Partizan Takım Analizi: Zeljko Obradovic’in Önderliğindeki Diriliş Süreci

01/Eki/22 13:53 Ekim 1, 2022

Meliksah Bayrav

01/Eki/22 13:53

Eurohoops.net

Eurohoops Fırın, EuroLeague ekiplerini incelemeye tam gaz devam ediyor…

by Melikşah Bayrav / info@eurohoops.net

Avrupa basketbolunda uzun süren bir yaz dönemi arasının artık sonuna gelmek üzereyiz. Takvimlerin 6 Ekim 2022 tarihini göstermesiyle birlikte Turkish Airlines EuroLeague heyecanı da tüm hızıyla başlayacak.

Yaz transfer döneminde tüm Avrupa ekipleri gibi EuroLeague kulüpleri de kadrolarını ellerinden geldiğince güçlendirmek için  çabaladılar.

Bu süreçte takımlarda önemli yapısal değişimlerin yanı sıra birbirinden heyecan verici transfer hamlelerine de yakından şahitlik ettik.

Sezon hazırlıklarının halen tam olarak sonlanmadığı şu noktada Eurohoops Fırın olarak bir sezon öncesi geleneğini devam ettiriyoruz: Takım analizleri!

Bu serimizde Turkish Airlines EuroLeague ekiplerinin yaz dönemini nasıl geçirdiklerine, kadro planlamalarına ve olası yeni sezon beklentilerine göz atıyoruz.

Bugünkü konuğumuz ise uzun bir aradan sonra EuroLeague sahnesine geri dönen Partizan.

 

Yükseliş Süreci

Avrupa basketbolu tarihinin en önde gelen kulüplerinden biri olan Partizan, geçmiş yıllarda elde ettiği büyük başarılara rağmen bir süredir eski günlerini mumla arıyordu. Ezeli rakibi Kızılyıldız’ın basketbol yatırımlarını arttırdığı bu süreçte ekonomik nedenlerden dolayı EuroLeague seviyesinin uzağında kalan Sırp temsilcisi, 2021 yazında kötü günlere son verme ümidiyle bembeyaz bir sayfa açtı.

Partizan’ı 1992 yılında mucizevi bir şekilde Avrupa’nın zirvesine taşıyan efsanevi başantrenör Zeljko Obradovic, tam 28 yıl sonra “yuvasına” geri döndü. Koç Obradovic‘in yeniden Sırp temsilcisinin başına geçmesi, aynı zamanda Partizan için yepyeni bir dönemin başlangıcı anlamına da geldi.

Kadrosunu Aleksa Avramovic, Alen Smailagic, Zach LeDay, Kevin Punter, Yam Madar, Balsa Koprivica ve Dallas Moore gibi çok sayıda iddialı transferle güçlendiren siyah-beyazlı ekip, yaş ortalamasının düşük olmasına rağmen yetenek tavanı geçmiş yıllara kıyasla epey yüksek bir takım haline geldi.

Partizan’da ise hedef belliydi: EuroCup’ta veya Adriyatik Ligi’nde şampiyonluğa uzanarak tam 8 yıl sonra EuroLeague sahnesine geri dönmek. Güçlenen kadroya ve takımın başına Avrupa basketbolu tarihinin en başarılı koçu Zeljko Obradovic’in geçmesine rağmen işler, siyah-beyazlı ekip için beklenenden çok daha zor ilerledi.

EuroCup’ta normal sezonun B grubunda yer alan Partizan, kadro kalitesiyle grubun açık ara favorisi olsa da adaptasyon süreci işleri beklenenden daha karmaşık bir hale getirdi. Özellikle hücumda sert savunmalara karşı Kevin Punter’ın birebirleri dışında çözüm üretmekte zorlanan Sırp temsilcisi; Joventut Badalona, Lokomotiv Kuban ve Türk Telekom gibi rakiplere karşı beklenmedik mağlubiyetler aldı.

Sezon ortasında Lokomotiv Kuban’ın EuroCup’tan men edilmesi, Partizan’ın grupta 2. sıraya yerleşerek pek de zorlanmadan adını son 16 turuna yazdırmasını sağladı. Son 16 turunda turnuvanın mütevazi bütçeli ekiplerinden Frutti Extra Bursaspor’la eşleşen Sırp temsilcisi, kadro kalitesinin yanı sıra arkasında 20.000 kişilik bir taraftar avantajına da sahipti.

Herkes Partizan’ın güle oynaya adını çeyrek finale yazdırmasını beklerken bugün bile bahsederken tüylerimizi diken diken eden bir sürpriz yaşandı. Genç koç Dusan Alimpijevic’in Bursaspor’u, Avrupa’da sezonun belki de en büyük sürprizine imza atarak siyah-beyazlı ekibi EuroCup’ın dışına itti.

