NBA: 30 Takımın 2020’den Beri Yaptığı En Büyük Hatalar

25/Tem/25 12:55 Temmuz 25, 2025

Meliksah Bayrav

25/Tem/25 12:55

Eurohoops.net
Source: https://www.nbcnews.com/news/sports/luka-doncic-73-points-dallas-mavericks-rcna135985 

Eurohoops Çeviri, NBA takımlarının son beş senedeki en büyük hatalarına bakış atıyor.

by Eurohoops Team / info@eurohoops.net 

Eurohoops Türkiye’yi YouTube’da takip etmek için tıklayın!

Eurohoops Türkiye’nin Instagram hesabını takip etmek için tıklayın! 

22 Temmuz 2025 tarihinde ESPN’de yayınlanan bu yazı, uyarlanarak Türkçe’ye çevrilmiştir.

NBA, flaş hamlelerle ünlenmiş bir lig. Takımlar, şampiyonluk için mücadele edebilmek adına takasları, transferleri ve draft seçimlerini doğru yapmak zorundadır ve taraftar ilgisi çoğu zaman bu hamlelere, maçların kendisinden bile daha fazladır.

Bu hamlelerden bazıları ise olağanüstü başarılar getirir. Bunun için de iki NBA şampiyonuna bakmanız yeterli. Oklahoma City Thunder ve Boston Celtics; Shai Gilgeous-Alexander, Alex Caruso, Derrick White, Jrue Holiday, Al Horford, Kristaps Porzingis gibi oyuncuları ve Jalen Williams, Jayson Tatum ve Jaylen Brown’a dönüşen draft haklarını takasla elde ettiler. Diğer son şampiyonlar ise MVP oyuncularını 41. (Nikola Jokic) ve 15. (Giannis Antetokounmpo) sıradan seçtiler.

Öte yandan, bazı transfer hamleleri tam anlamıyla fiyaskoyla sonuçlanır. İşte biz de o kötü hamleleri mercek altına aldık.

NFL, MLB ve Premier League takımları için aynı çalışmayı yapmış ESPN’deki meslektaşlarımızın izinden giderek, 2020’li yıllarda şu ana kadar her NBA takımının yaptığı en kötü kararı öne çıkarıyor ve bu kararları en az zararlı olandan en zararlı olana doğru sıralıyoruz.

Burada önemli bir not: Bu hamleleri geriye dönüp bakarak, yani sonuçlarına göre değerlendiriyoruz. Bu yüzden zamanında mantıklı görünen hamleler de bu listeye dahil olabilir.

Hadi bu beş yıl içerisinde NBA takımlarının yaptığı en hatalı hamlelere birlikte bakalım.

Kademe 5: Ufak Çaplı Hatalar

isaiah-hartenstein-oklahoma-city-thunder

Cleveland Cavaliers – Isaiah Hartenstein’ı takımda tutmamak: 

Cleveland Cavaliers, LeBron James’in ikinci ayrılığının ardından yeniden bir şampiyonluk adayı oluşturma sürecinde bu on yılda pek fazla hata yapmadı. On yılın en üst sırasındaki draft hakkıyla Evan Mobley’i seçtiler (ve diğer birinci tur seçimlerinin çoğunu Donovan Mitchell için takasladılar), güçlü bir çekirdek kadro kurdular ve bu çekirdeği uzun vadeli sözleşmelerle takımda tuttular. Kulübün son büyük hatası, John Beilein’i koç olarak işe almak olmuştu, ama bu 2019 yılındaydı.

Daha küçük çapta bakıldığında ise, Cleveland’ın 2021 yılında Isaiah Hartenstein’a yeterlilik teklifi (qualifying offer) sunmamasından dolayı pişmanlık duyduğu kesin. O noktada zaten bir “gezgin oyuncu” olarak görülen Hartenstein, Houston Rockets tarafından serbest bırakılmış ve Denver Nuggets tarafından JaVale McGee karşılığında takaslanmıştı — bu da oldukça ironik çünkü Denver sonraki beş yılını Jokic’e uygun bir yedek pivot arayarak geçirdi.

