Luka Banchi’den Eurohoops’a: Kristaps Porzingis’e Koçluk Yapmak, G-League Dönemi ve Daha Fazlası…

2022-08-31T09:02:27+00:00 2022-08-31T09:02:27+00:00.

Uygar Karaca

31/Ağu/22 09:02

Eurohoops.net

Köklü basketbol geçmişini yeniden hatırlamak isteyen Letonya, Türkiye’nin de bulunduğu Dünya Kupası Eleme Grubu’nun zirvesine yerleşti. Eski Montepaschi ve Milano koçu Luka Banchi, Kristaps Porzingis’in önderliğindeki toparlanışı Eurohoops’a anlattı.

by Uygar Karaca / info@eurohoops.net

Letonyalılar 2017’den beri büyük bir turnuvanın özlemini yaşıyor olabilir ama artık en azından bir umutları var.

Montepaschi Siena ve Armani Milano’yla üst üste İtalya Ligi şampiyonlukları yaşayan Luca Banchi takımın başına geçtikten sonraki 10 aylık sürede Letonya, yalnızca 1 yenilgi aldı. Geçtiğimiz Kasım ayındaki Sırbistan maçında,  son topta gelen bu tek mağlubiyetin ardından Riga’da rövanşı alan Baltik ekibi, Belçika ve Slovakya’yı da ikişer kez yendi. 

 

 

Son olarak 2023 Dünya Kupası eleme grubundaki maçlarında da Türkiye ve Büyük Britanya karşısında gösterişli galibiyet elde eden Letonya, 5 galibiyetle grubun ilk sırasına yerleşti.  

Newcastle dönüşü Amsterdam havaalanında yakaladığımız Luca Banchi, Letonya’nın yakaladığı ivmeyi ve Kristaps Porzingis’i çalıştırmanın nasıl bir deneyim olduğunu Eurohoops’a anlattı.

Koç, siz geldikten sonra takım 12 maçta sadece tek yenilgi aldı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz, sihirli değnek mi? 

Tabii ki sihirli bir dokunuşum yok. Başarı için oyuncularla birlikte karşılıkla azmimizin birleşimidir. Bu kadro çok motive ve iyi bir yolda olduğumuza inanıyorum. Onlara doğru çabayla ve kimliklerinin bir parçası olan değerleri öne çıkartarak vizyon kazandırmaya çalışıyorum. Gerçekten kazanan bir sistem inşa ediyoruz. 

Evet, iki güzel galibiyetle güzel bir dönem geçirdik ama daha çok çok düşük bir noktadan başladığımızı unutmayalım: Ön eleme maçları. Dünya Kupası elemelerinde daha ilk tura çıkmak için Romanya ve Belarus’a  karşı oynamamız gerekiyordu. Bu, oyuncularıma her seferinde hatırlatıyorum. Şu anda her şeyin yolunda gittiği devasa bir bulutta yaşıyoruz, grupta birinciyiz ve Türkiye, Sırbistan veya Belçika gibi büyük takımları yeniyoruz ama buna kendimizi çok fazla kaptırmamamız gerekir. Öte yandan hak edilmiş bu güzel sonuçları çabalarımız ve daha iyi bir takım ruhu sayesinde elde ettik. Bir yılda neredeyse 30-35 farklı oyuncuyla çalştım ama kişilerden bağımsız seviyenin her zaman aynı olması beni ayrıyetten mutlu ediyor. 

Tüm bu ivmeye karşın ve Kristaps Porzingis ve Davis Bertans gibi NBA oyuncularıyla bezeli çok şey vadeden bir kadroya karşın Eurobasket’te yoksunuz. Bu canınızı yakıyor olsa gerek?

Benim açımdan, potansiyel olarak çok iyi bir takımın Eurobasket’te oynamadığını görmek elbette acı verici. Ancak bu durum daha çok kurallarla bağlantılı çünkü NBA ve Euroleague oyuncuları kış pencerelerinde milli takıma katılamıyor. Letonya gibi küçük bir ülkede, diyelim ki en iyi 10 oyuncunuz Euroleague veya NBA taahhütleri nedeniyle müsait değilse, bunu telafi etmek zor. İspanya’da, Yunanistan’da, İtalya’da, Fransa’da büyük bir havuz var ve çok sayıda oyuncuyu devreye sokabilirsiniz. Bu konuda bizim imkanlarımız çok daha sınırlı.

