by Eurohoops Team / info@eurohoops.net
10 Ocak 2025 tarihinde John Hollinger tarafından yazılan ve The Athletic’te yayınlanan bu yazı, uyarlanarak Türkçe’ye çevrilmiştir.
Tıpkı tatiller gibi, takas dönemi de bizi gafil avlıyor. Artık NBA sezonunun neredeyse tam ortasına geldik ve takas döneminin sona ermesine (6 Şubat) 30 günden az bir süre kaldı. Elbette aksiyonun büyük kısmı muhtemelen son 48 saatte yaşanacak, yine de artık herkes tatili bir kenara bıraktı ve telefonda uzun görüşmeler yapmaya başladı.
Bununla birlikte takas döneminin sonu yaklaştıkça önemli oyunculara odaklanma zamanı geliyor. Ya da, düşük profilli oyuncular mı demeliyim? Elbette takas döneminin sonu yaklaşırken herkesin konuştuğu büyük oyuncular malum. Jimmy Butler, Brandon Ingram, De’Aaron Fox, Zach LaVine… Her birinin ismi önümüzdeki ay boyunca tekrar tekrar anılacak ve muhtemelen hiç gündemden düşmeyecek.
Ancak bugün odaklanmak istediğim konu, muhtemelen pek düşünmediğiniz ama takas dönemi bitmeden takım değiştirme olasılığı çok daha yüksek görünen oyuncular. Elbette 6 Şubat tarihine kadar yukarıda bahsettiğim yıldızların da takaslanma ihtimalleri var ama birazdan sıralayacağım oyuncular için bu olasılık çok daha yüksek.
O zaman hadi başlayalım. Karşınızda muhtemelen çoğunuzun aklında olmayan 10 ‘trade deadline’ figürü, yani düşük profilli trade deadline takımım.
Jaden Springer – Celtics
NBA’in son şampiyonu Boston Celtics, çok kaliteli ve çok maliyetli bir kadroya sahip. Dolayısıyla Celtics’in bu takas döneminde odaklanacağı konu kalite değil, pahalılık olacaktır. Elbette bu konuya daha çok odaklanmakta haksız değiller ve bunun bazı gerekçeleri söz konusu.
Öncelikle halihazırda sahip oldukları dokuz kaliteli oyuncudan daha kalitelilerini bu takas dönemide kadrolarına eklemeleri çok zor. Özellikle de maaş sınırı konusunda çok kritik bir noktada olmalarından dolayı.
Açıkçası buna rağmen Celtics’in takas piyasasında ucuz pivot alternatifleri için şansını zorlayacağından eminim, açıkçası bunu yapabilmek için çok başarılı ve maharetli bir yönetici ekibine de sahipler. Bununla birlikte maaş sınırlarından dolayı işlerinin hiç kolay olmayacağı da ortada.
Öte yandan Boston Celtics, bu sezon çok nadir kullandığı Jaden Springer’ı farklı bir takıma takaslayarak yaklaşık 20 milyon dolarlık bir maaş yükünden kurtulabilir. Tabii muhtemelen bunun için 2. tur Draft hakkı da yollamaları gerekecektir. Ayrıca bunu yaparak kadrolarında Playofflar yaklaşırken ucuz bir uzun takviyesi yapmak için gerekli alanı açabilirler.
Jordan Hawkins – Pelicans
Açıkçası size New Orleans Pelicans‘ın Brandon Ingram, Zion Williamson veya Jordan Hawkins’ten birini takaslayacağının garantisini veremem. Yine de şunun garantisini verebilirim ki Pelicans, kesinlikle birini takaslayacak çünkü lüks vergisi sınırının 2.1 milyon dolar üzerindeler.