Hartenstein, Cleveland’daki kısa süreli performansında potansiyelini gözler önüne serdi: 16 maçta 36 dakikaya oranla 17 sayı, 12 ribaund ve 5 asist ortalaması yakaladı. Ancak Cavaliers, Mobley’i draft ettikten sonra Hartenstein’a ihtiyaç duymadıklarını düşündü — ta ki onun bu potansiyelini LA Clippers, New York Knicks ve Oklahoma City Thunder formalarıyla sahaya yansıtıp, bir NBA şampiyonu için kritik bir katkı oyuncusuna dönüşmesini izleyene kadar.

Indiana Pacers: 2020’de Nate Bjorkgren’i takımın başına getirmek:

NBA tarihinde çok az koçluk dönemi, Nate Bjorkgren’in Indiana’daki görev süresi kadar hızlı ve kötü sonuçlanmıştır. Eski bir G League koçu ve NBA asistanı olan Bjorkgren — 2019’da Toronto Raptors ile şampiyonluk yaşamıştı — Indiana’nın tecrübeli oyuncularıyla çatışmaya girdi ve soyunma odasındaki kontrolü kaybetti. Pacers’ın başında geçirdiği tek sezonda, takım altı yıl aradan sonra ilk kez playoff’ları kaçırdı.

Bu hata, yalnızca 29. sırada yer alıyor çünkü sonuçta Pacers için olumlu bir gelişmeye kapı araladı. Bjorkgren yalnızca bir sezonun ardından görevden alındığı için, Pacers 2021 yılında yeni bir koç getirme şansına sahip oldu — tam da Rick Carlisle’ın Dallas Mavericks’ten ayrıldığı ve Indiana’ya geri dönmeye hazır olduğu dönemde.

New York Knicks: Evan Fournier’e 4 yıl için 73 milyon dolar vermek

New York Knicks, Evan Fournier’i, son iki sezonda maç başına 18 sayı ortalaması yakalayıp üçlüklerinin %40’ını isabetle atmasının etkisiyle bir “sign-and-trade” (imzala ve takas et) anlaşmasıyla kadrosuna kattı. Ancak New York’taki ilk sezonunda 80 maçta maç başına 14 sayı gibi makul bir ortalama yakalamasına rağmen, Fournier’in oyunu sonraki yıllarda adeta çöktü.

İkinci sezonunda sadece 27 maçta forma giydi ve maç başına 6 sayı ortalaması tutturabildi, playoff sürecini ise sakatlığı nedeniyle kaçırdı. Üçüncü sezonunda ise yalnızca üç maçta oynayıp maç başına 4 sayı ortalaması yakalayabildi; sezon ortasında Detroit’e takaslandı.

Knicks, Fournier ile dört yıllık bir sözleşme imzalamıştı. Buna karşın Fournier, sadece üç sezon içinde NBA’den tamamen çıktı ve Avrupa’da oynamaya başladı.

Portland: Jerami Grant’e 5 yıl için 160 milyon dolar vermek

Portland Trail Blazers ve Jerami Grant, 2023 yazında yeni bir kontrat üzerinde anlaşmalarından sadece bir gün sonra, Damian Lillard’ın takas talebinde bulunduğu haberi patlak verdi. Bu gelişmeyle birlikte, başlangıçta mantıklı görünen pahalı ve uzun vadeli sözleşme bir anda tamamen yersiz hale geldi çünkü tecrübeli forvet artık yeniden yapılanmaya giden bir kadroya uymuyordu.

İki yıl sonra, Grant’in performansı ciddi şekilde düşüşe geçti — geçtiğimiz sezon kariyerinin en kötü oranıyla %37 isabetle şut attı — ve Portland’ın kanat rotasyonunda Deni Avdija ve Toumani Camara gibi çok daha genç oyuncuların gerisinde kaldı.

