by Lee Escobedo / info@eurohoops.net
Bu yazı 22 Ekim 2025 tarihinde Bleacher Report’ta yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
Eurohoops Türkiye’yi YouTube’da takip etmek için tıklayın!
Eurohoops Türkiye’nin Instagram hesabını takip etmek için tıklayın!
Her basketbol koçunun üstündeki baskı acımasız ve kaçınılmazdır.
NBA koçlarından, milyar dolarlık markaları ve dengesiz süperstar egolarını anlık tatmin üzerine kurulu bir atmosferde yönetmeleri beklenir. Verilen her mola, yapılan her açıklama, her oyuncu değişikliği ve her beş seçimi, o meşhur “dönen kapı”yı yeniden çevirebilir.
Artık bu iş “görevlendirilip kovulmak” anlamına geldiğinden, 2025-26 sezonuna girerken tüm 30 NBA başantrenörünün konumunu değerlendiriyoruz.
Bu sıralama popülerlik veya potansiyele göre değil — saf bir “yatırıma karşılık getiri” ölçütüne göre yapıldı.
En ağır basan kriter, şampiyonluklardır. Ardından tutarlılık gelir: playoff başarıları, galibiyet yüzdeleri ve kadro değişimlerine rağmen sürdürülen mükemmellik.
Ve elbette “insani faktör” vardır: süperstarları idare etmek, takas dramalarını atlatmak, takım içi huzursuzlukla başa çıkmak ve zaman zaman rakiplerin üzerine basarak ilerlemek.
Bu sıralamada bazı isimler efsaneler, bazıları ise yeni sesler olacak. Ancak bugünün NBA’inde herkes sadece son kazandığı seri kadar iyidir.
30. Jordan Ott — Phoenix Suns
Normal sezon derecesi: 0–0
Playoff derecesi: 0–0
Deneyim: İlk sezonu
Final tecrübesi: Yok
Şampiyonluk: Yok
Yılın Koçu ödülü: Yok
Jordan Ott, tam anlamıyla bir barut fıçısının içine adım atıyor. Suns hâlâ potansiyel açısından zengin, sabır açısından fakir bir takım; tek yıldız Devin Booker’ın etrafında şekilleniyor. Kevin Durant kumarı patladıktan sonra sabır kalmadı ve sonuç baskısı tavan yaptı.
Bu ay 29 yaşına girecek Booker, son üç yılda dördüncü koçuyla çalışacak. Çaylak koç Ott, sınırlı kadro esnekliğini devralıyor. Savunma kökenli geçmişi ve Kenny Atkinson’ın yardımcısı olarak geçirdiği yıllar ona güvenilirlik kazandırıyor, ancak yardımcıdan başantrenörlüğe geçişin büyüklüğü hafife alınamaz.
Ott, ligde en alt sırada çünkü hakkında henüz hiçbir şey bilmiyoruz. Deneyimin kazandığı bir ligde, potansiyel yetmez — özellikle de son iki koçu (Frank Vogel ve Mike Budenholzer) şampiyonluk yüzüğüne sahip olup birer yıl sonra gönderilen Phoenix’te. Eğer Booker’ın güvenini erken kazanır ve dört yeni ilk beş oyuncusuyla bir düzen oluşturabilirse, adı hızla yükselebilir. Ama şimdilik listenin en altından başlıyor.
29. Jordi Fernandez — Brooklyn Nets
Normal sezon derecesi: 26–56
Playoff derecesi: 0–0
Deneyim: Bir sezon
Final tecrübesi: Yok
Şampiyonluk: Yok
Yılın Koçu ödülü: Yok
Nehir karşısında Madison Square Garden’ın ışıkları parıldarken, Brooklyn’de Jordi Fernández ikinci sezonuna giriyor — hâlâ Knicks’in gölgesinden çıkamayan bir franchise’ın başında.
Bu yaz beş birinci tur seçimiyle Nets tam bir yeniden yapılanma modunda. Kadro umut verici ama belirgin bir “bir numaralı opsiyon”dan yoksun. Geçen sezonun en skorer ismi Cam Thomas, yalnızca bir yıllığına geri döndü.
Fernández’in gelişim odaklı geçmişi, bu belirsiz döneme uygun bir seçim. Görevi, Durant–Irving–Harden döneminin çöküşünden bu yana kimliğini arayan bir takıma hesap verebilirlik kazandırmak.
İlk sezonunda tempolu, “pace-and-space” odaklı bir sistem kurdu; topu boyalı alana indiren ve hızlı üçlükler üreten bir hücum felsefesi. Bu yapı, çoklu top yönlendiricilere ve erken aksiyonlara dayalıydı — hareketli hücumun temel ilkeleri. En iyi dönemlerinde Brooklyn, ligin en verimli hücumları arasında yer aldı ve üçlük isabetinde kulüp rekorları kırdı.
