Denizli’den EuroLeague’e Geçiş Köprüsü: Yukatel Merkezefendi Belediyesi

02/Feb/24 12:35 Februar 2, 2024

Meliksah Bayrav

02/Feb/24 12:35

Eurohoops.net

Eurohoops Fırın, Basketbol Süper Ligi’nin EuroLeague’e yolladığı oyuncularla ünlenen takımı Yukatel Merkezefendi Belediyesi’ne göz atıyor.

by Melikşah Bayrav / info@eurohoops.net

Eurohoops Türkiye’nin Instagram hesabını takip etmek için tıklayın! 

Türkiye Sigorta Basketbol Süper Ligi’ndeki üçüncü senesini geçiren Yukatel Merkezefendi Belediyesi, bu üç sezonluk süreçte elde ettiği neticelere baktığımızda ligin en başarılı takımlarından biri değil. Hatta bu üç sezonun ikisinde Denizli ekibi, Playoff yarışında yer almaktan ziyade küme düşmeme mücadelesi verdi. Bu sezona baktığımızda ise Merkezefendi, altı galibiyet ve 12 yenilgiyle düşme hattının yalnızca bir sıra üstünde yer alıyor.

Tüm bunlara karşın Yukatel Merkezefendi Belediyesi, şu sıralar ülke basketbolumuzun en popüler kulüplerinden biri haline geldi. Hatta ünü ülke dışına taşan Merkezefendi hakkında bugün Avrupa basketbolu medyasında çok sık söz ediliyor. Elbette bu durumun ortaya çıkmasında çok bariz bir faktör var.

Yukatel Merkezefendi Belediyesi, artık potansiyelli ve genç yabancılar için tam anlamıyla bir ‚EuroLeague’e geçiş köprüsü‘ haline geldi. Bu sezon tamı tamına üç yabancısını EuroLeague sahnesine uğurlayan koç Zafer Aktaş’ın ekibi, geçtiğimiz sezon ise iki yabancısını EuroLeague’e yolcu etmişti.

Bu sezon Daniel Oturu’yu Anadolu Efes‚e, Rihards Lomazs’ı Virtus Bologna’ya, son olarak da Moses Wright’ı Olympiakos’a uğurlayan Merkezefendi, oyuncu parlatma konusunda muazzam bir iş çıkardı. Geçtiğimiz sezon ise Max Heidegger’i sezon ortasında, Nikos Rogkavopoulos’u ise yazın Baskonia‚ya yolcu eden Denizli ekibi, bu sayede Avrupa basketbolunda adından epey söz ettirdi.

Elbette son iki yılda EuroLeague’e giden beş oyuncunun hepsi üst düzey performanslar ortaya koymadı. Buna karşın Daniel Oturu, Efes‚te çok kısa süre içerisinde önemli bir etki yarattı. Olympiakos’un yolunu tutan Moses Wright ise ilk maçında tam 15 sayı attı.

Oturu’dan sonra Moses Wright’ın da düzenli olarak sağlam performanslar ortaya koyması, Yukatel Merkezefendi Belediyesi için çok kritik olacak. Bu iki ismin EuroLeague’de ‚dikiş tutturabilmeleri‘, ilerleyen dönemlerde Avrupa basketboluna adım atmak isteyen potansiyelli oyuncular için Merkezefendi’yi tam anlamıyla bir cazibe merkezi haline getirecek.

Bunun olduğu ve bir üst seviyeye uğurladığı oyunculardan düzenli olarak transfer geliri elde edebildiği bir senaryoda Merkezefendi, Avrupa basketbolunun en sağlıklı işleyen yapılarından birine dönüşebilir. Bu da sadece Denizli şehri için değil, ülke basketbolumuz için de önemli bir kazanım olur.

Bu İşin Sırrı Ne?

Ülkemizde potansiyelli yabancılara yatırım yapan tek kulüp elbette Yukatel Merkezefendi Belediyesi değil. Birçok kulüp yazın veya sezon ortasında kadrosunu yetenekli isimlerle güçlendirse bile bu kulüplerden yalnızca bir kısmı oyuncularından düzenli olarak verim alabiliyor.