Grant’in kontratı şu ana kadar Blazers’ın diğer hamlelerini engellemedi — ancak takım yükselişe geçerken, Jrue Holiday’nin yüklü kontratı da hesaba katıldığında ve Grant’in önümüzdeki üç sezon boyunca 102.6 milyon dolar daha alacağı düşünüldüğünde, bu sözleşme yakında kadro yapılanmasında ciddi bir engel haline gelebilir.

Utah Jazz: 2023 yazında Lauri Markkanen’i takaslamamak:

Donovan Mitchell ve Rudy Gobert takaslarının ardından yeniden yapılanmaya giden Utah Jazz, üç yıl sonra hâlâ Batı Konferansı’nın açık ara en zayıf kadrosuna sahip takımı konumunda. Takımın bu kadar uzun sürecek bir planı varken, şu anda 28 yaşında olan Lauri Markkanen’in hâlâ Utah için anlamlı bir parça olup olmadığı belirsiz.

Asıl sorun ise Markkanen’in takas değeri, iki yıl önce — yıldızlaştığı ve En Çok Gelişme Gösteren Oyuncu (MIP) ödülünü kazandığı dönemde — şu an olduğundan çok daha yüksekti. O dönem büyük bir çıkış yapmışken, şimdi hem yeni ve büyük bir kontrat imzaladı hem de kısa süren All-Star seviyesinden geriye düştü. Markkanen, 2022-23 sezonunda maç başına 26 sayı ve %50 isabet oranıyla oynarken, geçtiğimiz sezon bu rakamlar 19 sayı ve %42 isabete geriledi.

Charlotte Hornets: Gordon Hayward’a 4 yıl için 120 milyon dolar vermek:

Charlotte Hornets, genellikle serbest oyuncu döneminde büyük harcamalar yapmasa da, 2020 yılında gerçekleştirdikleri bir “sign-and-trade” hamlesiyle önemli bir adım attılar. Bu on yılın altı yaz döneminde, takımlar arasında transfer olup Hayward’dan daha fazla para kazanan yalnızca iki serbest oyuncu oldu: Paul George (Philadelphia’ya) ve Fred VanVleet (Houston’a).

Ancak Hayward’ın sağlığı giderek bozuldukça, beklentilerin çok altında kaldı. Tecrübeli forvet oyuncusu, Charlotte kadrosundayken takımın maçlarının yalnızca %59’unda forma giyebildi ve performansı her sezon düşüş gösterdi. Hornets, Hayward kadrodayken hiç playoff yapamadı ve bu süreçte oynanan iki play-in maçında da Hayward sakatlığı nedeniyle forma giyemedi.

Sonunda Charlotte, Hayward’ı sözleşmesinin son yılında takasladı ve karşılığında başı Tre Mann ve ikinci tur draft haklarının çektiği bir paket aldı.

LA Clippers: Beş senedir rol oyuncusu geliştirememek:

Eğer bu değerlendirmeye bir yıl daha erken başlasaydık, LA Clippers muhtemelen listenin en üst sıralarında yer alırdı — çünkü 2019’daki büyük Oklahoma City Thunder takasıyla Shai Gilgeous-Alexander ve bir yığın draft hakkını göndermişlerdi. Ancak 2020’li yıllara bakıldığında, Clippers yönetiminin tekil olarak öne çıkan büyük bir hatası yok.

Bunun yerine, takımın hatası daha genel bir soruna dayanıyor: Kawhi Leonard ve Paul George’u destekleyecek genç kanat oyuncularını geliştirememek. (Pivot pozisyonunda işler daha iyi gitti; Ivica Zubac ve bir sezonluk Isaiah Hartenstein performansı buna örnek.) James Harden’ın takıma katılmasına kadar, Clippers’ın bu on yıldaki playoff başlangıç beşlerindeki arka alan oyuncuları Reggie Jackson, Patrick Beverley, Landry Shamet, Russell Westbrook ve Eric Gordon gibi isimlerden oluşuyordu — bunlar da açıkçası şampiyonluk hedefleyen bir takımın lider gardları sayılmaz.