Virtus Bologna’yla birlikte şampiyonluğun iki adayından biri olan Partizan’ın beklenmedik şekilde Son 16 turunda elenmesi, koç Zeljko Obradovic’in ekibi için sezonun gidişatını tamamen değiştirdi. Siyah-beyazlı ekip, çok özlediği EuroLeague biletini alabilmek için Adriyatik Ligi’nde şampiyon olmak durumundaydı.

Beklendiği gibi finale kadar sorunsuz gelen Partizan, kupaya ve EuroLeague biletine kavuşabilmek için ezeli rakibi Kızılyıldız’ı devirmek zorundaydı. Baştan sona büyük çekişmeye ve çok ciddi derecede taraftar olaylarına sahne olan 5 maçın sonunda Kızılyıldız, ezeli rakibi Partizan’ı 3-2’yle geçerek hem şampiyonluğu, hem de EuroLeague biletini cebine koydu.

Bu noktadan sonra Partizan cephesi büyük bir hayal kırıklığı içerisindeydi. Mücadele ettiği iki kulvarda da hedeflenen başarıya ulaşamayan siyah-beyazlı ekibi kurtaran detay ise EuroLeague wildcardları oldu.

EuroLeague, son EuroCup finalisti Bursaspor’un yerine wildcard için takdir haklarını Partizan ve Valencia‘dan yana kullandı. Böylelikle EuroLeague’e katılım hakkını sahada kazanamayan siyah-beyazlı ekip, yine de wildcard sayesinde 8 yıllık EuroLeague hasretini dindirerek Avrupa basketbolunun zirvesine geri döndü.

Yaz transfer dönemini de hareketli geçiren Partizan, geçtiğimiz sezon oluşturmaya çalıştıkları yapıyı bozmadan kadro kalitesini arttırmaya yönelik hamleler yaptı. Zach LeDay ve Kevin Punter gibi iki deneyimli ismin yanına Dante Exum, Ioannis Papapetrou ve James Nunnally gibi değerli isimleri ekleyen koç Zeljko Obradovic’in ekibi, playoff yarışı için son ana kadar rekabetçi kalmaya çalışacak.

Yeni Transferler:

Dante Exum (Barcelona)

Ioannis Papapetrou (Panathinaikos)

James Nunnally (Maccabi)

Danilo Andjusic (AS Monaco)

Yakın Mercek: Dante Exum

 

2014 NBA Draft’inin 5. sıra seçimi Dante Exum, geçtiğimiz sezon hayal kırıklığı yaratan NBA serüvenini noktalayarak Barcelona’ya transfer olduğunda kendisine yönelik bazı soru işaretleri vardı. 8 sezonluk profesyonel kariyeri boyunca ilk kez ABD’nin dışına çıkan Exum, Cory Higgins gibi bir yıldızın sakatlığı nedeniyle kadroya dahil edildiği için kısa sürede katkı sağlaması ümit edilen bir isimdi.

Barcelona’ya transfer olduğu ilk günden itibaren sahada farkını belli eden Avustralyalı skorer, her ne kadar Higgins’ten farklı profilde bir isim olsa da üst düzey yetenek setiyle parkede fark yarattı. 1.98’lik bir oyuncu için epey geniş bir kulaç açıklığına sahip olan Exum, patlayıcı ilk adımı ve atletik becerileriyle de Barcelona hücumuna boyut atlattı.

Yine de Avustralyalı skorerin sezon içerisinde sık sakatlanması, Barça’daki istikrarını olumsuz etkileyen detaylardan biri oldu. EuroLeague’de yaptığı flaş başlangıcın ardından yaklaşık 1 ay boyunca sahalardan uzak kalan Exum’un yokluğu, Barcelona’nın özellikle playofflarda Bayern Münih’e karşı tahmin edilenden çok daha zorlanmasına yol açtı.

Bu yaz koçu Sarunas Jasikevicius’un kendisini takımda tutmak istemesine rağmen Zeljko Obradovic‘in Partizan’ına transfer olan Dante Exum, her ne kadar Barça rotasyonunda da önemli bir role sahip olsa da Partizan rotasyonunun ana parçalarından biri haline gelecek.

Geçtiğimiz sezon Barça’da 2 numara pozisyonunda süre alan Exum, topsuz oyundaki artıları ve topsuz koşularıyla rakip savunmalar üzerinde oluşturduğu tehditlerin sayesinde verimli olmuştu. Önümüzdeki yıl Partizan’ın ana oyun kurucusu olması beklenen Avustralyalı oyuncu, bu sefer farklı bir role adaptasyon sağlamaya çalışacak.

Şu bariz bir gerçek ki Zeljko Obradovic, kariyeri boyunca kazandığı devasa başarıların yanı sıra oyuncu parlatma konusundaki uzmanlığıyla da efsane statüsünü kazanmış bir çalıştırıcı. Bu nedenle Obradovic’in Dante Exum’un oyunu üzerindeki etkisini görmek, biz basketbolseverler için de epey heyecan verici olacaktır.