By Eurohoops Team/ info@eurohoops.net
EuroLeague’de bu yıl çok sayıda önemli sezon ortası transferine tanıklık ettik. Real Madrid, yakın zaman önce Dennis Smith Jr ve Bruno Fernando gibi iki önemli ismi kadrosuna kattı. Fenerbahçe Beko Errick McCollum ve Jilson Bango, Anadolu Efes ise PJ Dozier hamleleriyle kadrosunu güçlendirdi.
EuroLeague tarihinde bugüne dek çok sayıda sezon ortası transferi görsek de bu transferlerden birçoğu, beklentileri karşılayamadan takımdan ayrıldılar. Elbette bunun da bazı bariz nedenleri var.
Bildiğiniz üzere Avrupa basketbolunda oyuncu havuzu gün geçtikçe daha da daralıyor. Artık yazın transfer yapmak bile zor bir hal almışken sezon ortasında kadroya takviye yapmak, takımlar için haliyle yaz transferlerinden bile daha zor.
Öte yandan takımlar, doğal olarak iyi oyuncularını sezon ortasında elden çıkarmak istemiyorlar. Bu da EuroLeague takımları için sezon ortasında transfer yapmayı epey zorlu bir süreç haline dönüştürüyor.
Buna rağmen EuroLeague tarihinde bugüne dek bunun tersi örneklerini de gördük. Bazı takımlar, sezon ortasında yaptıkları takviyelerle başarıya uzanan yolda çok önemli adımlar attılar.
Eurohoops, bugünkü serisinde EuroLeague tarihinin en iyi sezon ortası transferleriyle karşınızda.
Kendrick Nunn – Panathinaikos

Sezon: 2023-24
EuroLeague’de uzun süre boyunca beklentilerin çok altında kalan Panathinaikos, 2023 yazından itibaren yepyeni bir başlangıç yaptı. Takımın başına koç Ergin Ataman’ı getiren Yunan ekibi, kadrosunu da birbirinden önemli takviyelerle güçlendirdi.
Yazın kadrosunu Kostas Sloukas, Mathias Lessort, Juancho Hernangomez ve Luca Vildoza gibi önemli oyuncularla güçlendiren Panathinaikos, en azından Playoff hasretini sonlandırarak rekabetçi günlerine geri dönmeyi amaçlıyordu. Buna karşın sezonun ilk yarısı, Ergin Ataman’ın takımı için beklentilerin altında geçti.
Açıkçası Panathinaikos, hücumunu bir üst seviyeye çıkarabilmek adına kısa rotasyonunda yaratıcı bir oyuncuya daha ihtiyaç duyuyordu. Kostas Sloukas‘la uyumlu bir ikili oluşturabilmesi umuduyla kadroya eklenen Luca Vildoza, beklentileri karşılamakta çok zorlanmıştı. Dolayısıyla Panathinaikos, bir hamleye daha ihtiyaç duyuyordu.
Bu noktada gidilen isimse uzun süreli NBA serüvenini sonlandırıp kariyerinde yeni bir başlangıç yapmaya hazırlanan Kendrick Nunn oldu.
Muhtemelen EuroLeague tarihinin en çok ses getiren sezon ortası transferi olan Nunn, başlarda Avrupa basketboluna adaptasyon sürecinin de etkisiyle zorlandı. Buna karşın Nunn’ın zaman içerisinde ritim bulması, Panathinaikos’u bambaşka bir takım haline getirdi.
Nunn’ın sahadaki varlığı bile Panathinaikos’un hücumu için çok belirleyici oldu. ABD’li yıldızın sahadayken rakip savunmaların sürekli dikkatini çekmesi, takım arkadaşları için daha fazla alan, yer ve fırsat anlamına geliyordu.
Nunn’ın oyunu ancak Playofflarda tam anlamıyla zirveye çıktı. ABD’li yıldız, takımı Maccabi Tel Aviv‘e karşı 1-2 geride ve elenmenin eşiğindeyken 4. maçta yaptığı 27 sayı ve 4 asistle seriyi OAKA’ya geri getirdi.
Beşinci ve son maçı ise 26 sayıyla tamamlayan yıldız skorer, Panathinaikos’un 12 senelik Final Four hasretini bitirmesinde çok büyük rol oynadı. Üstelik Nunn, attığı 26 sayının 18’ini ikinci yarıda buldu.
