NBA’de Artan Balkan Nüfusu: O Bölgeden Nasıl Bu Kadar Fazla Yetenek Çıkıyor?

24/Şub/23 07:41 Şubat 24, 2023

Bilal Baran Yardımcı

24/Şub/23 07:41

Eurohoops.net
nikola-jokic-giannis-antetokounmpo-luka-doncic-all-star-game-nba

Eurohoops Çeviri, son yıllarda NBA’de Balkan kökenli oyuncu sayısının yaşadığı patlamayı hem tarihi açılardan hem de basketbol tarafından derinlemesine inceliyor.

by Jordan Ritter Conn / Çeviri: Bilal Baran Yardımcı / info@eurohoops.net

Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

Bu yazı 21 Şubat 2023 tarihinde The Ringer‘da yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.

Eylül ayında bir salı gününün öğlen saatleriydi ve Sırbistan’ın Belgrad şehrinde kafelerin ve grafitili duvarların yanından yürüyerek Srdjan Radojevic adında bir adamı arıyordum. Sırbistan’a karmaşık bir sorunun basit cevabını bulmaya gelmiştim ve bana Srdjan’ın -bir NBA asistan koçunun tabiriyle Sırbistan’ın Zach Lowe’u- ihtiyacım olanı bulmama yardımcı olabileceği söylenmişti.

Dar bir sokağa girdiğimde onu arkadaşları, eşi ve çocuk arabasıyla bir kafenin dışında otururken gördüm.

“Bu benim çocuğum.” dedi. “İsmi Nikola.”

Srdjan, isminin iki kez NBA MVP’si olmuş Nikola Jokic’ten gelmediğini hemen söylese de ardından “NBA yöneticileri ne zaman çocuğumun adını sorsa NBA’de Jalen’den sonra en çok kullanılan isim diyerek cevap verdim.” diye ekledi. Şaka yapıyordu. Fakat orada olmam hakkında bir ipucu da veriyordu bu. “Jokic var,” dedi. “Vucevic var, şimdi de Jovic var.”

Hepsinin ismi Nikola ve hepsi dünyanın bu kısmından geliyorlar. Daha da spesifik olmak gerekirse Balkanlardan geliyorlar. Bundan da derine inersek, 1990’lı yıllarda dağılmadan önce Yugoslavya’yı oluşturan ülkelerden…

Fakat NBA’de Balkan oyuncu sayısının hızlı artışı Nikola ismindeki birkaç oyuncudan çok daha fazlası. Dragic, Nurkic, Saric, Marjanovic, iki Bogdanovic ve çok daha fazlası… Sırbistan, Hırvatistan, Bosna Hersek ve Karadağ’dan gelen oyuncular bütün NBA’deki kadroları dolduruyor. Toplamda şu an ligde bulunan 450 oyuncunun 14’ü eski Yugoslavya ülkelerinden. En ünlü ikisi de tabii ki Jokic ve bir gün Jokic’in ayak izlerini takip ederek MVP olan diğer Balkan oyuncu olacağı kesin gibi gözüken Lyka Doncic.

Bu ülkeler küçük ülkeler. Eski Yugoslavya ülkelerinin nüfuslarını topladığınızda bile Florida eyaletinden daha düşük bir nüfus elde ediyorsunuz. Yine de artık sonu “-ic” ile biten bir oyuncu görmeden NBA maçı izleyemiyor gibiyiz.

Benim burada olmamın sebebi de bu: Bunun sebebini öğrenmek.

Basketbolun tarihi dünyanın bu kısmında derinlere dayanıyor. Tarihçiler Slovenya’da 1914, Belgrad’da ise 1923 yılından bile basketbol oynandığına dair kanıtlar bulabiliyor. Yugoslavya 1. Dünya Savaşı’nın sonunda, 1918 yılında ülke olmuştu. Hükümet, ulusal gurur inşa etmek için takım sporlarına oldukça fazla yatırım yapmıştı. 1960’lı yıllara geldiğimizde Yugoslavya’nın erkek basketbol takımı istikrarlı olarak Avrupa ve Dünya Şampiyonaları’nda madalya için mücadele ediyordu.

