NBA 2024-25: All-Star Öncesi Güç Sıralaması

12/Şub/25 14:24 Şubat 12, 2025

Berkay Terzi

12/Şub/25 14:24

Eurohoops.net

NBA’de All-Star arası yaklaşırken Eurohoops sezonun güç sıralamasını huzurlarınıza taşıyor.

by Berkay Terzi / info@eurohoops.net 

Eurohoops Türkiye’nin Instagram hesabını takip etmek için tıklayın! 

NBA’de All-Star arasına çok az bir süre kaldı ve playofflar ufukta görünüyor. Şu ana kadar Doğu ve Batı’da liderlik koltuğu el değiştirmedi. Cleveland Cavaliers ve Oklahoma City Thunder‘ın etkileyici sezonları devam ediyor.

Özellikle takas döneminin son bulmasıyla birlikte bazı takımlar yukarı basamaklara tırmandı, bazıları ise güç sıralamasında aşağılara doğru düşüşe geçti.

Çok bariz favorinin olmadığı, her takımın doğru zamanda doğru formu yakalayarak başarıya ulaşabileceği playofflar çok daha büyük çekişmelere, yakın çarpışmalara sahne olur. Bu sezon da özellikle Batı Konferansı’nda bizi böyle bir playoff bekliyor gibi gözüküyor. Peki ya bu kadar yakın seviyede takımı güçlerine göre sıralamaya kalkışırsak sonuç ne olur? Gelin hep beraber inceleyelim.

shai-gilgeous-alexander-okc-thunder

1. Oklahoma City Thunder

Oklahoma City Thunder, NBA’deki en iyi dereceye sahip ve bunu yıldız uzunları olmadan başardılar. Shai Gilgeous-Alexander MVP seviyesinde acayip bir sezon geçiriyor, Jalen Williams Batman’in yanında çok iyi bir Robin. Oklahoma’nın ligdeki en iyi savunma takımı olmasını sağlayan Isaiah Hartenstein, Lu Dort gibi çok iyi savunma parçaları var. Şimdi Chet Holmgren de sahalara döndü ve yakında onları tam kapasiteleriyle oynarken görebiliriz.

Hala playoffa dair bazı endişeler mevcut. Kadroda topla üreten pek fazla oyuncu yok, bu yüzden Shai’nin omuzlarına fazla yük binebiliyor. Shai’yi çıkardığınız zaman hücum reytinginde en dibi boylayabilirler. Öte yandan, hala genç bir takım sayılırlar ve bunun playoffta bazı olumsuz yansımaları olabilir. Yine de şu ana kadar gördüğümüz performanstan daha iyisini istemek mümkün değil. Burada fazla vakit kaybetmeye gerek yok. Ne olursa olsun ligin en komple kadrosu.

2. Cleveland Cavaliers

Cleveland Cavaliers, yeni başantrenör Kenny Atkinson yönetiminde bu sezon olağanüstü bir performans sergiliyor. Geçen sezon olduğu gibi savunmada hâlâ sert bir takım olsalar da, Atkinson hücumlarını yeni bir seviyeye taşıdı ve şu anda maç başına 122.2 sayı ortalamasıyla NBA’in en iyi hücumlarından birine sahipler.

Cavaliers, derin bir kadroya sahip ve sahada büyük bir enerjiyle oynuyor. Sezonun geri kalanında ligin en iyi beş takımı arasında yer almamaları için hiçbir sebep yok.

Takas dönemi öncesinde Cleveland, Hawks forveti De’Andre Hunter’ı kadrosuna katarak derinliğini daha da güçlendirdi. Bu hamle, Atkinson’ın eline hücumda ekstra bir silah daha verdi.

3. Boston Celtics

Celtics, takasın son günlerinde ligdeki kaosu dışarıdan seyreden takımlardan biriydi. Aslında büyük bir hamle yapma şansları pek yoktu, ama kendilerine duydukları güven anlaşılabilir.