Merkezefendi ise potansiyelli oyuncularına kadrosunda doğru rolü verme ve maksimum katkıyı alma konusunda çok iyi bir iş çıkarıyor. Elbette bu konuda öncelikli olarak krediyi koç Zafer Aktaş’a vermemiz lazım.

Bu sezon önce Daniel Oturu’yu, ardından Rihards Lomazs’ı ve son olarak Moses Wright’ı çok doğru rollerde kullandı. Bu oyunculardan çoğu ilk kez Basketbol Süper Ligi kadar rekabetçi bir ligde oynuyor olmalarına karşın ana rollerde çok önemli katkılar yaptılar. Bu da kısa süre içerisinde parlamalarını ve adlarının üst seviyelerle anılmasını sağladı.

Merkezefendi’yi son üç sezonda diğer kulüplerden ayıran başlıca nokta ise bir üst seviyeye aday yetenekleri doğru anda kadrolarına katmaları oldu. Bu sezon özelinde baktığımızda Daniel Oturu, ABD’de lise ve NCAA kariyerinde adından söz ettiren bir oyuncuydu. Zaten bu nedenle Oturu, 2020 NBA Draft’ının 33. sırasından seçildi. Buna karşın Oturu için profesyonelliğe geçiş sancılı oldu.

NBA’de aradığını hiç bulamayan genç pivot, açıkçası G-League’de de beklenen performansın uzağında kaldı. G-League’de maç başına tutturduğu 11.2 sayı ortalaması, açıkçası Oturu potansiyelinde bir isim için düşük kalıyor. Buna karşın Merkezefendi, tam olarak doğru zamanda hamle yaptı.

24 yaşındaki Oturu’nun potansiyelini gören ve kariyeri düşüşteyken kadrosuna katan Denizli ekibi, ilk günden itibaren oyuncudan müthiş bir performans aldı. Açıkçası Daniel Oturu, daha hazırlık maçlarında ortaya koyduğu performansla resmen ‚benim EuroLeague’e geçişim çok uzun sürmez‘ diye bağırıyordu. Öyle de oldu.

Moses Wright için de benzeri bir durum geçerli. NBA’de ve G-League’de aradığını bulamayan 25 yaşındaki pivot, geçtiğimiz sezonu Çin Ligi’nde geçirdi. Çin’de çok dominant bir performans ortaya koyan Wright’ı sezon ortasında Avrupa’ya getirebilmek, Merkezefendi için çok önemli bir kazanım oldu. Tıpkı Oturu gibi daha ilk günden itibaren sahada adeta ‚benim EuroLeague’e geçişim çok uzun sürmez‘ diye bağıran Wright’ın Denizli macerası sadece beş maç sürdü.

Ligimizde çıktığı beş maçın ardından son EuroLeague finalisti Olympiakos’un yolunu tutan 25 yaşındaki uzun, kısa süre içerisinde takımına bonservis kazandırmış oldu.

Kısacası Merkezefendi’nin oyuncu parlatma konusundaki başarısının sırrı çok açık: Doğru oyuncuyu en doğru zamanda almak. Potansiyel gördükleri oyuncuyu kadroya katıp doğru rolü vermek.

Bu sayede Yukatel Merkezefendi Belediyesi, ABD’den veya dünyanın farklı yerlerindendir Avrupa basketboluna adım atmak isteyen yabancılar için çok uygun bir adres haline geldi. Açıkçası Basketbol Süper Ligi, Avrupa’nın en iyi yerel liglerinden biri. Avrupa’ya ilk kez adım atan yabancılar için bu denli rekabetçi bir yerel lige gelmek çok büyük bir avantaj. Ayrıca takıma katıldıkları zaman doğru rolde kullanılacaklarını bilmeleri, Merkezefendi’yi potansiyelli oyuncular için tam anlamıyla bir cazibe merkezi haline getiriyor.