Elbette Clippers, Oklahoma City ile yapılan 2019 takası nedeniyle bu on yılda kayda değer bir draft hakkına sahip değildi. Ancak ellerine geçen iki geç birinci tur hakkıyla da (Keon Johnson ve Kobe Brown) isabetli seçimler yapamadılar. Ayrıca, düşük profilli ancak potansiyelli bir kanat oyuncusu da keşfedemediler. En yakın örnek, 2019’da ikinci turdan seçilen Terance Mann’dı. Kariyerinin başlarında umut verici sinyaller vermesine rağmen, bu yılın başlarında — kısmen kontratı nedeniyle — birkaç ay içinde iki kez takaslandı.

Kademe 4: Draft Felaketleri

Oklahoma City Thunder: Draft’tan sonra (2020,21) dört rotasyon oyuncusunu takaslamak:

En iyi genel menajerler bile bazen kötü takaslar yapar. Şampiyonluk adayı bir kadronun ve potansiyel bir hanedanın usta mimarı olan Sam Presti için de durum böyle. Her ne kadar genel anlamda etkileyici bir kadro inşa etmiş olsa da, takaslar konusunda zaman zaman hataya düşebiliyor.

Presti’nin insani zaaflarını gözler önüne seren üç draft takası bu durumu özetliyor. 2020 yılında, 25 ve 28 numaralı seçim haklarını 17. sıra için takasladı — bu hamleyle geleceğin ilk beş oyuncuları Immanuel Quickley ve Jaden McDaniels’ı elinden çıkarıp, Oklahoma City’e Aleksej Pokusevski’yi getirdi.

2021’de, 36. sıradan 32’ye yükselerek Jeremiah Robinson-Earl’u seçti; oysa o sırada yedek oyun kurucu olarak hâlâ NBA’de katkı veren Miles McBride gibi bir ismi seçme fırsatı vardı.

En kötüsü: yine 2021’de 16. sıradan seçtiği Alperen Şengün’ü — Pokusevski’nin aksine beklentileri karşılayan Avrupalı bir uzun — Houston Rockets’a iki gelecekteki draft hakkı karşılığında gönderdi. Bu hakları ise bir yıl sonra Ousmane Dieng’i almak için kullandı.

Özetle, Presti bir All-Star pivotu (Şengün), bir All-Defensive kanat oyuncusunu (McDaniels) ve iki kaliteli gardı (Quickley, McBride) takas edip karşılığında Pokusevski, Robinson-Earl ve Dieng’i aldı. İlk iki oyuncu artık Thunder kadrosunda bile değil, Dieng ise derin rotasyonda yer alan bir yedek.

Yine de, Presti aynı zamanda bir MVP’yi (Shai Gilgeous-Alexander) takasla kadroya kattı ve Chet Holmgren ile Jalen Williams’ı aynı gece draft ederek NBA’in en iyi takımlarından birini oluşturdu. Büyük başarılar, tüm hataları gölgede bırakabiliyor.

Houston Rockets: Evan Mobley yerine Jalen Green’i seçmek

Green, bu kategoride bahsedilen diğer hatalı seçimlerden daha iyi bir oyuncu. Ancak onun seçilmesinin fırsat maliyeti de daha yüksekti; çünkü Rockets, 2021 NBA Draftı’nda 2. sıradan Jalen Green’i seçtikten hemen sonra 3. sıradan Evan Mobley seçildi.

Bu karar, sonunda Rockets’ın lehine sonuçlanabilir. Zira Green, bu yaz Houston’ın Kevin Durant’i kadroya katmak için yaptığı takasın merkezindeki isimdi. Ayrıca, Rockets 2021 Draftı’nda daha sonra Alperen Şengün’ü seçerek başka bir All-Star potansiyeline sahip uzun oyuncuyu da kadrosuna kattı. Eğer Durant–Şengün uzun rotasyonu, Rockets’ı gelecek sezon NBA Finalleri’ne taşırsa, 2021 Draftı bir “kaçırılmış fırsat” olarak değil, takımın yeniden yapılanmasında kritik bir dönüm noktası olarak anılacak.