Brandon Ingram’ın sözleşmesinin yakında sona erecek olması, her ne kadar sahalara beklenen seviyede dönemese bile onu olası bir takas ihtimali için öne çıkarıyor. Bir diğer potansiyel aday ise gelecek yıl için kontratında 31 milyon dolarlık bir oyuncu opsiyonu bulunan CJ McCollum. Kontratı bakımından maliyetli bir oyuncu olsa bile McCollum, doğru şartlar oluştuğu takdirde birçok takımın ilgisini çekebilecek bir oyuncu.
Yine de bu isimlerin yanı sıra Jordan Hawkins’in takaslanma ihtimalini de göz önünde bulundurmakta fayda var. NBA’deki ikinci senesini geçiren Hawkins, Pelicans’ın yaşadığı ciddi sakatlık sorunlarına rağmen düzenli süre bulmakta zorlandı. Yine de Hawkins, özellikle dış şut tehdidine ihtiyaç duyan takımların ilgisini çekebilecek bir oyuncu. Pelicans, onu 2. tur Draft hakkı karşılığında elden çıkarmayı düşünebilir.
Peki niye Hawkins’i seçtim? İlk olarak 4.5 milyon dolarlık kontratından çıkmak, Pelicans’ın lüks vergisi sorununu çözmeye epey yardımcı olacaktır. Buna ek olarak sezon bittiğinde Ingram ile yeni kontrat imzalamak ya da yeni kontrat imzalayıp takaslamak seçeneğine de olanak sağlıyor.
Bunun olmadığı senaryoda ise Pelicans; Javonte Green, Jeremiah Robinson-Earl ve Daniel Theis’ten ikisini elden çıkarmak için yem olarak 2030 2. tur Draft hakkını kullanabilir ve bu şekilde vergi sınırının altına girebilir. Üçü de minimum kontratlarda olduğundan kendilerini alan takımı mali açıdan zorlamayacaklardır.
Mitchell Robinson – Knicks

Bu ismin geleceğini tahmin etmek zor değildi. Çok uzun süredir sakatlığı nedeniyle sahalardan uzak olan Mitchell Robinson’ın kontratında 1 yıl, 12 milyon dolar daha kaldı. Doğru takımda bu durum bir olumsuzluk değil, gerekli bir özellik olabiklir.
Knicks, salary cap kurallarında ikinci sınırın neredeyse sadece birkaç dolar altında kalıyor. Yine de Robinson’ı, Precious Achiuwa’nın sona eren 6 milyon dolarlık anlaşmasını ve uygun miktarda ikinci tur draft hakkını, rotasyon kalibresinde bir kanat oyuncusu karşılığında bir araya getirerek çok dar olan rotasyonlarını güçlendirebilirler.
Alıcı tarafta ise New Orleans veya Sacramento gibi bir takımın, Robinson’ı 2025-26 sezonunda ucuz bir uzun rotasyonu alternatifi olarak kadroya dahil etmeyi nasıl başardığını görmek epey kolay, özellikle de ayak bileğiyle ilgili pozitif sağlık raporları doğruysa.
New York Knicks, şu sıralar herhangi bir takasta kullanabileceği 1. tur Draft hakkına sahip değil. Buna karşın çok sayıda 2. tur Draft hakkına sahipler. Knicks, Washington Wizards‘ın 2026 NBA Draft’ının ilk 8 sırasından seçim yapabildiği senaryoda tam 11 tane 2. tur Draft hakkına sahip olacak.
Elbette Knicks’in takas döneminin sonuna kadar beklemesi mümkün. Ancak beklemezlerse, muhtemelen yapabilecekleri önemli her hamlenin Robinson’ı içermesi gerekecek.
Kevin Huerter – Sacramento Kings

Hey, Robinson karşılığında Huerter’a ne dersiniz? Her ne kadar bir dönem kadronun en kritik parçalarından biri olsa de Huerter, son iki senede Sacramento’nun forvet rotasyonunda adeta kayboldu. Ayrıca kontratında halen 1 yıl, 18 milyon dolar daha var.
