NBA & Çin Gerilimi: Nets’in Sahibi Tsai ve Çelişkili Duruşu

29/Haz/22 10:23 Haziran 29, 2022

Bilal Baran Yardımcı

29/Haz/22 10:23

Eurohoops.net
LOS ANGELES, CA - FEBRUARY 21: Governor Joe Tsai of the Brooklyn Nets looks on during the game against the LA Clippers on February 21, 2021 at STAPLES Center in Los Angeles, California. NOTE TO USER: User expressly acknowledges and agrees that, by downloading and/or using this Photograph, user is consenting to the terms and conditions of the Getty Images License Agreement. Mandatory Copyright Notice: Copyright 2021 NBAE (Photo by Adam Pantozzi/NBAE via Getty Images)

Eurohoops Çeviri, NBA’in Çin’deki pazarıyla yaşadıklarını ve Brooklyn Nets’in sahibi Joe Tsai’nin bu konulardaki duruşunu ele alıyor.

by Mark Fainaru Wada & Steve Fainaru / Çeviri: Bilal Baran Yardımcı / info@eurohoops.net

Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

Bu yazı 14 Nisan 2022 tarihinde ESPN‘de yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.

Brooklyn Nets‘in milyarder sahibi Joe Tsai’nin işleri, Çin’de şanslı gitti. Hangzhou’da bir apartmanda başlayan şirketi Alibaba, Amazon’a çok benzetiliyor. Tsai NBA’e geldiğinde Komisyoner Adam Silver, ligin dünyanın en büyük marketindeki açılması için Tsai’nin paha biçilemez bir değerde olacağını söylemişti.

Geçen iki buçuk yılın ardından Tsai, NBA-Çin arasında milyarlarca dolarlık gelirin elde edildiği ancak ligin otoriter bir hükümetle iş yapmak ve bazı sosyal adalet konuları görmezden gelmek zorunda bırakıldığı tavizler dolu ilişkiyi karakterize ediyor.

Amerika’da Tsai, ırkçılık ve ayrımcılıkla savaşmak için milyonlarca dolar bağış yapıyor. Çin’de ise Tsai’nin liderliğini yaptığı Alibaba şirketi, ABD hükümeti tarafından “baskı ile çalışma, keyfi alıkoyma, yüksek teknolojiyle gözetim yapma” sebepleriyle kara listeye alınan şirketlerle ortaklık yapıyor.

Tsai, Çin’in en çok tartışma yaratan politikalarından bazılarını toplum içinde savundu. Hükümetin fikir özgürlüğüne getirdiği acımasız kısıtlamaları ekonomik büyümenin bir gerekliliği olarak gördü; Hong Kong’taki birçok demokrasi yanlısının hapse girmesine yol açan kanunu ayrılıkçılığın bastırılması için gerekli olması gerekçesiyle savundu; insan hakları açısından sorgulandığında ise Çin’in 1.4 milyarlık nüfusunun büyük bir bölümünün şu anda oldukları konumdan mutlu olduğunu iddia etti.

Eski kolej lakros oyuncusu ve WNBA, Major League Soccer gibi liglerde yatırımları olan biri olarak Tsai; kendisini kutuplaşmış iki kültür arasındaki köprü olarak görüyor. Tsai, Çin’in insanların özgürlüklerine getirdiği yasaklamaların ekonomik gelişmelere yol açtığını ve bunun da milyonlarca vatandaşın hayat kalitesinin artmasına sebep olduğunu düşünüyor.

Ancak insan haklarının ihlaliyle anılan şirketlere kurduğu ortaklıklar; Amerika’daki iki partinin üyelerinin, insan hakları aktivistlerinin ve Çin üzerinde yoğunlaşan akademisyenlerin eleştirisini çekti.

Trump yönetiminde Çin hakkında uzmanlık yapan ve ulusal güvenlik danışmanlığı yapan Matt Pottinger, “Joe Tsai, hepimizin olması gerektiği gibi Amerika’nın eksik yanlarını çok eleştiren iş ve spor figürlerinden biri ancak Çin’deki insan hakları ihlalleri hakkında bahaneler üretiyor çünkü parasını oradan kazanıyor. Totaliter bir diktatörlüğün insanlığa karşı işlediği suçları görmezden mi geleceğiz, hatta bu politikaları övecek miyiz?” dedi.