 

Öte yandan, son iki Eurobasket’te iki büyük başarısızlıktan gelen bir takıma katılmak, açıkçası benim için ekstra motivasyon. En son 2017’te Eurobasket finallerine katıldılar. Bu programa girmek, eğilimi tersine çevirmeye çalışmak ve tüm programa ait olmamız gereken seviyeye geri dönmek için ne tür bir çabaya ihtiyacımız olduğuna dair bir vizyon vermek gibi görevlerim var. Gerçeği söylemek gerekirse, oyuncularım gerçekten bu göreve odaklanmış gibi görünüyor ve tüm program olarak yönü takip etmeye çalışıyoruz. 

Birçok milli takım devşirme oyunculardan katkı alıyor. Son olarak zincirin halkalarına İspanya’da Lorenzo Brown da eklendi ve bu bir tartışma konusu oldu. Letonya’nın bu noktadaki duruşu nedir ve siz bu oyuncuların milli takımlarda yer almasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Letonya en başından beri ABD’den gelenler gibi, devşirme oyuncu kullanmamaya karar verdi. Federasyonun kendine özel bir politikası var ve kendi basketbollarıyla gurur duyuyorlar.

Bence devşirme oyuncu meselesi daha ziyade bir sonuç. Bir şekilde, FIBA kış pencereleri, çeşitli federasyonları iyi bir rekabet düzeyi sağlamak için bir kısayol bulmaya itti. Bosna, Romanya ve Karadağ gibi, bu oyuncuları sadece yaz aylarında değil, aynı zamanda kış pencerelerinde de yüksek düzeyde rekabet gücü sağlamak için kullanan ülkeler var. 

Ben eleme sürecinin formatı hakkında daha geniş bir değerlendirme yapmamız gerektiğine inanıyorum çünkü formatın artık çalışmadığını düşünüyorum. Ya da en azından takımların en iyi kadrolarını kullanmalarına izin vermek için Euroleague ve NBA oyuncularının takvimleri açısından bir çözüm bulmalıyız. Şimdi takımlar iki farklı resimde karşımıza çıkıyor.  Bir yazlık ve bir kışlık şeklinde. Devşirme oyuncular, bu sürecin doğal bir sonucu. 

Buradan anladığım, FIBA’nin büyük turnuvalarla ilgili eleme süreçlerinde format değişikliği yapmasını gerektiğini düşünüyorsunuz?

Bence mevcut format basketbola yardımcı olmuyor. Euroleague ve FIBA’nın masaya oturması ve oyuncuların programlarını en iyi oyuncuların katılmasına izin verecek şekilde düzenlemesi gerektiği kanaatindeyim. Oyuncular ve koçlar milli takımda oynamak istediklerini kanıtladı ancak format ve takvim oyuncuların katılımını engelliyor. Görünüşe göre ortada bir savaş var ve bu savaşın zayıf tarafı oyuncular, federasyon ve onların sağlığı.

Haziran ve Temmuz pencerelerinin yanısıra, Eurobasket’in başlamasından sadece 2 gün öncesine kadar uzanan, Ağustos penceresinde oynatılan maçlar oyuncuları ve sağlıklarını baskı altına alan bir şeydir. Doğru progrlama yapılmadığında oluşan sakatlıkların, sürecin içinden çıkan bir sonuç olduğunu düşünüyorum. 

Biraz Kristaps Porzingis konuşalım. Siz oldukça deneyimli bir koçsunuz ama onu çalıştırmak bambaşka bir his olmalı. Onun varlığı takımın bütünününü nasıl etkiliyor?

Muhteşem bir duyguydu diyebilirim. Koçluk yapması çok kolay bir oyuncu. Porzingis’in basketbol bilgisi yüksek ve elit bir atlet. Son iki haftanın kariyerimin en yüksek zirvesi olduğundan hiç şüphem yok. Porzingis ve Davis Bertans gibi oyunculardan kurulu bir takıma koçluk yapıyorsunuz, birlikte maaş olarak 45 milyon dolarlık oyunculardan bahsediyoruz. Bu eşsiz ayrıcalık, büyük bir onur ve aynı zamanda çok kolay bir iş. 