Orada Nunn, 5. Maçta 26 sayısının 18’ini ikinci yarıda atarak bir kez daha kontrolü ele geçirdi ve 5 ribaund ve 4 asistle Panathinaikos’u zafere taşıdı ve 2012’den bu yana ilk kez Final Four’a çıktı.
Berlin’deki Final Four’da ise Fenerbahçe Beko’ya karşı 14, finalde Real Madrid‘e karşı ise 21 sayıyla oynayan Kendrick Nunn, Panathinaikos’un kulüp tarihinin yedinci EuroLeague şampiyonluğunu kazanmasında çok büyük rol oynadı.
Acie Law – Olympiakos

Sezon: 2011-12
2011 yazında Olympiakos kadrosu, kulübün yeniden yapılanma kararı doğrultusunda büyük bir değişim yaşadı. Daha önce EuroLeague’in en çok para harcayan kulüplerinden biri olan Yunan ekibi, birçok yüklü sözleşmeden kurtuldu. Takımın yıldızı Vassilis Spanoulis’in etrafına ise Kyle Hines gibi genç oyuncu takviyeleri yapıldı.
Bir önceki sezon EuroLeague’e Playoff’ta veda eden Olympiakos, bu kez normal sezonu geçip Son 16’ya kalmakta bile çok zorlandı. Buna karşın zor da olsa bir şekilde adını Son 16’ya yazdırabilen Yunan ekibi, Kalin Lucas’ı serbest bırakarak NBA patentli oyun kurucu Acie Law’u kadrosuna kattı.
Sezona Partizan formasıyla başlayan Law, Olympiakos’a transfer olabilmek için kontratındaki buyout bedelini kendi ödedi. Başlarda istikrarsız bir görüntü sergileyen ABD’li oyun kurucu, Son 16’da Galatasaray potasına attığı 14 sayıyla takımının Playoff’a kalmasında önemli rol oynadı.
Gün geçtikçe daha istikrarlı bir oyuncu haline gelen Law, takımın yıldızı Vassilis Spanoulis’i tamamlama konusunda da çok iyi bir iş çıkardı. Takımının Montepaschi Siena’yı 3-1’le geçtiği Playoff serisinde ABD’li oyun kurucu; 9.2 sayı, 4.5 asist ve 2.8 ribaund ortalamaları ile öne çıktı.
İstanbul’da oynanan Final Four’daki ilk maçta Law, Barcelona’ya karşı talihsiz bir bilek sakatlığı yaşadı. Maçtan sonra yürümekte bile çok zorlanmasına karşın ABD’li oyun kurucu, takımına yardımcı olabilmek adına final maçında iğneyle oynadı.
Hikayenin devamını ise biliyorsunuz. CSKA Moskova’ya karşı inanılmaz bir geri dönüşe imza atan Olympiakos, Georgios Printezis’in son saniye basketiyle şampiyonluğa ulaştı.
Acie Law ise 12 dakika süre aldığı final maçını sayı atamadan tamamladı. Buna karşın koç Dusko Ivanovic, yaptığı fedakarlıktan dolayı Law’u ‘maçın kahramanı’ olarak seçti.
Nikos Zisis – Fenerbahçe Ülker

Sezon: 2014-15
2013 yazında takımın başına efsanevi koç Zeljko Obradovic‘i getiren Fenerbahçe Ülker (o dönemki adıyla), koç Obradovic‘in ilk döneminde Son 16’nın ötesine geçememiş ve beklentilerin altında kalmıştı. Bunun üzerine Fenerbahçe, 2014 yazında kadrosuna Jan Vesely, Bogdan Bogdanovic, Ricky Hickman ve Andrew Goudelock gibi birçok önemli takviye yaptı.
Buna karşın kısa rotasyonunda işler pek yolunda gitmiyordu. Maccabi Tel Aviv‘in 2014’teki beklenmedik şampiyonluğunda çok büyük rol oynayan Ricky Hickman, bir türlü beklenen istikrarı yakalayamamıştı. Bogdan Bogdanovic, tecrübesizliğinin de etkisiyle henüz beklenen istikrar düzeyinde değildi.
Kenan Sipahi ve Berk Uğurlu gibi genç oyun kurucular da Final Four hedefleyen bir takımda düzenli olarak süre alıp fark yaratabilecek seviyede değillerdi.
Dolayısıyla Fenerbahçe Ülker, ileri doğru bir adım daha atabilmek adına oyun kurucu pozisyonunda güvenilir, tecrübeli ve istikrarlı bir oyuncunun varlığına fazlasıyla ihtiyaç duyuyordu.