Yine de şu an için, Green yerine Mobley seçilmiş olsaydı Rockets nasıl bir takım olurdu diye düşünmemek elde değil — özellikle de başantrenör Ime Udoka yönetiminde savunma kimliğiyle öne çıkan bir takım yapısı göz önüne alındığında. Üstelik Mobley, şu anda ligin En İyi Savunmacısı (Defensive Player of the Year) unvanına sahip. Belki sadece Amen Thompson hariç tutulursa, Mobley Rockets’ın elindeki tüm genç yapı taşlarından daha yüksek bir potansiyele sahip.

Boston Celtics: 2020’de Desmond Bane’i takaslamak

Bu hamle, yapıldığı dönemde makul bir karardı: Celtics‘in kadrosunda bir genç oyuncuya daha yer yoktu ve Desmond Bane’in draft haklarını takas ederek maaş boşluğu açtılar. Kimse, 30. sıradan seçilen bir oyuncunun bir gün dört birinci tur draft hakkı karşılığında takas edilecek seviyeye geleceğini tahmin etmiyordu.

Ama Bane gerçekten o seviyeye ulaştı — ve Boston, son beş yıl içinde onu kadrosunda fazlasıyla kullanabilirdi. Kendi pozisyonu için sağlam bir savunmacı olan ve kariyeri boyunca %41 üçlük isabetiyle oynayan Bane, Celtics’in sistemine mükemmel uyum sağlayacak bir oyuncuydu.

Orlando Magic: Jett Howard’ı Draft etmek

Kariyerinin ikinci sezonunda, 11. sıradan seçilen Jett Howard maç başına yalnızca 3.8 sayı ortalamasıyla oynuyor ve üçlüklerinde sadece %29 isabet oranına sahip. İki playoff serisinde toplamda yalnızca 14 dakika süre aldı.

Howard’ın seçimi, Orlando Magic açısından üç temel nedenden dolayı tam bir fiyasko oldu:
Birincisi, o dönemde bile bu seçim erken ve riskli olarak değerlendiriliyordu (Howard, ESPN’in son mock draft’ında 20. sıradaydı) ve bu risk şu ana kadar kesinlikle karşılığını vermedi.

İkincisi, Howard’ın gelişiminin duraksaması, özellikle Orlando için büyük bir sorun; çünkü takım onun gelmesinden bir sezon önce üçlük yüzdesinde NBA’de 25. sıradaydı, çaylak sezonunda 24. sıraya çıktı ve geçen sezon lig sonuncusu, yani 30. sıraya geriledi. Howard’ın bu uzun süredir devam eden dış şut sorununu çözebileceği düşünülüyordu — ama bir katkı sağlayamadı.

Üçüncüsü ise, Howard’ın hemen ardından seçilen oyuncular arasında Dereck Lively II (12), Gradey Dick (13), Jordan Hawkins (14) ve Brandin Podziemski (19) gibi isimler var — bu oyuncuların tamamı NBA’de şu ana kadar Howard’dan çok daha fazla katkı verdi.

San Antonio Spurs: 2021’de Joshua Primo’yu seçmek

San Antonio Spurs, 2021 NBA Draftı’nda 12. sıradan Josh Primo’yu seçti. Primo, Spurs formasıyla maç başına 5.9 sayı ortalaması tutturduktan sonra, Ekim 2022’de bir kadın Spurs çalışanına karşı ‘teşhir’ iddialarının ardından takımdan gönderildi.

Spurs’un bu on yıldaki diğer lotarya seçimleri ise çeşitli seviyelerde başarılı oldu: Devin Vassell (11. sıra), Jeremy Sochan (9), Victor Wembanyama (1) ve Stephon Castle (4). 2025 Draft’ından seçilen Dylan Harper (2) ve Carter Bryant’ın (14) nasıl bir performans göstereceği ise henüz bilinmiyor.