Son şampiyon Boston Celtics, şu anda NBA’in en iyi derecesine sahip değil. Ancak normal sezon, adeta bahar aylarında başlayacak büyük mücadele öncesi bir prova gibi görünüyor onlar için. Yine ligin en güçlü ekiplerinden biri konumundalar ve playoff geldiğinde butona basıp bambaşka bir basketbol oynayabiliyorlar. Bunu geçen sene de görmüştük. O yüzden normal sezondaki ufak aksamaları pek büyütmemek lazım Celtics özelinde. Başantrenör Joe Mazzula’nın asıl odak noktası, takımının sağlıklı kalmasını sağlamak ve sezon ilerledikçe zirveye ulaşmasını garanti altına almak gibi görünüyor.

4. Denver Nuggets

Nuggets, takas döneminde hamle yapmayan dört takımdan biri olarak mevcut çekirdek kadrosuyla devam etme kararı aldı – ve son dönemde oldukça iyi gidiyorlar. Yılbaşından bu yana Nuggets, 17-6’lık dereceye sahip ve ligdeki en iyi ikinci net reytinge ulaştı; ayrıca hem ilk üç hücum takımından biri hem de ortalamanın üstünde bir savunmaya sahipler.

Jokic rahat bir şekilde triple-double ortalamaları yakalıyor ama bu zaten bilinen bir hikâye. Daha ilginç olan şey, uzun süredir eleştirilen bench oyuncularının son dönemde iyi performans göstermesi. Hatta acayiptir, Zeke Nnaji’nin katkı verdiği dakikalar bile izledik…

Denver Nuggets, Nikola Jokic gibi ligin en iyi oyuncusuna sahip olduğu sürece her zaman rekabetçi bir takım olacak. Yine de takas döneminde bench derinliklerini artırmaları beklenirken bunu yapmamaları, playofflar geldiğinde ikinci beşlerinin yetersiz kalabileceği endişesini doğurdu.

5. New York Knicks

New York Knicks, bu sezon beklenmedik bir şekilde hücuma dayalı bir takım oldu. Jalen Brunson, Karl-Anthony Towns ve Mikal Bridges’in oluşturduğu beş, lig otoritelerinin beklediğinden çok daha hızlı bir şekilde uyum sağladı. Ancak savunmaları hala geliştirilmesi gereken bir alan olarak öne çıkıyor. Aslında takımın elinde kayda değer bir savunma malzemesi var ve yeri geldiğinde vidaları sıkabilecek olmaları playoff basketbolu için güven veriyor.

Ancak bu takımın savunma için bir 5 numaraya ihtiyacı var. Mitchell Robinson’ın dönüş tarihi hala belirsiz, ancak Knicks’in acilen bir B planına ihtiyacı var. Çünkü Towns’un beş numara oynadığı maçlarda savunmada çözüldükleri anlar sıkça yaşanıyor. Örneğin geçtiğimiz günlerde Karl-Anthony Towns’ı pick-and-roll oyunlarıyla perişan etti Celtics hücumu ki, eğer şampiyon olmak istiyorlarsa onları 4 kez yenmek zorundalar. Maç boyunca Towns büyük sıkıntı yaşadı ve sonunda sakatlığının da etkisiyle kenara çekilmek zorunda kaldı.


 

6. Houston Rockets

Houston Rockets, başantrenör Ime Udoka yönetimindeki ilk sezonunda sezonun sonlarına doğru umut verici bir çıkış yapmıştı ve bu ivmeyi 2024-25 sezonuna da taşıdı.

Son haftalarda Alperen Şengün, Fred VanVleet ve Jabari Smith olmadan zor bir dönemden geçtiler ve ardı ardına mağlubiyetler yaşadılar. Yine de bugüne kadar potansiyellerini kanıtladılar; ilk 10’daki takımlara karşı 15-8’lik dereceye sahipler ve kendilerinden üstte yer alan her takıma karşı önemli galibiyetler aldılar.

Ancak tabanları da bir o kadar düşük. Korkunç üçlük yüzdeleri nedeniyle her galibiyet için dişe diş mücadele etmeleri gerekiyor. Bu da Rockets‘ın playoffta gidebileceği en uç noktayı kısıtlıyor. Son dönemde beşinci sıraya kadar gerilediler ve zorlu Batı konferansında bir an önce toparlanmaları gerekiyor. Çünkü birkaç kötü şut gecesi, sezonun getirdiği tüm olumlu havayı mahvedebilir.