Ancak yarı saha hücumlarında düzen bozuldu; net bir “closer” olmadan oyun dağıldı. Bu yaz dört gard seçilmesi, Fernández’in çoklu gard-temelli “drive-and-kick” oyununu sürdürme niyetinde olduğunu gösteriyor. Spacing mantıklı, plan sağlam. Ama asıl soru şu: yarı sahada istikrarı sağlayabilecek mi, yoksa sabır tükenene kadar mı sürecek?
28. Brian Keefe — Washington Wizards
Normal sezon derecesi: 26–95
Playoff derecesi: 0–0
Deneyim: Bir sezon
Final tecrübesi: Yok
Şampiyonluk: Yok
Yılın Koçu ödülü: Yok
2020’den bu yana Wizards, koç değişimlerini mevsim değiştirir gibi yaptı — Wes Unseld Jr., Scott Brooks ve şimdi Brian Keefe. Keefe, geçen sezonun ortasında göreve gelerek takımı bir nebze istikrara kavuşturdu.
Thunder kökeni (yapı, istikrar ve oyuncu gelişimine odaklı) bir “kültür inşası” planını beraberinde getiriyor — Washington’un fazlasıyla ihtiyaç duyduğu bir yönelim. Son yıllardaki başarılı draft tercihleri sayesinde Keefe, Alex Sarr, Tre Johnson, Bub Carrington ve Bilal Coulibaly gibi genç savunmacılardan oluşan sağlam bir iskeletle çalışıyor.
Hücumda Keefe, daha modern bir “okuma ve reaksiyon” sistemine geçti; kat hareketleri, spacing ve prensip odaklı kararlar ön planda. Lineupları rakip eşleşmelere göre değiştirdi ve top paylaşımını hızlandırdı.
Keefe, “topu paylaştığımız gecelerde doğru yolda olduğumuzu biliyorum” diyerek takımın kimlik kriterini net tanımladı. Washington hâlâ yenilgi alıyor ama artık daha organize. Bu yüzden Keefe, Fernández’in bir sıra üzerinde. Yeniden yapılanma yıllar alacak; Keefe’nin de bu listede yükseleceği süreç gibi.
27. Doug Christie — Sacramento Kings
Normal sezon derecesi: 27–24
Playoff derecesi: 0–0
Deneyim: Bir sezon
Final tecrübesi: Yok
Şampiyonluk: Yok
Yılın Koçu ödülü: Yok
Eski bir oyuncu ve yardımcı koç olarak saygı gören Doug Christie, Mike Brown döneminde oyuncularla koç ekibi arasında bir köprü görevi görmüştü. Onun terfi etmesi, Sacramento yönetiminin “süreklilik” arzusunu yansıtıyor.
Christie’nin geçici görev süresinde Kings, hücum verimliliğinde ilk 10’da kaldı; saha içi ve üçlük yüzdesinde 10’uncu, sayı ortalamasında 11’inci sıradaydılar.
Sacramento’nun kimliği hâlâ hızlı, hareketli ve Sabonis’in dirsekten oyun kurduğu bir hücum sistemi. Dennis Schröder’in gelişi, hücumun yönlendirilmesine istikrar katacak. Ancak Keegan Murray takımın en iyi oyuncusuna dönüşene kadar, playoff yarışında tavanları “play-in” seviyesi olmaya devam edecek.
Christie, savunma sertliği kazandırabilirse (geçen yıl savunma verimliliğinde 22’nciydiler), bu terfi bir fark yaratabilir. En azından hücumu playoff seviyesinde işliyor — bu da onu Keefe’nin önüne koyuyor.
26. Tuomas Iisalo — Memphis Grizzlies
Normal sezon derecesi: 4–5
Playoff derecesi: 0–4
Deneyim: Bir sezon
Final tecrübesi: Yok
Şampiyonluk: Yok
Yılın Koçu ödülü: Yok
Tuomas Iisalo’nun hücum kimliği, cesur ve yüksek tempolu bir anlayışı yansıtıyor. Paris’te EuroCup’ta kırdığı rekorlar, Memphis’in uzun süredir eksik olduğu öğretici netliği beraberinde getiriyor.
“Speed kills (hız öldürür)” mottosuyla takımını hızla oynamaya teşvik ediyor. Yardımcı antrenör olarak görev yaptığı dönemde Memphis, spacing ve hızlı pas zincirleriyle ligin en patlayıcı hücumlarından birine dönüştü.
Iisalo’nun sisteminde uzun oyuncular değişken roller üstleniyor; bu da Zach Edey’in ayak oyunları ve pas becerileri açısından umut verici. Henüz dokuz maçlık başantrenör deneyimi olsa da, topu yeniden Ja Morant’ın eline verdiği net.
Iisalo’nun Avrupa kökenli yaratıcılığı, onu Christie’nin önüne ama Mitch Johnson’ın arkasına yerleştiriyor.