Tsai, bu söylemler hakkında röportaj yapma teklifini reddetti.

ESPN’in bu Tsai araştırmaları ve Çin’de yatırımları bulunan 30 NBA takımı, ligin uluslararası yayılma hedeflerinin sosyal adaleti sağlama kararlılığına nasıl bir ikilem yarattığını kanıtlıyor. 2019 yılında o zamanlar Rockets genel menajerliği yapan Daryl Morey’nin attığı demokrasi yanlısı bir Tweet, “değerler” ve “değer” arasındaki ikilemi yönlendirerek ligin yüzleştiği politik mayınların patlamasına sebep oldu.

NBA, Morey’in artık herkes tarafından bilinen “Özgürlük için savaşın. Hong Kong’un yanında durun.” Tweet’inin etkilerinden hala kurtulamadı. Bu Tweet, üç senenin büyük bölümünde televizyonlarda yayınlanmadı ve bazı sponsorlar tarafından üstü örtüldü. Lig, milyonlarca doların kaybına ve “yıllar süren iyi ilişkilerin” bozulmasına sebep olan yaptırımlar altında yürütüldü.

Nets‘in başına geçtikten iki ay kadar sonra Tsai, kendisini de bu tartışmanın içine attı. Morey’in destekçileri, Tsai’nin NBA’i Morey’i kovmaya ve Beyaz Saray’a ulaşan ancak daha önceden açığa çıkmamış dramalar için tam teşekküllü bir özür dilemeye zorladığına inanıyordu. Tsai aynı zamanda topluma açıkça yayınladığı bir açıklamada Morey’i “ayrılıkçı bir hareketi savunmak” sebebiyle suçladı.

Nets de NBA de Tsai’nin Morey’i kovdurmaya çalıştığını veya NBA’i özür dilemeye zorladığını reddetti.

Morey, fikir özgürlüğünü savunan güçlü destekçilerin de yardımıyla işini koruduktan sonra Nets, Morey’in Barclays Center’daki bir Rockets maçındaki biletini iade etti. Morey, Tsai’nin kendisine yapılan daveti geri çektiğini düşündü. Nets’e yakın bir kaynak, olası protestolar için yaşanan endişelerle bağlantılı olarak Tsai’nin bu karardan haberi olmadığını söyledi.

Morey, bu konu hakkında yorum yapmayı reddetti.

Tsai’nin Çin’le bağlantılı olan tek NBA takımı sahibi olduğunu söylemek güç. Strategy Risks adında New York tabanlı bir firma, NBA’deki 40 sahibin portföylerini inceleyerek kurumsal olarak Çin’le kurulan bağlarını ölçtü. Heat‘in sahibi Micky Arison, Çin ile de bağlantısı bulunan bir gemi turu şirketinin başkanı. Hornets‘in sahibi Michael Jordan, Nike’ın Çin’deki işlerinden milyonlar kazanıyor. Şirketin gelirlerinin %19’unun Çin’den geldiğini de bilmek lazım. Nuggets‘ın sahibi Stan Kroenke, Çin’de ofis açan ilk Premier Lig takımı konumunda olan ve oradaki en popüler futbol programlarından biriyle ortaklık yapan Arsenal’ın sahibi.

Bu yatırımlar; NBA’in, takım sahiplerinin ve oyuncuların ABD’de yaşansa pozisyon alacakları konularda sessiz kalmasını sağlıyor. 8.7 milyarlık net değerinin yarısından fazlası Çin’e bağlı olan Tsai kadar bu gerginliğe dahil olan bir sahip yok. Tsai takım sahibi olduğundan beri NBA, Alibaba ile uzun soluklu ortaklıklar kurdu ve taraftarlara şirketin platformlarından içerik izleme ile eşya satın alma imkanları sundu.

ABD-Çin arasındaki anlaşmazlıkta spor bir parlama noktası. ABD, Pekin’de düzenlenen Kış Olimpiyatları’na karşı diplomatik bir boykot uyguladı. Aralık ayında Kadınlar Tenis Birliği, Peng Shuai’ye yapılan muameleden dolayı Çin’de oynamayı süresiz bir şekilde durdurdu. Shuai, yüksek mertebeli bir Çin yöneticisini cinsel saldırıyla suçladıktan sonra toplumda çok nadir görülmeye başlanmıştı.