7. Los Angeles Lakers

Kral olmak güzel bir şey.

Anthony Davis/Luka Doncic takasının üzerinden bir hafta geçti ve Lakers, Doncic’in dünkü çıkış maçının ardından keyifli görünüyor. Doncic biraz paslıydı (üçlüklerde 1/7), ancak yeni takım arkadaşı Jaxson Hayes’i oldukça mutlu etti – özellikle de Lakers’ın Mark Williams takasından vazgeçmesi sonrası takıma yeni bir enerji getirmesiyle.

Hayes’in yüzündeki gülümseme, istatistiklerinin artacağının farkında olan bir adamın gülümsemesi.

Uyum sorunları kısa vadede konuşulacak bir konu, ancak Lakers zaten takas öncesinde de harika bir formdaydı. Davis varken de, yokken de, LeBron’la da, onsuz da, Doncic’le de, onsuz da kazanmaya devam ettiler. Son 11 maçta 10 galibiyet aldılar ve ilk turda saha avantajını garantilemeye çalışıyorlar.

8. Memphis Grizzlies

Memphis Grizzlies eksiklerine rağmen bir şekilde kazanmaya devam ediyor ama genellikle sadece zayıf rakipleri yeniyormuş gibi görünüyorlar. Grizzlies, net reytingde ilk 10’da yer alan kuvvetli takımlara karşı 6-9’luk bir dereceye sahip ve bu, Houston, Minnesota veya Golden State gibi rakiplerine kıyasla oldukça kötü bir istatistik. Bu takım hala playoff ortamı için yeterince test edilmiş gibi hissettirmiyor.

Sağlık sorunları bunda bir etken olsa da, Grizzlies’ın daha sık üst düzey rakiplere karşı seviye atladığını görmek gerek. Ayrıca yıldız oyuncuları Ja Morant, geçtiğimiz senelerin 1-2 adım gerisinde. Zaten playoff basketbolundaki düşük tempoya ne kadar elverişli olduğu tartışılan bir konuydu, şimdi vaziyet çok daha kötü gözüküyor.

9. Milwaukee Bucks

Bucks’ın mevcut yapısı, sanılandan çok daha düşük bir tavanla oynuyordu – ligin ilk 10 takımı karşısında ikinci en kötü net reytinge sahipler! Raptors (bu takımlara karşı 3-20 derecesine sahip) ve sakatlıklarla boğuşan Pelicans (2-21) bile Bucks’tan daha iyi bir net reytinge sahip.

Fakat ne olursa olsun Milwaukee Bucks, sezonun en büyük hikâyelerinden biri oldu. Giannis Antetokounmpo’nun takas edilebileceğine dair söylentilerin arttığı bir dönemde takım, beklentilerin altında bir performans sergiledi. Ancak son birkaç ayda çıkışa geçerek Doğu’daki sıralamada hızla yükseldiler. Jimmy Butler’ı takasla almayı düşündüler, ancak bunun yerine Khris Middleton’ı Kyle Kuzma ile değiştirmeyi tercih ettiler. Bu hamlenin Bucks’ı daha iyi yapıp yapmadığı tartışmaya açık olsa da, en azından takıma yeni bir enerji getireceği kesin.

Takımda göze çarpan eksikler bulunuyor olsa da, Giannis Antetokounmpo – Damian Lillard birlikteliği onları ilk 10 sıraya götürüyor.