Kings‘in son zamanlarda çıkan takas görüşmesi haberlerine bakarsanız bunun nereye uyduğu oldukça açıktır. Örneğin, 20 milyon dolar civarında kazanan Brooklyn’li Cam Johnson gibi oyuncular için takas yapmak, Huerter’in anlaşmada maaş dengeleyici unsur olarak yer almasını gerektirir. Aslında, önemli bir oyuncu için yapılan çoğu anlaşmanın onu sadece dengeleme amaçları için değil, aynı zamanda Kings’i lüks vergisinin altında tutmak için de dahil etmesi gerekir. Lüks vergisi sınırının sadece 3,2 milyon dolar üzerinde olan Kings, bunu ödemeye hiçbir zaman istekli olmadı.
Huerter’in giden bir takas paketinin parçası olma olasılığı yüksek görünüyor. Trey Lyles’ın 8 milyon dolarlık son maaşının da birçok potansiyel anlaşma formülünün parçası olabileceğini belirtmeliyim. Dolayısıyla bir takas anlaşması Lyles ve Huerter’in maaş dengeleme amaçları için her ikisinin de içinde olmasını gerektirmediği sürece, Huerter’in gitmesi daha olası. Huerter’in daha iyi bir oyuncu olduğunu düşünseniz bile, takım için belirli değeri farklı bir soru. Dolayısıyla Kings’in sezonun geri kalanında Huerter’den çok Lyles’ı tutmayı tercih edeceği düşünülüyor.
PJ Tucker – LA Clippers

Clippers‘ın sahibi Steve Ballmer’ın paraya ihtiyacı yok. Yine de üst üste ikinci kez vergi sınırının üzerinde kalmaktan kaçınmak, Clippers’ın vergiyi atlatmak için ihtiyaç duyacağı 2,5 milyon dolarlık maaştan vazgeçmek için muhtemelen yeterli bir teşviktir. Bones Hyland’ın 4,2 milyon kontratı da burada adaylardan biri, ancak PJ Tucker tüm sezon boyunca takımdan uzaktı.
Elbette Clippers bu yıl yeterince başarılı oldu. Dolayısıyla bahsettiğim konunun tam tersi yönde hareket edip Tucker ve Hyland’ı, gelecek sezona kadar devam edecek orta sınıf bir sözleşmeye sahip iyi bir oyuncu karşılığında takaslamaya çalışabilirler.
Öte yandan Clippers, takaslarda kullanabileceği Draft hakları bakımından çok sınırlı bir takım. Dolayısıyla PJ Tucker’ı bir adet 2. tur Draft hakkı ile birleştirip 8 ila 10 milyon dolar civarındaki bir kontrata sahip bir oyuncu için takaslamayı düşünebilirler. Bu noktada Toronto Raptors‘tan Chris Boucher, adaylardan biri olabilir.
KJ Martin – Sixers
Bu sezon şu ana dek zorlansalar bile Sixers‘ın lüks vergisi sınırının altına düşmek için çaba harcamasını beklemiyorum. Böyle bir şey yapmaya kalkmaları halinde bazı değerli oyuncularından vazgeçmeleri gerekecek. Üstelik bu sezon bir arada çok az oynayabilen Embiid, George ve Maxey üçlüsüne de yüklü meblağlar ödüyorlar.
Dolayısıyla rotasyonu kuvvetlendirme seçeneği en makul olanı gibi gözüküyor. Bu noktada takaslamaları en muhtemel isimse yazın 8 milyon dolarlık kontratıyla kadrolarına kattıkları KJ Martin. Philly, Clippers ile yapılan James Harden takasından elde edilen gelir sayesinde hala takas edilebilir draft sermayesine sahip. Bu ölçekte bir anlaşmada, Oklahoma City’den draftta muhtemel 29. veya 30. sıra seçimi, dört numara pozisyonunu güçlendirebilmek adına ilginç bir koz olabilir.