Bu noktada takıma katılan isimse 32 yaşındaki Yunan oyun kurucu Nikos Zisis oldu.
Hücumları yönlendirmesi, sahaya akıl koyması, bol bol ikili oyun yönetmesi ve takım savunmasına katkı yapması gibi beklentilerle takıma katılan tecrübeli oyun kurucu, kendisinden beklenenleri istikrarlı olarak sahaya yansıtmayı başardı. Zisis takviyesinden sonra çok daha dengeli bir takım haline gelen Fenerbahçe, hücum üretkenliği konusunda da EuroLeague’in en iyilerinden birine dönüştü.
Normal sezonu ve Son 16’yı sorunsuz bir şekilde atlatan Fenerbahçe Beko, kulüp tarihinde ikinci kez Playoff’a adını yazdırdı. Bu turda EuroLeague’in son şampiyonu Maccabi Tel Aviv ile eşleşen Fenerbahçe, rakibine göre çok daha tecrübesiz olmasına rağmen seriyi 3-0’la süpürdü. Elbette bu tablonun ortaya çıkmasında Nikos Zisis’in de payı çok büyüktü.
Kulüp tarihinde ilk kez Final Four biletini alan Fenerbahçe Ülker, yarı finalde ev sahibi Real Madrid‘i geçemese bile unutulmaz bir EuroLeague sezonunu geride bıraktı. Evet, Fenerbahçe yarı finalde yıldızlarla dolu Real Madrid‘i geçememiş ve şampiyonluk şansını yitirmişti. Buna karşın 2014-15 sezonunda atılan adım, gelecek güzel günlerin habercisiydi.
Walter Tavares – Real Madrid in 2017-18

Sezon: 2017-18
2017-18 sezonu, Real Madrid için tam anlamıyla kabus gibi başladı. Takımın yıldız skoreri Sergio Llull, daha Ağustos ayındayken çapraz bağ sakatlığı nedeniyle sezonu kapattı.
Yazın Kızılyıldız’dan büyük beklentilerle takıma katılan Sırp uzun Ognjen Kuzmic ise henüz sezonun ikinci maçında çapraz bağ sakatlığı nedeniyle sezonu kapattı. Takımın ana uzunu Gustavo Ayon ise Aralık ayında önemli bir omuz sakatlığı yaşadı.
Hal böyle olunca Real Madrid’in elinde oynayabileceği uzun kalmamıştı, dolayısıyla şampiyonluk umutlarını sürdürebilmek adına bir an önce hamle yapmak durumundaydılar.
Real Madrid’in tercihi ise Walter Tavares’i NBA’den İspanya’ya geri döndürmek oldu.
Avrupa’da ilk olarak Gran Canaria formasıyla adından söz ettiren 2.21’lik dev, ardından 2015 yazında NBA’in yolunu tutmuştu. Buna karşın iki sezonluk NBA serüveninde aradığını hiç bulamayan Tavares, Real Madrid ile Avrupa’ya geri döndü ve kariyerinin ilk EuroLeague tecrübesini yaşadı.
Real Madrid serüvenine muazzam bir başlangıç yapan dev pivot; blokları, ribaundları ve smaçlarıyla boyalı alanda rakiplerini domine etti. Tavares’in boyalı alandaki varlığı, Madrid için çok büyük bir caydırıcı güçtü. Tavares’in varlığı nedeniyle rakipler, blok yeme korkusuyla çembere gitmekten çekinir hale gelmişlerdi.
Tavares eklemesinden kısa bir süre sonra normal sezonda yedi maçlık bir galibiyet serisi yakalayan Real Madrid, ligi beşinci sırada bitirerek Playoff biletini kaptı. Playoff turunda Panathinaikos ile eşleşen Madrid, saha avantajına sahip olmamasına rağmen seriyi 3-1’le geçerek adını Final Four’a yazdırdı.
Final Four’daki ilk maçında Tavares, CSKA Moskova’ya karşı faul problemine girmesi nedeniyle pek etkili olamadı. Finalde ise Fenerbahçe Doğuş‘a karşı 8 sayı, 5 ribaund ve 1 blok ile oynayan Tavares, Real Madrid’in büyük sıkıntılarla başladığı sezonu şampiyonlukla neticelendirmesinde çok büyük rol oynadı.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!
EuroLeague gündemindeki son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!