Evet, bu yazımızda Merkezefendi’den direkt olarak EuroLeague’e giden oyunculara odaklandık. Yine de Denizli ekibinin parlattığı oyuncular sadece bu beş isimden sınırlı değil. Merkezefendi’nin BSL’deki ilk sezonu olan 2021-22 sezonuna baktığımızda iki yabancı dikkat çekiyor: Nate Sestina ve Eugene German.

Bilindiği üzere Sestina, şu sıralar Fenerbahçe Beko forması ile EuroLeague’de mücadele ediyor. 2021 yazında Merkezefendi forması ile Avrupa basketboluna ilk kez adım atan ABD’li forvet, açıkçası çok istikrarlı bir performans ortaya koyamamıştı. Buna karşın potansiyelini zaman zaman ortaya koyan Sestina, yazın Türk Telekom’a transfer oldu. Başkent ekibinde yıldızını iyice parlatan Sestina, bir yıl gecikmeli de olsa EuroLeague’in yolunu tuttu.

Eugene German ise tıpkı bu sezonki Moses Wright örneği gibi takıma sezon ortası katılmıştı. Geldiği ilk günden itibaren Oturu ve Wright gibi adeta sahada ‚ben bu lige fazlayım‘ diye bağıran German, neredeyse bir ara her maç 30 sayı atıyordu. Atletizmi, skorerliği ve topla ilişkisiyle farkını çok net şekilde ortaya koyan genç skorer, ardından Çin Ligi’nin yolunu tutmuştu. Açıkçası bu kararı almasaydı German’ın EuroLeague’e adım atacağı bence çok barizdi.

Yine benzer bir durum geçen sezonki iki yerli oyuncu için de geçerli. Arca Tülüoğlu, bir önceki sezon TBL seviyesinde yıldızını parlatmış bir oyun kurucuydu. 2022 yazında Merkezefendi’ye katılan ve yerli rotasyonunun ana parçalarından biri olan Arca, sezonun tüm ligde en çok dikkat çeken yerli oyuncularından biri haline geldi. Bunun sonucunda ise yazın Bahçeşehir Koleji’ne transfer oldu.

Ayberk Olmaz ise ülke basketbolunun en potansiyelli isimlerinden biri olmasına karşın bir türlü beklenen sıçramayı yapamamıştı.  2022 yazında tıpkı Arca gibi Denizli ekibine imzayı atan Ayberk, yerli rotasyonunun en kritik parçalarından biri haline geldi. Sezon boyunca savunması, atletizmi ve dış şut tehdidiyle önemli bir etki yapan Ayberk, kariyerinde çok önemli bir sıçrama yakaladı.

Yani kısacası Merkezefendi’nin oyuncu parlatmadaki başarısı, yalnızca EuroLeague’e gönderdiği beş oyuncuyla sınırlı değil. Buna karşın bir de işin gerçekler boyutu var. Evet, Merkezefendi’nin düzenli olarak oyuncu parlatması çok güzel. Buna karşın parlattıkları oyunculardan düzenli olarak bonservis geliri elde etme konusunda pek parlak bir noktada değiller. Ayrıca ligdeki konumları da herkesin malumu.

Bu nedenle Yukatel Merkezefendi Belediyesi’nin kulüp yapısını daha da sağlamlaştırabilmesi için mutlaka daha düzenli bir şekilde buyout geliri elde etmesi gerekiyor. Bu sezon ligde kaldıkları ve bu konuda da belli başlı adımlar attıkları takdirde Merkezefendi, ülke basketbolumuzun düzenli olarak Playoff mücadelesi veren, en önemli kulüplerinden biri haline gelebilir. Parlattıkları oyunculara ve neredeyse her maçlarını full salona oynamalarına bakarsak bu potansiyele sahip olduklarını rahatlıkla söyleyebiliriz.