10. Indiana Pacers

Indiana Pacers, sezonun ilk birkaç ayında taraftarlarını endişelendirdi. Savunmada hiçbir zaman dominant olmaları beklenmiyordu, ancak hücumlarının gerilemesi ve Tyrese Haliburton’un formsuzluğu şaşırtıcıydı. Ancak Kasım ayındaki kötü performansın ardından toparlandılar ve özellikle yeni yılın başlamasından bu yana baktığımızda 13-4’lük derecesiyle ilerliyor. Andrew Nembhard harika performans sergiliyor, Pascal Siakam topsuz oyunda etkili bir silah oldu ve Tyrese Haliburton’ın üçlükleri isabet bulmaya başladı. İyi günlerindeyken bu takımda beğenilecek çok şey var. Fakat problem şu, kötü günlerinde ise playoff takımı gibi bile gözükmüyorlar. Savunmada şans faktörüne fazla bel bağlamaları ciddi bir problem.


Buttler-Curry-Warriors

11. Minnesota Timberwolves

Minnesota Timberwolves, geçen sezon NBA’in en iyi takımlarından biriydi. Ancak sezon öncesinde Karl-Anthony Towns’ı Knicks’e takas etme kararı geri tepti. Julius Randle ve Donte DiVincenzo’nun performansları Minnesota için hayal kırıklığı oldu. Savunmaları hala ligin elit kesimi içerisinde yer alsa da (maç başı 107.7 sayı yiyorlar), hücumları Towns’un Anthony Edwards’ın arkasında ikinci opsiyon olduğu döneme kıyasla gözle görülür şekilde düştü.

Timberwolves, zorlu Batı’da adeta bir yer kapma yarışı içerisinde. Son dönemde 7. sıraya kadar yükseldiler ve 6. sıradaki Clippers‘ın hemen ensesindeler. 1 Ocak’tan bu yana Wolves, ligde yedinci en iyi hücuma ve sekizinci en iyi savunmaya sahip. Anthony Edwards’ın vites yükseltmesi hücum tarafını yukarı çekti ve sahanın her iki tarafında da ilk 10’da yer alan pek fazla takım yok.

Ayrıca bireysel anlamda, Rob Dillingham’ın bench katkısı takıma ekstra enerji getirdi ve Naz Reid, geçen sezonun En İyi Altıncı Adamı (6MOY) ödülünü kazandığı formuna geri döndü. Tankathon verilerine göre Wolves, Batı Konferansı’ndaki en kolay fikstüre sahip; sezonu güçlü bir şekilde bitirme şansları yüksek. Fakat Towns-Randle değişimi playoff için hala ikna edici değil.

12. Golden State Warriors

Golden State Warriors, 2024-25 sezonuna müthiş bir başlangıç yaptı ve ilk ayın sonunda ligin en iyi derecelerinden birine sahipti. Ancak o noktadan sonra her şey dağıldı. Stephen Curry hala bir süperstar olsa da artık her şeyi tek başına yapamıyor ve takımın ikinci bir yıldız skorer eksikliği büyük bir problem hâline geldi. Son haftalarda yıldız arayışına giren Warriors, takas döneminin son günlerinde Heat’in mutsuz süperstarı Jimmy Butler’ı alarak bu boşluğu doldurdu. Şimdi soru şu: Altı kez All-Star seçilen Butler, sezonun ikinci yarısında takımı zirveye taşıyabilir mi?

İlk iki maça bakacak olursak Jimmy Butler, Warriors’a adeta elektrik getirdi. Butler hamlesinden en büyük faydayı Steph Curry sağladı. Aylar sonra ilk kez sahada gerçekten mutlu görünüyor. Butler ile oynadığı ilk iki maçta 38 ve 34 sayı attı, her iki maçta da saha içinden yüzde 50’nin üzerinde isabet buldu. Draymond Green’e saygısızlık etmek istemem, ama Curry’nin kısa devrilme oyunlarında sadece pas vermeyi değil, aynı zamanda sayı üretmeyi de düşünen bir opsiyona sahip olmaktan mutlu olduğuna eminim.

13. Los Angeles Clippers

Bunu doğrulamadım ama Clippers’ın ligde en çok galibiyet serisi yakalayıp ardından mağlubiyet serisine giren takım olduğuna yüzde 100 eminim; normal bir takım gibi bir galibiyet, bir mağlubiyet döngüsünde gitmiyorlar. Clippers, herhangi bir hafta karşımıza ya gizli bir şampiyonluk adayı ya da bir G-League karması olarak çıkabiliyor. Bu istikrarsızlık durumu, sezonun kalanında ilk 6’ya tutunmak istiyorlarsa kayda değer bir soru işareti.