Tayvan asıllı Kanada vatandaşı Tsai, 58 yaşında. Ailesi, 1948’deki komünist ayaklanması sırasında Çin’den kaçtı. Babası Paul Tsai, Tayvan’da çok parlak bir öğrencilik dönemi geçirdi. Joe Tsai de 13 yaşındayken ABD’ye gönderildi ve New Jersey’de bir özel lisede okudu. Yale’de hukuk derecesi aldı ve sonrasında özel sermayede bir kariyere doğru yöneldi.

1999 yılında Tsai, Alibaba’nın kurucusu Jack Ma ile tanıştırıldı, sonra da Hangzhou’da küçük bir apartmanda çalışmaya başladı. Tsai, sonradan Ma’nın karakteri için “Kung Fu romanından çıkmış gibi” benzetmesini yaptı. Tsai, yıllık 700.000 dolarlık işinden vazgeçti ve Ma’nın vizyonunu gerçek bir kuruluşa dönüştürdü. Tsai, Alibaba’yı şirketleştirdi, sermayeyi büyüttü ve Ma’nın sağ kolu ve can dostu oldu.

Alibaba, Çin’deki en büyük şirketlerden biri haline geldi, satışları Walmart’ı geçti. Tsai, şirketin yılda bir yayınladığı raporlara göre Alibaba’nın %1.4’üne sahip. Tsai aynı zamanda Forbes tarafından dünyanın en zengin 254. insanı seçildi.

Son iki yılda Alibaba, Çin Komünist Partisi’nin büyüyen etkisi altına girdi, hükümetin büyüyen teknoloji endüstrisi üzerinde daha fazla kontrolü olması için yaptıklarından biri buydu.

Yapılan araştırmalara göre Alibaba, şu anda devlet kontrollü bir şirket.

Tsai’nin liderliğinde Alibaba, Çin’in “müdahaleci, her yeri denetim altında tutan ve bunu bireyleri daha efektik şekilde takip edebilen yeni teknolojiler sayesinde yapan” bir yer olmasına yardımcı olan şirketlere finansal yardımlarda bulundu.

Bu teknolojiler, hükümetin bir milyondan fazla Uygur Müslümanı’nı ve diğer etnik azınlıkları zorla “yeniden eğitme” programlarına maruz bıraktığı; Amerika hükümeti, diğer birkaç ülke ve insan hakları kuruluşları tarafından kültürel katliam olarak nitelendirilen politikaların uygulandığı Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde de genişçe kullanıldı.

ESPN, Tsai’nin açıkça Çin’in Uygurlar üzerinde uyguladığı bu baskıcı politikaları desteklediğini söylediğine ya da Alibaba’nın bahsi geçen şirketleri finanse ettiğine yönelik bir kayıt bulamadı ancak birçok Çin uzmanı, bu konuda Tsai’yi sorumlu tutuyor.

Şirketin sahiplerinden biri olmasının yanısıra Tsai, Alibaba’nın yatırım komitesini de denetliyor. 2017’den 2019’a kadar Alibaba, Megvii şirketine üç büyük yatırım yaptı. 2018 yılında SenseTime, Alibaba’nın finanse etmesinin de yardımıyla 620 milyon dolar büyüdü ve o zamanlar dünyanın en değerli yapay zeka startup’ı haline geldi. Alibaba ve Alibaba’ya bağlı şirketler, an itibarıyla Megvii’nin %29.4’ünü, SenseTime’ın %7’sini kontrol ediyor.

Megvii ve SenseTime, Çin’in ABD ile global yapay zeka üstünlüğü yarışı için devlet tarafından desteklenen şirketlerin yarısını oluşturuyor. Bu şirketler işyerleri ve kamu sektörü için araçlar geliştiriyor ancak yüz tanıma teknolojileri Çin’in her yerde bulunan denetim ağıyla da bağlantılı.

