Zeljko Obradovic ve 2021-22 Model Partizan: Ne Bekliyorduk, Ne Gördük?

04/Oca/22 09:25 Ocak 4, 2022

Meliksah Bayrav

04/Oca/22 09:25

Eurohoops.net

Eurohoops Fırın, Partizan’ın şu ana kadarki sezonunu mercek altına alıyor.

by Melikşah Bayrav / info@eurohoops.net

2021-22 sezonu öncesi yazında efsanevi koç Zeljko Obradovic‘in koçluğa vermiş olduğu 1 yıllık aradan sonra Partizan’a döneceği konuşulmaya başlandığında sadece Partizan taraftarları değil, neredeyse tüm basketbolseverler bu durumu büyük heyecanla karşılamıştı.

Partizan için ekonomik zorluklarla geçen son yılların ardından yeniden umut ışığı niteliği taşıyan bu haberler, Avrupa basketbolunun da gündemine adeta bomba gibi düşmüştü.

Bolca spekülasyonla geçen bu sürecin sonunda siyah beyazlı ekip, koç Zeljko Obradovic‘le sözleşme imzalandığını duyurdu. Partizan taraftarları tarafından EuroLeague’siz geçen uzun yılların ardından büyük coşkuyla karşılanan bu gelişme, zorlu geçen yılların ardından adeta yeniden doğuş niteliği taşıyordu.

Koç Obradovic’le birlikte sezona flaş transferlerle giren siyah beyazlı ekip, son EuroLeague yarı finalisti Olimpia Milano‘nun iki önemli oyuncusu Zach LeDay ve Kevin Punter; genç yetenek Alen Smailagic gibi flaş eklemelerle sezon öncesi beklentiyi iyice arttırmış oldu. Eurocup’ta mücadele edecek koç Obradovic’in ekibinde sezon öncesi mutlak hedef ise belliydi: Gelecek sezon EuroLeague’de mücadele edebilme hakkı kazanmak!

Eurohoops Fırın olarak bolca yeni ekleme ve fazlasıyla artan beklentiler ışığında 2021-22 sezonuna başlayan Zeljko Obradovic ve ekibinin şu ana kadarki olan performansını değerlendirmek üzere işe koyulduk.

Sezonun yarısının tamamlandığı bu noktada Sırp temsilcisi beklentiler ışığında ne durumda? Sahada iyi uyguladıkları yönler neler? Ne gibi zaafları var ve bu zaaflar nasıl geliştirilebilir?

Bu tür sorulara detaylıca yanıt aramaya çalıştığımız incelememize eğer siz değerli okuyucularımız da hazırsa başlayalım.

2021-22 Model Partizan: Beklenti Neydi?

 

Aslında yukarıda bahsetmiş olduğum gibi bu sezon Partizan cephesinde mutlak hedefin ne olduğu çok bariz: Bir şekilde EuroLeague’de mücadele edebilme hakkı kazanmak.

Zeljko Obradovic‘in takımlarında oturtmaya çalıştığı oyunun iki tarafında da yüzlerce farklı detay içeren sistemlere adapte olabilmek zordur. Hele de kadro, sezon başında yeni kurulduysa.

Sırp koçun kariyerini incelediğimizde çalıştığı takımlarda mutlak başarının genellikle belli bir süreç sonunda geldiğini mutlaka fark edersiniz. Koçun Fenerbahçe dönemine göz attığımızda zamanla elindeki kadroyu maksimize ettiğini, oyuncuların zamanla gelişimini tamamladığını, başarının belli bir adaptasyon sürecinin ardından geldiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. İşte tam olarak bu ışıkta baktığımızda Partizan kadrosunun daha ilk sezondan tabir-i caizse “uçup kaçmasını” beklemek biraz hayalcilik olurdu, öyle de olmadı zaten.