 

Bu oyuncular sahip olduğu özelliklerle tüm savunma odaklanmasını üzerlerine çekiyorlar ve bu da takım arkadaşları için rahat alanlar açıyor. Bu arada, takım genel olarak öğrenmeye ve koçluk etmeye çok açık. Oyuncular milli takım için oynamayı gerçekten seviyor. Birlikte oynayan bir nesil var, Eurobasket 2017’yi beraber oynayan bazı oyuncular da var. Büyük turnuvalara katılamamanın eksikliğini hissediyorlar ve bunu telafi etmek için de Dünya Kupası’nda katılmayı çok istiyorlar. Benim işim her şeyden önce oyuncuları, kendi oyun kişilikleriyle  oynamaya ikna etmek. Bazen takımdaki süperstarların varlığı diğer oyuncuları strese sokabiliyor. Oyuncular tüm yükü yıldızlara bırakıp, bir kenara çekilebiliyorlar. Ben bunun olmasını engellemeye çalışıyorum. Günün sonunda bir kimliğimiz, bir tarzımız var. Önemli inisiyatif alabilen iyi basketbol kişilikleri olan bazı oyuncularımız var. 

Rol oyuncularından konu açılmışken; geçen yıl Türkiye’de Merkezefendi Belediyesi Denizli’de forma giyen Rihard Lomazs, özellikle siz milli takım bençine geldikten sonra çok iyi performanslar gösterdi. Dünya Kupası elemelerinde 16.8 sayı, 4.1 asist ve 44% üçlük yüzdesi gibi istatistikler yakaladı. Hem Türkiye hemde Britanya maçlarında Porzingis ve Bertans’ı tamamlayan bir görüntüdeydi. 

Rihard, en başından beri gerçekten güvendiğim bir oyuncu. Oyuncuların çok disiplinli ve içe dönük bir yaklaşıma sahip olma eğiliminde olduğu Letonya basketbolunda ender görülen bir kişilik. Rihards, içgüdüleriyle oynayan  tutkulu bir figür ve birçok Akdenizliden daha fazla Akdenizli.

 

Onunla en başından beri iyi bir bağ kurduğumuza inanıyorum. Geçmişte Daniel Hackett, Bo McCalebb, ya da bir şekilde Rimantas Kaukenas gibi birçok yetenekli oyuncuyla çalışma şansım oldu. Rihards böyle bir oyuncu. Bir koç olarak benim için etrafta böyle bir kişiliğe sahip olmak çok önemli. Sonuçta basketbol sadece bir koçun oyunu değil, oyuncuların da oyunudur. Kişiliğini sahaya yansıtan oyunculara ihtiyacınız var. Son iki maçta Porzingis gibi bir oyuncuyu sahada tutmanın neler getirdiğini ve zirve yetenekte bir oyuncunun, kendi tarzını yansıttığında resmin nasıl değiştiğini gördük. KP, bu anlamda çok iyi bir örnekti. 

Bu arada sizin de bir basketbol kimliğiniz var. Son dönemlerde bu kimliği çeşitlendirmek için farklı kararlar da aldınız. 2019’da Lokomotiv’deki göreviniz bititkten sonra Avrupa’ya bir mola verdiniz. Geçen sene bir G-League’de Long Island Nets’te asistan koçluk döneminiz oldu. Bu karara nasıl vardınız, size etkileri ne oldu?

Bu biraz o dönemki durumla ilgiliydi. Avrupa’da Covid’in etkisi basketbolu da çok kötü etkiliyordu. O dönemde çalıştığım takım yoktu. Meslektaşlarımın, kurallar ve kısıtlamalar nedeniyle istediklerini yapmakta zorlanıyorlardı. Brooklyn Nets yönetimi bana ABD üzerinden G-League fanusuna girme şansını sunduğunda, “Neden olmasın?” dedim. 

