by Semih Tuna / info@eurohoops.net
Eurohoops Türkiye’nin Instagram hesabını takip etmek için tıklayın!
Fenerbahçe Beko’nun skorer guardı Errick McCollum, Eurohoops Genel Yayın Yönetmeni Semih Tuna’nın konuğu oldu.
Paris’e karşı oynanacak olan playoff serisi, Sarunas Jasikevicius, gelecek sezona olan yaklaşımı, kardeşi CJ McCollum ve daha birçok farklı konu hakkında açıklamalarda bulundu.
Röportajı izlemek için:
Karşıyaka’dan ayrılma ihtimali söylense buna inanmayacağını ifade eden yıldız oyuncu, yeşil-kırmızılılarda emekli olacağına inandığını söylerken o süreç ve Fenerbahçe‘ye transferi hakkında şunları dedi:
“Ona inanmazdım çünkü Karşıyaka’da emekli olacağımı düşünüyordum. Orada rahatım yerindeydi, ailemin de aynı şekilde. Dolayısıyla rahatım yerindeydi. Farklı takımlardan daha büyük teklifler aldığım oldu ama her seferinde ‘hayır’ dedim çünkü mutluydum. Tabii yetenek olarak her zaman EuroLeague seviyesinde oynayabileceğimi biliyordum. Daha önce EuroLeague takımlarına karşı oynarken neler yapabildiğimi görmüştünüz. Tabii şanslıyım ki Fenerbahçe’de iyi bir şans bulabildim, ben bu oyunu oynamaktan keyif alan biriyim. Bu şansı en iyi şekilde kullanmaya çalışıyorum. Beni nereye koyarsanız koyun başarılı olmanın bir yolunu bulurum, ben böyleyim.”
Benim için diğer maçlardan bir farkı yok, bu şekilde yaklaşıyorum. Bence bir şeye daha önemli veya daha önemsiz gibi bakmaya başladığınızda bu, performansınızı etikleyebilir. Bir maça ‘sıradan bir normal sezon maçı’ gibi bakarsanız gereken enerjiyi kendinizde bulamayabilirsiniz. Her maça sürekli Playoff maçı, Final Four gibi bakarsanız bu sefer de fazla heyecanlanıp sahada her şeyi yapmaya çalışabilirsiniz. Dolayısıyla ben normal bir maç gibi bakıyorum. Konsantrasyonum aynı seviyede, bu sayede sakin kalabiliyorum. Bazen iyi oynarsınız, bazen çok iyi oynamazsınız. Yine de her halükarda aynı kalabilmeniz gerekir. Tek fark daha çok dinlenmeye çalışmak olacak. Tabii eşimin çocuklarla daha çok ilgilenmesi gerekecek. Gerçi bunu zaten yapıyor, biraz ara vermem gerekti. Tabii ona yardımcı olmaya çalışıyorum ama Playoff vakti geldiğinde gerçekten konsantre olmam gerektiğini anlıyor. Biraz daha uyuyabilmek için bahanem bu (gülüyor).”
EuroLeague playofflarında Paris Basketball ile karşılaşacakları maçlar hakkında Errick McCollum şu sözleri söyledi:
“Paris’in temposunu seviyorum, çok tempolu ve hızlı oynuyorlar. Dolayısıyla onlara karşı oynadığınızda çoğunlukla bir ‘hücum maçı’ oluyor. Tabii bu heyecan verici, benim de yapmayı sevdiğim bir şey. Yine de kazanmak için savunmaya da ihtiyacınız var. Play-In’deki Madrid – Paris maçını gördünüz, yüksek skorlu olmasını bekliyordum ama sürpriz şekilde çok düşük skorlu geçti. Çok fazla fiziksellik ve sertlik vardı. Dolayısıyla bir karışıma ihtiyaç duyduğunuzu görüyorsunuz. Bence Real Madrid, hakemlerden çok fazla saygı görüyor. Dolayısıyla işiniz her zaman zor. Çok fazla flop yapıyorlar, onları savunmak kolay değil. Tabii ayrıca pota altında büyük adam (Tavares) var, oyunu değiştirebiliyor. İki takımın da güçlü ve zayıf tarafları var. Elbette Paris’te TJ Shorts, her şeyi kontrol ediyor. Çok zor şutlar sokabilen iki kısaya sahipler. Çok hızlı oynadıkları için sizi de telaşa sürükleyebiliyorlar. Setlerinizin dışına çıkabiliyorsunuz. Bence Madrid de bu tuzağa düştü. Yine de Paris’in gelmesinden memnunum, elbette zor bir eşleşme olacak ama her halükarda bir mücadele vermeniz gerekiyor. Paris veya Madrid fark etmez. Normal sezonda Paris’e karşı en iyi oyunumuzu oynamamış olmamıza rağmen ikide iki yaptık. Dolayısıyla gelişmeye devam edersek iyi bir pozisyonda olabiliriz.”
