Chris Paul’un LA Clippers’tan Ayrılığı: Bu Süreçte Neler Yaşandı?

17/Ara/25 15:49 Aralık 17, 2025

Meliksah Bayrav

17/Ara/25 15:49

Eurohoops.net
chris-paul-los-angeles-clippers
Issac Baldizon/NBAE / Getty Images / Ideal Image

Eurohoops Çeviri, Chris Paul’un Los Angeles Clippers’tan beklenmedik ayrılığına bakış atıyor.

by Eurohoops Team / info@eurohoops.net 

Eurohoops Türkiye’yi YouTube’da takip etmek için tıklayın!

Eurohoops Türkiye’nin Instagram hesabını takip etmek için tıklayın! 

16 Aralık 2025 tarihinde ESPN’de yayınlanan ve Ramona Shelburne tarafından kaleme alınan bu yazı, uyarlanarak Türkçe’ye çevrilmiştir

Chris Paul’ün Atlanta’dan Los Angeles’a, ertesi sabah özel uçakla yaptığı yolculukta kablosuz internet sorunsuz çalışıyordu. Paul ise bir gece önce apar topar eve gönderilmiş ve basketboldaki geleceği, belirsizliğe itilmişti.

LA Clippers başkanı Lawrence Frank’in, Paul’a kulüp tarihinin en büyük oyuncusuyla yollarını ayırdığını söylemesinin üzerinden yalnızca birkaç saat geçmişti. Oysa bu sezon, anlatı ve kader açısından Paul için ‘makul’ bir emeklilik turu olacaktı. Buna karşın sadece 21 maç sonra her şey bitti.

Bunun yerine sezon, 40 yaşındaki müstakbel Hall of Fame oyun kurucu ve takım için tam bir felakete dönüştü. Clippers‘ın derecesi 5-16’ydı ve Batı Konferansı’nda 14. sıradaydı.

Lig genelinde kafa karışıklığı hâkimdi. Clippers’ta, Paul’u deplasmanda gecenin bir yarısı acilen eve gönderecek kadar önemli ne olmuştu? Bu iş neden evde, bir hafta sonra çözülemeyecek kadar kötüye gitmişti?

Bu karar NBA’de pek çok kişiyi şaşırttı. Aralarında, ‘Lob City’ döneminde Paul’la birlikte takımı taşıyan ama 2017’de sona eren o çağdan bu yana Paul’le neredeyse hiç konuşmamış bir isim de vardı.

Blake Griffin ile Chris Paul’un ilişkisi en iyi zamanlarında bile soğuktu. Ancak son yıllarda buzların yavaş yavaş eridiğine dair işaretler görülmüştü. Medya üzerinden yapılan olumlu açıklamalar… Griffin’in, Paul geçen sezon NBA asist sıralamasında ikinci sıraya yükseldiğinde hazırlanan ‘tribute’ videosuna dahil olması…

Griffin, Paul eve uçarken ona bir mesaj attı. Paul’ün yaşadıklarını gerçekten anlayabilecek belki de tek kişi olduğunu biliyordu, yani bir zamanlar yüceltilmiş olduğu bir kulüp tarafından soğuk biçimde kapı dışarı edilmek.

Paul, uçağı iner inmez Griffin’i aradı. FaceTime üzerinden Lob City’nin üçüncü yıldızı DeAndre Jordan’ı da görüşmeye eklediler.

Bu, üçünün sekiz yıl sonra ilk kez bir araya gelişiydi; Paul’ün Houston’a takas edilmesiyle ve Griffin’in maksimum kontrat uzatmasını imzalamasından yalnızca altı ay sonra Detroit’e gönderilmesiyle biten Clippers döneminden bu yana ilk kez.

Bu “travma bağı”nın, yıllardır aralarında kalan her şeyi gömdüğü gerçeği hiçbirinin gözünden kaçmadı. Paul, üç eski Clippers oyuncusunun gülümseyerek yer aldığı FaceTime ekran görüntüsünü Instagram’da paylaştı.

Ortaya çıkan absürtlüğe güldüler.

Griffin emekli oldu ve televizyonda başarılı bir kariyere geçti. Jordan, New Orleans Pelicans’ta kariyerinin son demlerini bençin sonunda geçiriyor. Paul ise, bir gece önce Lawrence Frank’in kendisine artık kararın kesin olduğunu ve kalmak için sunduğu hiçbir argümanın dikkate alınmadığını söylemesine kadar, Clippers’ta aynı şekilde veda edeceğini sanıyordu. Güzel bir hikâyeydi, ta ki öyle olmaktan çıkana kadar.

Ortaya çıkan tablo; yanlış hesaplar, kötü iletişim ve Batı Konferansı’nın kalabalık yapısında “sürpriz aday” olarak görülen bir takımın şok edici derecede düşük performansının zehirli bir birleşimiydi.

Herkes iyi niyetle yola çıkmıştı: Kariyerinin sonundaki, fikirlerini sakınmayan bir Hall of Fame oyuncusu, eski takımıyla son bir yolculuk yapmak istiyordu; takım ise, altı sezonda yalnızca bir konferans finaliyle sonuçlanan ve büyük baskı altında geçen Kawhi Leonard deneyiminin sonuna yaklaşırken, uzun süredir dolduramadığı liderlik boşluğunu eski yüzüyle kapatmayı umuyordu.

Ama NBA’de sonlar nadiren temiz ve acısız olur. Bu son da — hem oyuncu hem takım için — spordaki en yanıcı karışımdan doğdu: Yanlış algılar ve işlev bozukluğu.

Chris Paul’ün Los Angeles’a dönüşü, neredeyse baştan itibaren başarısızlığa mahkum olmanın ötesinde, Clippers için bugünkünden bile daha zorlu bir geleceğin habercisi olabilir.