by Eurohoops Team / info@eurohoops.net
Eurohoops Türkiye’nin Instagram hesabını takip etmek için tıklayın!
Turkish Airlines EuroLeague’de normal sezon heyecanı, özellikle ilk on sıra için oynanan birbirinden çekişmeli karşılaşmaların ardından geçtiğimiz hafta son buldu. Artık Playoff için önümüzde çok az bir süre kaldı.
Sezonun büyük bölümünü lider götüren Olympiakos, ligi zirvede bitirerek Playoff’ta saha avantajını cebine koydu. Yunan ekibinin bu turdaki ekibi ise Play-In vasıtasıyla sekizinci ve son Playoff biletini alan Real Madrid oldu.
Lig lideri Olympiakos, bu turda rakibinin zorluğuna rağmen Final Four biletini alarak şampiyonluk hedefini sürdürmeye çalışacak. Real Madrid ise istikrarsız geçen bir normal sezon serüveninin ardından Yunan ekibini saf dışı bırakabilmek için sahada olacak.
Eurohoops Fırın, bugünkü serisinde heyecan dolu geçmesi beklenen Olympiakos – Real Madrid eşleşmesinin ilgi çekici beş hikayesine göz atıyor.
Olympiakos İçin İntikam Fırsatı
Olympiakos ile Real Madrid, EuroLeague’de son yıllarda birden fazla kez çok kritik maçlarda karşı karşıya geldiler. Bunlardan en meşhur olanı ise hiç şüphesiz Kaunas’ta oynanan 2023 EuroLeague finaliydi.
O yıl tıpkı bu sezon olduğu gibi yine normal sezonu lider tamamlayan Olympiakos, Playoff’ta temsilcimiz Fenerbahçe Beko’yu çok zorlanarak geçmesinin ardından adını üst üste ikinci kez Final Four’a yazdırmıştı. Yarı finalde ise AS Monaco’yu saf dışı bırakan Yunan ekibi için şampiyonluğun önündeki son engel, Real Madrid‘di.
Beklendiği üzere çok çekişmeli geçen finalin son bölümünde Real Madrid, tecrübeli oyuncularının önderliğinde geri dönmüş ve maça yeniden ortak olmuştu. İspanyol ekibinin tecrübeli skoreri Sergio Llull, bitime dört saniye kala 2.18’lik Moustapha Fall’un üzerinden bulduğu isabetle takımına şampiyonluğu getirmişti.
Bu büyük şokun sadece bir sene sonrasında Real Madrid, bu kez Final Four yarı finalinde Olympiakos’un rakibi oldu. Sasha Vezenkov’un NBA’e gidişiyle birlikte bir önceki sezona kıyasla ciddi şekilde güç kaybeden Olympiakos, zorlu rakibine bir kez daha direnemedi.
Bir önceki sezona kıyasla çok daha tek taraflı geçen bir maçın ardından Real Madrid, üst üste üçüncü kez adını finale yazdırdı.
Gördüğünüz üzere Olympiakos ile Real Madrid’in yolları, son birkaç senedir sezonun en kritik bölümlerinde sıkça kesişiyor. Bu kez Yunan ekibi, geçmiş yıllara kıyasla çok daha iddialı bir durumda. Real Madrid ise ciddi istikrar problemleri yaşadığı bir normal sezonun ardından son sıradan Playoff biletini alabildi.
Hal böyle olunca saha avantajı faktörüyle de birlikte Olympiakos’un seriye favori olarak başlayacağını söyleyebiliriz. Buna karşın Real Madrid, ne kadar istikrarsız gözükürse gözüksün özellikle sezonun bu bölümlerinde kimsenin karşısında görmek isteyeceği türden bir takım değil.
Olympiakos, rakibinden son iki sezonun intikamını alıp Real Madrid’i Final Four yolunda saf dışı bırakabilecek mi? Yoksa Real Madrid, bir kez daha Olympiakos’u evine eli boş mu gönderecek? Bu sorunun cevabını bekleyip göreceğiz.
Nasıl Bir Real Madrid İzleyeceğiz?
Real Madrid için 2024-25 sezonu, ciddi anlamda inişler ve çıkışlarla devam ediyor. Hiç alışık olmadığı bir şekilde sezonun önemli kısmını Playoff, hatta Play-In hattının dışında geçiren İspanyol ekibi, buna rağmen son bölümde aldığı üst üste galibiyetlerle birlikte zor da olsa sezonu yedinci sırada bitirebildi.
Özellikle sezonun ilk yarısı, Real Madrid için tam anlamıyla kabus gibi ilerledi. Yazın takıma katılan Serge Ibaka, Andres Feliz, Usman Garuba ve Xavier Rathan-Mayes gibi oyuncular, sezon boyunca istikrarlı şekilde katkı vermekte çok zorlandılar. Hal böyle olunca Madrid, sezonun ciddi kısmını dar bir rotasyonla oynamak durumunda kaldı.
Üstelik sezon ortasında NBA’den takıma büyük beklentilerle katılan Bruno Fernando ve Dennis Smith Jr ikilisi de beklentilerin çok altında kaldılar. Avrupa basketboluna hiç adapte olamayan Dennis Smith Jr, sadece bir ay içerisinde takımdan ayrıldı. Bruno Fernando ise şu sıralar rotasyonda takımın ikinci uzunu Serge Ibaka’nın bile gerisinde.
Tüm bunlara rağmen Real Madrid, sezonun son bölümünde bir şekilde toparlanmayı başardı. Normal sezonda oynadığı son altı maçın tamamını kazanan Madrid, bu süreçte özellikle hücumda sezon geneline kıyasla çok daha keskin bir görüntü sergiledi. Hal böyle olunca Madrid’in Play-In’de Paris’i yenmesi ve yedinci sıradan Playoff’a girmesi bekleniyordu.
Yine de pek öyle olmadı. Paris’e karşı özellikle hücumda korkunç bir performans ortaya koyan Madrid, 73 sayıda kaldığı maçı kaybederek yedinci sırayı rakibine kaptırdı. Açıkçası Madrid’in sezon genelinde yaşadığı istikrar sorunlarının bu maçta bir kez daha bariz şekilde ortaya çıktığını gördük.
Play-In’deki ikinci maçında ise Bayern Münih’i konuk eden Madrid, beklendiği üzere maçı rahat şekilde kazanarak Playoff biletini aldı. Elbette Bayern’de takımın açık ara en iyi oyuncusu konumundaki Carsen Edwards’ın bu maçta forma giymemesi, Madrid’in işini çok kolaylaştırdı.
Yine de Playoff’ta Olympiakos’a karşı nasıl bir Real Madrid izleyeceğimizi kimse bilmiyor. Paris maçındaki Madrid’i izlediğimiz takdirde Olympiakos’un seriyi zorlanmadan kazanması, kimse için sürpriz olmaz. Normal sezonun son bölümünde izlediğimiz Madrid ise lig liderinin Final Four yolunda işini epey zorlaştırabilir.