Bunun, böyle kötü koşullar altında da vazgeçmeyeceğinizi göstereceğiniz bir mesaj olduğuna inanıyorum. Kariyerimi, bilgimi ve bir koç olarak daha iyi olma arzumu gerçekten harekete geçirebilecek bir şey bulmaya çalıştım. Yaşım veya deneyimim ne olursa olsun, hala öğrenmek isteyen bir koçum. 

Bu deneyimden %100 kazançlı çıktığımı söyleyebilirim. Üniversite günlerinden profesyonel basketbola kadar uzanan süreçte, farklı nesillerden oyuncularla iletişim halinde olmak önemlidir. Bu süreç, oyuncuları yargılamak için deneyimlemeniz, yakın incelemeniz gereken bir şey. Avrupa’da kalmak farklıdır. Burada kalabilir, kolejden, G-League’den, okyanus ötesinden gelen oyuncunun seviyesi hakkında bir yargıda bulunabilir ve yakınabilirsiniz. Bense oraya gittim ve basketbolda nasıl bir büyüme ve nasıl bir yaklaşımları ve istekleri olduğunu daha derinden anlamaya çalıştım. Scouting için de iyi olduğunu düşünüyorum çünkü bu adamların çoğunun gerçekten Avrupa’da oynayabiliyor. Bu iyi bir deneyim ve NBA insanlarıyla bir tür ağ kurmak için iyi bir şanstı. 

Ama sonrasında tekrar Avrupa’ya döndünüz ve sadece Letonya milli takımını değil, geçen sezon Pesaro’yu da çalıştırdınız. Kulüp takımı çalıştırmaya alışkın bir koç olarak, milli takım deneyimi sizi bir parça tedirgin etti mi?

Geçen yıl Pesaro’da  sezonu bitirdim ve kulüp düzeyinde devam etmemeye karar verdim şimdilik. Aslında iyi bir sezondu. Takım son sıradayken işi aldım ve playofflara kaldık. Ama benim amacım uluslararası müsabakalarda oynayan bir takıma koçluk yapmak. Bu farklı bir seviye. 

Geçmişte, İtalya milli takımıyla bir dönemim oldu, 2001’de Akdeniz Oyunları takımının koçluğunu yaptım ve bazı genç takımlarla deneyimim oldu. Ama elbette bunu ülkeniz için yapmak yabancı bir ülke için yapmaktan farklıdır. Ayrıca bir A milli takıma koçluk yapmak, NBA oyuncularını ve Euroleague oyuncularını seçmek ve işe almak başka bir şeye benzemez.

Teklif geldiğinde tedirgin olmadım ama sadece bana tanınan bu fırsata layık olmak için büyük bir sorumluluk hissettim. Şimdiye kadar, beni mutlu eden kısım bu. Bir yıl önce, size söylediğim gibi en alttan başladık. Arenada yaklaşık 200 taraftar vardı. Bugüne gelelim: Türkiye’ye karşı oynadığımız bir yılın ardından biletleri iki günde bitirdik; 12.000 kişi vardı salonda. Newcastle’da arenanın yarısı Letonyalılardan oluşuyordu ve yine salon komple doluydu. Benim için bu çok önemli. Bu kadroya olan inanç büyüyor. Bu, federasyonun bir parçası olarak ve bir koç olarak görevlerimden biriydi. Ama işimiz henüz bitmedi, zorlamaya devam etmeliyiz.

Luca Banchi’nin de vurguladığı gibi, Letonya basketbolu elit seviyeye ait olduğunu göstermek için yeniden bir çıkış sürecinde. Eurobasket 2017’deki çeyrek final başarısının ardından, Baltık ülkesinin zengin basketbol geleneğine tezat oluşturacak şekilde, majör şampiyonalardan hiçbirine gidemediler. Ama Luka Banchi’nin gelişi, Davis Bertans ve Kristaps Porzingis gibi NBA yıldızlarının devreye girmesiyle, 2023 Dünya Kupası için büyük bir istek ve coşkuyla uyumlu bir takım olduklarını kanıtladılar. Önlerinde uzun bir yol olsa da Letonya için güzel anılar yeniden canlanmaya başladı. 

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!