrosunda yer almasaydı Duncan ve Popovich ikilisinin toplam 5 şampiyonluğa ulaşmasının çok zor olduğu da bir gerçek.

Spurs formasıyla genellikle kenardan gelen Ginobili, kariyerini noktaladığında tarihin en iyi 6. adamı olarak kabul görüyordu. Bu unvanın hala Arjantinli oyuncunun elinde olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Ginobili’nin benchten gelmesi de onun ne kadar değerli bir isim olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Manu, 2007-08 yılında Yılın Altıncı Adamı ödülünü alırken MVP oylamasını da 10. sırada tamamlamıştı. Bu bile başlı başına onun ne kadar değerli bir oyuncu olduğunu gözler önüne seriyor.

Kariyeri boyunca 4 kez şampiyonluk yaşayan, 2 kez All-Star seçilen ve 2 kez de En İyi Beşlerde yer alan Ginobili, oyun aklı ve estetik tarzıyla bugüne kadar parkelerde izlediğimiz neredeyse hiçbir oyuncuya benzemiyor. Kariyeri boyunca üçlü tehdit yaratabilen bir isim olan Ginobili, toplam 1057 normal sezon maçına çıktığı kariyerinde 13.3 sayı – 3.5 ribaund – 3.8 asist ortalamaları yakaladı.

Yazının girişinde de bahsettiğimiz gibi, spor organizasyonlarında bazı dönemlerden bahsederken bazı isimlerden mutlaka bahsetmemiz gerekiyor. 21. yüzyılın ilk döneminin San Antonio Spurs dominasyonuyla anılmasında Ginobili’nin çok büyük bir payı vardı. Bu yüzden efsanevi oyuncu, 75 kişilik listede yer almayı sonuna kadar hak ediyordu.

Tony Parker

Yukarıda Manu Ginobili’nin Spurs dominasyonu için ne kadar uzun bir isim olduğundan ve San Antonio takımının özellikle 2000’li yılların ilk dönemlerinde NBA üzerinde ne kadar büyük bir etki bıraktığından bahsetmiştik. Tony Parker da takımının başarısında neredeyse Manu Ginobili kadar etkisi olan bir oyuncuydu.

Kariyeri boyunca 4 şampiyonluk kazanan ve 2007 yılında Finaller MVP’si ödülünün sahibi olan Parker, 2012 yılındaki MVP oylamasını da 5. sırada bitirmişti. Kariyerinin ilk döneminde Ginobili ve Duncan’ın yanında tamamlayıcı bir parça olarak görülen Parker, takımın çekirdeğinin yaşı ilerledikçe hücumun direksiyonuna oturup Spurs’ün taşıyıcılarından birisi haline gelmişti.

Parker’ın ABD dışında doğup NBA’de mücadele eden oyuncular arasında 19.000 sayı – 7.000 asist barajlarını aşmayı başaran tek oyuncu olduğunu da göz önünde bulundurunca Fransız efsanenin lig tarihinde ne kadar önemli bir yeri olduğu daha net şekilde gözler önüne çarpıyor.

Pau Gasol

Pau Gasol, hiçbir zaman çok gösterişli bir oyuna sahip olmadı. 18 yıllık NBA kariyerinin sadece 2 yılında 20 sayı ortalamasının üzerine çıkabildi. Fakat Gasol’ün 2000’li yılların ortasından itibaren NBA üzerine yaptığı etkiyi reddetmek için basketbolu hiç takip etmiyor olmak gerekiyor.

Alçak postta büyük bir skor tehdidine sahip olan Gasol, saha görüşü ve pas yetenekleriyle rahatlıkla takım arkadaşlarının performansını yukarıya çekebilen bir oyuncuydu. NBA tarihinde Yılın Çaylağı ödülünü almayı başaran ilk Avrupalı oyuncu olan Gasol, NBA üzerindeki en büyük izlerini ise 2009 ve 2010 yıllarında bıraktı.

2008 yılında Kobe Bryant’ın takımdan ayrılacağı dedikodularının ayyuka çıktığı dönemde Los Angeles katılan Gasol, takımda geçirdiği ilk sezonda Lakers’ın NBA Finallerine kadar çıkmasında büyük rol oynamıştı. Kobe Bryant’ın önderliğinde Lakers, 2008 yılında şampiyonluğu kazanamasa da sonraki 2 sezonda Gasol’ün de oyun anlamında gösterdiği gelişim ile birlikte üst üste 2 şampiyonluk kazanmayı başardı.

Lakers’ın efsane ismi Kobe Bryant’ın bile Pau Gasol hakkında “Eğer o olmasaydı, Los Angeles bu iki şampiyonluğa sahip olamazdı.” diyerek İspanyol oyuncunun ne kadar büyük bir katkısı olduğunu gözler önüne sermişti. 2020-21 sezonunda NBA’den ayrıldıktan sonra bir yıl daha Barcelona formasını giydikten sonra profesyonel kariyerine nokta koyan Gasol’ün forması Los Angeles Lakers tarafından emekliye ayrılacak.

Vince Carter

Vince Carter, belki de NBA tarihindeki en ilginç kariyerlerden birisine sahip olan oyuncular arasında yer alıyor. Gençlik yıllarda sınırsız atletizmi ve yetenekleriyle birlikte Carter’ın ligin sıradaki yüzü olacağına inanıldığı bir dönem vardı. Michael Jordan’ın mezun olduğu North Carolina’dan çıkarak NBA’e gelen Carter, Michael Jordan’ın veliahtı olarak görülüyordu.

Kariyerinin ilk yıllarında atletizmi ve smaçlarıyla tüm basketbolseverlerin aklını başından alan Carter, işin bireysel başarı ve takım başarısı noktasında o kadar da parlak bir kariyere sahip olamadı. Yıldızı olduğu takımlarda konferans finali bile göremeyen Carter, tek konferans finali deneyimini ise 2009-2010 sezonunda yaşadı.

Carter, kariyerinin ilk döneminde bir takımı tek başına sırtlayabilecek bir yıldız adayı olarak görülüyordu. Air Canada lakaplı Carter, 1999-00 ile 2008-09 sezonları arasında 23.9 sayı – 5.4 ribaund – 4.4 asist ortalamaları yakalamayı başaran bir isimdi. Bir playoff takımının birinci opsiyonu olabilecek istatistiklere imza atsa da beklenen takım başarısına bir türlü ulaşamıyordu.

Efsane oyuncu kariyerinin ikinci yarısında ise bu tarz yıldız isimlerden görmeye alışık olmadığımız bir değişim geçirerek önemli bir rol oyuncusu haline geldi. 22 yıllık kariyeri boyunca 4 farklı 10 yıllık dönemde forma giyen Carter, (1990’lar, 2000’ler, 2010’lar, 2020’ler) rol oyuncusu olduğu dönemde de profesyonelliğiyle herkesin takdirini topladı.

Carter belki şampiyonluklar kazanmadı fakat özellikle 2000 Smaç Yarışmasındaki performansıyla NBA tarihinin en unutulmaz anlarından birisine imza attı. Bunun yanı sıra şu anda NBA’in en sağlıklı organizasyonlarından birisi olan Toronto Raptors‘ın ciddi bir NBA organizasyonu olarak kabul görmesinde de çok önemli rol oynadı. Özellikle 2000’li yılların başındaki performansıyla Carter, NBA’in hikayesinde göz ardı edilemez bir yer tutuyor.

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!

NBA gündemindeki son gelişmeler için tıklayın!