Sırp temsilcisi bu sezon 6 galibiyet, 2 mağlubiyetle Eurocup A Grubu’nda averajla 3. sırada; Adriyatik Ligi’nde ise 10 galibiyet, 2 mağlubiyetle 2 maçı eksik şekilde 5. sırada bulunuyor. Siyah beyazlı ekibin bu sezon oynadığı maçlara bakarken bu sezon rahat kazandıkları maç sayısının az olduğunu görüyoruz. Kadrosunda Zach Leday, Kevin Punter, Aleksa Avramovic, Dallas Moore gibi kariyerinde belli bir seviyeye ulaşmış oyuncuların yanı sıra Alen Smailagic, Gregor Glas, Balsa Koprivica, Rodions Kurucs gibi gelişime oldukça açık oyuncular bulunduran Sırbistan ekibinde, gelişime açık oyuncuların seviye atlaması da bu sezondaki önemli beklentiler arasında bulunuyor. Bir yandan oyuncuların performansını geliştirmek, bir yandan da maç kazanmak durumunda olan koç Obradovic, bu sezon galibiyet sayılarına bakıldığında bu yönden beklentileri şu ana karşılamış gibi gözüküyor.

Özellikle NBA’den gelen genç uzun Alen Smailagic’in bu sezonki formuna baktığımızda bu gelişimi görebilmek mümkün. Obradovic’in sisteminde oldukça önemli bir role sahip olan 21 yaşındaki uzun, bu sezon özellikle Partizan yarı saha hücumunda üstlendiği kritik rolle göze çarpıyor. Obradovic’in sisteminde kompleks ikili oyunların ne derece önemli yer kapladığını biliyoruz. İkili oyunlarda hem devrilme hem de şut tehditi olarak takımına büyük katkı sağlayan genç oyuncu, sezonun şu ana kadarki olan bölümünde gösterdikleriyle gelecek için büyük umut vaadediyor.

Bir başka parantez de Gregor Glas’a açmamız lazım. Henüz sadece 20 yaşında olan genç oyuncu, özellikle üçlük çizgisinin gerisinden yarattığı şut tehditiyle Partizan hücumunun en önemli parçalarından biri konumunda. Sloven oyuncu, topsuz perde çıkışlarındaki hareketliliği ve yeri geldiğinde LeDay ve Smailagic’e pozisyon hazırlamak için yaptığı topsuz perdelerle yarı sahada alan açma konusunda oldukça kritik bir role sahip.

Artısıyla, Eksisiyle Partizan Hücumu

 

Evet, sezon öncesi durumdan ve beklentilerden yeterince bahsettiysek artık saha içine giriş yapabiliriz.

Bilindiği üzere geçmişten günümüze Zeljko Obradovic takımlarında kısa-uzun uyumları her zaman fazlasıyla kritik olmuştur. Bu sezon da bu durumda herhangi bir değişiklik yok. Kadrosunda Zach LeDay, Alen Smailagic gibi ikili oyun tehditleri bulunduran Sırp temsilcisinde, bu ikilinin hem birbirleriyle hem de takımın ana oyun kurucusu Aleksa Avramovic ile olan bağlantısı üzerinden işlenen yarı saha hücumları fazlasıyla ön plana çıkıyor.

Hem Smailagic hem de LeDay çember çevresinden ve üçlük çizgisi dışından skor tehditi yaratabilen oyuncular. Bu sebeple bu ikilinin aynı anda sahadayken saha yerleşiminde doğru konumlanarak birbirlerinin verimini azaltmamaları oldukça önemli. Bu sezon iki oyuncudan da bolca ikili oyun katkısı (hatta zaman zaman İspanyol Pick and Roll’u) alan koç Obradovic, bu oyunculardan biri o an işlenen opsiyonda ikili oyun tehditi olarak aktifken öbürünü mutlaka köşede veya tepede spacing sağlama amacıyla konumlandırıyor.