“Amerikalılar için önem arz eden şey,” diyor Belgradlı bir gazeteci Milos Jovanovic, “Jokic, Doncic ve diğer bütün harika oyuncuların tesadüfen ortaya çıkmadığını anlamak. Bu oyuncular 70 senedir meyve veren ulusal bir ağacın son ürünleri.”

1970’li yıllarda Yugoslavya, ilk altın çağını oluşturdu. Bu oyunculardan hiçbiri ligin Avrupa’da çok fazla yetenek takibi yapmaması ve Yugoslavya’nın ülkedeki en üst seviye sporcuları tutma isteği sebebiyle NBA’e hiç gitmedi. NBA’de oynamak EuroBasket ve Dünya Kupası gibi FIBA turnuvalarında mücadele etmekten vazgeçmek demekti, bu turnuvalar da Yugoslavya için her şeydi.

Bu plan işe yaradı. Yugoslavya, günümüzde FIBA Dünya Kupası adı verilen turnuvayı 1970 ve 1978 yıllarında kazandı. 1973, 1975 ve 1977 yıllarında da üst üste üç kez Avrupa Şampiyonası’nda altın madalya kazandılar.

42 yaşındaki Jovanovic, 1970’lerdeki oyuncuların emekli olmaya başlamasıyla ortaya çıkan bir diğer altın jenerasyonu izleyerek büyüdü. “Onlar sona yaklaşırken,” diyor, “Drazen Petrovic, Toni Kukoc, Dino Radja, Vlade Divac, Sasha Danilovic, Sasha Djordjevic ve bir sürü harika oyuncu bir diğer harika jenerasyon için ortaya çıkmaya başlamıştı.”

Bu altı oyuncu da NBA’de forma giydi. Dördü Basketbol Şöhretler Müzesi’nde yerini aldı. Bu jenerasyon neler yapabileceğini 1980’li yıllarda bu isimler henüz gençken göstermeye başlamıştı. Kukoc, Radja, Divac ve Djordjevic genç milli takımlarda beraber oynadılar. “Eski Yugoslavya’nın ülkelerinden çıkmışlardı,” diyor o takımlardaki bir başka oyuncu Samir Avdic. “Üç buçuk yıl boyunca oynadığımız hiçbir maçı kaybetmedik.”

1990’lı yıllarda Celtics forması giyen Radja, ne kadar iyi olduklarına dair hiçbir fikri olmadığını hatırlıyor. “Arkadaştık biz.” diyor Hırvatistan’ın Zagreb kentindeki bir kafede. “İskambil oynardık, futbol oynardık, beraber eğlenirdik.”. Dünya üzerindeki diğer takımlara karşı neler yapabileceklerine dair hiçbir fikirleri yoktu. Sadece mutlulardı. Radja’nın deyişiyle “dışarıda soğukta oynamaktansa ısıtıcıları olan bir spor salonunda oynamaktan” mutlulardı.

1987 yılında 19 Yaş Altı Dünya Şampiyonası’nda mücadele etmek için İtalya’nın Bormio şehrine seyahat ettiler. Turnuva boyunca domine ettiler. Gelecekte NBA’de All-Star olacak Larry Johnson ve Gary Payton’ın da bulunduğu ABD Milli Takımı ile iki kez karşılaştılar, ikisinde de Yugoslavyalılar çift haneli farkla kazandı.

Bundan beş yıl sonra başlangıcı orijinal “Dream Team” ile yapmak üzere Amerikalılar Olimpiyatlara NBA oyuncularını göndermeye başladı. “O jenerasyonun bir parçası olduğum için çok gururluyum.” diyor Radja. “O sürecin bir parçasıydım. Amerikalıların Olimpiyatlara kolej oyuncularını yollama fikirlerinin değişmesini sağlayan şeyin bir parçasıydım.”

Fakat Radja ve Yugoslavyalı takım arkadaşları Amerikalıları domine ettikten dört yıl sonra ülkeleri dağılmaya başladı…