EuroLeague Yolcuları

Daniel Oturu – Anadolu EfesEvet. Biraz önce bahsettiğim üzere Daniel Oturu, Yukatel Merkezefendi Belediyesi’ne imza attığı ilk andan itibaren muazzam bir etki yarattı. Avrupa basketboluna ilk kez adım atıyor olmasına karşın en ufak bir adaptasyon sorunu yaşamayan Oturu, hazırlık maçlarından itibaren çok dominant bir performans sergiledi.

Açıkçası Oturu, EuroLeague’de son yıllarda epey popülerleşen uzun profiline çok yakın bir isim. Boyalı alanda erken pozisyon almayı bilen, hücum ribaundlarında fark yaratan, yırtıcı oynayan ve switch sonrası kısanın karşısında kalabilen uzunlar, EuroLeague takımları tarafından sıkça tercih edilmeye başlandılar. Bunun en büyük iki örneği ise Mathias Lessort ve Johnathan Motley.

Merkezefendi kariyerinde topu çember çevresinde aldığı zaman ne kadar dominant bir skorer olduğunu gösteren 24 yaşındaki oyuncu, henüz Avrupa’daki ilk senesini geçiriyor olmasına karşın EuroLeague’e adapte olmakta da pek zorlanmadı. Topla Merkezefendi kariyerine kıyasla çok daha az oynamasına karşın Oturu; pozisyon almayı bilmesi, hırsı, ribaund katkısı ve boyalı alandan yaptığı skor katkısıyla Anadolu Efes‚e çok çabuk katkı sağladı.

Moses Wright – Olympiakos: Açıkçası Daniel Oturu için bahsettiğim çoğu şey Moses Wright için de geçerli. 25 yaşındaki ABD’li pivot, tıpkı Oturu gibi Avrupa basketboluna ilk kez adım attı. Yine de Wright’ın Oturu’ya göre daha dezavantajlı olduğu bir nokta var, o da fiziği.

Boyunun daha uzun olmasına (2.06) karşın Wright, Oturu’ya göre çok daha ‚çelimsiz‘ bir pivot. NBA’de pivot oynayamadığı ve 4 numaraya da adapte olamadığı için tutunamayan ABD’li pivot, Çin Ligi’ne geçiş yaptığından beri 5 numarada oynamaya başladı. Bu pozisyonda yırtıcılığı, pozisyon almayı bilmesi, yüzü dönük çembere atakları ve dış şut tehdidiyle fark yaratan Wright, ligimizde de bu yönüyle çok dominant bir oyun ortaya koydu. Zaten bu nedenle Wright’ın BSL kariyeri sadece beş maç sürdü.

Çok kısa süre içerisinde Olympiakos’a geçiş yapan 25 yaşındaki uzun, EuroLeague kariyerine de çok iyi başladı. Fiziksel dezavantajları nedeniyle oluşan soru işaretlerine karşın Wright, ilk maçında ALBA Berlin potasına 15 sayı attı. Bu performansını sürdürmesi, Merkezefendi’nin Avrupa’da ününe ün katması hususunda da çok önemli olacak.

Rihards Lomazs – Virtus Bologna: Açıkçası Rihards Lomazs’ın durumu, bu listede yer alan beş isme göre biraz daha farklı. İlk olarak Merkezefendi formasını 2021-22 sezonunda giyen Lomazs’ın öncesinde ASVEL ile kısa süreli bir EuroLeague deneyimi bulunuyordu.

2021-22 sezonunda Merkezefendi ile çok başarılı bir performans ortaya koyan, ardından sırasıyla İspanya ve Almanya liglerinde şansını denedi. Açıkçası iki ligde de epey istikrarsız gözüken Lomazs, yazın EWE Baskets Oldenburg ile anlaştıktan sonra sezon ortasında Merkezefendi’ye geri döndü. Burada Oldenburg kariyerine göre çok daha etkili bir performans sergileyen Letonyalı skorer, 12 maça çıktıktan sonra Virtus Bologna ile anlaştı.