Ancak Primo seçimi, birçok açıdan başarısızlıkla sonuçlandı. Hem saha içinde beklenen gelişimi gösteremedi, hem de saha dışındaki davranışları nedeniyle kulüple ilişiği kesildi. Dahası, Primo’nun hemen ardından seçilen kanat oyuncuları arasında Moses Moody (14), Corey Kispert (15), Trey Murphy III (17) ve Jalen Johnson (20) gibi NBA’de ciddi katkılar veren isimler yer alıyor. Bu da seçimin ne kadar yanlış olduğunu daha da netleştiriyor.

Washington Wizards: 2022’de Johnny Davis’i seçmek

2020 ile 2023 arasında seçilen lotarya oyuncuları arasında, kariyer artı-eksi istatistiği açısından en kötü performans Johnny Davis’e ait. 2022 Draftı’nda 10. sıradan seçilen Davis, bu istatistiğe göre Washington Wizards’ı 100 pozisyonda tam 6.2 sayı daha kötü hale getiriyor — bu, fazlasıyla çarpıcı bir negatif etki.

Diğer istatistikleri de pek iç açıcı değil: maç başına 3.5 sayı, 0.6 asist ve 11.4 dakika ile oynayan Davis, %40 saha içi, %27 üçlük ve %56 serbest atış isabeti gibi zayıf şut yüzdelerine sahip. Her piyango seçimi yıldız olmayabilir, ama çok azı Davis kadar dramatik biçimde başarısız olur.

Bu seçimi daha da kötü kılan şey ise, Wizards’ın Davis’i seçerken kimleri kaçırdığı. 2022 Draftı’nda Davis’ten sadece iki sıra sonra seçilen gard Jalen Williams, şu anda ligin en parlak genç oyuncularından biri konumunda. Bu da Washington için bu tercihi hem saha içi katkı hem de geleceğe yatırım açısından çok daha ağır bir hata haline getiriyor.

Golden State Warriors: 2. sıradan James Wiseman’ı seçmek

Kevin Durant’in Brooklyn’e gitmesinin ve Klay Thompson ile Stephen Curry’nin sakatlandığı o boş geçen sezonun ardından, Warriors 2. sıradan seçim hakkı elde ederek nadir bir fırsat yakalamıştı: Hem Curry’yi yeniden finallere taşıyacak, hem de onun düşüşe geçeceği döneme hazırlık sağlayacak genç bir yıldız adayını takıma katmak.

İlk kısım en azından Wiseman sayesinde değil, Wiseman’a rağmen tuttu. Warriors, genç pivotun hiçbir maçta oynamadığı 2021-22 sezonunda şampiyon oldu; çünkü Wiseman o sezonu menisküs yırtığı nedeniyle tamamen kaçırdı. Zaten ham ve tecrübesiz olan Wiseman, savunmada da büyük açık veriyordu ve sakatlıkları, Warriors’ın kendine has sistemini öğrenmesini neredeyse imkânsız hale getirdi. Ertesi sezon, Golden State onu undrafted (draft edilmemiş) olan ama Steve Kerr’ün güvenini kazanabilecek nitelikte bir oyuncu olan Gary Payton II karşılığında takas etti.

Warriors açısından bakıldığında, 2020 draftı COVID-19 pandemisinin etkisiyle olağan dışı bir süreçti. Ancak Golden State, geleceğini şekillendirmek için sahip olduğu en iyi draft hakkıyla James Wiseman’ı seçerek, 3. sıradan seçilen LaMelo Ball ve 12. sıradan seçilen Tyrese Haliburton gibi isimleri pas geçti. Nitekim Haliburton, bir röportajında Warriors’ın daha düşük bir sıradan seçimi olsaydı kendisini alacaklarına inandığını da belirtmişti.

Altı yıl sonra, Warriors hâlâ Curry’nin zirve halinden birkaç yıl daha verim almaya çalışıyor, çünkü artık ortada bir “veliaht planı” yok. Wiseman seçimi, Curry sonrası döneme geçiş için büyük bir fırsatın kaçmasına yol açtı.

Tags NBA