Denetim, hükümetin söylemiyle terörizmi durdurmak ve devamlılık sağlamak için gerekli olan Çin’in Uygur topluluğunu kontrol altında tutması için önemli bir rol oynuyor. ESPN’in raporuna göre 2020 yılında Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki antrenman kampındaki Amerikalı koçlar, denetim altına alındı ve tacize uğradı. Bir koç, üç defa alıkonulduğunu söyledi ve oradaki atmosferi 2. Dünya Savaşı Almanya’sına benzetti.

NBA, sonrasında oradaki antrenman programını iptal etti.

2018’de tarafsız ve kar amacı gütmeyen, demokrasi yanlısı Freedom House kuruluşu, yayınladığı “Dijital Otoriterciliğin Yükselişi” başlıklı raporda Çin’i internet özgürlüğünü kısıtlama açısından en kötü ülke olarak tanımladı.

2019’da Hoffman’ın grubu; Megvii, SenseTime ve diğer teknoloji firmaların Sincan’daki kötü uygulamalarla bağlantılı olduğuna dair ciddi raporlar yayınladı. Araştırmacı grubun dediğine göre Megvii, yüz tanıma yazılımlarının polise gönderilebilecek bir “Uygur alarmı”nda kullanılması dahil güvenlik servisleriyle ortak çalışma içinde.

2019 yılında da hem The New York Times hem de Human Rights Watch’ın raporuna göre Megvii ve SenseTime, hükümetin Uygur nüfusunu takip etmesini sağlayan algoritmaları üreten şirketler arasındaydı.

Megvii ve SenseTime hakkında çıkan bu iddialar, Tsai’ye yakın bir kaynağın ESPN’e söylediğine göre Alibaba’yı endişelendirdi. Şirket, bu iki şirketin kurulunda koltuğu olmadığından ve direkt olarak dahil olmadığından emin olmak istedi.

Alibaba’nın yatırımları, şirketler kara listeye alınmadan önce gerçekleşmişti. Hatta kaynağın dediğine göre birkaç ABD’li yatırımcı da Megvii ve SenseTime’da hisse bulunduruyordu.

Bir endüstri denetim firması IPVM, 2020 ve 2021 yılında Megvii ve SenseTime hakkında ek kanıtlar açığa çıkardı ve ek olarak Alibaba’nın da Uygurları saptamak için kullanılan yazılımlara direktifler eklediğini söyledi.

Alibaba, bu teknolojinin asla bu amaçla kullanılma niyetiyle yapılmadığını söyleyerek cevap verdi. IPVM de Alibaba’nın açıklamalarını onayladı.

ABD Ulusal Güvenlik Konseyi’nin eski Çin yöneticisi Matt Turpin, 2019 yılında karalisteye alınması gereken diğer şirketler hakkında bir tartışmaya dahil oldu. Turpin, Tsai için “O, Pekin’in istediğini yapıyormuş gibi yansıtılmak üzere büyük baskı altında. Ben onda suç bulmuyorum. Çok zor bir konumda.” dedi.

Ancak Alibaba’nın Megvii ve SenseTime ile insan hakları ihlaline verdiği desteğin belgeli olduğunu ve NBA’in dur demesi gerektiğini de belirtti.

“Son baktığımda bu, parçası olmak için berbat bir şeydi. Bugünün NBA’inde anladığım kadarıyla bu, bir problem değil.” diyor Turpin.

Geçtiğimiz aralık ayında ABD Hazine Bakanlığı; Megvii, SenseTime ve altı diğer Çin şirketini kara listeye ekledi ve Amerikalıların o firmalarda stok bulundurmasını yasakladı. Departmanın sözcülerinden biri, şirketleri “hükümetin etnik ve dini azınlıkları baskılama politikalarıyla işbirliği içinde olmak” ile suçladı.

Çin analisti Schrader, Alibaba’nın hükümete olan bağlılığından dolayı Tsai’nin zor bir pozisyonda olduğunu kabul etti.

Fakat ona göre Tsai’nin seçim hakkı var.

“Joe Tsai istifa edebilir. Bunu yapmak zorunda değil. O, bir Kanada vatandaşı. Alibaba, bir katliamın parçası olurken bu seçimi yapma özgürlüğü var.” diyor Schrader.