 

Yukarıdaki pozisyonda alan savunmasına karşı kısa devrilip ortada top alan Alen Smailagic’i görüyorsunuz. Bu sezon kendisine devrilme açısı yaratabilme konusundaki becerisiyle yarı saha organizasyonlarında fazlasıyla öne çıkan genç uzun, burada devrilme sonrası pası aldığında Zach LeDay kendisini köşede konumlandırmış oluyor. Böylece Sırp temsilcisi ikili oyun sonrası pozisyonun devamını oynayabilmek için gerekli alanı ve pas açılarını sağlamış oluyor.

Koç Obradovic’in ekibinin yarı saha hücumunda bir diğer kritik role sahip olan isim ise Zach LeDay. ABD’li uzun genelde 4 numara olarak sahada kalırken zaman zaman kısa beşlerde 5 numara olarak da süre alabiliyor. Smailagic ile aynı anda sahada olduklarında 4 numara pozisyonunda konumlanan LeDay; alçak posttan eşleşmesine hücum edebilme, forvetten topla yüzü dönük hücum edebilme ve tabii ki dış şut katkısı gibi özellikleriyle Partizan hücumunda oldukça önemli bir noktada.

Geçen sezon EuroLeague’de Olimpia Milano formasıyla oldukça önemli bir performans ortaya koyup takımının Final Four’a kaldığı sezonda yıldızlaşan Kevin Punter, kadronun en önemli kısa yaratıcısı. Zeljko Obradovic takımlarında zaman zaman geçmiş kariyerlerinde toplu oyunda fazlasıyla yıldızlaşmalarına rağmen zorluk yaşayan, Sırp çalıştırıcının sisteminde kendisine ait role adapte olmakta güçlük çeken skorer oyuncuların olduğunu biliyoruz. ABD’li oyuncu, bu takımda geçmiş kariyerinden çok daha spesifik bir rol tanımına sahip.

Öncelikle Kevin Punter’ın rol tanımını anlatırken şunu belirtmeliyiz: Zeljko Obradovic’in Partizan’ı hücumda uzun temelli bir takım. Hücumda primer aksiyonların çoğu uzunların etrafında dönerken kısa oyuncuların da haliyle uzun oyunculara yardımcı olduğu bazı denklemlerin olması gerekiyor. ABD’li oyuncunun (ve Gregor Glas’ın) geçmişe nazaran spesifik rolü tam olarak bu noktada ortaya çıkıyor. Sadece ikili oyunları çember etrafında veya perimetre dışından bitirmek dışında yüzü dönük hücum edebilme becerilerine de sahip olan Smailagic ve LeDay, bu noktada Punter’dan fazlasıyla yardım alıyorlar. 28 yaşındaki oyuncunun topsuz perde çıkışlarındaki skor tehditinden yarı sahada fazlasıyla spacing devşiren koç Obradovic, bu noktada ABD’li skorerin topsuz hareketliliği sonucu savunmanın dikkatini Punter’a yöneltip LeDay ve Smailagic’in potaya yüzü dönük birebirlerine alan sağlayabiliyor.

Elbette Kevin Punter’ın rolü sadece bundan ibaret değil. Birebirde skor yeteneklerini sergileyebilmesi için kendisine alan sağlama hususunda koç Obradovic’in oynattığı birçok farklı set bulunuyor. Özellikle perde çıkışlarında yüzü dönük pas alıp hücum ettiğinde oldukça verimli olabilen Punter, yarı sahada işler krize girdiğinde de bolca karar alma özgürlüğüne sahip.

Partizan hücumunda elbette işler hep yukarıda bahsettiğimiz gibi güllük gülistanlık değil. Saha yerleşimi temelli bir basketbol oynayan koç Obradovic’in ekibinde oyuncuların topsuz oyundaki birbirleriyle olan uyumu aşırı derecede kritik önemde. Topsuz oyunun gelişmesi, oyuncuların birbirleriyle bu yönde olan saha içi etkileşimi gibi konular elbette bu kadar kısa sürede mükemmelleşecek kadar basit detaylar değil. Bu noktada zaman zaman iyi işler ortaya koysalar da henüz mükemmellikten uzaklar.