Saras Jasikevicius ve takım arasındaki köprü görevi hakkında Errick McCollum şu açıklamaları yaptı:
“Takımın en yaşlısı benim, tecrübelerim ve yaşadıklarımdan dolayı buna göre davranmaya çalışıyorum. İşler bizim için iyi gitmiyorken pozitif kalmaya çalışıyorum. Ortama enerji katıp duruma iyi tarafından bakmak için çabalıyorum. Ben koçla aynı jenerasyondan geliyorum, dolayısıyla koçların sert olmalarını anlayabiliyorum. Talepkar olmalarını ve bağırmalarını da. Bu tür şeyler beni rahatsız etmiyor. Kariyerimde 15. senem, böyle şeyleri çok gördüm. 15 senedir çalıştığım her koçtan gördüm. Aslında ailem de maçları izlerken öyleler. Dolayısıyla bu benim için normal ama genç jenerasyonlar için zor olabiliyor. Bu yüzden aradaki o köprü olmaya çalışıyorum, ‘aslında koç böyle demek istedi’ gibi. Rolümü yerine getirebildiğim ve takım arkadaşlarıma saha içi ve saha dışımda yardımcı olabildiğim için mutluyum.
EuroLeague’in zirvesinde bir takımda oynamak size yardımcı oluyor. İnsanlar hep iyi ve yetenekli olduğunuzu biliyor ama sizi kazanan bir takımda gördükleri zaman daha da iyi gözüküyorsunuz. Fenerbahçe ve Saras için oynamanın pozitif kısımlarından biri bu. Kazanan bir takımdayım ve bu sayede insanlar, neler yapabildiğimi daha fazla görebiliyor. Daha göz önündeyim. Yine de 15 senelik kariyerimde her gittiğim yerde domine ettim. İstatistik olarak, bireysel olarak… Her şekilde. Dolayısıyla bu performansım benim için sürpriz değil. Aslında burada normalde yaptığımdan daha az şey yapıyorum çünkü takımda çok fazla iyi oyuncu var. Kariyerimde maç başına 30 dakika oynamaya alışkınım, burada 17-18 dakika oynuyorum. İnsanlar bu yüzden bana sürekli ‘daha az oynamak nasıl hissettiriyor?’ diye soruyorlar. Bense ‘sorun yok, böyle işim daha kolay’ diyorum (gülüyor). Artık eskisi kadar pozisyon yaratmak zorunda değilim. Artık ikili sıkıştırma gelmiyor, tüm kariyerim boyunca ikili sıkıştırmaya karşı oynadım. Dolayısıyla benim için işler daha az yıpratıcı. Elbette EuroLeague’deyim, seviye daha yüksek ama benim için daha kolay çünkü sorumluluklarım daha az.”
Fenerbahçe Beko’yla yeni sözleşme imzalayıp imzalamayacağı konusunda tecrübeli oyuncu, şu ifadeleri kullandı:
“Henüz kulüple konuşmadım ama Avrupa’nın nasıl olduğunu biliyorum. Bazen yaşınız ilerlediğinde bunu bir koz olarak kullanmaya çalışabiliyorlar. Yine de büyük resme bakmak gerekiyor. Performansım yaşlandı mı? Sahada yaptığım etki yaşlandı mı? Galibiyetlere yaptığım etki yaşlandı mı? Pek sanmıyorum. Bence kimliğimdeki yaş kısmının üstünü kapatırsanız bu yaşta olduğumu tahmin etmezsiniz. Takıma gelip ayrılanlar oldu, sakatlıklar oldu. Bense hep istikrarlı bir güç oldum. Bence bu durum, bana dair bir şeyleri garanti ediyor. Kontrat uzatma ve iyi bir maaş adına. Yine de bu konu hakkında endişelenmiyorum, sadece sahaya çıkıp işimi yapıyorum. Bence yapmam gerekenleri yapmaya devam edersem birileri beni isteyecektir. Umarım bu takım Fenerbahçe olur ama olmazsa da oynadığınız her maç, kendinizi göstermek için bir fırsattır. Yani bir iş görüşmesi gibi. Elbette gelecek sezon Fenerbahçe’ye geri dönmek isterim ama sporu anlıyorum. İşlerin nasıl yürüdüğünü anlıyorum. Dolayısıyla burada kalamazsam yine de iyi performanslar sergilemeye devam edip başka bir takımda yola devam edebilirim.”
Kardeşi CJ ile Avrupa’da oynama hayali gerçekçi olup olmadığı konusunda Errick McCollum şunları söyledi:
“Bence gerçekçi bir hedef değil çünkü CJ, halen NBA’de en iyi dönemlerini geçiriyor. Çok fazla para kazanıyor, muhtemelen EuroLeague’in en iyi takımlarından birinin bütçesi kadar para kazanıyor. Muhtemelen ona yakın bir şeydir. Dolayısıyla (Avrupa’ya gelmesi) çok zor olur. Ayrıca kontratında birkaç sene daha var, bence yeni kontrat da imzalayacaktır. Henüz sadece 33 yaşında. Örnek olarak beni almak gerekirse muhtemelen benim gibi uzun bir kariyeri olacaktır, benzer vücut yapılarına sahibiz. Vakti geldiğinde ona işin tüm sırlarını anlatacağım, neler kullandığımı ve neler yaptığımı anlatacağım. Tüm bunlar kariyerini uzatmasına yardımcı olacaktır. Ayrıca eşi ve iki çocuğu var, kolay değil. Bir anda Avrupa’ya hayatlarının tamamen değişmesi kolay değil. Muhtemelen ailesi Amerika’da daha rahat olacaktır. Benim ve ailem için Avrupa’da olmak normal, zaten yıllardır buradayız. CJ ve ailesi içinse Avrupa’ya gelmek, her şeyin değişmesi anlamıma gelir.”
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!
EuroLeague gündemindeki son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!