Olumlu yönlere dönecek olursak, Ty Lue bir kez daha ligin en iyi koçlarından biri olduğunu kanıtlıyor. Kawhi Leonard sezonun ilk yarısında uzun süre sakat kalmasına rağmen, Clippers beklenenden çok daha iyi bir performans sergiledi. Leonard’ın sahalara dönüşüyle birlikte, Los Angeles önümüzdeki haftalarda büyük bir çıkış yapabilir. Özellikle ligin en iyi beş savunmasından birine sahip olmaları hiç beklenmedik bir şeydi.

14. Sacramento Kings

Sacramento Kings, DeMar DeRozan’ı kadrosuna katarak büyük beklentiler oluşturdu. Ancak sezonun ilk birkaç ayı hayal kırıklığı yarattı. Bu nedenle organizasyon radikal bir karar alarak Aralık ayı sonunda başantrenör Mike Brown’ı kovdu. Lig genelinde eleştirilen bu karar, takıma olumlu yansıdı ve Kings yeniden playoff yarışına döndü.

Takas döneminde ise uzun vadeli cesur bir karar alarak De’Aaron Fox’u Spurs’e gönderip karşılığında iki kez All-Star seçilen Zach LaVine ve tecrübeli pivot Jonas Valančiūnas’ı kadrosuna kattılar. Kağıt üzerinde bu takas onları hemen daha iyi bir takım yapmamış olabilir, ancak en azından güç kaybetmediler. Hala eğlenceli bir takımlar.

Malik Monk’un, De’Aaron Fox olmadan takımı yönetme yeteneği onlar için kilit rol oynayacak. Şimdiye kadar Fox olmadan oynadığı maçlarda harika bir performans sergiledi, ancak bunu sezon sonuna kadar her gece yapıp yapamayacağını görmek heyecan verici olacak.

Monk, ligdeki en sert smaç yapan oyunculardan biri, ancak daha az bilinen bir gerçeği var: Yıllar içinde Sacramento’nun en iyi oyun kurucularından biri haline geldi.

15. Dallas Mavericks

Dallas Mavericks, sezon boyunca sessiz ama güçlü bir takım olarak ilerledi. Batı Konferansı’nda ilk dört içinde yer alıyor ve yılbaşına girerken konferansın en iyi ikinci derecesine sadece bir maç uzaklıktaydılar. Hücumları ligin en iyileri arasındaydı ve sağlam bir savunma ile destekleniyordu. Bu yapıyla geçen sene NBA finaline ulaşmaları da sürpriz değildi.

Ancak Luka Doncic’in yaşadığı ciddi baldır sakatlığı, takımın geleceğini tamamen değiştirdi. Mavs yönetimi, bu sakatlığın ardından franchise tarihinin yönünü değiştiren şok edici bir karar alarak Doncic’i Lakers’a takas etti ve Anthony Davis’i kadrosuna kattı. Bu kafa karıştırıcı hamle, Dallas’ı hem yaşı 30’un üstünde hem uzun sakatlık geçmişine sahip iki yıldız üzerine kurulu bir takım hâline getirdi.

Dallas Mavericks taraftarları Doncic takası yetmezmiş gibi, ardından gelen Anthony Davis sakatlığıyla birlikte bir hayal kırıklığı daha yaşadı.

Ancak hiç olumlu bir şey yok mu? Elbette var. Lakers‘tan alınan Max Christie, yeni formasıyla harika oynuyor ve oyununda yeni kilitleri açmış gibi görünüyor. En azından onun birkaç seviye atlaması, Doncic takasını kötünün iyisi gibi gösterebilir. Öte yandan Davis’in sahada olduğu 2,5 çeyrekte Mavericks’in oyunu ümit vericiydi. Çift uzun deneyi Rockets‘a karşı oldukça dominant hissettirdi ve All-Star arasından sonra sakatlar geri döndüğünde iyi bir takım olmaya devam edebilirler.