Açıkçası Lomazs’ın EuroLeague’e geri dönmesinde Virtus koçunun Luca Banchi olmasının etkisi çok büyük. Lomazs ile Letonya Milli Takımı’nda çalışan Banchi, kadrosuna bildiği bir oyuncuyu takviye etmek istedi. Buna karşın yeni takımında düzenli süre bulmakta çok zorlanan Letonyalı skorer, çıktığı dört EuroLeague maçında yalnızca 1.5 sayı ortalaması tutturabildi.

Max Heidegger – BaskoniaMax Heidegger, 2022 yazında Yukatel Merkezefendi Belediyesi için çok özel bir transferdi. Bir önceki sezon Almanya Ligi’nde müthiş bir performans ortaya koyan Heidegger, ligin en değerli oyun kurucularından bir tanesiydi. Bu nedenle ülkemize gelirken Heidegger’e yönelik beklentiler epey büyüktü.

Açıkçası ABD’li oyun kurucu, beklentileri karşılamak konusunda harika bir iş çıkardı. İlk günden itibaren topla çabucak yön değiştirebilmesi, çembere atakları, dripling üzeri şut tehdidi ve pasör becerisiyle özel bir oyuncu olduğunu gösteren Heidegger, ligimizin en çok öne çıkan oyuncularından biri oldu. Hal böyle olunca oyun kurucu piyasasındaki darlığı da düşününce Heidegger’in EuroLeague ekiplerinin radarına girmesi çok uzun sürmedi.

Sezon ortasında önemli bir buyout miktarı karşılığında Baskonia’nın yolunu tutan Max Heidegger, açıkçası aradığını pek bulamadı. İnce fiziği nedeniyle savunmada yarattığı dezavantajların çok büyük etkisiyle düzenli süre bulamayan Heidegger, beklenen performansı ortaya koyamadı. Bunun üzerine yazın Baskonia’dan ayrılan ABD’li oyun kurucu, Chicago Bulls‚un G-League takımı Windy City Bulls ile anlaştı.

Buna karşın kısa süre içerisinde Avrupa’ya geri dönen Max Heidegger, şu sıralar İtalya Ligi ekibi Reyer Venezia için ter döküyor.

Nikos Rogkavopoulos – Baskonia: Yunanistan basketbolunun en büyü potansiyellerinden biri olarak görülen Nikos Rogkavopoulos, ülkesinde sırasıyla AEK ve Promitheas formalarını giydi. Buna karşın iki kulüpte de beklenen performansın uzağında kalan Nikos, kariyerindeki asıl çıkışı ülkemizde yakaladı.

2022 yazında Yukatel Merkezefendi Belediyesi’ne katılan Nikos, o dönem 21 yaşında olmasına ve kariyerinde ilk kez ülkesinin dışına adım atıyor olmasına karşın çok etkili bir performans sergiledi. Açıkçası yaşına göre sahada çok daha olgun gözüken Nikos; keskin dış şut tehdidi, 2.03’lük boyuyla çembere atak edebilmesi, belirli ölçüde top yönlendirebilmesi, oyun zekası ve ribaund katkısıyla ligimizin en çok dikkat çeken genç yeteneklerinden biri oldu.

Sezon boyunca çok istikrarlı gözüken Nikos’un EuroLeague’e adım atması ise pek uzun sürmedi. Yazın NBA takımlarıyla çıktığı deneme idmanlarından sonra Baskonia’ya imza atan genç forvet, EuroLeague serüvenine beklenen başlangıcı yapamadı.

Maç başına kullandığı top adedinin azalmasıyla birlikte Nikos, başlarda EuroLeague basketboluna adapte olmakta başladı. Sonrasında Ekim ayının sonlarına doğru talihsiz bir kalf sakatlığı yaşayan genç oyuncu, yaklaşık 2.5 ay sahalardan uzak kaldı. Yakın dönemde sahalara geri dönen Nikos, şu ana dek net bir etki yapamadı.

Buna karşın Nikos Rogkavopoulos, geçtiğimiz sezon ne denli bir potansiyele sahip olduğunu bariz şekilde gösterdi. Bu nedenle sezon ilerledikçe Nikos’un performansının yükselmesi de pek sürpriz olmaz.

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!

EuroLeague gündemindeki son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!